"Sımsıcak konuşurdun konuşunca
ırmak gibi, rüzgar gibi konuşurdun
yayla kokuşlu çiçekler açardı sanki
çiğdemler güller mor menevşeler açardı
Sımsıcak konuşurdun konuşunca
Hala koynumda resmin
(.....)
Ve hala sımsıcak durur anılar
sımsıcak ve biraz boynu bükük
Ne varsa yaşanmış ve paylaşılmış
yasak bir kitap gibi durmaktadır
ve firari bir sevda gibi
Şimdi duvarlarda resmin"
DAMAK ÇATLATAN AKP MENÜSÜ
Akepe'nin Ankara’daki son MYK toplantısında kuzu kol tandır, kozak çam fıstıklı iç pilav ve kuzu etli keşkek’in de içinde olduğu 17 çeşit yemek ikram edildi.
Hafta başında yapılan Akp Merkez Yürütme Kurulu toplantısında özel yemek servisi yapıldığı ortaya çıktı. Akp'lilere aşağıdaki yemekler ikram edildi.
BAŞLANGIÇ:
Etli düğün çorbası
Tadımlık Edremit sepet peyniri
Mihaliç peyniri
Koyun beyaz peynir
0,3 dizem erken hasat zeytinyağı.
ANA YEMEK:
Balıkesir kıvırcık kuzu kol tandır
Kozak çam fıstıklı bademli içi pilav
Kuzu etli dövme keşkek
Edremit koyun yoğurdu.
SOĞUKLAR:
Çıkrıkçı ovası kerevizi
Portakallı kereviz
Bostancı ovası lahanası
Çam fıstıklı kuş üzümlü lahana sarması Edremit ovası yer elması
Karaoğlanlar köyü kuzu ıspanak
SALATA:
Kuzukulağı ısırgan otlu nar, ceviz ve keçi peyniri ile Eybek salata
TATLI:
Zeytinyağlı cevizli/bademli Edremit ev baklavası.
Yemeklerin, AKP'li Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz'ın ricasıyla(?) hazırlandığı belirtildi. (Haberler)
aGa diyor ki:
Ana muhalefet partisinin, politikadan bihaber başkanı "bay Kemal"in, lüzumsuz abd gezisinde yediği hamburger'e kafayı takanlar haklı; YEDİN Mİ BÖYLE YİYECEKSİN !
"Yenilmişsem
Elim kolum bağlı
Boynumda yağlı ip
Gelip dayanmışsam darağacına
Dudaklarımda yarın
Gözlerim yarınlarda
Unutmak mı gerek seni?
Kapılar kapalı
Tutulmuşsa gece
kapkara yollar
Sıcacık bir sevgi
sunmayacak mıyım
insanlara?
Bakmayacak mıyım yarınlara
Seslenmeyecek miyim
insanlara?”
DENİZ GEZMİŞ
Bilgi:
Şiir, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın in infazından sonra, siyah bir torba içinde Gezmiş'in babasına teslim edilen eşyalar arasındaki torbadan çıkan cep defterinin kapak arkasına karalanmış şiirdir.
Kendi el yazısıyla karalanan, kimi satırları çizilen şiiri Deniz Gezmiş yazmıştır.
Yasemin hanım,
Önce tşk paylaşımlarınız için.
Ve ardından konuya geçiyorum:
-Her zamanki gibi seçme kıssadan hisselerinizi dikkatle inceledim,
- Şiirlerinizi, deyişlerinizi keyifle okudum,
- Şarkılarınızı zevkle dinledim,
- Kitaplarınıza alıcı gözle yaklaştım.
Lakin, polisiye romanlara pek sıcak bakmadığımdan Ahmet Ümit'i hiç okumadığımı itiraf etmeliyim. Umarım kızmazsınız :))
Leyla'nın Evi'ne gelince...
Bir arkadaştan ödünç alıp okumuştum.
Ayrı dünyaların insanlarının kesişen yaşamlarının anlatıldığı romanı, belli bir çizginin üstünde bularak beğenmiştim ama açık söylemek gerekirse, öyle göklere çıkarılacak kadar etkilenmemiştim.
Ama değil mi ki siz öneriyorsunuz, bu kez bizzat edinip daha dikkatli okuyacağım.
Söz :))
Bu arada yeri gelmişken belirteyim, ben Livaneli'nin yazarlığından daha çok müzik yönünden etkilenmişimdir.
Onun 1973'de Belçika'da çıkardığı ilk uzunçaları olan ve o dönemin yiğit, yürekli devrimci gençleri Denizler, Sinanlar, Mahirler ve tüm diğer devrimci gençler için bir ağıt niteliğinde oluşunun yanısıra,12 Mart 1971 faşizmine direnişin de simgesi haline dönüşen "Devrim Türküleri"nden (Chants Révolutionnaires Turcs) bir türküyü size armağan ediyorum. (Babamdan kalan uzunçaları hala saklıyorum kitaplığımda.)
"......
Mustafa Kemal'i düşünüyorum,
Altın saçları dalgalanıyor rüzgârda,
Mavi gözleri ışıl ışıl, görüyorum
Uykularıma giriyor her gece.
Ellerinden öpüyorum."
Ümit Yaşar OĞUZCAN' ın "Mustafa Kemal'i Düşünüyorum" şiirinden)
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
ve
MÜCADELE ARKADAŞLARI,
Cuma dualarında ONLARI yok sayan ulusal onurdan yoksun ne idüğü belirsiz karanlık ortaçağ kalıntılarının ve ATATÜRK adına bile tahammul edemediğini gizlemek için her yöne mavi boncuk dağıtıp şirin gözükmeye çalışan hadsiz ve düzeysiz şarlatanların inadına her Cuma bu başlıkta anılmaktadır. Herkes davetlidir.
Şükran YİĞİT
1961 yılında İstanbul’da doğdu.
Ankara’da büyüdü. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Almanya’nın Frankfurt şehrinde yaşamaktadır.
Yazar, “Wittgenstein'ın Yalnızlığı” adlı yazısında, Frankfurt’a gelene kadar Ankara ve Istanbul'un hayatında iki önemli şehir olduğunu belirtir.
Bu iki şehir hakkındaki duygu
ve düşüncelerini ise şöyle anlatır:
“İstanbul sokakların, Ankara evlerin şehriydi. İstanbul güzelliğin ve ihtişamın Ankara ise sadeliğin… İstanbul’da ay Boğaz’ın üzerinde beklenen bir şenlikti, Ankara’da ise evinin penceresinden aniden görünüverirdi.”
Yazarın ilk romanı Ankara Mon Amour 2003 yılında yayımlanmıştır.
Yazmasının nedenini "yazı yazmaya" karşı bir takıntı olarak değil, anlatmak istediği öykülerin varlığıyla açıklayan yazar, Burası Radyo Şarampol (2020) romanıyla 2021 Attilâ İlhan Roman Ödülü'nü aldı.
Kafasında hayaller, gözlemlerinde derinlik, dilinde kıvraklık, üslûbunda letafet olduktan sonra ister ilk kitap, ister onuncu kitap olsun, bazı yazarların metinleri hep keyifle okunur. Şükran Yiğit, o yazarlardan biri... Dilindeki sıcaklık, akıcılık, doğallık okuru sarıveriyor. Kurgudaki ve dildeki zenginlik ise zirvede.
Yapıtları (İletişim Yayınları)
2003 Ankara, Mon Amour!
2004 Bir Akdeniz Kedisinin Hatıraları
2008 Çatıkatı Aşıkları
2020 Burası Radyo Şarampol
üst üste asılınca ertesi gün daha iyi ısıtan paltoların
cepli basma elbiselerin
"üç tam bir paso"nun
troleybüs hızında giden bir hayatın
Zümrüt Pastanesi’nin ve Alemdar Sineması’nın
sabahtan öğlene bir yağmurla değişiveren dünyaların
“bir hatırası olmanın”
“bir çay koyalım"ın
mavi ODTÜ otobüslerinin
yirmi yaşında olmanın
tiril tiril yeşil elbiseler giyen bir hayalin
ayrılanların hüznü alınan Ankara Garı’nın
yani çocukluğun
arkadaşlığın
aşkın öyküsü...
Bize vaat edilenler de bunlar değil miydi zaten? (Tanıtımdan)
Küçük bir kızın gözünden 1960 ların ve 1980Li yılların Ankara'sının, günlük hayatın, komşuluk ilişkilerinin anlatıldığı oldukça çarpıcı, sıcacık, etkileyici ve sürükleyici bir roman olan ve 2003 yılında yayınlanan Ankara Mon Amour, üç ayrı bölümde üç ayrı çocuğun bakış açısıyla anlatılmaktadır.
Birinci bölümde Suna’nın gözüyle 1960’lı yılların başı anlatılmıştır. Suna henüz okula başlamamış küçük bir kızdır. Çevresinde anlam veremediği gelişmeler olmaktadır.
Yazar, Suna’nın çocukluğunun anlatıldığı bölümde bir çocuğun bakış açısını mükemmel yansıtmış. Herkesin çocukluğundan mutlaka bir iz bulabileceği sayfalar bunlar.
İkinci bölüm, çocukluk arkadaşı olan Suna ile Emel’in yıllar sonra karşılaşmalarını konu edinir. Bu kez 80’li yıllardayız. Hayatları değişen ve tamamen farklı yollara ayrıldıktan sonra yeniden kesişen bu iki arkadaşın hikayesini öğreniyoruz.
Üçüncü bölüm ise Suna’nın dayısı Ömer’in gözüyle anlatılır. Burada konu, herkesin hayatını etkileyen yasak bir aşktır. .
Geçmişin, tıpkı şimdi gibi güzel anılar kadar acı dolu hikâyelerle de kuşatıldığını bilsek de eskiye özlem duymaktan, dünün bugünden iyi olduğunu sanmaktan vazgeçmiyoruz.
Ankara, Mon Amour! , okurken
sizi hem gülümseten, hem de bir anda hüzünlendiren ve bir oturuşta okuyabileceğiniz türden bir roman.
(DERLEMEDİR)
BİLGİ:
Kitabın yazarı Şükran Yiğit
bir sonraki mesajda tanıtıldı.
"......
çok uzakta,
gökyüzündeki derenin dibinde ağarır taşlar.
başı yastıktadır gülümün
alabildiğine geniş kuş tüyü yastıktadır başı.
elleri iki ak lale gibi yorganın üstündedir.
saçlarında kuşlar ötüşmeğe başlar.
......"
BİR YAŞAM ÜŞÜR YOKLUĞUNLA
gündoğumu sancısı kadar
güftesiz avazlar vurur göğüme
kirpiklerime kurulur bir nehir
dolunay büyütürken ellerim
kendi acılarımda soluklanırım
ağlarken yıldızlar
özleminin koynunda
ve ilmek ilmek dokuyamadığım umutlarımla
kırık bir maviye soyunur gece
yarım kalmışlığıyla susar şiir
bir yaşam üşür yokluğunla
YASEMİN ELBEK
Turhan aGa'nın Mekanı (Atış serbest!)
25.01.2023 - 08:36"......
yaşam
yeni doğmuş mezar kadar ıslaktır
çoğu zaman
gölgesi düşmüş günah kadar çıplak
ünlemin noktası kadar zarif
ötelemeyin günah!
kaybetmek
sinsi bir içlenme
gelip geçici gücenmişlik
büyür nasılsa
nasılsa büyür ruhunda
siyaha çalan ne varsa
korkutma yazık!
hangi gülüş kandırabilir ki bu karanlığı
yine aylardan aralık"
(BELGİN ERTÜRK'ün "Öfke de Yenik" şiirinden)
Turhan aGa'nın Mekanı (Atış serbest!)
