Yagmurum Ben Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkı ...

  • Serkan Ökçe
    Serkan Ökçe

    24.08.2010 - 16:50

    ABLAMM, CAN ABLAM, BU ŞİİR SANA DOĞUM GÜNÜ HEDİYEM, NİCE MUTLU YILLARA, DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN, İYİ Kİ VARSIN ve İYİ Kİ DOĞMUŞSUN :)))


    GÜLÇOCUK


    YAĞMURUM BEN

    Kendimi o gökyüzünden aşağı dökerim
    Bir yıldız gözyaşlarını saklar bağrıma
    Yağarım her kasım
    Bir sevinç telaşıyla her nisan,
    Ve çırıl çıplak bir çocuk gibi
    Doğduğum her ağustos ayı

    Yağmurum ben
    Okyanuslara yağarım
    Denizlere ve göllere
    Toprağın yüzünü yıkarım
    Alnıma çil çil,
    Kendi kaderimi yazarım
    Yağmurum ben
    Düştüğüm yere yazılır benim kaderim

    Bulutların gözyaşı derler bana
    Ve şimşeklerin çocuğu
    Rüzgârın kızıyım ben
    Oradan oraya savurur damlalarımı
    Ağlamaz ki Bulutlar
    Ağlayan benim,
    Yağmurum ben…

    Ellerini uzat bana, uzan göğe
    Ben topladığım tüm damlalarımı dökeyim
    Yanan yüreğine
    Kaldır başını göğe
    Göreyim o alnını pırıl pırıl
    Yağmurum ben, yağmur
    Kaderim düştüğüm yere yazılır.

  • Can Derin
    Can Derin

    24.08.2010 - 01:08

    nice yıllara bitanesi. Hayat hep sana mutluluk ve huzur getirsin asil kadın. Sevdiklerinle hep sevildigin güzel bir ömür diliyorum. Seni çookk seviyorum pisicik :)

  • Yagmurum Ben
    Yagmurum Ben

    14.08.2010 - 23:31

    GEL...

    Biliyorum, konuşacak birşeyimiz yok
    Ama yine de gözlerini al gel
    Elindeki yarayı, suskunluğunu, acemiliğini
    Beni biri severse inanmam
    Seni biri severse utanırsın
    Bilmediğin bir hastalığa acımak gibi bile olsa gel
    Biliyorum konuşucak bir şeyimiz yok
    Ama ızdırabım sende, mutlaka al da gel...

    CEZMİ ERSÖZ

  • Serkan Ökçe
    Serkan Ökçe

    14.08.2010 - 17:23

    DÜNYADA Kİ KUMSALLARIN KUM TANELERİMİ DAHA FAZLADIR
    BİR GECENİN YILDIZLARIMI DAHA ÇOKTUR GÖKYÜZÜNDE, BİR YAĞMURUN DAMLALARI MI YOKSA
    BİLMİYORUM AMA EN ÇOK YAĞMUR DAMLALARINI SEVİYORUM, HEM GÖKYÜZÜNDEN YAĞIYORLAR HEM DE KUMSALI ISLATIYORLAR,
    ABLAM, CAN ABLAM BİLİYORUM SEN YAĞMURSUN, DAMLALARIN BEREKET, SUYUN MUCİZE, HER YAĞIŞINDA DIŞARI ATIYORUM KENDİMİ, ISLANAMAK İSTİYORUM...

    GÜLÇOCUK

  • Yagmurum Ben
    Yagmurum Ben

    14.08.2010 - 12:00

    Bir gün kaldığın yerden başlayacaksın
    Biri seni bulacak
    Önce korkacaksın eski acılara yakalanmaktan
    Bi...raz ürkeceksin.!
    Ne kadar dirensen de nafile.
    ...İnsansın sonuçta, seveceksin
    Eski acılara bakıp da küsme sevdalara
    Gâvura kızıp da oruç bozulmaz.!
    Sök at kafandan acaba'ları.!
    BİR KEMİK AYNI YERDEN İKİ DEFA KIRILMAZ...'

