-I-
İntikam diye adlandırma bu durumu,
insan bazen yaptığı bütün hataların bedelini ödediğini hisseder ve vazgeçer.
İhanet diye de adlandırma bu sonucu,
insan bazen işlediği bütün günahların kefaretini ödediğini hisseder ve vazgeçer.
Şimdi kime sorsan, vazgeçmek bir eylemdir,
12 Eylül sonbaharında,
Ve şimdi kime sorsak, vazgeçmek bir darağacıdır,
Deniz’ler coğrafyasında...
-II-
Tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa yakalanan,
çaresiz bir hasta gibi kalırsınız, o ilk vazgeçişinizden sonra...
Saçlarınıza küskün dokunursunuz,
Yalnızlığınıza düşkün olursunuz,
Ve hayatınıza hep üzgün gözlerle bakarsınız, o ilk vazgeçişinizden sonra.
Günler alelâdedir, o ilkten hemen sonra.
Hayata tutunacak bir dal bulmak maksadıyla,
Ve o maksadı ‘yaşama sevinci’ yapma telaşıyla,
serserice dolaşırsınız, şehrin başıboş kaldırımlarında.
-III-
Pişmanlıklarınız, hatalarınız,
Belkileriniz, bekledikleriniz,
Uyuduğunuz yastığınıza gözyaşı olarak damlar,
Ve siz artık ‘’ayağınızı yorganınıza göre uzattığınız’’ günleri özlersiniz.
Şayet yorgan kullanabiliyorsanız hâlâ, o gittikten sonra
Şayet teninizi ısıtabiliyorsa objeler hâlâ, o ilk vazgeçişten birkaç saniye sonra.
-IV-
Kime sorsan şimdi beni,
Boş ver ya da hiç kimseye sorma beni.
Eksik anlatırlar, yalan söylerler.
Senden vazgeçti derler.
Ve daha bir sürü asılsız şey eklerler, söylediklerime.
Sen duydukların karşısında öfkelenir, bana küsersin
Ve hatta vazgeçersin yeniden,
Sen hiç hissetmezken,
Ben okyanusa bir damla su olarak düşerim bedeninden.
Gazeteler, üçüncü sayfalarına ‘kayıp bir ceset bulundu’ diye not düşer.
Ölüm ki; insanın ihanetidir yaşama.
-V-
Ve aslında hiç kimse bilmez:
İnsan bazen yorulunca yaşamın kıyısında;
intihar etmez, vazgeçer her şeyden.
Kayıt Tarihi : 20.10.2011 16:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!