Kimi hayal kimi üryan….
Topragindan türemedikce her yasam belirtisi sararip solup özden itibardan inanirligini güvenirligini samimiyetini sagligini varligini dirligini direncini donanimini dayanikliligini aslini neslini degerini düzenini sogularak sönmeye mahkumdur.
Gönül heybesinde bir lokma sevgi, yürek sandalinda bir damla ask, ömür servetinde bir nefeslik dünya konar göcerlik bilinciyle, vadesinde yasayacagi hayati hic kimseyi kendi yerine kefil koymaksizin ödesebilen can borcunu asla vazgecemeyen yasama hakkiyla akil, fikir, ar, namus, ahlak, onur, özgürlük, cesaret, vicdan, hukuk, bilinc,yol, yön, yordam, sevgi, ilgi, emek, ilim, yetenek, deneyim, katilim, sorumluluk, aidiyetlilik, devamlilik, tutarlilik, samimiyet, iletisim ve paylasim zengini tüm yeryüzü masallarini kedisinde dengeleyip karsilayacak olan kisilige karaktere büyütüp cogaltmalidir insan.
Oysa gecmisten bugüne sürekli daha cok istah kabartarak zulme soyguna vurguna talana tecavüze sömürüye siddete ayristirmaya yagmaya yikima isgale kiyima ölüme katliama kine nefrete savasa sürgüne daha cok zaman pay kalite ve karakter azdirip yaratiklastikca yaratiklasan dünya Patron-tanrilari, ekmekten sudan histen saygidan sevgiden yagmurdan iklimden ormandan dagdan denizden haktan hukuktan özden yurttan yuvadan ilgisini iletisimini kesmis yorgun yitik yilgin yapay ve yapmacik insan icat edip uydurdular.
Bu suni solunumlu insanlik ve hayat öldürüp söndüren tezgahta anne babasi kim olursa olsun hic farketmeyen; fakat bütün kokusmus cürümüs cökmüs kopuk kaypak kirli gürültülü ölmüs sogulmuslugu kalibinda depolayip barindiran genel kamsamli ve genis yogunluklu vitrin seckisiyle, `Tektiplilik` türevlendirilip ürünlestirildi. Gidasiniysa kafa ve kalip yapisi uygun siir sanat müzik roman resim mimari bilim medya sinema siyaset usak ve dalkavuklugu memur kilindi.
Davranisi dengesizligi doyumsuzlugu degiskenligi yilginligi bencilligi yalnizligi öfkesi kuskusu karamsarligi güvensizligi mutsuzlugu tükenmisligi kini bunalimi acimasizligi kayitsizligi endisesi korkusu bagimlilgi birincilik askisi labaratuar ürünü mamülleyen birebir benzerlik bakimindan birbirinden türemeli ve birbirini tamamlayan olarak bu kasip kavuran labaratuarda insanligin kiyamet hali tezgahlanip piyasaya sürüldü.
Öyle ki…acizlik caresizlik yetersizlik kayitsizlik karamsarlik özgüvensizlik korku ürkü eksiklik endise gibi kisiyi kücültüp asagilayan kusatilmislik dürtülerini bütün bunlari karsilayan kavramlardan siyirip söküp soyutlastirarak, ahlakini bilgisini özgürlügünü sevgisini özünü sözünü iradesini idrakini ilgisini iletisimini dayaniksiz dengesiz devre disiliga birakma kurakligiyla kendini kendine cogaldikca bezmis bikmis carpik corak sorunlar cözümsüzü gördüren gerek sözlü, gerek yazili, gerek görsel - tinisal bütün insani duyum ve duyarlliklar, sürekli biri digerini ezen üzen yoran bogan bogazlayan kuru gürültü koparmalarin devamli üstün gelene benzeme veya en öne cikarilandan huy hüner kalip kilif kabuk sekil yahut marifet mayalama müzik sanat edebiyatciligiyla besleyici kiskirtici bileyici suikast mal ve malzemesi olarak donatip devremülkleyen yikimin, ayni yaratiklasmis lbaratuarciligindan baska bir sey degildir.
..
-
Kafamdaki Şeyler
Çağrı Binici
27.10.2021 - 14:32Huzuru insan icinde bulamamanin; ve insan icinde bulamadigi dünya huzurunu KAFASININ ICINDE toplayan sayisiz söz ve hayat birikimi duygu düs düsünce duyarliiklariyla, sordukca daglar diyarlarin kalbini sohbete katip derpresen dertlerinin evi yolu yapmis sevgili CAGRI kardesim. Sormayan sorgulamayans ...
