"Gerçek Yüzüm Bu..."
Göster diyorsun ya...
“Gerçek yüzünü göster.”
İşte buradayım. Göstereyim sana...
Bu kalp neyle kırıldı, hangi kelimede sustu, hangi cümlede düştü yere, tek tek göstereyim istersen.
Yazdıkların gibi biri değilim diyorsun ya, evet...
Ben yazdıklarımdan çok daha fazlasıyım.
Çünkü yazmakla anlatılmıyor içimde tuttuğum her şey.
Bir satıra sığmaz sana verdiğim değer, bir kelime yetmez gözyaşımı anlatmaya.
Ben öyle yazdığım gibi değilim,
Ben yazamadıklarım kadar yaralıyım.
Senin gözünde ne olduğumu bilmiyorum ama
Ben sana bir ömrü göze alacak kadar cesur,
Kendimden vazgeçecek kadar sadık,
Seni her hâlinle kabul edecek kadar sevdalıydım.
Şimdi kalkıp diyorsun ki;
“Aslında böyle bir insansın, biliyor musun?”
Bilmiyorum…
Belki de ben gerçekten düşündüğün kadar kötü biriyimdir.
Çünkü kendini evli bir adama bırakan onun için çabalayan bir kadından daha aciz ne olabilir?
Beni sen böyle biri yaptın belki.
Ama seni öyle çok sevdim ki
Senin yüzünden kendimden şüphe eder oldum.
Bir kere olsun şunu sordun mu kendine:
“Bu kız beni neden bu kadar sevdi?”
Sordun mu: “Ben ona gerçekten ne verdim ki bunca şeye rağmen hâlâ buradaydı?”
Ve madem “gerçek yüz” diyorsun, al bak:
Gerçek yüzüm; sustuklarımda saklı.
Gerçek yüzüm; gece boyu dua ettiğim, sonra seni Allah’a emanet edip ağladığım anlarda gizli.
Gerçek yüzüm; beni öpüp sonra “başkasını seviyorum” dediğinde parçalanan kalbimde.
Gerçek yüzüm; sana ‘iyi ol’ diye ettiğim her duada, gözlerimi kapatıp seni düşündüğümde…
Sen benim gerçekliğime değil, kendi yargılarına inandın.
Sen beni değil, kafandaki bir silueti cezalandırdın.
Ama bil ki, ben senden önce kendimle yüzleşeli çok oldu.
İşte bu...
Benim sana gösterecek başka bir yüzüm yok.
Çünkü bendeki yüz hep sana dönüktü.
Senin bakmadığın yerdi sadece.
"Ben Böyle Bir Adama Âşık Oldum"
Yakından uzaktan alakam yokmuş...
Bunu bana diyen adama bir bak, sonra dön bana bak.
Beni ben yapan ne varsa, bir bir onun için şekillendi.
Dualarımın ortasında onun adı, umutlarımın başında onun hayali vardı.
Ben bu adama âşık oldum...
Yüzüme bakıp "yakından bile alakan yok" diyen birinin gözlerinde bir zamanlar kendi yansımamı görmüştüm ben.
O gözlerin içinde kaybolduğum günleri hatırlıyorum.
İçime sarılıp sustuğun, bana umutla bakan o gözlerin...
Şimdi nasıl olur da bana böyle bir cümle kurar?
Ben seni her şeyinle sevdim.
Bana sarıldığında dünyanın sesi kesiliyordu.
Ama sen beni sadece ihtiyacın olduğunda hatırladın.
Ben bir boşluğu doldurmak için değil, yanında bir ömür olmak için geldim.
Ve sen, beni sadece bir seçenek olarak gördün.
Şimdi dönüp bana diyorsun ki: “Alakan yok.”
Oysa ben senin acını sırtlandım, sessizliğini taşıdım.
Senin yerine sustum, senin yerine dua ettim.
Yokluğunda bile seni savundum.
Ben senin için kendimden vazgeçtim.
Ve hâlâ seni sevmekten utanmıyorum…
Ama seni sevmeme rağmen artık kendimden utanıyorum.
Ben sana yakından da baktım, içinden de geçtim.
Ama sen kendine bile yabancıyken, beni nasıl anlayacaktın?
İşte ben böyle bir adama âşık oldum...
Ve şimdi kendi kalbime acıyorum.
Cevapsız Kalmasın Diye
Bazı sözler vardır, insan sustukça içini çürütür. Bazı sessizlikler vardır, yıllar geçse bile içte yankılanır. Ben artık susmak istemiyorum. Çünkü sustukça sadece senin söylediklerin yankılanıyor, ben ise içinde kaybolduğum bir karanlığa dönüşüyorum.
Ben sana hiçbir zaman bir düşman gibi davranmadım. Ne kinle ne nefretle yaklaştım. Oysa sen ne yaptın?
Bir kafede çıkarken seni öpüp sarılan o adam, on dakika sonra “evet, onu da seviyorum” diyen de sendin. İki kadını birden sevebileceğini söyledin bana. Sahi, bunu hangi vicdanla söyledin?
Senin dudakların daha benim üzerimdeyken, gönlün başkasında nasıl olabiliyordu? Şimdi dönüp soruyorum sana:
Bir kız kardeşin olsaydı… Ona biri böyle davransa… Ne hissederdin?
Her şey sana attığım bir mesajla başladı ve sen “bu konuyu kapat” dedin ya... Ben sustum, ama seni hiç susturmadım. “İçini dök, rahatla” dediğim ne çok an vardı hatırlıyor musun?
Sahi ben hiç mi gelmedim aklına? Hiç mi canın sızlamadı?
Neden kullandın beni?
Neden kapanmayacak bir yara açtın?
Ben kendimi sana teslim ettim. Güvendim. Arabada Dizlerinde başımı yasladım, gülüşünde kendimi avuttum.
Ama sen beni, sadece yanında olmadığında hatırladın. Yalnızlığını benimle doldurup, huzurunu başka yerde aradın.
Ben buna sevgi diyemedim, sen nasıl diyebildin?
Sen hep kendini temize çekiyorsun, ben ise sustukça eksiliyorum.
Beni neyle yargıladığını bilmiyorum ama ben kendimi biliyorum. Ben sana sadık kaldım, seninle göz göze gelmeye kıyamazken gözünden yaş dökmesin diye dua ettim.
Şimdi ise ben ağlarken, sen hâlâ kendini anlatıyorsun.
Ama artık geçmişteki beni değil, busonunda kendini affedip affedemeyeceğini sorgula.
Çünkü affetmek bazen karşı tarafa değil, kendine verilen en büyük ceza olur.
Otur ve vicdanını dinle. Çünkü bazı yalanlar, bir ömre bedel suskunluklar yaratır.
Kalbi Kırık 3
Kayıt Tarihi : 24.5.2025 20:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.