artık kafirler veriyor... fetvaları(!)
insanlığın yüz karası birisi çıkıp... neyin cihad olmadığını anlatıyor...
iğvayı meslek edinmiş birileri... islamı(!) anlatıyor...
ve
bütün bu hezeyanlara karşı,
bizim din adamlarınız da sadece bu fetvaları
tasdik ediyorlar…
ey! ........lar
sahibinin sesine kulak vermiş olan diliniz,
şu ifrit insanlar için bir cümle sarfetse ya?
ama bu olmaz!
çünkü din artık “made in USA “ damgasını taşımalı...
ne mekan, ne de zaman vardı. kainat yaratıldı...
o ana hiçbirimiz şahid değildik... bu yaratılış anına, yaratılışta ilk safha olarak, bilim adamları 'big bang' adını vermişlerdir...
bütün madde, enerji, mekan ve zamanın, bu patlama sonrası ortaya
çıktığı düşünüyorlar... bütün bu olup bitenlerin sebeplerini soracak olursanız
alacağınız cevap çok enterasan:
'somehow' (her nasılsa) olmuş işte!
gaflet ve cehaleti örtmek için ne güzel bir kelime değil mi, 'her nasılsa'?
efendim, pek tabiidir ki;
bilmem kaç zaman önce gazete, dergi; veya radyo, televizyon söz konusu değildi...
o halde bu işi yürüten basın organları nelerdi?
-şairler! ... evet, basın işini şairler yürütüyorlarmış...
herhangi bir konuda kamuoyu oluşturulacaksa,
bu iş için şairler görevlendiriliyor,
mukabilinde belli miktarda para ödeniyormuş...
ama bu işi menfaat karşılığı yapmayan şairler de oluyormuş...
savaş hazırlıklarında olsun, savaş meydanlarında olsun,
en büyük silah şiir olmuş...
şiirler (yani o günün gazete, dergi, makaleleri; radyo ve televizyon programları) ,
kısa zamanda yayılır, hoşnut olunmayan konular/olaylar aleyhinde komuoyu oluşturulurmuş...
emellerine muvaffak olamasalar da; şairler dolayısıyla şiirleri
psikolojik olarak etkilemeye/rahatsızlık vermeye vesile oluyormuş...
muş... muş... ve muş...
bu nasıl zalım yaraymış
aman annem
beni senden ayırdılar
beni yârdan ayırdılar
ben öleyim...
kaç demdir bilmem...
kar yağdırır oldu geceme,
üşütür oldu en yanık yanlarımı...
gurbette değilken...
sende hasıl olan bu gurbet ezasına aşinalığın nerden? ey ben! ..
hoş bir resim..
henüz terbiye edilmemiş kalemimle kendi kağıdımda
' kaplumbağa terbiyecisi ' sine yeniden hayat vermeye heveslenmiş olsamda
fi tarihinde... muvaffak olamamıştım...
ama vazgeçtim mi? .. hayır... elbet bir gün kalemim içerime boyun eğecek...
özgürlük yok mu denildi? .. aaa olur mu? .. özgürlük(!) vaaar! ..
mesala bizim buralarda her türlü dini faaliyet serbest; herkes dilediğini yapabilir...
yalnız, dinin muamelat ve pratiğe dönüştürülmesinden, siyasetten, tek hakim gücün Allah olduğundan, O’nun kanunlarına bağlanmak gerektiğinden, örtünmeden, Kur’an ve Sünnet doğrultusunda emr-i bi’l ma’ruf’tan, nehiy ‘anil-munkerden, müslümanların sömürüldüğünden, ulu’l-emr ayetinden ve bu ayetin kapsamına girenlerden bahsetmemek kaydıyla...
bu meselelere dokunmadığın ve bu meseleleri düşünmediğin müddetçe her türlü ibadet serbest...
bu özgürlük değil mi? .. özgürlük bu değil mi? ..
(sanırım az önce okuduğum kitabında etkisinde kaldım...)
eyhayat kırgınım
hüznüm yırtık gömlek gibi durur her gece sırtımda
kırılgan bakışlarımda hüzün sızıyor aynalara
ne kimselere anlatacak bir öyküm var mutlulukla başlayan
ne de bir sevinç, gözlerimde bahar yeşili umutlar taşıyan
şimdi mutsuzum avuntusuz ve suskun
şiirlerimi yitirdim dudağında aşkın
ey gecelerinde kahrolduğum hayat
sokaklarında sırılsıklam ıslandığım şehir
artık bu yerlere sığamıyorum
gökyüzünde katar katar turnalar göçüyor sılama
turnalar gidiyor ben kalıyorum
uyku tutmuyor geceleri
yitik düşlerimin gölgesine sığınıyorum
gölgeler gidiyor ben kalıyorum
bil ki göçmen hiç bir kuş uçamaz kanatları kırıksa
gidiyorum işte
gözlerimde iki yetimlik ah
gidiyorum
yolculuklara hüzün rengi veren şiirlerle
kan rengi şarkılar bırakıyorum kalanlara
gölgemde yok arkasına saklanayım
fetva
25.12.2006 - 16:29artık kafirler veriyor... fetvaları(!)
insanlığın yüz karası birisi çıkıp... neyin cihad olmadığını anlatıyor...
iğvayı meslek edinmiş birileri... islamı(!) anlatıyor...
ve
bütün bu hezeyanlara karşı,
bizim din adamlarınız da sadece bu fetvaları
tasdik ediyorlar…
ey! ........lar
sahibinin sesine kulak vermiş olan diliniz,
şu ifrit insanlar için bir cümle sarfetse ya?
ama bu olmaz!