-
Kıymet
Güney Yıldız
05.01.2019 - 12:55Belki SiiR sadece `iyi niyetlilik sunum veya gösteri mecrasi` olarak sanilip algilandigindandir, giderek konu daralmisligi ve hep kendinden ÖDÜN VERENLER mecburiyeti egilimine inanip kanarak acidikca duygulanan, ezildikce tazelenen, cilekeslestikce zenginlesen, örselenip yiprandikca huzura ve feraha ...
-
Çelişki
Güney Yıldız
05.01.2019 - 12:54Bu siirde cok bildirimli ÖNERMELER var. Kesin, degismez, sabit, tutanak halinde ve ikincisi olmayan duyurular halinden, fakat ayni zamanda da her cümle birbiriyle iddalasip cekisip celisen. Hayata genel bakis uyandiriyor halli yalin, ama sanki disardaki pencereden icerdeki odalara bakar gibi dünya ...
Toplam 13 mesaj bulundu
-
tımarhane duvarı
10.04.2025 - 13:44..
KİTAPTAN KİTABA 9
. ..
Yakubun , yani diğer bir adıyla İsrail’ in yokluk sefillik kuraklıkla boğuşurken mevcut durumu daha iyi bir geleceğe bağlana düşüncesiyle dağlar - çölleri aşma pahasıyla Mısır’ a yolladığı oğullarının KUYU’ ya atılma hikayesiyle kuş uçmazdan geçen kervancıların esir tezgahına koyarak sattığı Yusuf, hikayenin devamında hem sarayın yüksek seçkini Züleyhaya( Zeliha) eş olmasına hem de tüm Mısır’ a hükmeden yetkiye sahip olmasına rağmen adapte olduğu yerleşik alışkanlıkların hiç birini değiştiremediği gibi Firavun sisteminin en acımasız koşullarına esir pazarı köleleri olan kavminin kurtuluşu, aynı süreçten geçerek sistemde seçkin yüksek mertebeye erişen, fakat en acımasız koşulların kölesi olan İsrail( Yakup) Oğullarını yaşadıkları eziyete akıl fikir vicdan muhasebesiyle isyan ederek; manipülasyona ve yani asimilasyona uğramamış iradesiyle kurtuluşlarını sağlayan Hz. Musa olmuştur.Bugun kural kaide kanun vicdan ahlak toplum dünya insanlık tanımayarak, güce hırsa servete gösterişe acımasızlığa kebire kaprise zorbalığa doyumsuzluğa sadistlik derecesinde kapılıp tapınmanın kontrolsüz bir çıldırmışlığa evrilip dönüştüğü ; ve para hükmüne bağımlı dünya kasabasının korku tehdit baskı endişe şiddet savaş ölüm zulum sarmalına bozulmuşsusmuş sinmişliğini birbirini örnekleyen benzerlerin küresel boyutlu eş zamanlılığa iş başı yapmış despotlukların en seçkinlerinden olan; ve hem haydut , hem kovboy, hem katil, hem şerif hem de takım elbisesi kırmızı gravatı beyaz gömleği siyah iskarpinine varıncaya kadar formatı aynı kafadarlığın digital diktatoryasından icat olmuş ve klonlanmış Netenyahu’ nun ( biri Alman kökenli biri İsrail ) yanında kendileriyle işbirliği yapanlara imalı alaylı övgüler parlatan Trumph, iyiyi kötü, kötüyü iyi, yanlışı doğru, yobazlığı onur, özgürlüğü manyaklık, yalakalığı sadakat, doğruyu haram, şiddeti dehşeti vahşeti ve zulümü refah payı gören ve gösteren ve Musa’ nın On Emri’ ni ters yüz ederek kendilerin tanrı yetkisiyle donatanların locasında oturtan Algı yönetimli Yeni Dünya Düzeneği ’ nin ( Bop Eşbaşkanlığı gibi de tezgahlarında yan ürünleri olan) Manipülasyon merkez karargahçılarıydı.
Çünkü hayatı doğuran besleyen büyüten geliştiren bakan gözeten koruyan geliştiren donatan ve sosyal ilişkisi sağlam ortak yarara paylaştırarak devamlılığını sağlayan bütün toplumsal değerleri, alışkanlıkları, birikimleri, kazançları, sorumlulukları ve hassasiyetleri akıl fikir özgürlük ve vicdan iradesinden çıkararak herkesi sefaletiyle sürünen köleliğe uyuşturup her dilediği sapkınlığı işlemeyi kabullendirmeyi ve en nihayetinde kendi secenceksizliğini her çarpıttığı Algı Yönetim icraatıyla ilahlaşmaya sindirip susturma istismarcılığının adı adresi, sosyal MANİPÜLASYON şirketçiliğidir.
