Fatih Yılmaz Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Ant ...

  • cebren

    13.08.2009 - 19:12

    ...

    ABD'nin 'tanrı' olduğu düşüncesinden kurtularak, başını çektiği Batı dünyasının kötülüklerin ve krizin bizzat sebebi olduğu anlaşılacak...

    Amerika ve İsrail terör örgütü başta olmak üzere Hristiyan-Yahudi Batı dünyasıyla yapılan bütün askerî anlaşmalar yırtılıp atılacak ve bütün askerî paktlardan çıkılacak...

    IMF ile ilişkiler hemen kesilip, IMF heyeti bir uçağa bindirilerek bir daha dönmemek üzere geldikleri yere gönderilecek...

    Medyaya kesinlikle bir 'çekidüzen' verilecek, insanımıza karşı kullandığı düşman dili muhakkak kesilecek...

    Batı'nın 'öteki ve fetih alanı' olduğunun şuuruna varılarak, 'millî menfaat' gereği AB ile ilişkiler kesilecek...

    Şeklî demokrasi kesinlikle askıya alınacak...

    Şeklî demokrasinin karşılığının Batı'nın zihinlere zerkettiği kötü mânâda bir diktatörlük olmadığı toplumun şuuruna yerleştirilecek...

    Zehirlenmiş ve ne yapacağını bilmez şaşkına dönmüş toplum kesinlikle disipline edilecek...

    Devlet 'müdahale ve tedbirci'liğini ekonominin her alanında azami seviyede gösterecek...

    Ekonomi devletin planlaması, müdahalesi ve tedbirciliğiyle yürüyecek...

    Emperyalistlerin İslâm coğrafyasında ve diğer üçüncü dünya ülkelerinde at koşturmalarına kılıf hazırlayan BM-Domuzlar Diktatoryası'ndan çıkılacak...

    Çıkılmakla birlikte insanca ve bütün herkesin eşit muamele göreceği bir uluslararası hukukun tesis edilebilmesinin ilk şartı olarak da, BM-Domuzlar Diktatoryası'nın yıkılması gerektiği Irak'tan başlayarak ittifaklarla bütün dünyaya anlatılacak...

    Irak Devlet Başkanı'nı Bağdat'ta asan Amerika'nın, devlet başkanını Washington meydanında sallandırma iradesi bütün dünyaya deklare edilecek...

    Bütün bunlarla birlikte ülke ekonomisi, rakamlara boğulmuş, insanın karnını doyurmaktan anlamayan Batıcı ekonomistlerden alınarak insanın karnının nasıl doyurulacağını bilen pratik iktisatçılara teslim edilecek...

    Silahlı Kuvvetler, Amerika ve Batı yörüngesinden kurtarıldıktan sonra 'millî menfaatler'e uygun, savaşkan, güçlü, milletin ordusu hâline getirilecek...

    ...

  • masallar

    13.08.2009 - 18:41

    ...

    Cemal Reşit Rey 1941'de 'Pélerinages dans la ville qui n'est plus qu'un souvenir' (Hatıradan İbaret Kalan Şehirde Gezintiler) başlıklı yedi piyano parçasını besteler... Hatıradan ibaret kalan şehir İstanbul'dur ve besteci, kendi tanımıyla geçmişin İstanbul'unu, asırların İstanbul'unu, sırasıyla artık ebediyete göçmüş bir insan topluluğunun bıraktığı eserlerden ilhamını alarak yansıtır... Serviler ve sessizliği ile huzur veren 'Mezarlık'ta Arap harflerinin ince kıvrımları ritmin kayganlığı ile üst üste getirilir... Büyük kenti kuşatan, onu bir kalkan gibi koruyan yüksek 'Surlar'ın kalıntıları piyanonun büyük, görkemli akorlarıyla armonik kalıplar şeklinde tuşların bir ucundan diğerine yansıtılır... 'Mermere yazılmış kitabeler' derin bir mistisizm içindedir... 'Fatih ordusunun çizdiği yol' görkemli ve törenseldir... 'Sarnıçlar' Yerebatan Sarayı'ndan kalan su birikintisi; ölü su, rutubet damlaları, kemer duvarlarından gelen akisler, sessizlik, yalnızlık ve ölümdür... Buradaki dua büyük bir duyarlılıkla anlatılır... 'Çiçekli çayır' insanın içini biraz ferahlatır... Yüzyılları görmüş, asırlık Ulu Çınar ile eser huzurlu, ama yine huşu içinde sona erer...

