Bir şeyleri yoluna koydum derken tam
kedim Mayıs öldü:
aşırı tembellikten olsa gerek
ne kimse başsağlığı diledi
ne kapımı çaldı bir dost yürek
kavgalı olmasaydık seni düşünürdüm
avuçlarında ağlamayı düşünürdüm hüngür hüngür
belki de hiçbir şey söylemez, kollarında ölürdüm.
Haziran'a astım gözlerimin yaşını
kıyıda köşede kalmış birkaç mandalla
salonda piyano, balkonda fesleğen
yalnız ben değilim anla, seni özleyen
keşke temmuz olmadan çıkıp gelsen
yeter, hançerini göğsümde büyüttüğün
bu kaçıncı ağustos, bu kaçıncı ölüm?
Her sonbahar böyle mi olur?
ağaçlar sarı gözyaşlarını döker durur
kız kulesi mahzun, adalar yalnız
İstanbul bugün yorgun, üzgün ve yaşlanmış
merak etme, akşama doğru azalır yağmur
en sevdiğin rengi bile unuturum, sen de gidersin evine
seninle geçen günleri hiç yaşanmamış ayarım
belki bir çiçeğin öfkesi belki bir rüya derim
eskisi kadar güzel değil hem seni özlemek
ey ayrılık, yeter hançerini bana vurduğun!
İşte gözlerin, işte sen, işte gözyaşın
işte kopardığın gül, işte öfken
işte çektiğin hançer, işte sakladığın sır
ne sen zalimsin ne ben masum
ne İstanbul'a inanırım artık ne sana
yeter, kanıma girip durduğun!
Ben artık bu şarkıya eşlik etmiyorum!
Furkan BulutKayıt Tarihi : 4.8.2025 16:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!