İstemesem de ağır ağır; 
Yer çekiliyor
Hüzün kaplanıyor som acıdan.
İstemesem de ağır ağır;
Aşık oluyorum.
Dolunayda uyumak günahtır! 
O rüyalarında başkalarıyla mutluyken ağlayacaksın en çok.
Tek vefayı Hayalçalan’dan bekleyeceksin.
Gözlerini izler gibi bakacaksın dolunaya.
Öylece…
Hep hüzünlerimin şahidiydi dut ağacı. Belki rast gelmeyen olasılıkların rastlantısıydı sadece. Sensizliğin gecelerinde kapımı korurdu sürekli. Dut ağacı, umutsuzluğumun kollarında kaldığım zamanların tesellisiydi bana hep.
Nedenini bilemediğim dikkatler bırakırdı üzerimde. Mesela seninle ne zaman vedalaşsak bir yaz günü; yere düşme talihsizliğini yaşamış dutların üzerinden, dut ağacının gölgesinden yürürdüm. Yahut ne zaman sen düşecek olsan aklıma, işte karşımda; dut ağacı.
Onun da bir hikayesi vardı elbet, hepimizinkinden uzun. Kim bilir savunmasızken, yani bir fideyken kim dikmişti onu oraya. Belki ümitsiz bir çocuk, belki bir ihtiyar. Belki umarsız bir ihmal sonucu meydana gelmişti. Ama sonuçta hepimizden çok fırtına görmüş, herkesten çok yaşlanmıştı. Belki de bu yüzden sığınılmalıydı ya yanına dut ağacının.
Hep hüzünlerimin şahidiydi dut ağacı. Belki sadece yürürken dut ağacının hudutlarında senin karşıma çıkabilmen umuduydu beni ona bağlayan. Ne olursa olsun dut ağacı, umutsuzluğumun en ateşli anlarında yakalandığım havalenin ilacıydı bana hep…
Ey şiir,
Sökül bana aşkın ifadesini
Söz, daha yormayacağım seni
Tüm anlamlar sende saklı biliyorum
Ve görüyorum ucundan,
Az da olsa…
Gece dolu hatıralarım üstüne. 
Hangimiz anlar ki birimizin halinden?
Dost gelir zaman üstüne:
Kalplerimiz kayarken kocaman ellerimizden.
Gece kimmiş?
Gece kimseymiş…
Benim şiirim kitap olmayacak,
Kalemin mürekkebi kadar uzayacak o.
Damarlarımdaki kan kadar
Duygu yüklü, fazla değil.
Benim şiirim,
Bir bulut olacak gökyüzünde.
Bana sevdayı yaşatan canın sağ olsun.
Hani ilk tanıştığımız gün var ya
İşte demiştim o gün
Bu genç yaşımda buldum demiştim seni
Seni ilk gördüğüm gün
Yani yeniden doğduğum gün,
Hayalimi süsler her gece duruşun,
Uzaktan hafif eğik yürüyüşün.
Baktın mı büyülenirim, ayaklarım titrer.
O büyük gözlerinle teyzeme benziyirsen…
Belki yoktun benim için belki de rüyaydın
Bu sıfatlardan, edatlardan, zarflardan…
Kapalı anlamda ilişkilendirmişim seni.
Yanımda olsan bir cümle olurdu ya hayatımda
Sen yoksun, öznem yok.
Belirtili isim tamlamalarıyla gösterirdim seni
Ömrüm ıssızlaşıyor sensizliğin her kalp atışında.
Kalemin iradesine yenik düşüyorum.
Yazıyor, yazıyor ve sonunda…
Sürme oluyor, gözlerimden akan.
Fikir oluyor, düşündükçe imkânsızlaşan.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!