  • acemi balık

    11.08.2009 - 18:26

    Perihan Altındağ Sözeri - Denizlerin Nazlı Kızı...

  • Elif

    11.08.2009 - 18:20

    ...

    'Suret olmadan mânâlar ebediyyen tecelliye gelmez'; bu hikmet çerçevesinde, hem suret'in mânâdan önce olması, hem de 'tecelli'nin mânâdan sonra olması anlaşılıyor...

    Tecelli, mânâ'nın kaderidir, bilinmesidir, görünmesidir... Tecelli'nin bilinme ve görünme anlamı, onun bizzat 'suret' olmasıdır... Bu suret, mânâdan sonra...

    Mânâ olmadan suretten bahsedilemeyeceğine göre, mânâdan önceki suret eceldir; mânâdan sonraki suret ise, kader...

    Ecel ve kaderin mânâda bitişikliği, tecelli etmemiş mânânın sır - tecelli etmemiş mânânın 'yok' olmasına nazaran, ecel ve kaderin de 'sır' ve 'yok' olduğunu gösterir... Burada mânâ, ecel ve kaderin, bir ve aynı ânda göründüğü açık: Suret ve mânâ birliği hâlinde 'varlık'.

    ...

  • zodiac

    11.08.2009 - 18:13

    Words and Deeds...

  • Harf inkılabı

    09.08.2009 - 19:43

    ...

    Kelimeler, yazıda mânâların nakışları ve sözün resimleridir... Harfler ise, bu nakışların sesini veren notalar; yani, seste kelime terkibinin iptidaî maddeleri... Böyle olunca, ortada harf diye birşey kalmaz, sadece kelime görünür... Nitekim bir grub resmi seyrederken, onun kırmızı ve sarı rengini değil, belirttiği manzaraya bakarız; ama biliriz ki, renk olmadan resim olmaz... Onun da ayrı bir kıymeti var... İnsanlık, tarih boyunca hep hece ve harf usûlüyle gittiği ve kelime usûlünü geç idrak ettiği için bu incelik lisaniyyet ilmince Rönesans'tan çok sonra farkedilmiş ve nihayet modern ilme nakşolmuş bir düsturdur: 'Harf usûlü yok, kelime usûlü vardır... Kelime, ifâde ettiği mefhumun resmidir ve harfleriyle hecelemek değil, olduğu gibi bir görünüş hâlinde kafalara yerleşecektir' İşte bu yüzdendir ki, dünyada tümü ile fonetik imlâ mevcut değil, yalnız Lâtin harflerinin zoraki dürtüşüne tâbi bir kölelik hâlinde sadece Türkçe'de vardır... Bu nokta müthiş bir iptidaîlik ve geriliği ihtar eder! Ciğerimize kadar İslâm ve bal gibi Türk eski harfler devresindeyse, o beğenmedikleri imlâ zorluğu işte kelime usûlüne göre bir metod tutturabilmiş ve her kelimeyi tesbit edici ansiklopedi meydana getirilmiş olsaydı, hiçbir mahzur ifade etmeyecek ve işi onbaşı kültürü üstünde tutucu ve sefil kolaylıklara düşürmeyici bir seviye gösterecekti... Demek imlâ anarşisine yol açan bu nokta, harflerin değil, okutma ve öğretme usûlümüzün çürüklüğünden geliyor ve merkezî bir ilim otoritesi mihrakından mahrum olmamız dolayısiyle meydana çıkıyordu; bu da Tanzimat'tan sonra doğan bir felâket halinde umumî çöküşümüzün ve başıboş kalışımızın ayrı bir tezahür şubesi oluyordu!

    ...

