Tayyibe Atay Adlı Antoloji.com Üyesinin Şair ...

Aynanın Önünde

Altmış beş yıl
- Bir ömür bu bir uzun -
Yoksa önce mi biraz
Yazdı kuşkusuz ilkyaz
Saksılara uzak duran gelinciklerden
Anneme götürdüğüm o demet
Bir küçük bulut parçası alev alev
Yeşil yapraklar içinde kızıl
İsyan bayrağım oldu zamanla
Aynanın önünde

Solgun sarı
Mor çiç ...

sahi nedir ki 'insan!'

kafasında aklı
yüreğinde yaşama sevinci yoksa eğer
sahi
nedir ki insan!..

hani tutup
bir bir insanı anlatsam
ağusböceği olacağım ya
türküm de kalmadı söyleyecek
yaza ve güneşe dair
akordu da bozuk sazımın
bamtelimde sarı bir ölüm
çoktan okundu ezan...

:))))) ...

evet,o prizmanın bir yüzünde de biz varız işte:)))))biraz kendimiz,biraz da kendimize yabancı!..baktığımız ayna kirleniyor gitgide...dünyanın neresinde olduğumuzdan çok,asıl bu üzüyor beni açıkçası.

gerçekten güzel şiirdi,kutluyorum saygı ile...

bu şiir siyasete bulaşmış;saymam!..:)))))

saydığım ne peki!..zaman siyasetinin kara benekleri!..o,bu,şu!..ve o,bu,şu'yu sandıktan çıkartan aklımız!..

aklımızla yaşayalım,en iyisi!..

kutlayarak şairi,herkese saygılar efendim....

neler üstüne yığılmış hayat!.altında yaşayabilene aşkolsun!..

ha bu arada
savaşı meydanlarda değil
bir başka türlü yaşıyorum!..

kömüre çevrilmek istenen odunun
mavi dumanına sinen bulut gibi
şimşekli ve gürültülü sesiyle ağlıyorum...

onca kulakta onca kafa
onca diyarda onca ağaç
onca ...

teşekkürler Ayça Dereli...çok güldüm,öokkkkkk:)))))))

teşekkürler Ayça Dereli....

çok güldüm,çokkkkkk :))))))))

hiç bir şey ilgilendirmez beni diyor şair,insandan başka!..

aynen efendim,aynennnn!...

rengini atan çiçeğe,renk bile olamadıktan sonra;neden ilgileneceksin ki çiçeklerle!..yeşili solduran güneşsizlik,yeşili de takar nasılsa dallara;günü geldiğinde...

ve günümüz geldiğinde....hay allah,biz d ...

hiç bir şey ilgilendirmez beni diyor şair,insandan başka! ..

aynen efendim,aynennnn! ...

rengini atan çiçeğe,renk bile olamadıktan sonra; neden ilgileneceksin ki çiçeklerle! ..yeşili solduran güneşsizlik,yeşili de takar nasılsa dallara; günü geldiğinde...

ve günümüz geldiğinde....hay allah, ...

önce, hele şükür!....:))))

sonra da yeniden okumuş olayım,önceden de günün şiiri olan şiiri ve gideyim...

herkese saygılarımla...

kutluyorum:saygilarimla...

'bir kere
ikizimdi kızıl saçlı Eylül
onu sevdin benim yerime
anlatma bari
gerine gerine! ..

haram olsun elmalarım!...'

ne güzel şiirdi...yazmış şair,beni de del etti!..:)))

kurula teşekkürler....


haram olsun elmalarım!..'

'güney kapısı' üzerinde durmak istiyorum biraz...

güneşe ve sıcak bir iklime açılan kapıda neler olabilir gibi bir soru takıldı aklıma...portakal bahçeleri,şimşir ağaçları,muzlarla dolu dallar,mavi ama tuzlu deniz,taflanlar,palmiyeler,kıble!..

'hep güneye uçar kuşlar
hep güneye bakar ayçiçekl ...

mektupların içinden fırlayan aşklara selam olsun benden dedim...duymadı selamımı! ..yürüyüp gitti...hem de akmayan bir denizin peşisıra! ..kum olsa da şimdi, umurumda değil ki! ..

:)))))

mektuplar içine saklanan aşklarla yürüyor zaman...gün geceye,gece güne dönüyor durmadan...yer ile gök ara ...

Annem

an
ve
nemdir
şimdi
gözlerimde
annem!.....

Tayyibe Atay

ilk dizeyi değiştirdim,şairinden özür dileyerek...

'temmuz ayında uykuya daldı annem' dedim...

annesini kaybeden çocukların çektiği acıyı,büyükler de çeker...sanırım askerlik yıllarında kaybetmiş annesini sevgili Doğan annesini. annesine rahmet diliyorum buradan...

şiirin ilk bölümüne resmi ...

ya gelmeseydi!:)))))uzayıp gidecekti yangın günleri...iyi işte kurtulmuşsun bak!..geride kalan ateş düşünsün artık seni.....

boş ver şair
her şey biter günü geldiğinde
biz kalırız geriye
artakalanlı çıkarma işlemi gibi!..

çıkan kendisi kalır
eksilir çıkarılan
di mi!..

:)))))))

öpüyo ...

:)))))))))

niye tek parmak!..ne oldu ötekilere,hı!..

hay allah,neler değişiyor hayatta değil mi?ne eski yüzler eski yüz olarak kalıyor,ne de eski dünya eski dünya olarak..bulutların,kavak ağaçlarının rengi bile değişmiş artık...

ama rüzgarlar,hala o eski rüzgar!..:))))

q kökenli klav ...

'bir şey anlatmak berikine,ötekine
sen dur dersin, o gider
sonra bir ses, dönüp bakarsın
düşmüş duvarcı çivi çakma derdine(!)

içindekini bir türlü anlatamazsın!..'

bir şiirimden kestim bu bölümü..şiirinizin taşıdığı ruhla örtüştüğü için ki,bu ülkede örülmeye devam ediyor duvarlar,yine bizi ...

kendisi olamayanın,kendisine tavaf etmesi mümkün müdür diye düşündüm..sadece düşündüm...

kendisi olamayan bir ülkenin vatandaşı olarak hem de!..

lütfen dirilme Atatürküm!..üzülürsün sonra...

kutluyorum saygıyla...

necedir bu şiir acaba?önce onu öğrenelim derim...

sosyal içeği can yakıyor şiirin...boşuna şair olunmuyor baylar,bayanlar...

insanı yakasından tutup silkeliyor,şiirdeki dil ve ruh...diğer tarafta 'küpeler tak kulağına' diye de sesleniyor sanki...kimleredir peki bu sesleniş derseniz;belli değil mi?

ülkem insanının düştüğü hallerin en acısı olm ...

yüzü de kızarmaz böylelerinin...ama ne,siyasi güç erkeklerden yana kullanıyor kararlarını..hal bu olunca,biraz daha köşeye kıstırılıyor kadınlar.
ve artık 'kadının adı yok'a doğru oluşmaya başlıyor,erkek egemen toplumunda düşünceler.

erkekler,bence de utanmalı...

kalemine sağlık sevgili Vedat ...

'perde kapanır
ışıklar söner…'

değiştireyim mi şimdi bu bölümü!?:))

'perde kapanıp
ışıklar söndü'

:)))

ben böyle okudum şiiri; sanki kulağıma daha bir hoş geldi. şairinden özür dileyerek.

ve hayat,aldanmanın ta kendisiydi!..

kutluyorum saygıyla...