Bir akşam üstü gidiverdin buralardan sessizce.
Uzun uzun bakıverdim ardın sıra arkandan.
Yapayalnız kalıverdim zamansızın ansızın.
Diller sustu,şehir sustu,hayat sustu yastayım
Dolu dolu yaşıyorken gökkuşağı günleri.
Nereden gördüm seni, nerden çıktın karşıma.
Beni ne hale koydun, neler geldi başıma.
Bir an vuruldum senin, kalem gibi kaşlarına.
Örtü olmak istedim, şal olup saçlarına.
Konuşmasaydım senle, etmeseydim bir kelam.
Hani insafın nerde,nankörsün be sen dünya.
Almaya alışmışsın,bir de vermeyi dene.
Ne bir kıymet bilmişsin,ne de küçük bir değer.
Senin için değmiyor,çok alçakmışsın meğer.
Sen benim ümidimi,mutluluk sevincimi.
Kulak tıkadın duymaya.
Yemin ettin anlamaya.
Sana olan bu sevdaya.
Bir çıkar yol bırakmadın.
Söylediğin bir sözüne.
Şiirler yazdım sana.
Yazdım da yırtıp attım.
Yazdığım dizelere.
Seni sığdıramadım.
Güller topladım sana.
Sevdan çok hoş bir tanem.
Gönlüm sarhoş bir tanem.
Sen kendine iyi bak.
Gerisi boş bir tanem.
Ümit sende bir tanem.
Ben senin kadar aşkı bilemesem de.
Senin gibi sevilmeyi beceremesem de.
Senin kadar güzel gülemesem de.
Öğret bana her şeyi, ol benim öğretmenim.
Oturup kalkmam, olsa da hata.
Ay yüzüne hasret kaldım.
Yar sensizlik çekilmiyor.
Bir haberin alamadım.
Durduk yerde durulmuyor.
Kimseler anlayamaz beni.
Dertlerimi yaz kalem, buna gücün yeterse
Yaz da bilsin dostlarım daha kötüsü var mı?
Neyim varsa hadi yaz, tanısınlar Veysel’i
Saçlarıma düşen ak, bana neyin bedeli
Ağaçlara, taşlara yaz,ovalara, dağlara.
Benim burada işim ne.
Benim derdim mey değil.
İstesem de sen verme.
Saki mey çare değil.
Zaten sarhoş geldim.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!