Öteyi buraya taşıyan kutlu bir ses gelir hep dört bir yandan.
Kulaklarımıza kurşun mu dökülmüş ne, hiç fark edemiyoruz!
Ateşe dalarız pervane misali, artık biz usandık kandan.
Hep uçurumlara akışımız, bu sarp yoldan çark edemiyoruz.
Elçiler gönderdin asırların çirkef yüzüne, şahit son elçin.
Karanlık çökse de güneşin meydanda, biz neden göremiyoruz?
Her şey yerli yerinde; havuz başında servi
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Devamını Oku
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,