renkli misketler koşturuyor önümsıralarcası; kaldırımlar, parklar, vitrinler, cam kadehi külahlar
sokaklar boyu ışıklı trenlerim kaldırım taşı vagonlarım, demirden betondan vücudum
bir kepenk beynim …..
kimi sönmek üzere kiminin bir sıkımlık canı, biri bağırıyor biri taşacak, delik açmış kabından
yürüyorum, gülüyorum, görüyorum olmadık sohbetler olmadık nağmeler;
önceden bildiğim bir şiir fakat yepyeni, bir masal büyümede
esnaf yok halk almış gitmiş kendini; kasa fişleri, çöpler, oyuncaklar, binbirçeşit karnaval havası
Seni bildim bileli,
ey balçık dünya,
başıma nice belâlar geldi,
nice mihnet, nice dert.
Seni sırf belâdan ibaret gördüm,
seni sırf mihnetten, dertten ibaret.
Devamını Oku
ey balçık dünya,
başıma nice belâlar geldi,
nice mihnet, nice dert.
Seni sırf belâdan ibaret gördüm,
seni sırf mihnetten, dertten ibaret.




Şiir, şehirde dolaşırken her şeyin gözünün önünde canlanıp bir karnaval gibi taşmasına benziyor. Okurken insan, kalabalığın içinde hem kendini kaybediyor hem de tuhaf bir şekilde daha çok buluyor.... Bu güzelliklerin dışında, yer yer o kadar taşkın ve kalabalık ki, okurken nefes alacak bir durak bulmakta zorlandım....
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta