Şimdi ben yalnızlık bozkırlarında küçük bir nokta gibiyim.Seninle büyüyor özlemlerim ve sensizliğimi unutuyorum, çoğaltarak seni yüreğimde.
Doğanın ışıklarını görmeden, içimdeki seninle kavrulacağım.Yaktıkça özlemin beni, seni yaşayacak ve sende kaybolacağım... Belki bir tan basımında kuşlar uyanmadan...ya da gecelerin en suskun bir yerinde sensizliğin magmalaşan özlemi ve bekleyişleri öldürecetir beni...
Olsun! Sevi uğruna ölmek sonsuzluğun güzelliklerini taşır toprağın ana rahmine...
İçini dinle; sözcükleri sitem, sözcükleri kor ateş ve sözcükleri susuz çiçeklerin feryadını yansıtan şarkılar tınılıyorsa yüreğinde...Sana duygularımdan yaşıyan birer ağıttır bu şarkılar...Duyuyormusun?
Birşeyler arandım, bilemediğim bir şeyler... Bulduğumu sandım çoğu kez...Yanıldım... Yanıltıldım...Korkunç karanlıklar taşırmış meğer göksünde yıldızların kaykay oynadığı yanılgılar...
Yine mi aldattı düşlerim beni? Öyleyse hiçbir yanılgımda yaşamadığım ve senden yana zonklayıp devinen, o yalnızlık bozkırlarında benliğimi sarıp-sarmalayan sarı sancılı dolama... Nedir?
Şiirlerinin birinde bir serçe alayı vardı. Düş sokaklarında gezinen. Seni ilk orada görmüş, tanımıştım.Yalnızdım o düşler sokağında, yapayalnız... Sonra yolumu gecelere çıkardı o sokak... Aydınlığı eksik olmayan gecelere... Yürüdüm... Birlikte yürüdük bu sokakta günler ve geceler boyu...Mutluca ve korkusuz... Ve gittikçe annacıma duvarlar örülür oldu... Sokağımız çıkmazlara dayandı... Orada kalakaldım bir başıma...
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim, onlar da gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı herşeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta