Bak son duraktayız ey ömrüm
Salıver gitsin artık nefesini
Cıvıltısı sönmüş kuşlarla dolu yolda
Geçip gidiyor işte bir kara tren
Bitti artık, bitti senin de gözlerindeki fer
Ayrık ayrık dökülüyor dillerinden,
Hece hece.
Ve geceyi buluyor yalnızlık
Hatıraların sen oluyor benliğimde;
Bir kereliğine.
Ücra köşeleri tanıyabilmek belki
Belki kalabalık içinde yalnızlığın
Gürültüde sessizliğin savaşçısı olmak
Zaman geçtikçe sensizliğin alışkanlığı içinde
Kaybolmayı öğrenebilmek belki de.
Bir deli mabedinde düşürürsem aklımı
Dayanağımsın, yitirtme az buçuk hayallerimi.
Kırık Hayaller Cenneti'me bir akıllı sen koydum.
Düzeltme Yandünya'mı kararırsa yalnızlığım.
Hayatı oyun bilip saklambaç misali
Hani ufacıktın bir zamanlar; 
Mini mini ellerin hep çiçek,
Gözlerin öykü kokardı.
Sabahtan akşama
Altı üstüne gelirdi ya mahallenin.
Hani,
Ölüm kapındı. 
Soğuk kararımdı benim,
Üşürdüm.
Üşütürdün beni her ayazında Eskişehir’in
ve düşürürdün anılarımı yollarında.
Düşünürdüm çoğu zaman
Gidişten çare umardım.
Olmazdı çoğu zaman yolculuklar.
Ya da cebimde hep, gidiş-dönüş biletimdi olan
İçimde obelisk'ler vardı, gidilmezdi ki bir yere...
Gidişler hep büyülü gibi gelirdi eskiden.
Bir iç çekişinle,
Denizler dalgalanacak olsa
Bir fısıldayışınla,
Dağlar titreyecek olsa
Bir gülüşünle
Sönük ocaklara bile bahar gelecek olsa
Kimsesizliğin tokadını hissederek uyandığım bir düş,
Bazen seninle arkadaşça yediğim baskınlar.
Sana yazdığım yeni bir şiir ya da;
Umutsuzluğumun matemini taşıyan transatlantik.
Hiç başlamamış bir rüyayız
Yazın son akşamında
Elden gitmiş zaman
Senemiz dolmuş
Acısıyla, tatlısıyla
Çoğu gözyaşı kaplasa da yeryüzünü




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!