    Arap harfleri dedikleri ezel kadar eski ve ebed çapında yeni harflerin zatî kıymet ölçüsüne geçelim: Fransız Akademisinin bu mevzuda eski bir tetkik ve raporu vardır... Bu raporda, Arap harflerinin Lâtin harflerine üstünlüğü açıkça itiraf edilmekte ve ana kültürlerine bağlılık mecburiyeti olmasaydı, tercihi gerektiği noktasına kadar gidilmektedir... Fransız, bir elverişsize mukabil kendi kültürünü koruma gayreti uğrunda asıl elverişli olanı kabul edemezken, biz, nasıl olur da üzerinde hiçbir murakabe teri dökmeden elverişliyi atar, elverişsizi seçer ve herhangi bir ana kültür kaygısına düşmeyiz? Böyle bir kaygıya düşmeyiz; zira Tanzimat devri, Batı maymunları harasını kurmuş ve bütün değerleri değersizlerle değiştirme yolunu açmıştır!

    ...

    Biliyor muyuz ki, modern resim dedikleri mücerret resmin ilk akla gelen ismi ünlü ressam Picasso, Cezayirli Ebülgaffar Medanî isimli bir zattan hat dersleri almış ve bizim yazı stillerimizi resimlerinde döküman olarak kullanmıştır!

    ...

    Arap harflerinin lâtin harflerine üstünlüğünü, fikirden başka estetik ve sanat gözüyle de göstermek lâzım:

    - A, H, E, L, N harflerine dikkatle baksanız yeter; ne kaba ve basit geometrik şekiller! Birbirine mıhlı kalaslardan badanacı merdivenleri gibi bir şey! Ve hiçbir kıvrım tadına malik değil... Buna mukabil bir 'vav', bir 'he', bir 'ayın', bir 'lâmelif' şeklindeki estetik ve güzelliğe dikkat!

    ...

    İslâm harflerinin başında, ortasında ve sonunda ayrı şekiller olması da, kelime usûlü ölçüsüne göre bir zorluk değil, bir kıymet; ve bilhassa zekâ ve hafızayı geliştirmesi ve girift düşünceyi beslemesi noktasından bir fazilet! Eğer zorluk sözkonusu ise, ya onlarınkindeki ayrı ayrı yazı, kitap, majiskül harf ayırımları? Fonetik imlâ isteği ise, hayvanlara bile talimi mümkün ve zekâya engel bir basitlik; ve zaten hiçbir dilde de mevcut değil... 1928'den bu yana, fikir ve edebiyat sahamızdaki kısırlığımızın baş sebebini Lâtin harflerinde aramak gerektiği, şimdiye kadar dile getirilememiş bir hakikat!

    ...

    Hassasiyet cevheri Şair Fuzulî'nin şiir sanatında değer verdiği bir güzellik de harflerin estetiğidir!

    ...

    Hattatlar türlü sanat tabloları vücuda getirirlerken, şairler de aynı yazının şekillerini, aynı harf ve yazı sevgisi ile birtakım söz sanatları ile şiire işlemişlerdir... Böyle şiirler, daha çok, harflerin şekillerinden ve çizgilerinden alınan ilhamlarla söylenmiştir!

    ...

  • kült film

    09.08.2009 - 19:14

    'Schizopolis' (1996)

    Steven Soderbergh

  • kleptomani

    08.08.2009 - 19:29

    ...

    Onlar çalıp çırpacak, hortumlayacak, sömürgecilere akıtacak ve biz vergilerimizle onları besleyeceğiz! Vergi kaçırmaktan bahsetmiyorum! Çünkü halka dayanmadıklarından dolayı vergi toplama gibi bir meşrûiyeti olmadıklarını bildikleri için, kimsenin kaçamayacağı dolaylı vergilerle zengin-fakir ayırımı yapmadan bizleri sömürmekteler... Aldığımız şekerden-çaydan-sudan vs. tıkır tıkır vergilerini almaktalar...

    Toplam vergilerin %70'i dolaylı vergilerden...

    57 çeşit vergi, 430 çeşit dolaylı vergi, harç vs. var... KDV ve ÖTV gibi tüketimden alınan vergiler, bu adaletsiz vergiler %70'leri bulmakta...

