Cennet kokusu gibi, içime dluyorsun.
Gökten nisan yağmuru, yere yağdığı zaman.
Nasıl da özlüyorum, burnumda tütüyorsun.
Gelen sensin sanırım, cama vurduğu zaman.
Yağmurlarla nefesim, kalın bir buğu tutar.
Seni cama çizerim, el yorulana kadar.
Sarar beni bir hüzün, ağlamak beni tutar.
Buğular çözülünce, yere değdiği zaman.
Salar beni maziye, sulardaki baluncuk.
Yüreğim deli dolu, ilk gün ki gibi çocuk.
Daldıkça günüm geçer, hayallerle yolculuk.
Adın bile yetiyor, akla geldiği zaman.
Islanırken pencerem, kokun üstüme siner.
Sindikçe acılarım, bir nebze olsun diner.
Dilim bağlanır susar, gönlüm her şeye küser.
Üzerimden kokunu, rüzgar çaldığı zaman.
Ne zaman yağmur yağsa, yağmurlar hasret kokar.
Belki bu yüzden yürek, yağmurlardan hep korkar.
Ben sana söylemiştim, gitme bu beni yıkar.
Hasretin yüreğime, girip dolduğu zaman.
Damlalara el sürüp, birer birer koklarım.
El değen her damlada, o sen misin yoklarım.
Yoksun diye üzülür, uzaklara bakarım.
Gözlerim yollarında, durup daldığı zaman.
Bir yağmurla gitmiştin, yağmurla gelmez misin?
Her yağmurda bekleyen, biri var bilmez misin?
Tesellim olur diye, rüyama girmez misin?
Rüyam seni görmeyi, arzuladığı zaman.
Yağmur yağdığı zaman, seni beklediğim an.
İçerimde bir korku, içerimde heyecan.
Yağmur yağdığı zaman, ölüp dirildiğim an.
Ölürüm sensiz gelip, sessiz gittiği zaman
Kayıt Tarihi : 18.4.2012 18:16:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!