Siz bir başlangıç bile değilken
yokken denemez çünkü vardınız
geyikler inerdi gözlerinize
ağaçlarınız fındık ve sincap
bu yüzden omuzlarınız
memeleriniz bir kitap gibi okunaklı
oluklara düşen sessiz damlalardı
Şimdi gidiyorsun, git
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim, onlar da gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı herşeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin
Devamını Oku
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim, onlar da gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı herşeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin
diz kelamı peş peşe,
sonra sat binonbeşe
Benim tarzım değil yani galiba ben net ne dediğini anlıyabileceğim şiirleri seviyorum.. Tabi herkesin zevki farklı olsa gerek, o yüzden saygı duyuyorum..
Memeleriniz bir kitap gibi okunaklı / oluklara düşen sessiz damarlardı. Bu iki mısra şiiri anlatmaya yetiyor.Saygılarımla.
BİÇİMDEN, KALIPTAN, KURALDAN, YOKSUN BİR ŞİİR!..
Hem şiirin başlığı, hem benim başlığım dikkat çekici olmalı.
Önce şiirin başlığına bakalım.
“Yağmur Başlangıcı”
Bizim edebiyatımızda genellikle bu tarz bir başlık pek kullanılmaz. Aslında yazılara ve şiirlere konulan başlıklar, o eserin okunmasında bile çok çok etkili olabilir. İlgi çeken, merak uyandıran başlıklar, “acaba ne yazılmış. ne anlatılmış” diye kendini okutabilir. Hatta zaman zaman öylesi başlıklar kullanılmış ki, konuyla uzaktan yakından ilgi kurmak bile imkânsızdır. Dediğim gibi amaç ilgi uyandırmak, okuyanı bir bakıma şoke etmek, şaşırtmak ve kendince düşündürmektir.
Bizim şiirimizde, başlık bir bakıma işlenen konunun mahiyetini, muhtevasını yansıtır.
İlgi çekici olması ise bir kat daha fazla okunmasını sağlayabilir.
*
Benim başlığım, çok doğru bir başlıktır aslında. Çünkü bu tarz, bu yol Garipçilerin benimsediği temel düşüncedir, temel yoldur.
Şiirde kalıplara, şeklerle, duygusallığa ve biçimciliğe yer vermek; şiiri belli kalıplara sokmak yerine, “KURALSIZLIĞI KURAL EDİNMEK” en doğru yol olacaktır.
Şiire de bakıldığı zaman bu görülecek ve okunduğunda da anlaşılacaktır.
Bizim şiirimizde genellikle konular da belirlidir. Dünya edebiyatında olduğu gibi ağırlıklı aynı konular işlenmiştir...
Aşklar, acılar, felaketler; kahramanlıklar, bellik kalıplar içinde “hece, aruz, ölçü ve şiir türlerinin biçim özelliklerine bağlı kalınarak” yazılan eserlerdir.
İyi de, şiir sadece kalıpçılık mı olmalıdır?
Serbest olamaz mı? Her konuda şiir yazılamaz mı? Halkımızın kullandığı kelimeler, deyimler, meseller ve hatta yerel kelimeler dilimizin, kültürümüzün bir parçası değil midir?
Şiir, sadece yıllardan beri kalıplanmış duyguların, aynı kalıplar içinde anlatılması mıdır?
İşte bu soruları kendi görüş ve bakışlarıyla değerlendirmişlerdir, Garipçiler ve bir araya gelerek kendilerine özgü bir şiir anlayışı ve kuralsızlıkta yeni bir bütünlük oluşturmuşlardır.
Şiiri bu gözle okur ve görürsek anlamamak olmaz sanırım.
*
Türk şiirine farklı katkılarından ve güzel eserlerinden dolayı değerli usta şairi rahmet ve minnet duygularımla yad ediyorum..
Eserleri hep okusun diyorum.
Eskiyi devam ettirmekle birlikte, yeniyi de denemeliyiz. Yeniliklere de açık olmalıyız.
Zaman; iyiyi, güzeli süzecek, bize en iyisini nakledecektir zaten.
*
Yoğurt’u nasıl yersiniz?
İster yoğurt olarak tüketin, ister ayran yapıp için, ister bir sebze yemeğinin üzerine dökerek yiyin…
Kim nasıl isterse o şekilde yiyebilir. Önemli olan yerken tat almak, fayda sağlamak değil mi?
Aşağı yukarı aynı muhtevaya benzer bir şiirimi eklersem, sanırım şiir daha da iyi kendini göstermiş olur.
*
HEPSİ YANDI
Bir göl kenarında
Bir tepenin ardında
Gözlerinin aynaya baktığı yerde
Yan yanayız
Bir metrekarelik alandayız…
Tebessüm merdivenlerinde
Adım adım ilerlerken arzularım
“Açıl susam açıl” dememe gerek kalmadan
Ardına kadar açılan masal kapısından
Tam girecektim içeri…
…
Dur hele! ..
Vakit henüz tamamdı! ..
…
Kızılın karaya düştüğü andı
Can da/yandı…
Canan da/yandı...
Hikmet Çiftçi
Eh şiir işte, 100 üzerinden 50 puan.
Herkes her şiirden anlayacak diye bir kaide veya düstur olmasa gerek.Aziz dostlarım,şiir veren ve şiir derleyenler ben bu şiirden anlamadım. Anlayan varsa 'büyük şair' diyebilirler.
Mehmet YUSUFLAR
Ölümünden buyana 24 yil gecsede hala siirlerini keyifle okudugumuz büyük sair.
Uzun lafın kısası, büyük şairdir Oktay Rıfat.
güzel bir şiir üstadı ve seçki kurulunu kutluyorum.eyvallah
memeleriniz bir kitap gibi okunaklı…
…ne çok müstehcen. Bana öyle geldi. Her ne kadar dişi ya da erkek ayırımı yapmasa da hiç kimsenin erkek memesinden bahsedeceğini zannetmiyorum ve bu yaşıma kadarda zaten görmedim, duymadım.
Bu şiir ile ilgili 14 tane yorum bulunmakta