Orta Asya’ dan çıkıp Balkanlar’a doğru giden ve sürüklenen tarihi serüvende Kıpçaklar ve Peçenekler’ in gittikleri yerel alışkanlıklara göre köklü değişim dönüşüm yapmaları uğradıkları asimilasyona bağlıdır. Tıpkı hanedanlığı dönem surasında Tüccar ve gezgin Marko Polo’ nun taaa İtalya’ lardan kalkıp uzunca yıllar orada kaldıktan sonra baharat, kumaş ve makarna ürünü Şipahetti en başta olmak üzere İpek Yolu Ticaretini doruğa ulaştırmaya aracılık ettiği Kubilay Hanlığı, tüm Çin’ e imparatorluk ettiği halde kendisi ve bütün tebaa, zamanla yerel koşullara asimile olmuştur. Hindistanda Babür dersen. Aynısının yaklaşık akıbetke bir diğer benzeridir.
Bütün batılı kapitalist emperyalist blokunun en vahşi derecede büyük emeklerle binyıllarca kazanılmış bütün insani değerlerden kopup yaratıklaşarak kendi şahsi çıkarına düşkünlüğü kutsayan en acımasız soygun sömürü zulmünü piyasa ilişkisine göre güncelleyen dayalı döşeli sistemi değiştiremeyen yazar çizer siyasetçi sanatçı bilimci akademisyen eğitimci ve sivil toplumcuların tümü, değiştiremedikleri yapının bütün inandıklarından asimile olan dönüşümle kapı kulu, tetikçi suikastçisi veya kiralık aygıtı olarak kıyamet örgütleyip çağıran sistemin savunucusu ve hukuku hakkı iyiliği doğruları olmayan yıkım yapmaların kadrolu elamanı oldu. Sovyetler’ in zaafiyetine kin ve nefret derecesinde çullanıp çökerek azgın sapkın kapitalistlerin dünyasının haklı ve kutsal olduğu fikrini yayan manipülasyonda Orwell’ in kim kalemşörlüğü aynı suikast silahından çıkan tetikçiliğe hizmet etmektedir ne yazıkkı.
Gelelim Orwell’ in 1984’ üne …:Hayvanlar Çifliği’ ndeki gibi sürreal kurguya dayalı fakat gerçek yaşamı tersine çevirerek okuma yapan; okuyucuyu da bu yönde algı yönetmeleriyle uyandırdığı kanaate etkilemeye çalışan yoğun ve maksatlı çabayı odaklanır.
Sihirbaz bir aynanın içinde her şeyini yitirmiş kaybetmişleri paradan puldan posterden kitaptan mezardan hatta sigara paketlerinden; uykudayken şaşkınken sessizken uyanıkken banyodayken metrodayken yapayalnızken otururken gezerken sevişirken bile herkese her an kafa tasının dibine kovuğuna dahi her şekilde her yerden bakıyor gözetliyor ve denetliyordur bu parti devletinin sahipleri.Eskiyi hatırlatan insani değerlerini davranılını alışkanlıklarını ve her şeyini bozmuş terketmiş bir kozmik kıskacın içinde yaşanmaktadır. Her şey cihaza bağlı suni yalam kaydındadır. Eline bulaşan mürekkebi bile sisteme karşı gelmenin suçunu işlemiş olabileceği korkusuyla okumayı yazmayı dahi bırakmıştır proğramlandığı bilgi kirliliğinin çöpünü tüketmeye mecbur herkes.
Hakikat Bakanlığı’ da düşündüğüne kendinden bile saklayarak amaca uygun kurulu bir robot ilişkisiyle çalışmaktadır Winston. İnsanlar her şeyi yaşarken robotik düzende merkeze bağlı cihazlardan verilen komutlarla yaşarlar. Bu yüzden de kapatılmış bu hücre dolaşımının aksini düşünüp davranmak kesinlikle mümkün değildir. Bilinç altında bulduğu denetim dışında kalmış olan eski boşlukta Şekspiri ve sistem tarafından imha edilen annesini kız kardeşini hatırlayarak, herkesten gizli saklı iç güdüsüne karşı koyamadığı istekle Günlük yazmaya başlar. Fakat yazdığının tümü hiç kimseye ulaşma şansı olmayacağı sebebiyle buharlaşıp boşa gideceği kesindir ve düşünce polisinden başka kimse okuyup anlamaya donanımlı erişkin ve sahip değildir.
Askında dikta otoriterliğini dayatan bütün yönetimlerin ortak bileşenlerini yazdığı halde, sadece Stalin Sovyet Rusyası’ nı yerden yere çalan; çaktırmadan da İngiliz’ liği kutsayan; doğu batı soğuk savaşları sırasında da batı blokuna anarşist militanlığı derecesinde hayli tarafgillik katkısı sunan bir maksadı vardır 1984’ ün. Kasıtlı odaklı ve tek taraflılı bu kitabı o zamanların Stalinist sovyet idaresi tarafından kendilerini hedefe koyduğu gerekçesiyle yasak getirilmiş.
Bireysel özgürlüğü olmadığı için kollektif blokçu ve yaşlara cinslere gruplara katagorize olmuş ve yüzünde aska mutsuzluk memnuniyetsizlik çağrıştıran mimiklere hayat hakkı tanımayan topluca paket halindedir yaşamın seyri. En acı veren korku dert hastalık kaza bela ihmal kaygı şikayet baskı endişe yahut yaşanmışlıklarda bile gülümsemek; aksi halde bedeli cezai işlem yaptırımıyla ödenmeye mecburi ve zorunludur. Hiç kimsenin en sıradanı dertleşmek için veya kendi normalini hatırlamak için başvuracağı hiç kimsesi yoktur. Çünkü formatlanmışların aksine en ufak bir duygu sızıntısını bile hemen anında izleyişinden kaçışı olmayan cihazlarla algılanıp fark edilmektedir. Ayrıca herkes birbirinin aykırı hareketine örgütlü ispiyoncusudur.
Londra’ yı bombalayan Almanlar olduğu halde ve Atom bombasının atıldığı ülke Japonya iken hepsini bombalanma sırasında ingiltere olarak ölüm korkusuyla metrolara doluşötuklarını ve gemisi batan Titanik’ ten sahneler anlatarak annesini nasıl kaybettiğinin suçunu histerik bir harmanlamayla Sovyetlere çıkarır.
Düşünmemek ve için, için için çöküp çürüyen kof ve kısır döngüde duyulmayan tüm acılarını bastırmaya alkolizm bataklığında boğuluyor, - göz yaşlarından dahi alkol aktığı - durmadan ( Aşırı Votka tüketen Ruslar’ dan dem vurarak) Cin içiyordu herkes .
Geçmişe dair bütün dil tarih kültür alışkanlık inanç yaşam tarzı ve toplumsal yapıya dair bütün belek birikim ve hafıza kaydını silerek kendini dayatmaktadır sistem.
İletişim bakanlığında merkezi basın yayınla ilgili ( pravda) Times’ te çıkan haberleri ve geriye dönük sistemin yanlışlarını güncelin ihtiyacına uygun manipüle işlemiyle ve eski tüm bilinenleri özel yakıp yoketme ünitelerine sevk etmeklen sorumlu ve görevlidir Smith Winston.
Lazım olduğunda kenara konulan hayata baş vurup kullanmak ve başka zamanda dayatılan dışında her şeyi unutmak en temel slogandır. Mantığa karşı mantığı silah olarak kullanmak, veya ahlakı savunurken en bilinen ahlaksızlık yapıp etmek, yanlışı doğruyla büküp çarpıtarak kendi maksadına düzeltmek , ( tipik günümüz dünya toplum ilişkileri ve insan tiplemeleri gibi) sadece mecburen gerektiğinde insanlığa başvurmak ve hatta bilinçli bir şekilde bilinçsizliği aşılamak gibidir bu çarpık sapkın slogan. Çünkü yeniyi aşılayıp afyonlamak için geçmişe dair ne varsa bellekten akıldan bilinçten ve akışkanlıklardan kazınarak kasıtlı algılarla güdülebilirliğin kasıtlı empozesi işlenip donatılması, bütün zorba ve despot yönetimlerin ortak eğilimidir.Ardında hiç bir belge kayıt tanık veya şahit bırakmayarak topluma önceden beyan edilip tutturulamayan hedeflerin veya vadedilmişlerin yerine getirilmeyenlerinin bozuk eksik hatalı olanlarını kayıttan silip, üzerinde oynanarak tamamen imha ettiğinin yerine sanki her vaadedilenin fazlasıyla karşılanmış gibiye ne nasıl ve ne ölçüde gerektiği kadarının yapay ( gazete dergi film kaset bant televizyon grafik fotoğraf radyo kitap afiş… toplumla iletişim kurulan her kültürel bağda ve iletişim alanında) dokunuşlarla düzeltilmiş olanları hatasız kusursuz olarak güncellemeye yerleştirilen hile bazlı çalışma sistemidir Winston’ un mesai günlüğü. Oysa üstünde oynanarak gerçeği değiştirilen ( her şeyde olduğu gibi) hayatta, sözde astronomik miktarda ayakkabı üretildiği arşivlere geçiyor, fakat ne hikmettir ki herkes ayakkabısızlıktan dolayı çıplak ayakla gezip dolaşıyordu. Sisteme uymama gerekçesiyle buharlaştırılarak ortadan kaldırılan insanlar da sanki hiç yaşamamışlar gibi kayıttan silinerek bu imha dolaşımının bir uygulamasıydı.Her bina ve daire katlarında görevlendirilmiş uzmanlarıyla toplumla iletişim adına ne varsa sahtesiyle çarpıtıp manipüle etmek için özel birim ve elit ekiplerden kuruluydu. Ses taklit edenler, yazma orduları, kopyalayıcılarıyla, herkes hiç kimse olarak işbaşı ve paydos bitimi yapıyordu.
Sürreal kurgulama türü sanatçıdından veya şair- yazarından geniş hayal örgü yeteneğinin derinliğini gerektirirken , diğer taraftan da ilgili kişiye dilediği gerçek veya hayal var yada yok geçmiş ile gelecek alanlarına sarkma görünme veya kaybolma imkan rahatlığı verir. 1984’ te Orwell kendi adına ördüğü bu genişliği dilediği gibi ( sanalla gerçeğe veya geçmişle geleceğe gidip gelen romanı istediği gibi getire götüre ) evire çevire kullanmaktadır.
Öyle görünüyor sosyal siyasal felsefi ve kültüre bağlamıyla burayı tamamlamaya daha bir kaç başlıkla devam edecektir bu yazı silsilesi.Seyfi Karaca…. Nisan/25
-
tımarhane duvarı
10.04.2025 - 13:38…
KİTAPTAN KİTABA 7
..
FAKİR kavramı, ruhlar aleminin Nirvana, Hari Krişna, Şiva gibi alt başlıklar mertebesiyle tüm zorluk güçlükler sınavından katlanarak tanrısal erişilmezliğin katına çıkmaya insanı dünyadan soyutlaştıran; ve insanca yaşamanın her şeyini terkederek sefilliği her yerinden dökülen sınırsız sonsuz SABRIN kulu kölesi yapan; bununla da hiç karşı duruşlu direnme ve itirazı olmadığı gibi kendine kutsallık atfederek yıkıcı sefaletini mutluluk paydası sayan bilen inanan yaşayan ve övünen Brahmanizm’ inden gelen ve tüm DOĞU kültürlerini ve tasavvufi mistik anlayışını derinden etkileyen( fakir terimi Türkçeye ordan gelmektedir) toplumsal hiyerarşinin urumsal ve dinsel kimlik karakteridir. Buna göre ne kadar acı çeker, en dibi ölümden başka yer olmayan sefaletin kuyusuna düşersen o denli ilahi çaplı profilde ( sefaletini şartlandıran kabuğa karşı çıkmayı tanrısına karşı çıkmak günahkarlığı olağandan bilinerek) mükafat takdir ve rağbet görürsün. Oysa her toplumda sonu gelmeyen acılara zulümlere baskılara korkulara tehditlere ve sefilliklere katlanmak; yapanı güden insanını tanrılaştıran ve her türlü istismara davetiye çıkaran akıl fikir vicdan tanımaz mahluklaşma kıyamet külliyatıdır.Bu yüzden haktan yemeden içmeden hayattan insanlıktan tümüyle kesilmiş, beti benzi kül Hint fakirleri vazgeçtikleri her şeyi soylu sınıfın akıl almaz vicdan götürmez ihtişamlı ve gösterişli imtiyazlarına terkederken; iskeleti dışarı çıkmış sefaletinin fotoğrafını çeken turistlere poz verip dilencilik payıyla ölümün gırtlaktaki nafakasını yutkunurlar. Üç aşağı beş fakirliğin amentüsü ordan gelen ve onlardan etkilenen bütün Doğu toplumlarında insanca yaşamayı kendine hak görmeyen tepkisiz duyarsız kabulün sonsuz sınırsız sabır esaretine sindirilmişliklerde durum vaziyet böyledir. Ve yine bu yüzdendir ki Gandi’ nin “ Mustafa Kemal Atatürk İngilizleri savaşla yeninceye kadar biz onları asla yenilmez tanrı biliyorduk” demesi yok yerden tesadüfi icat değildir.
