Tokuşur kadehler usulca, avuçlarımız soğuk
Yol kıvrılır geçer burası melunlar konağı
Mavi bir gecede kasvetli bir suskunluk
Hayal meyal hatırlarım, gözlerimiz kan çanağı
Ve yüzlerimiz veremli gibi soluk
Mesken biçtik bu ayyaş, loş sokağı
Ve bugün terk ediyorum seni
Senden evvel olmasa da terk edişim
Bütün terk edişlerden daha acı
[ve şüphesiz daha vahim
İstanbul caddesinin taşları sıralıdır hani
Bir vakitler takıldığım o satış sorumlusu kızlar
Küfürler yağdırıyorum aklıma sen geldikçe
Bir gece karanlığında başımın üstünde dönüyor
Sanki kaybettiğim evsiz barksız yıldızlar
Sanki terk etmişler gibi hınzır ve densiz
Parıltıları bir bir sönüyor
Muhakkak ağır bir sillesi bu hayatın
Bilmiyorum, belki içlenmek hafif hafif
Belki bir vazgeçmektir nedensiz
Mehtap sen bana ne yaptın
Hangi emellerinde suspus oturmuş bu herif
Hangi davasında durulmuş, yere göğe sığmayan
Bu başı dikine huysuz muhalif
Uydurup avunduğum içim sıra bir yalan
Mehtap neden gittin öyle sessiz
İnsafın yok mu senin, hiç mi için sızlamaz
Belki acılığını anlayamadığım üç duble cinfiz
Belki üç kurşun gibi düğümlendiği bir boğaz
Belki de oracıkta galata köprüsü gibi yıkıldım
Dibimde biten yalnızlık uzuvlarını sinsice sarıyor
Olur olmadık senden konuşmaktan sıkıldım
Hem ellerim unutsalar gözlerim arıyor
Hem duruşun önümden bir türlü gitmiyor
Öyle küstah sırıtıyor suratın, mağrur bakar
Sövmek istiyorum kimi vakit, kinim bitmiyor
İnan bilmiyorum,
Şişe diplerinde nasıl nefret ettim senden bu kadar…
Kayıt Tarihi : 24.8.2009 01:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!