24.01.2023 - 10:40UĞUR MUMCU
ve
TÜM DEVRİM ŞEHİTLERİNIN ANISINA
Turhan aGa'nın Mekanı (Atış serbest!)
24.01.2023 - 10:24UĞUR MUMCU
(22 08 1942, Kırşehir - 24 01 1993, Ankara)
Selam olsun.
Yiğitlik, yüreklilik, yurtseverlik, namus timsali Kemalist Savaşçı UĞUR MUMCU, hain bir tuzak sonucu aramızdan ayrılalı 30 yıl oldu.
Aydınlıklar içinde uyuyor.
Turhan aGa'nın Mekanı (Atış serbest!)
23.01.2023 - 15:40Temel, "Sağa Dönülmez" levhasına aldırmadan kırmış diteksiyonu, dönmüş sağa... İlerde pusuya yatan trafik ekibi Temel'i durdurmuş.
Sormuş polis :
"Neden döndün sağa, görmedin mi levhayı?"
Temel yanıtlamış:
"Ha o levhayı cördüm de seni cörmedum da..."
Turhan aGa'nın Mekanı (Atış serbest!)
23.01.2023 - 08:06Adabı vardır rakının; önce kiminle içtiğini bileceksin, sonra kime içtiğini...
Turhan aGa'nın Mekanı (Atış serbest!)
23.01.2023 - 07:55Turhan aGa'nın Mekanı (Atış serbest!)
23.01.2023 - 07:38".....
Ayrılık sabahı ne kadar beyaz
Ölümün hüzünlü arkadaşı kar
Bana ütülü bir çarşaf hazırlar
Bir karanfil tam yüreğimin üstünde"
(ONAT KUTLAR'ın "Ayrılık" şiirinden)
Turhan aGa'nın Mekanı (Atış serbest!)
22.01.2023 - 17:30Aşkların en güzeli, henüz yaşanmayan ve ASLA yaşanmayacak olandır.
Turhan aGa'nın Mekanı (Atış serbest!)
22.01.2023 - 16:19Turhan aGa'nın Mekanı (Atış serbest!)
22.01.2023 - 15:59"Sımsıcak konuşurdun konuşunca
ırmak gibi, rüzgar gibi konuşurdun
yayla kokuşlu çiçekler açardı sanki
çiğdemler güller mor menevşeler açardı
Sımsıcak konuşurdun konuşunca
Hala koynumda resmin
(.....)
Ve hala sımsıcak durur anılar
sımsıcak ve biraz boynu bükük
Ne varsa yaşanmış ve paylaşılmış
yasak bir kitap gibi durmaktadır
ve firari bir sevda gibi
Şimdi duvarlarda resmin"
(Ahmet TELLİ'nin "Hala Koynumda Resmin" şiirinden)
Turhan aGa'nın Mekanı (Atış serbest!)
22.01.2023 - 15:50İyi günler [ alfabetik sırayla :)) ]
Canan hanım
Tuba hanım
Yasemin hanım
Turhan aGa'nın Mekanı (Atış serbest!)
21.01.2023 - 10:54DAMAK ÇATLATAN AKP MENÜSÜ
Akepe'nin Ankara’daki son MYK toplantısında kuzu kol tandır, kozak çam fıstıklı iç pilav ve kuzu etli keşkek’in de içinde olduğu 17 çeşit yemek ikram edildi.
Hafta başında yapılan Akp Merkez Yürütme Kurulu toplantısında özel yemek servisi yapıldığı ortaya çıktı. Akp'lilere aşağıdaki yemekler ikram edildi.
BAŞLANGIÇ:
Etli düğün çorbası
Tadımlık Edremit sepet peyniri
Mihaliç peyniri
Koyun beyaz peynir
0,3 dizem erken hasat zeytinyağı.
