Gönlümün ince gülü,
anlamak ve anlaşılabilmektir derdim hayatta..
benim cam kırıklarım var…
benim “can” kırıklarım da var,
ben yaralı bir kırlangıcım,
vurulan şiirlerine düşüp canlanan...
bir serçe misâli hür
kendi sesimin yankısı dokunurken kulaklarıma,
eski saatlerime “yaş “ oldum mırıldanmalarımda
Sen gittin...
Sende kaldı gözlerim...üzerinde...gözlerinde..gülüşünde...
bana bakan sıcacık ruhunda..
Sensizlik vurmuş gölgem üstüne
bu beden huzur bulur mu ha,bulur mu..?
yoksun…
boynum bükük
hayatın rüzgârının iğreti bir tebessümü kondu dudaklarıma
bir tuhaf Sensizlik çöktü yüreciğime
olduğum yere kıvrılıp,
belli,belirsiz bir “of”lama çıktı ağzımdan…
sesler dizildi boğazıma tıpkı düşlerim gibi
bir titrek loş ışık titremesindeyim…
ruhumun aynası rutubetli,
bak,
sarı odalarda puslandı
şimdi hazan mevsiminde katran karası geceler
ruhumda dört duvar…
gölgelere,
gölgelere serilirken yorgunluklarım hüzünlü ve ağlamaklı,
özlem kavruğu dudaklarımdan dökülen en sarı, en sıcak sevgilerimi,
sessiz çığlıklarımı dile getirecek dağlara ihtiyacım var
ama yoksun..
dışarıya gece çökmüş
yüreğimin kırılgan yanlarından yansıyan ışık huzmeleri
anlatsın Sana beni…
…
Ay…ay…dolunay…
ışıl ışıl kendini yaktığı gibi beni de yakan Ay…
sanki kıpırtılar başladı yüreğimde
ay ışığının olduğu bu gecede
kafamdaki şebekeyi açıp,
bir ışık şelâlesinin altında duruyorum
öyle dolduruyorum ki içimi senlerle,
ne yana kapımı açsam hep Sen çıkıyorsun karşıma
gülümsüyorum…
her şeye rağmen gülümsüyorum
sabah melteminin yellerinde,tatlı nağmesiyle hışırdayan
iğde ağacının kokularında çekiyorum Seni içime…
ve vuruyorum kendimi mavi ışıklı yollarına
belki kavuşurum Sana diye…
Kayıt Tarihi : 1.9.2010 12:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

iğde ağacının kokularında çekiyorum Seni içime…
ve vuruyorum kendimi mavi ışıklı yollarına
belki kavuşurum Sana diye…
keyifle okudum tbrkler tam puan
TÜM YORUMLAR (11)