Paraya çevrilebilir değer kıymetten değildi hak hukuk adalet vicdan akıl fikir bellek bilgi zihin duyarlılık cesaret özgürlük dil kültür sanat ve donatımlı kişilikli karakterli insanlık zenginliği. Hiç bir ikramiye kuponundan asla kendiliğinden çıkmayacak olan hayati ve yaşamsal bedelin iyilik sağlık huzur istikrar ulaşım iletişim güven ve mutluluğuna ilişkin her türlü sancılarını erişimlerini dolaşımlarını çabalarını kaygılarını düşüncelerini sorumluluklarını ve zorluklarını sahici kişilik ve karakterde kendi gerçekliğiyle kazandırmadıkça hiç bir çaba, güdülen niyetin ödünç soyut suni yapmacık müdahalelerle istikrarlı ve kalıcı gelişim ve zenginleşmelerini sağlamayacaktır.
Özgür aklı fikri etkinliği katılımı seçeneği İradesi kültürü sanatı içeriği farkı olmayanların hayatı, çağımızın herkesi içine hapsettiği yönlendirdiği yönettiği her hangi tüketim maddesiyle eşit gördüğü değiştirdiği alıştırdığı dönüştürdüğü asimile ettiği yalnızlaştırdığı buyurduğu ve her şartlandırdığına sonu gelmez bağımlılıklarla sürekli ihtiyaç artırımından öldürerek yaşattığı kişiliksizlik formatladığı aidiyetsizlik kışkırttığı vade biçtiği borç bataklığı fiyatlandırdığı hiçe saydığı ve algıda duyguda düşüncede bütün davranış bozukluklarını dayattığı kontrol ettiği BİRİ BİZİ GÖZETLiYOR toplumsuzluğunun ara mesafeli metalik kapsülleri içinde ruhsuzlaşma dürtüsüne bağımlı betonarmelere sığmayan kalabalıklaşmalar deposu ve modern köleliğin iç güdüleriyle yaşayan dönüm dolaşım çarkıdır.
Ne yazık ki geri dönüşü olmayan özel programlı toplum mühendislikleriyle sürüklendiği yıkım ve erozyonlara çoktan alıştı kanıksadı savruldu ve kabullendi bu herkesi kendi payınca kıyamet etme enkazını insanlık.
Kitabın ikinci bölümü ve romanın üst başlığına ismini veren Efendi ile Uşağı’nda ise, istikrarlı hiç bir işte dikiş tutturamayan ve bütün ömrü yoksulluğunu hayatının vazgeçilmezi bilerek her kovulduğu kapıdan sonrasında terkettiğinin aynısını sefil sürünerek yaşamaya hayatta hiç bir şeyin sahibi olmayan ; fakat bütün insancıl duyarlılığını gücünü enerjisini saygısını sevgisini çalışkanlığını ve tanrıya olan kulluk bağlılığını efendisine itaat etmekle birebir özdeşmiş; hiç bir şartta da bundan vazgeçmeyen; gereğini yerine getirdikçe de kendini günahsız, mutlu, memnun ve hatta zengin sayan uşak Nikita’ ya karşın, yetinme doyma ve kanaat ilişkilerini ve sınırını sahip olduğu ve olmak için de ölümü dahi göze aldığı hayatta hiç bir başkaya ilim irfan inanç görgü kural ahlak saygınlık değer avuntu kişilik kıvanç onur bedel tanımadığı ve en büyük mutluluk ideali her şartta her ne yolla olursa olsun Mirinov’ ların milyonerlik mülk ve servetine denk zenginliğin sahipliliğine ulaşıp yetişmek olduğu gözüddönmüşlüğün ardında sürüklenip giderken; kar kış kıyamet bir günde yanına aldığı sadık uşağıyla( Nikita) birlikte tipiye borana ve zifir geceye saplanıp kalırlar. İlle pazarlığına yetişmek ve yeni araziler satın alma hırsının kapılmışlığından bir türlü ölümle pençeleşmeler içinde titreyen yarınki sabahı bulamazken, ayaza buza kesik sonsuzlukta ölümün artık iyiden iyiye kendini çağırdığı yerin her yerden daha muhteşem bir yer olduğunun soğuklarına sarılarak, hayatını ve insanlığını hiçe saydığı Nikita’ nın sağ kalıp kurtulmasını hayatta yaptığı ve yapacağı en büyük kazanım olarak görüp, gövdesindeki bütün örtüleri kendi ölümü pahasına onun üstüne kapatan; uğruna yanılıp yenildiği dünyanın tanrıya dönüşün haz ve mutluluğuyla sonlanan her şeyinden vaz geçmiş toprak derebeyi Vasily’in yol öyküsü yazılıdır. Böylece de Kitap, iki zıt karakterde kendi sınıfsal özelliklerine aykırılığın bitişe yakın yerinde ölümün ve yenilmişliğin çağrıştırdığı kargaşanın girdabında sürüklenirken kabuk ve karakter değiştiren; fakat kültürel ekonomik ve somut gerçeklikte hiç bir şey değiştirmeyen ve insanlık tarihinin çağlar boyunca güncelliğini yitirmeyenler arasında sıkışıp kalmışları deşip didikleyerek sebepleriyle sonucunu zaman aşımına bırakmaksızın okuyucunun aktif katılımına bırakan en temel sosyolojik olguyu ele almakta.
