Kaburgalarım kaç yerinden kırılmıştır kim bilir,
alnımdan şakağıma doğru kanlar akıyor
düşman tüfeğinin kabzasını yemişim kafama
sert, soğuk, insafsız bir demirle değil sadece,
bir yüzyılın zulmüyle inmiş bana o darbe.
Yere düşmüşüm.
Toprak, tanıdık bir anne gibi,
sarılmış bana.
Sol yanıma, kalbimin üstüne
bir taş oturmuş gibi.
Ama hâlâ nefes alıyorum —
ve nefes almak, dostum,
bu çağda en büyük başkaldırıdır.
Bir çığlık değil belki
ama sessiz bir haykırış yükseliyor içimden:
"Ben buradayım!"
Düşmanın çizmeleri altında ezilmemiş bir sesim var hâlâ,
bir gözüm hâlâ gökyüzüne bakıyor
maviye, buluta, bir de sevdanın gözlerine.
Kaburgalarım kırık olabilir,
ama kalbim dimdik duruyor göğsümde.
O kalp ki
bir çocuğun gülüşünü barındırır,
bir annenin duasını,
bir işçinin nasırlı elini,
bir öğrencinin sokaklarda taşıdığı umudu…
Ve alnımdan akan kan,
yalnız benim kanım değil
Anadolu’nun rüzgârında kurumuş
bütün yoksulların, bütün ezilenlerin kanı.
O yüzden yerde yatan ben değilim yalnızca
her sabah işe yetişmek için
metrobüs kuyruğuna giren kadın,
asker postalı altında ezilen
bir hayalin hatırası,
ya da sınırda annesinin adını unutan çocuk…
Kafama yemişim ya kabzayı
olsun!
Bu baş daha çok doğrulur
bu eller daha çok kavrar tırmığı, kalemi,
ve bu şiir daha çok çarpılır
dağlara, meydanlara, sabahlara…
Ben kalkarım dostum.
Söyle düşmana:
"Yere düşürdüğünüz bedenin içi hâlâ yanıyor
sönmedi devrim, sönmedi aşk, sönmedi insan!"
Kaburgalarım kırık mıymış?
Onlar zamanla kaynar.
Ama özgürlük kırık dökük kaldı mı,
hiçbir şey iyileşemez sonra.
Ben kalkarım,
ellerimi silkerim toprağın üstünden
kanımı silmem, dursun alnımda.
Hatırlatır bana
her gün yeniden
yaşamanın namuslu bir yol olduğunu
ve ölüme bile başı dik gidilmesi gerektiğini…
Fatih Gündüz
Kayıt Tarihi : 15.4.2025 22:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!