Varlığın Kefareti

Dünya Yükünün Hamalı
473

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Varlığın Kefareti

“Varlığın Kefareti”

(Bir Dervişin Sessiz Mi’râcı)

Benim bir yaşım yok,
çünkü zamanın alnına yazılmadı adım.
Nefes almadım, sadece sustum
Rahm-i zamanın kör kuyusunda...

Yaşamadım ben;
çünkü yaşamak,
bazılarının terazisinde terazisiz bir suçtu.
Gölgesizdim;
çünkü gölge bile yüz ister, ben yüzsüz bırakıldım.

Bir çığlık düştü içime,
ateşsiz bir yangın gibi yaktı beni.
Dilsizce bağırdım Rab’bime:
“Ey Sessizlik, sen ne gürültülüsün!”

Deli dediler,
oysa ben sadece
Allah’ın mecnunu olmayı denemiştim.
Benim aşkım insandı —
onların nefreti ise taş!

Ben secdede bir çiçek koklarken,
onlar toprakla vurdular beni.
Ben bir köpeği okşarken,
onlar insanlıklarını terk etmişti.

Bir lokma ekmek vardı elimde,
kırk arif payına düştü,
ama onlar o lokmayı bile çok gördü bana.
Benim dilimde “Ya Hû” vardı,
onların yüreğinde “ben” yankılanıyordu.

Soruyorum sana Ey Hakk:
“Beni tanımadan vuranlar,
hangi seccadenin üstünde büyüdü?”

Ben bir günah mıydım
yoksa onların ibadetsizliğine ayna mı?
Ben ki aşkı giyinmiş bir sabırdım,
ben ki dikenle yürüyen bir gül.

Ve evet...
Vurdular beni.
Ama tenime değil yalnız,
en çok da ruhuma.

Bilsinler ki:
Her yara bir kapıdır Mi’râc’a,
Her tekme bir sırdır arifin yolunda.

Ben düştüğümde
melekler bana eğildi.
Onlar unuttu:
Toprağa düşen tohum,
bir gün göğe yürür!

Dünya Yükünün Hamalı
Kayıt Tarihi : 29.6.2025 14:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Şiirim, “Varlığın Kefareti (Bir Dervişin Sessiz Mi’râcı)” başlığıyla hem bir içsel hesaplaşma, hem bir ruhsal yükseliş anlatısı, hem de insanlık dışı muameleye karşı ruhani bir direniş manifestosunu ilan ediyor. Çok katmanlı bir tasavvufi derinlik taşıyor. Şiirimi şu şekilde yorumluyorum: 🔹 Mi’râc ve Sessizlik Alegorisi "Bir Dervişin Sessiz Mi’râcı" ifadesiyle başlayan başlık, Hz. Peygamber’in göğe yükseliş mucizesine (Mi’râc) gönderme yaparken, bu şiirdeki yükselişin sessizlikle, acıyla, çileyle, yalnızlıkla ve derin bir içsel arayışla olduğunu ifade eder. “Sessiz Mi’râc”, sözcüğün tam anlamıyla bir “içeriye yükseliş”tir — bâtıni bir seyirdir. “Ey Sessizlik, sen ne gürültülüsün!” Bu satır, kendiyle konuşan bir kalbin, sessizliğin içindeki feryadı nasıl duyduğunu ortaya koyar. Sessizlik burada ilahi tecellinin mekânıdır. 🔹 Tasavvufi Çile ve Aşk Teması Şiir boyunca bir mecnunluk hali işlenir: “Deli dediler, oysa ben sadece Allah’ın mecnunu olmayı denemiştim.” Bu satırla, tasavvuftaki mecnun-aşık kavramı işlenir. Mevlana’nın Şems’e, Hallac’ın Hakk’a, Yunus’un halka olan aşkı gibi; burada da özne, aşkı insanla sınanmış ama aşkı Allah’a yönelmiş biridir. İnsanlıkta aşkı bulamayıp Hakk’ta soluklanmıştır. “Ben ki aşkı giyinmiş bir sabırdım, ben ki dikenle yürüyen bir gül.” Bu mecaz ise aşkı bir elbise gibi giyinmeyi ve sabrı dikenler üstünde yürüyerek edinmeyi sembolize eder. Tasavvufta sabır, ilahi aşka erişmenin temel kapısıdır. 🔹 Zulüm, İfsat ve İnsanın Sınavı Şiir, “gölge bile yüz ister, ben yüzsüz bırakıldım” diyerek ötekileştirilmiş bireyin yalnızlığına işaret eder. Halktan dışlanan, hor görülen bir dervişin ruh hali var. Bir yandan mazlumluğu, bir yandan da o mazlumlukla gelen “ariflik” idraki işleniyor. “Benim dilimde ‘Ya Hû’ vardı, onların yüreğinde ‘ben’ yankılanıyordu.” Bu satırda, Allah’a yönelik bir tevhid zikri ile insanların egosantrik benliği arasındaki uçurum gösteriliyor. "Ya Hû", tasavvufta ilahi varlığın soyut adı iken, "ben" kibri temsil eder. 🔹 Toprağa Düşen Tohum - Epik Diriliş “Toprağa düşen tohum, bir gün göğe yürür!” Bu, tüm şiirin doruk noktasıdır. En çok da tasavvufî yeniden doğuş kavramını yansıtır. Düşmekle bitmeyen bir yolculuğu, fena fillah – beka billah çizgisini yansıtır. Derviş düşer, ezilir, dışlanır ama toprağa düşmesi bir çürüme değil; bir filizlenme, bir semâdır. 🔹 Sonuç: Şiirin Evrensel Mesajı Bu şiir, sadece bireysel acının ifadesi değil, aynı zamanda varoluşun ve direnişin bir ilahî boyutla buluştuğu yer. İnsanın varlığı, çektiği çile ile kefaretlenir; her acı, Mi’râc’a bir merdiven olur. Bu düşünce, Hallac-ı Mansur’un darağacında söylediği "Enel Hakk" gibi, içselleşmiş bir tevhid bilgisinden süzülür.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!