ANA YEMEK:
Balıkesir kıvırcık kuzu kol tandır
Kozak çam fıstıklı bademli içi pilav
Kuzu etli dövme keşkek
Edremit koyun yoğurdu.
SOĞUKLAR:
Çıkrıkçı ovası kerevizi
Portakallı kereviz
Bostancı ovası lahanası
Çam fıstıklı kuş üzümlü lahana sarması Edremit ovası yer elması
Karaoğlanlar köyü kuzu ıspanak
SALATA:
Kuzukulağı ısırgan otlu nar, ceviz ve keçi peyniri ile Eybek salata
TATLI:
Zeytinyağlı cevizli/bademli Edremit ev baklavası.
Yemeklerin, AKP'li Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz'ın ricasıyla(?) hazırlandığı belirtildi. (Haberler)
aGa diyor ki:
Ana muhalefet partisinin, politikadan bihaber başkanı "bay Kemal"in, lüzumsuz abd gezisinde yediği hamburger'e kafayı takanlar haklı; YEDİN Mİ BÖYLE YİYECEKSİN !
(Gaarrkkk !!! Estağfurullah...)
Turhan aGa'nın Mekanı (Atış serbest!)
21.01.2023 - 05:51"Yenilmişsem
Elim kolum bağlı
Boynumda yağlı ip
Gelip dayanmışsam darağacına
Dudaklarımda yarın
Gözlerim yarınlarda
Unutmak mı gerek seni?
Kapılar kapalı
Tutulmuşsa gece
kapkara yollar
Sıcacık bir sevgi
sunmayacak mıyım
insanlara?
Bakmayacak mıyım yarınlara
Seslenmeyecek miyim
insanlara?”
DENİZ GEZMİŞ
Bilgi:
Şiir, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın in infazından sonra, siyah bir torba içinde Gezmiş'in babasına teslim edilen eşyalar arasındaki torbadan çıkan cep defterinin kapak arkasına karalanmış şiirdir.
Kendi el yazısıyla karalanan, kimi satırları çizilen şiiri Deniz Gezmiş yazmıştır.
KAYNAK: Cumhuriyet Gazetesi
Turhan aGa'nın Mekanı (Atış serbest!)
21.01.2023 - 05:46Yasemin hanım,
Önce tşk paylaşımlarınız için.
Ve ardından konuya geçiyorum:
-Her zamanki gibi seçme kıssadan hisselerinizi dikkatle inceledim,
- Şiirlerinizi, deyişlerinizi keyifle okudum,
- Şarkılarınızı zevkle dinledim,
- Kitaplarınıza alıcı gözle yaklaştım.
Lakin, polisiye romanlara pek sıcak bakmadığımdan Ahmet Ümit'i hiç okumadığımı itiraf etmeliyim. Umarım kızmazsınız :))
Leyla'nın Evi'ne gelince...
Bir arkadaştan ödünç alıp okumuştum.
Ayrı dünyaların insanlarının kesişen yaşamlarının anlatıldığı romanı, belli bir çizginin üstünde bularak beğenmiştim ama açık söylemek gerekirse, öyle göklere çıkarılacak kadar etkilenmemiştim.
Ama değil mi ki siz öneriyorsunuz, bu kez bizzat edinip daha dikkatli okuyacağım.
Söz :))
Bu arada yeri gelmişken belirteyim, ben Livaneli'nin yazarlığından daha çok müzik yönünden etkilenmişimdir.
Onun 1973'de Belçika'da çıkardığı ilk uzunçaları olan ve o dönemin yiğit, yürekli devrimci gençleri Denizler, Sinanlar, Mahirler ve tüm diğer devrimci gençler için bir ağıt niteliğinde oluşunun yanısıra,12 Mart 1971 faşizmine direnişin de simgesi haline dönüşen "Devrim Türküleri"nden (Chants Révolutionnaires Turcs) bir türküyü size armağan ediyorum. (Babamdan kalan uzunçaları hala saklıyorum kitaplığımda.)