-“ Bana dinden bahsetme, yaşadığınla tanrıyı göster bana” bakış açısına bitişik olarak” Eğer acı hissediyorsan canlısındır, başkasının acısını hissediyorsan insansın” gözlem ve sorgulama çıkarımıyla tanrı insan doğa dünya ve toplum kavramlarını irdeleyip toplamını ilahi bir gücün irade yetkisine yazıp yorandır Tolstoy.
Bu yönüyle de ana fikrinde ötekilerde olduğu gibi bu romanda da Tolstoy’ un bütün diğer yazdıklarında olduğu gibi nihai sonu, sosyal yahut bireysel her karanlık kargaşa sefalet açmaz çıkmazında tanrıyı işaret eden çıkışın ısrarla gösterildiği sanatsal yazını ve edebiyat işçiliği vardır .
Kendine özgün donanım birikim gayret çaba emek ve dinamiğiyle sağlanan her gelişme, insanı ve toplumları aciz ezik mahrum muhtaç geri kalmışlıklardan ve cehalet bataklığından kurtarır. Başkasının sağladığı ödünç kiralık yahut zoraki dayanak ve desteğiyle yaşamsal ihtiyaçlarını kendinden kaynaklı akıl fikir bilim irade sorumluluk araştırma ve gelişmeye dayalı kaygısı gayreti üretimi ve paylaşımı olmaksızın tedarik etmeye alışmış bağımlılıklarsa, yerli ve yabancı sömürenin yağma yıkım işgal uydusu ve daimi sömürgesi olur. Bu güne kadar dünya çapında çıkan bütün savaşlar ve işgallerin ana temelinde siyasete yön ve şekil veren ekonomik sebeplerin olduğu; kültürel hegemonyanın da buna besinn kaynaklığı yaptığı sömürmeye uygun sürekli YENİ PAZAR ARAMA işine en son Yeni Dünya Düzeni markasıyla hiç bir ULUS DEVLET gümrük sınırı tanımayan ve yerel iç dinamiklere hiç bir hayat şansı vermeyen Vahşi Kapitalizm veya bir başka deyişle Neo Liberal küreselcilik çapulculuğu inşa edildi.Bugünlerde ise serbest neo liberal piyasacılığın yayılmacı ilkesiyle en temelden çelişen Amerikan Ulus Devleti’ ni kendi sömürdüğü tüm dünyaya karşı vergilerle herkesin pazarı olmaktan koruyucu olacağını idda ettiği ( bizzat kendilerinin ana bayiciliğini yaptıkları serbest piyasacılığa kısıtlayıcı müdahalelerle) Ticaret Savaşları’ nı devreye koymakla, dünyanın kötüye gidilini daha da kötüleştirecek ve her pazar kızışması sonrasında olduğu gibi militer savaşlara her an evrilecek sapkınlığın fitilini ateşledi kapitalizmin ( kendileeini koyduğu Serbest Rekabetçi Pazar Piyasacılığını tek kutuplu küreselcilik diktasına tapınaklaştıran, kutsayan ve bize de Oniki Eylül operasyonuyla sınırsız gümrüksüzleşmeyi ve denetimsiz sömürüyü yerli işbirlikçilerinin öve öve bitiremediği her türlü işgalciliğin yol geçen hanı kılan karakteristik manifestoya darbe girişiminde bulunarak) genel müdürü Trump.Onun; yani neo liberal sömürgeci- yayılmacı emperyalciliğinin hiç bir ahlak kural kanun ilke onur saygınlık vicdan hak hukuk sınır ve hudut tanımayan azgın sapkın vahşilikteki sömürü makinasının dayandığı yer, kendi dinamiğiyle bilimsel temelde kalkınıp özgürleşmeye ihanet etmiş cehaletin gericiliğin yobazlığın etnik siyasi ve mezhepsel çatışmaların karamsarlık kayıtsızlık suçluluk değersizlik hiçlik ve yitiklik duygusu aşılanarak adanmış kalabalıklarına itaatli uyumun ödüllendirilip kutsandığı ve toplumsal değerlerini her türlü yağma yıkım süreçleriyle işlevsiz ve iceriksizliğe ters yüz edildiği; iktidarı muhalefeti birlikte aynı ihanet işbirlikçiliğine tekelleştiren ve her buyurduğunu hiç bir karşı duruşlu özgür irade sahibi itiraz yahut direnme tepkisiyle karşılaşmaksızın idare etmeye yaslanan garantili güvencedir.
