İçli bir türküdür düşmez dilinden
Elinden düşmeyen tar olur sevgi
Bir tutam beklersin zülfün telinden
Göndermez bağrında har olur sevgi
Dağlarda laleye boyun büktürür
Gel yalnız bırakma gurbet ellerde;
Yoluna şiirler yazdığım sensin.
Bazen topuklarda, bazen bellerde;
Teline şiirler yazdığım sensin.
Onulmaz dertlerin içine düştüm.
Taramış kâkülü devirmiş kaşa
Çaldı yüreğimi salındı gitti
Çattı kaşlarını oturdu taşa
Deldi yüreğimi salındı gitti
Sabır, sabır derken işte tükendim
Gittin gideli buradan
Hayat inan zor kara kız
Böyle gitmez ya Yaradan
Bir düzene kor kara kız
Aşk ağaçsa ben dalıyım
Hayalini kurduğum, yuvamın dişi kuşu…
Gül mevsimi değil mi, daha ne duruyorsun…
Susma bir şeyler söyle, yanar ciğerim başı…
Dil mevsimi değil mi, daha ne duruyorsun.
Gel ki gönül bağıma, çiçek diye koklayım…
Yıllardır sakladığım, nadide hazineye
Erdin; amma daha çok, işimiz var güzelim
Sen daha yeni girdin, yandığım kuzineye
Gördün; amma daha çok, işimiz var güzelim
Mutluluk kolay değil, önce kavrul, sonra yan
Deli gönül şu çamlığın başına
Çıkar bir ardıca yaslanır ağlar
Aldırmadan boranına kışına
Yar aklına düşer hislenir ağlar
Gün vurupta kar suları çağlarken
Seher vakti efil efil;
Yeller seldi de demedim…
Mor menekşe, al karanfil;
Güller soldu da demedim…
Gönül gül bağına girmiş.
Kaldırımlar çift, birinde sen, birinde ben.
Seni ne zaman görsem; ÇAKILIYORUM…
Yüreğim ikiye bölünüyor gözlerin için,
Alıp gidiyorsun içimde ne varsa;
Ardına bile bakmadan, YIKILIYORUM…
Hala saklıyorum eski resmini;
Görülürsün diye çok korkuyorum…
Dağlara taşlara yazsam ismini;
Kırılırsın diye çok korkuyorum…
Her seher kapını tıklarım amma;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!