Ey! Şairim diyenler...
Nice şiir severler, baktıkca şu “Safahat”a
Bilmem buna ne derler? O, baka kalan donukca,
Yitirdikleri nefeslerinin nasıl sessiz kaldığına
Bilmezler ki: O günün hayhayının – bu güne,
Dünden anı kaldığını...
Sarardım ince belinden
Tutardım nazik elinden
Gezerdik aşkın yolundan
Gelmedin çıktın elimden.
Görürsem korkarım senden
Düşünürdüm bir dönemler
Binlerce önceki gibi
Nehir kenarında bir köy;
Yan tarafta bir nehir…
Kimisi balık avlar, kimisi çimer
Yağmurlu bir gece, birazda soğuktu sanki
Bayburt sevgiyle dolu, bütün evler ayıktı
Ya açıkta yatılıp – ya da oturuluyordu
Asker nöbet tutarken, herkes güven duyuyordu,
Bahardı nede olsa; gece de sayılmazdı
Saatler yorgun gibi, onu otuz geçiyor
Ağlama, ey kardeşim
O yaşayan Bayburt’tur
Evliya, Şehit: diyen
O, Osman OKUTMUŞ’tur.
“ELHAM”ı esirgeme
Sen Sevdana hep gül ser
Sev; sevdiğine gül ver
Kara sevda çekende
Gör güzelliği; gül der..
Güle bülbül konarsa
Bayburt’tan çıkmıştım kısa bir yola
Uzanıp uzayan günlerim ola
Başıma gelenler gelmedi kola
Gurbette gezinip böyle giderim.
Zaman oktu; temren gibi gezerdim
Yirmi beşi bugün, Haziran ayının
Güneş yukarda fırıldak gibi dönüyor
Sanki tepelerden bakıp bize gülüyor.
Asla geri dönmüyoruz, bildiğimiz – inandığımız yoldan
“Muharebede kan dökmemek için,
Bayburt’tan dönmüştüm ben “ilim” için
“Alim” değildim; bilmem niçin di?
Söyleyeyim size şimdi, bağrım yanık, gönlüm açık
Koşunca bir sinema başına, Hasan Bey’in yolu, aşkın turunda..
Sürekli koşarken o tur canımdı
Sönük kaldı inanın içimdeki bu aşkım
Dertler yıktı benim gönlümü
Başlar uçsun bu yandan yara
Pak sevgiler yaktı özümü
Coşku dolu bal versinler bana.
Güller açmış bu “gül gölü” mü?
ŞAİR, ŞİİRİN YAPIMCISI.. SESİN KAFADA RÜZGARLAŞIP, BU ESİNTİLERİN DİLİYLE DIŞARIYA ÇIKARTIP, DİNLEYENİN KULAĞINA, OKUYANIN GÖZÜNE 'BEN BURADAYIM' DİYEN KİŞİDİR..