Turhan aGa'nın Mekanı (Atış serbest!)
20.01.2023 - 07:20"......
Mustafa Kemal'i düşünüyorum,
Altın saçları dalgalanıyor rüzgârda,
Mavi gözleri ışıl ışıl, görüyorum
Uykularıma giriyor her gece.
Ellerinden öpüyorum."
Ümit Yaşar OĞUZCAN' ın "Mustafa Kemal'i Düşünüyorum" şiirinden)
Turhan aGa'nın Mekanı (Atış serbest!)
20.01.2023 - 07:14GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
ve
MÜCADELE ARKADAŞLARI,
Cuma dualarında ONLARI yok sayan ulusal onurdan yoksun ne idüğü belirsiz karanlık ortaçağ kalıntılarının ve ATATÜRK adına bile tahammul edemediğini gizlemek için her yöne mavi boncuk dağıtıp şirin gözükmeye çalışan hadsiz ve düzeysiz şarlatanların inadına her Cuma bu başlıkta anılmaktadır. Herkes davetlidir.
Turhan aGa'nın Mekanı (Atış serbest!)
19.01.2023 - 17:14DÜZELTME:
"Kitaplığımdan" başlığında tanıttığım kitabın adı "ANKARA, MON AMOUR!" olacaktır. Düzeltirim.
Turhan aGa'nın Mekanı (Atış serbest!)
19.01.2023 - 13:53Şükran YİĞİT
1961 yılında İstanbul’da doğdu.
Ankara’da büyüdü. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Almanya’nın Frankfurt şehrinde yaşamaktadır.
Yazar, “Wittgenstein'ın Yalnızlığı” adlı yazısında, Frankfurt’a gelene kadar Ankara ve Istanbul'un hayatında iki önemli şehir olduğunu belirtir.
Bu iki şehir hakkındaki duygu
ve düşüncelerini ise şöyle anlatır:
“İstanbul sokakların, Ankara evlerin şehriydi. İstanbul güzelliğin ve ihtişamın Ankara ise sadeliğin… İstanbul’da ay Boğaz’ın üzerinde beklenen bir şenlikti, Ankara’da ise evinin penceresinden aniden görünüverirdi.”
Yazarın ilk romanı Ankara Mon Amour 2003 yılında yayımlanmıştır.
Yazmasının nedenini "yazı yazmaya" karşı bir takıntı olarak değil, anlatmak istediği öykülerin varlığıyla açıklayan yazar, Burası Radyo Şarampol (2020) romanıyla 2021 Attilâ İlhan Roman Ödülü'nü aldı.
Şükran Yiğit, kelimelerle oynamayı, arada ironik cümleler kurmayı, maziden konuşmayı seviyor.
Kafasında hayaller, gözlemlerinde derinlik, dilinde kıvraklık, üslûbunda letafet olduktan sonra ister ilk kitap, ister onuncu kitap olsun, bazı yazarların metinleri hep keyifle okunur. Şükran Yiğit, o yazarlardan biri... Dilindeki sıcaklık, akıcılık, doğallık okuru sarıveriyor. Kurgudaki ve dildeki zenginlik ise zirvede.
Yapıtları (İletişim Yayınları)
2003 Ankara, Mon Amour!
2004 Bir Akdeniz Kedisinin Hatıraları
2008 Çatıkatı Aşıkları
2020 Burası Radyo Şarampol
(DERLEMEDİR)
Turhan aGa'nın Mekanı (Atış serbest!)
19.01.2023 - 13:51KİTAPLIĞIMDAN
ANLARA, MON AMOUR!
Şükran YİĞİT
üst üste asılınca ertesi gün daha iyi ısıtan paltoların
cepli basma elbiselerin
"üç tam bir paso"nun
troleybüs hızında giden bir hayatın
Zümrüt Pastanesi’nin ve Alemdar Sineması’nın
sabahtan öğlene bir yağmurla değişiveren dünyaların
“bir hatırası olmanın”
“bir çay koyalım"ın
mavi ODTÜ otobüslerinin
yirmi yaşında olmanın
tiril tiril yeşil elbiseler giyen bir hayalin
ayrılanların hüznü alınan Ankara Garı’nın
yani çocukluğun
arkadaşlığın
aşkın öyküsü...