    Can Yücel

  • Can Derin
    Can Derin

    07.08.2010 - 14:45

    Tam yılın aşk aylarında
    İstiklal barlarında her gece coşarken
    Tüm sıkı dostlar yanımda
    Boş kadehler masamda dolarken, taşarken

    Onu gördüm karşımda
    Bir edepsiz merhaba
    Geldi ve ansızın oturdu inadına
    Bir offf çekip Allah dedim

    Böylesini ben hiç görmedim
    Diğerleri sadece sevebilir ama
    Bense uğruna ölebilirim

    Bir ahh çekip dünya dedim
    Bu gece bana dar mı? Her yerin
    Gözlerime baksan inanacaksan
    Söyle rakı, rakı, rakı büyük

    son 3 gün :)))

  • Yagmurum Ben
    Yagmurum Ben

    28.07.2010 - 13:43

    Bekle beni, döneceğim ben.
    Çok çok, bıkmadan bekle!
    Sarı yağmurların
    Hüznü basınca,
    Kar kasıp kavururken,
    Kızgın sıcaklarda bekle.
    Başkaları dünden unutulmuşken,
    Beklenmedikleri zaman bekle.
    Uzak yerlerden mektuplar kesilince
    Bekle beni.
    Birlikte bekleyenlerin beklemekten
    Usandığına bakma, bekle.
    Bekle beni, döneceğim.
    ...
    Bütün sır.. senin
    Başkalarının bilmediği gibi beklemeyi bilmende...

    Konstantin Simonov

  • Yagmurum Ben
    Yagmurum Ben

    23.07.2010 - 10:47

    YAĞMUR

    Yağmurun bazen ardı arkası kesilmeksizin, hiç ama hiç durmaksızın 20-25 gün yağdığı, sokak aralarının bile rutubet koktuğu, yosun bağladığı, şemsiyenin vücudun doğal bir uzvuna dönüştüğü bir memlekette nasıl olur da yağmurun üç-beş ismi olabilir?

    Hepi topu sağanak, çise, bardaktan boşanırcasına. Çok zorlasam mevsimlerde genişleyen anlamlarla ya da ikinci bir isimden medet umarak kurulan tamlamalarla birkaç tane daha: Ahmak ıslatan, yaz yağmuru, nisan yağmuru, bahar yağmuru, kış yağmuru, kasım yağmuru, bir çokluk ekinde ışıklanmış kırkikindi yağmurları. Belki benim şu anda aklıma gelmeyen ya da tümden cahili olduğum bir-iki isim daha.

    Çok az. Hani kelimeler hayata aynaydı? Hani hayatı kelimelerden okumak mümkündü en fazla? Hani, Eskimoların dilinde kar yağışına, Fransızcada aşka, Kazakçada geyiğin farklı mevsimlerdeki hüviyetine, Arapçada devenin her haline ilişkin otuzar civarında kelime vardı?

    Öyle üç-beş kelimeye sığmaz, yağmur bu. Sabah yağanı akşam yağanı, kesilip de başlayanı, durup durup yeniden yağanı var. Yağmazsa hatırlanmayanı, yağarsa unutulmayanı. Ufukta görüneni, görünüp de gelmeyeni, ağırlaşmış bulutlardan ha düştü ha düşeni var. Vaad edip de vermeyeni, başlayıp ardı arkası kesileni. İçinden karanfil kokusu, fesleğen bahçesi, bahar dalı geçeni. Işıklı bahçelere sicim sicim, iplik iplik ineni, elma çiçek vereni.

    Ekim akşam üzeri kaldırımlara ışık topları dökeni, kestanecilerin tebessümüne refakat edeni, bir kucak nergise, beklenmedik bir hikâyeye bitişip de, yazdan sıyrılmış ruhlara hayat vereni var. Kasım başında sayılı gün fırtınasıyla kışa döneni. Kuru çınar yapraklarına usul usul, iri iri düşüp ders böleni. Kül renkli ve adamakıllı yabancı bir sonbahar içinde yol alırken kompartıman camlarından süzülüp süzülüp ineni.

    Rüzgârın önünde savrula savrula yağması, yolda izde esip savurması var. Yıldırımla, şimşekle, gök gürültüsüyle geleni, gelip de gitmeyeni, sessiz sedasız başlayıp da bitmeyeni. Öyle ince ince, eğri eğri değil, dağı da denizi de sisinde, kurşunisinde yok edeni, yer ile gökleri birleştireni, yaşanmışı da yaşanmamışı da alt üst edeni, ufuk çizgisini silip süpüreni. Kamçı gibi döveni. Ürküteni.

