Bir türlü vazgeçemeyişin girdabında annem kulağıma fısıldadı: “Ona ulaşmak için bütün engelleri kaldırmalısın.”
Sağlam bir ev inşa etmeye başlamıştım göğsümde; ancak bir şeyler eksikti. O eksikliği giderecek bir gaye aramaya koyuldum. Tepeden tırnağa verimli bir toprağın üstünde durup menekşe yağmurlarını bekliyordum. Issız ve kurak çöllerde yabani ot olmaktan, erguvânî çiçeklerin arkasına sığınıyordum.
Bu engeller çelikten bir zırh gibidir; senin tarafından gelen oklara manidir. Şimdi kalbim senin evinse bir topuz darbesiyle yaralama beni; cennetlerinden ırmaklar akıt göğsümdeki köşke. İçimdeki buhranlara çözümleme getir. Eğer vazgeçmek yiğitlikse sırtımı yere getirme.
Bana çile yordamıyla kırk üstad gönder,
her biri diliyle kumru uçuran; yoğuran benliğimi yalazlı bir kâse içinde.
Kederime terahhum eden bir yoldaş gönder.
Meşe ağacı intizarda; vazgeçtim incir ağacından.
Uçmak ne güzel şey bir hüma gibi,
yükselerek meşe ağacının dallarından.
Âhûnigâh
Rukiye SunaKayıt Tarihi : 30.11.2025 18:13:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!