Bize vaat edilenler de bunlar değil miydi zaten? (Tanıtımdan)
Küçük bir kızın gözünden 1960 ların ve 1980Li yılların Ankara'sının, günlük hayatın, komşuluk ilişkilerinin anlatıldığı oldukça çarpıcı, sıcacık, etkileyici ve sürükleyici bir roman olan ve 2003 yılında yayınlanan Ankara Mon Amour, üç ayrı bölümde üç ayrı çocuğun bakış açısıyla anlatılmaktadır.
Birinci bölümde Suna’nın gözüyle 1960’lı yılların başı anlatılmıştır. Suna henüz okula başlamamış küçük bir kızdır. Çevresinde anlam veremediği gelişmeler olmaktadır.
Yazar, Suna’nın çocukluğunun anlatıldığı bölümde bir çocuğun bakış açısını mükemmel yansıtmış. Herkesin çocukluğundan mutlaka bir iz bulabileceği sayfalar bunlar.
İkinci bölüm, çocukluk arkadaşı olan Suna ile Emel’in yıllar sonra karşılaşmalarını konu edinir. Bu kez 80’li yıllardayız. Hayatları değişen ve tamamen farklı yollara ayrıldıktan sonra yeniden kesişen bu iki arkadaşın hikayesini öğreniyoruz.
Üçüncü bölüm ise Suna’nın dayısı Ömer’in gözüyle anlatılır. Burada konu, herkesin hayatını etkileyen yasak bir aşktır. .
Geçmişin, tıpkı şimdi gibi güzel anılar kadar acı dolu hikâyelerle de kuşatıldığını bilsek de eskiye özlem duymaktan, dünün bugünden iyi olduğunu sanmaktan vazgeçmiyoruz.
Ankara, Mon Amour! , okurken
sizi hem gülümseten, hem de bir anda hüzünlendiren ve bir oturuşta okuyabileceğiniz türden bir roman.
(DERLEMEDİR)
BİLGİ:
Kitabın yazarı Şükran Yiğit
bir sonraki mesajda tanıtıldı.
Turhan aGa'nın Mekanı (Atış serbest!)
19.01.2023 - 10:54Turhan aGa'nın Mekanı (Atış serbest!)
19.01.2023 - 10:36"......
çok uzakta,
gökyüzündeki derenin dibinde ağarır taşlar.
başı yastıktadır gülümün
alabildiğine geniş kuş tüyü yastıktadır başı.
elleri iki ak lale gibi yorganın üstündedir.
saçlarında kuşlar ötüşmeğe başlar.
......"
(NAZIM HİKMET'in "Sabah Karanlığı" şiirinden)
Turhan aGa'nın Mekanı (Atış serbest!)
19.01.2023 - 10:24Şiirler vurucu...
Tşk paylaşım için Yasemin hanım.
Turhan aGa'nın Mekanı (Atış serbest!)
19.01.2023 - 10:22ÜZGÜN PALYAÇO HİKAYESİ
Her insanın bir hikayesi vardır.
Turhan aGa'nın Mekanı (Atış serbest!)
18.01.2023 - 21:22BİR YAŞAM ÜŞÜR YOKLUĞUNLA
gündoğumu sancısı kadar
güftesiz avazlar vurur göğüme
kirpiklerime kurulur bir nehir
dolunay büyütürken ellerim
kendi acılarımda soluklanırım
ağlarken yıldızlar
özleminin koynunda
ve ilmek ilmek dokuyamadığım umutlarımla
kırık bir maviye soyunur gece
yarım kalmışlığıyla susar şiir
bir yaşam üşür yokluğunla
YASEMİN ELBEK
Toplam 1445 mesaj bulundu