    Serin suyun kuru toprağa inmesinde seyredilirmiş yağmurun en güzeli. Tamam, suyun toprağa karışması var. Lâkin gözden kaçanı, ırmağa, göle yağan yağmur var. Hele hele, yalnızca suyun kıyısında yaşayanlar bilir, yağmur bu, denize düşmesi var. Suyun su üzerinde rengi, biçimi, harikulâdesi var. Suyun suya karışması var.

    'Suyun ahlâkı temizdir ateşe bir tek o karşı koyabilir', diyor Bachelard Ateşin Psikanalizi'nde. Ateşten bahsederken suyu anmadan olmuyor yani. Ateşe karşı su var. Kadim bir hikâyenin süreğinde yağmurun azap günlerinin üstüne inmişliği var. Gaflete merhamet edeni, hatanın, günahın, yanılgının azabını pirüpak, cehennem narını 'serinlik selâmet' edeni var. O yağmazsa bu acıya katlanılmaz, olanı var. Lâl ü ebkem değil yağmur. Sese ses vermesi var. Onca kırılmış ümidin ama yine de tükenmemiş güzellik niyetinin üzerine inmesi var. Göz pınarına düşeni, yanaktan süzüleni, kana tere karışanı, her hikâyenin sonunda yağanı var.

    Hüznün iflâh olmaz heveslilerine hayat. Güneşten sonra yağanı, yağdıktan sonra güneş açtıranı, bulutlarıyla cennet hatırası kılınanı. Ama daha çok hayat. Demem o ki kardan sonra yağarsa bir hayal kırıklığına dönüşmesi var.
    Her şey gibi yağmur da aynı anda iki şey; iki kişiliği, iki hüviyeti var. Yılanın ağzında ağu, istiridyenin karnında gevher, Mevlevi tasında şifa. Yüzünü rahmetken zahmete, nimetken eziyete çevirmesi, lûtfederken külfet etmesi, can suyu verirken çürütmesi var. Yarı yollarda koyanı, sel olup boğanı, sabah yağarsa korkulmayanı, akşama kalırsa Allah korusun, olanı. Dalga dalga üstüne, dereleri yataklarından boşaltanı, ırmakları taşıranı var.

    Yağmur bu, içinde kendi tezadı, kendi cehennemi. Kerbelâ'ya ineni, Tufana ekleneni.

    Bu kadar çok hale bu kadar az isim. Besbelli yağmura ilişkin henüz öğrenilmemiş daha bir çok isimler var.

  • Yagmurum Ben
    Yagmurum Ben

    11.07.2010 - 09:43

    Kararır gökyüzü ansızın,
    Çarpar bulutlar kahrederek,
    Ve bir ateş yanar...
    Bulutlar yanar,
    Yürek yanar.
    Sonra tek tek düşer damlalar,
    Toprak kokar,
    Yağmur kokar.
    Bir ateş yanar rüzgârında,
    Bin ateş söner.
    Ben yağmurum
    gününe ve gecene yağan.
    Kararırsa bulutların ansızın,
    Ve şimşekler çakarsa özünde,
    Bak gözündeyim.

    Önce tek tek,
    Sonra sel olurum göğsüne...
    Aydınlanırsa yüreğin,
    Güneşler açarsa yüzünde,
    Neşeyim şimdi özünde.
    Yürürken bahtının yollarında
    Yalnız ve dalgın,
    Ve görürsen açmış
    Bir dal çiğdem
    Üzerinde çiğ damlası.
    O, benim.

    Sabahları dağılırken bulutlar
    Yürüyorsan sokaklarda
    Düşünüyorsan
    nisan yağmurlarını
    Havayı kokla
    O, benim.
    Ararsa ellerin ellerimi
    gözlerinde yağmurlar,
    Üzülme.
    Yum gözlerini usuldan.
    Bak yüreğindeyim.

    Estirme hüzün rüzgârlarını
    Kov sahilinden deli dalgaları
    Sakin serin pınarlarda çağlar damlalarım.
    Dağlardan esen meltemlerde,
    Akan çeşmende benim.
    Yıka yüreğini temiz sularımda,
    Gönlünde melankoli kalmasın
    Şifalıdır damlalarım,
    Ben yağmurum,
    Yağmur;
    Benim...

    Çiğdem Altınöz

  • Tunc Er
    Tunc Er

    22.03.2010 - 13:26

    kendisiyle barışık, samimi, içten ve sıcak biri...

Toplam 82 mesaj bulundu