çünkü din artık “made in USA “ damgasını taşımalı...
big bang
24.12.2006 - 12:50ne mekan, ne de zaman vardı. kainat yaratıldı...
o ana hiçbirimiz şahid değildik... bu yaratılış anına, yaratılışta ilk safha olarak, bilim adamları 'big bang' adını vermişlerdir...
bütün madde, enerji, mekan ve zamanın, bu patlama sonrası ortaya
çıktığı düşünüyorlar... bütün bu olup bitenlerin sebeplerini soracak olursanız
alacağınız cevap çok enterasan:
'somehow' (her nasılsa) olmuş işte!
gaflet ve cehaleti örtmek için ne güzel bir kelime değil mi, 'her nasılsa'?
şair
23.12.2006 - 04:04efendim, pek tabiidir ki;
bilmem kaç zaman önce gazete, dergi; veya radyo, televizyon söz konusu değildi...
o halde bu işi yürüten basın organları nelerdi?
-şairler! ... evet, basın işini şairler yürütüyorlarmış...
herhangi bir konuda kamuoyu oluşturulacaksa,
bu iş için şairler görevlendiriliyor,
mukabilinde belli miktarda para ödeniyormuş...
ama bu işi menfaat karşılığı yapmayan şairler de oluyormuş...
savaş hazırlıklarında olsun, savaş meydanlarında olsun,
en büyük silah şiir olmuş...
şiirler (yani o günün gazete, dergi, makaleleri; radyo ve televizyon programları) ,
kısa zamanda yayılır, hoşnut olunmayan konular/olaylar aleyhinde komuoyu oluşturulurmuş...
emellerine muvaffak olamasalar da; şairler dolayısıyla şiirleri
psikolojik olarak etkilemeye/rahatsızlık vermeye vesile oluyormuş...
muş... muş... ve muş...
pencereden kar geliyor
22.12.2006 - 03:15bu nasıl zalım yaraymış
aman annem
beni senden ayırdılar
beni yârdan ayırdılar
ben öleyim...
kaç demdir bilmem...
kar yağdırır oldu geceme,
üşütür oldu en yanık yanlarımı...
gurbette değilken...
sende hasıl olan bu gurbet ezasına aşinalığın nerden? ey ben! ..
kaplumbağa terbiyecisi
22.12.2006 - 02:30hoş bir resim..
henüz terbiye edilmemiş kalemimle kendi kağıdımda
' kaplumbağa terbiyecisi ' sine yeniden hayat vermeye heveslenmiş olsamda
fi tarihinde... muvaffak olamamıştım...
ama vazgeçtim mi? .. hayır... elbet bir gün kalemim içerime boyun eğecek...
özgürlük
22.12.2006 - 01:59özgürlük yok mu denildi? .. aaa olur mu? .. özgürlük(!) vaaar! ..
mesala bizim buralarda her türlü dini faaliyet serbest; herkes dilediğini yapabilir...
yalnız, dinin muamelat ve pratiğe dönüştürülmesinden, siyasetten, tek hakim gücün Allah olduğundan, O’nun kanunlarına bağlanmak gerektiğinden, örtünmeden, Kur’an ve Sünnet doğrultusunda emr-i bi’l ma’ruf’tan, nehiy ‘anil-munkerden, müslümanların sömürüldüğünden, ulu’l-emr ayetinden ve bu ayetin kapsamına girenlerden bahsetmemek kaydıyla...
bu meselelere dokunmadığın ve bu meseleleri düşünmediğin müddetçe her türlü ibadet serbest...
bu özgürlük değil mi? .. özgürlük bu değil mi? ..
(sanırım az önce okuduğum kitabında etkisinde kaldım...)
sahi özgürlük neydi? ! ?
itiraf
10.09.2006 - 05:26eyhayat kırgınım
hüznüm yırtık gömlek gibi durur her gece sırtımda
kırılgan bakışlarımda hüzün sızıyor aynalara
ne kimselere anlatacak bir öyküm var mutlulukla başlayan
ne de bir sevinç, gözlerimde bahar yeşili umutlar taşıyan
şimdi mutsuzum avuntusuz ve suskun
şiirlerimi yitirdim dudağında aşkın
ey gecelerinde kahrolduğum hayat
sokaklarında sırılsıklam ıslandığım şehir
artık bu yerlere sığamıyorum
gökyüzünde katar katar turnalar göçüyor sılama
turnalar gidiyor ben kalıyorum
uyku tutmuyor geceleri
yitik düşlerimin gölgesine sığınıyorum
gölgeler gidiyor ben kalıyorum
bil ki göçmen hiç bir kuş uçamaz kanatları kırıksa
gidiyorum işte
gözlerimde iki yetimlik ah
gidiyorum
yolculuklara hüzün rengi veren şiirlerle
kan rengi şarkılar bırakıyorum kalanlara
gölgemde yok arkasına saklanayım
Toplam 199 mesaj bulundu