    ...

  • sistemi okumak

    06.08.2009 - 19:04

    Michael Haydn - Divertimenti (Salzburger Hofmusik - Wolfgang Brunner)

  • Görmeden sevmek

    05.08.2009 - 19:35

    Gönül Turgut - Telefondayım Yine...

  • mavi hüzün

    05.08.2009 - 19:11

    ...

    Mozart uzmanları, 27. Konçerto'yu, bestecinin 'veda konçertosu' olarak göstermekten hoşlanırlar... Örneğin, Alfred Einstein, eseri 'yaşamın artık kendisi için hiçbir çekiciliğinin kalmadığını gösteren bir itiraf belgesi' diye tanımlar... Besteci, başlamakta olan bahar mevsiminin, göreceği 'son ilkbahar' olacağına artık inanmaktadır... Mozart biyografı Hugh Ottoway'e göre ise, eserde, 'zoraki olarak neşe maskesi takmış örtülü bir matem havası' sezilir...

    ...

  • zodiac

    03.08.2009 - 17:40

    One Day, One Room...

  • rüya tabiri

    02.08.2009 - 17:40

    Sizi çeken ya da iten bir şey... Manyetizmada karşıt kutuplar birbirini çekerken benzer olanlar iter... Bu durumda mıknatısın ittiğini gördüğünüz şey başkalarında görüp hoşlanmadığınız, ama aslında sizde de olan bir özellik olabilir...

  • maziden biri

    31.07.2009 - 18:07

    Chopin - 14 Valses - Dinu Lipatti...

  • ilham kaynağı olmak

    31.07.2009 - 17:54

    'Le renard et l'enfant' (2007)

    Luc Jacquet

  • örgülü saç

    29.07.2009 - 18:00

    Jacob Maris - The Bird Cage...

  • görmeyen gözler

    29.07.2009 - 17:56

    Rana Alagöz - Herşey Bitmedi Bitemez...

  • açık kapı arsızı

    28.07.2009 - 18:12

    She follows me down to the sound of the sea
    Slips to the sand and stares up at me
    'Is this how it happens? Is this how it feels?
    Is this how a star falls?
    Is this how a star falls? '

    The night turns as I try to explain
    Irresistable attraction and orbital plane
    'or maybe it's more like a moth to a flame? '
    She brushes my face with her smile
    'Forget about stars for a while... '
    As she melts

    Meanwhile millions of miles away in space
    The incoming comet brushes jupiter's face
    And disappears away with barely a trace

    'Was that it? Was that the jupiter show?
    It kinda wasn't quite what I'd hoped for you know... '
    And pulling away she stands up slow
    And round her the night turns
    Round her the night turns

    Yeah that was it
    That was the jupiter crash
    Drawn too close and gone in a flash
    Just a few bruises in the region of the splash

    She left to the sound of the sea
    She just drifted away from me
    Yeah, so much for gravity...

  • sistemi okumak

    27.07.2009 - 19:15

    Domenico Scarlatti - Keyboard Sonatas (Eteri Andjaparidze)

  • İnfirat

    26.07.2009 - 19:50

    Gould plays Berg, Krenek, Webern, Debussy, Ravel...

  • henry purcell

    26.07.2009 - 19:48

    Hark! Now the echoing air a triumph sings
    And all around pleas'd Cupids clap their wings...

  • efsane kayıtlar

    26.07.2009 - 19:47

    J.S.Bach

    Chromatic Fantasy and Fugue

    piano: Edwin Fischer

    rec: 1931

  • film replikleri

    26.07.2009 - 19:43

    - Her zaman söylemişimdir... Gerçek kadınlar doğulu olanlardır... Doğu'da aşk başkadır... Doğulu kadın hem gizemli, hem anaçtır... Hem sevgili hem de çocuktur... Kendini ona bırakmak, ruhen ve bedenen emrine girmek ne büyük zevk!

    (La dolce vita)

  • görmeyen gözler

    25.07.2009 - 16:02

    Hümeyra - Ey Sevgili Sevgilim...

Toplam 3989 mesaj bulundu