İzinden gittiğim Atalarımın
Topraklar da şehit olup yatan'ın
Meftun'u olduğum aziz vatan'ın
Çoruh,Meriç,Kura'sını bilirim
Aynı dine mensup cümle ulam'ın
Önemi büyüktür biz de selamın
Nur dağı'nda inen kadimi kelâmın
Ayetini sûresini bilirim
Egoistlik hırkasını giyenin
Daima hep bana bana diyenin
Utanmadan kul hakkını yiyenin
Ağzında ki yorasını bilirim
Nağmeler yayılır Çamlıbel'in den
Efe diyarın dan dadaş elin den
Anlayamasam da sazın telinden
Türkülerin yöresini bilirim
Şiir ve romana çok kafa yordum
Bilemediğimi ustama sordum
Ömrümce her çeşit insanı gördüm
Naziğini,kırosunu bilirim
Renklerin içinde fuşya fümeyi
Sevemedim sıpagetti yemeyi
Beceremesem de bonjur demeyi
Eyfeli'ni Paris'ini bilirim
Ovasını çayırını kırını
Gevaş'ını,Şavşat'ını,Bor'unu
Binip sürmesem de atın dorunu
Seyisini, hara'sını bilirim
Gezemedim ülkemin dört yanın da
Edirne'si,Amasya'sı,Van'ında
Kalmasam da otelinde hanında
Kültürünü, töresini bilirim
Takıldık da dönüyoruz çarkında
Felek olmasa da bunun farkında
İçki içip yatmasam da parkında
Rakısını birasını bilirim
Kiraz ağacına saramam kolu
Eğip te yiyemem meyveli dalı
Market'ten alsam da tahin'i, bal'ı
Dut pekmezi şırasını bilirim
Çoban iken çaktığımız kavların
Masalıyla büyüdüğüm devlerin
Oturduğum eski ahşap evlerin
Kedisini faresini bilirim
Yazın beze serip kurutur ninen
Uzun geceler de zevk ile yenen
Yöresel adına furuç kak denen
Meyvelerin kurusunu bilirim
Bataklıkta üreyen pis sineğin
Yayla yolunda ki yorgun bineğin
Simental adını alan ineğin
Siyahını sarısını bilirim
Klima,kombiye mecbur olsam da
Doğal gazı kontör ile alsam da
Köknar,pelit,çam'a hasret kalsam da
Odununu çırasını bilirim
Asmaları sarkan yüksek ayvan'ın
Güzeldir reçeli sarı ayva'nın
Pazar da satılan sebze meyvenin
Doğalını serasını bilirim
Semiz danalardan çıkan etlerin
Köylerde ki çeşit çeşit tatların
Düğünler de koşturulan atların
Dört nalını tırısını bilirim
Acaba benim de olur mu derdim!
Evimi alınca rahata erdim
Ama ben duygulu, duyarlı ferdim
Aidatla kirasını bilirim
Taksit ödemekten gül benzim solar
Yine de boynuma taktırmam yular
Biri avro diyor biri de dolar
Türkiye'min lirasını bilirim
Düştüm dünya denen derin çukura
Ömrüm geldi geçti hep dura dura
Lehime çıkmasa dahi tek kura
Yazısını,turasını bilirim.
Birbirinden üstün olan akılın
Duvarları ölçen ipli şakülün
Viraneye dönen koca okulun
Atlasını, küresini bilirim
Allah'tan gelecek af ve rahmetin
Asker de çekilen onca zahmetin
Dağ da taşta çatışan can Mehmet'in
Şapkasını, beresini bilirim
Yol,su,elektrik deyip yorulan
Memlekete hizmet için kurulan
Toplanıp ta kararlara varılan
Kurulunu,şûra'sını bilirim
Oğuzlara varan ünlü boyumun
Karahmetoğlu denen asil soyumun
Cennetten bir parça olan köyümün
Dağ, bayırı,deresini bilirim
Gurbetten Sılaya eremesem de
Otu biçip yere seremesem de
Koyuna kuzuya veremesem de
Tavlısını hırasını bilirim
Kırk virajla giden sahil yolunun
Çay üreten bodur yeşil çalının
Rize'de ki meşhur Anzer balının
Kovanını arısını bilirim
Bu dünya da baki kalırım sanma
Gözünü boyarlar aman inanma
Azrail başına çökerse yanma
Ben bu ömrün süresini bilirim
Şahınım bitmez ki ahüzarın
Sevdiğinle aynı olsun mezarın
Bağrıma bastığım gül yüzlü yarin
Kaşlarının karasını bilirim
Kayıt Tarihi : 1.11.2021 19:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!