iyi ki doğdu
Gel, uzuneşek oynayalım eskisi gibi.
Hatırladın mı oynadığımız geceleri?
İstediğin gibi zıpla yine üzerime.
Hafif geleceksin bana pamuktan bile.
Hep eşek ben olayım, her seferinde.
Yalanlarını seveyim senin yalanlarını.
Bunca yıl söylediğin tüm yalanlarını.
Gözlerimin içine baka, baka.
Ulan benden utanmadın, Allahtan da mı?
Ben de şimdi sövüyorum sana doya, doya
Yarma şeftali diyorlar nedense,
Ayşe kadın fasulye,
Can erik pazarda sergide,
Sana ne demem lazım sence?
Banu dilber derdim ben sana,
Ağzımdaki tütün acısı seni hatırlattı dün gece bana,
Ne tuhaf ama.
Seni bana hatırlatan acılığımı?
Yoksa bağımlılık yapan tadı mı?
Acı mıydın böyle sende?
Unuttum mu tadını sen gidince?
Ah bu gönül, ah bu gönül,
Kara kaşa hayran oldu,
Kara saç için seyran oldu.
Ah bu gönül, ah bu gönül,
Sarı saça hayran oldu,
Ela göz için seyran oldu.
Anlamıyorlar kadınlar erkekleri,
Aklınız fikriniz her zaman orada diyorlar.
Hep sadece sanki onlar yorgun geceleri,
O zaman canları istemiyor yapmak bir şeyleri.
Bitmiyor da arkadaş koca evlerin temizliği.
Yazık, bir de sürekli baş ağrısıyla kıvranıyorlar.
Soğuk ve yağışlı bir kasım akşamında sen ve ben evlerimizde üşüyorduk ayrı ayrı.
Sen beni özlerken ben de seni özlüyor ve düşünüyorduk bir birimizi sabaha karşı.
Onca şeye rağmen hiç ayrılmayacağımıza karar vermiştik daha birkaç gün önce.
Hangimizin aklına geldi ki, uzaklardan da sevebileceğimizi birbirimizi görmeden böyle.
Huzur mu dürttü bizi acaba fantezi peşinde sürüklenerek yaşıyoruz bu gece ikimizde?
Bu sabah çay demledim kendime.
Çay koymadım çaydanlığın içine,
Alışmak için sensizliğe.
Dün sabahta çay demledim yine.
Şeker koymadım bu sefer bardağımın içine,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!