Bu yönüyle de bu romanda da Tolstoy’ un bütün diğer yazdıklarında olduğu gibi ana fikrinin nihai sonu, sosyal yahut bireysel her karanlık kargaşa sefalet açmaz çıkmazında tanrıyı işaret eden çıkışın ısrarla gösterildiği sanatsal yazını ve edebiyat işçiliği vardır .
Kendine özgün donanım birikim gayret çaba emek ve dinamiğiyle sağlanan her gelişme, insanı ve toplumları aciz ezik mahrum muhtaç geri kalmışlıklardan ve cehalet bataklığından kurtarır. Başkasının sağladığı ödünç kiralık yahut zoraki dayanak ve desteğiyle yaşamsal ihtiyaçlarını kendinden kaynaklı akıl fikir bilim irade sorumluluk araştırma ve gelişmeye dayalı kaygısı gayreti üretimi ve paylaşımı olmaksızın tedarik etmeye alışmış bağımlılıklarsa, yerli ve yabancı sömürenin yağma yıkım işgal uydusu ve daimi sömürgesi olur. Bu güne kadar dünya çapında çıkan bütün savaşlar ve işgallerin ana temelinde siyasete yön ve şekil veren ekonomik sebeplerin olduğu; kültürel hegemonyanın da buna besinn kaynaklığı yaptığı sömürmeye uygun sürekli YENİ PAZAR ARAMA işine en son Yeni Dünya Düzeni markasıyla hiç bir ULUS DEVLET gümrük sınırı tanımayan ve yerel iç dinamiklere hiç bir hayat şansı vermeyen Vahşi Kapitalizm veya bir başka deyişle Neo Liberal küreselcilik çapulculuğu inşa edildi.Bugünlerde ise serbest neo liberal piyasacılığın yayılmacı ilkesiyle en temelden çelişen Amerikan Ulus Devleti’ ni kendi sömürdüğü tüm dünyaya karşı vergilerle herkesin pazarı olmaktan koruyucu olacağını idda ettiği ( bizzat kendilerinin ana bayiciliğini yaptıkları serbest piyasacılığa kısıtlayıcı müdahalelerle) Ticaret Savaşları’ nı devreye koymakla, dünyanın kötüye gidilini daha da kötüleştirecek ve her pazar kızışması sonrasında olduğu gibi militer savaşlara her an evrilecek sapkınlığın fitilini ateşledi kapitalizmin ( kendileeini koyduğu Serbest Rekabetçi Pazar Piyasacılığını tek kutuplu küreselcilik diktasına tapınaklaştıran, kutsayan ve bize de Oniki Eylül operasyonuyla sınırsız gümrüksüzleşmeyi ve denetimsiz sömürüyü yerli işbirlikçilerinin öve öve bitiremediği her türlü işgalciliğin yol geçen hanı kılan karakteristik manifestoya darbe girişiminde bulunarak) genel müdürü Trump. Onun; yani neo liberal sömürgeci- yayılmacı emperyalciliğinin hiç bir ahlak kural kanun ilke onur saygınlık vicdan hak hukuk sınır ve hudut tanımayan azgın sapkın vahşilikteki sömürü makinasının dayandığı yer, kendi dinamiğiyle bilimsel temelde kalkınıp özgürleşmeye ihanet etmiş cehaletin gericiliğin yobazlığın etnik siyasi ve mezhepsel çatışmaların karamsarlık kayıtsızlık suçluluk değersizlik hiçlik ve yitiklik duygusu aşılanarak adanmış kalabalıklarına itaatli uyumun ödüllendirilip kutsandığı ve toplumsal değerlerini her türlü yağma yıkım süreçleriyle işlevsiz ve iceriksizliğe ters yüz edildiği; iktidarı muhalefeti birlikte aynı ihanet işbirlikçiliğine tekelleştiren ve her buyurduğunu hiç bir karşı duruşlu özgür irade sahibi itiraz yahut direnme tepkisiyle karşılaşmaksızın idare etmeye yaslanan garantili güvencedir.
Bozmamak adına dünyanın işleyişini kainatın saatini yaşamın vakti gelince doğan ölen kuş ağaç hayvan insan ve iklim yaşayışının tarzını türünü doğasını çeşidini yollarını işleyişini ve göçlerini…Yani düşünmek sorgulamak sormak irdelemek yakın bakmak kökten damardan ve topraktan incelemek gerekir sebepten sonucu getiren yalanı yıkımı yanlışı, yoksa en sonuncu gidenle bitip tükenesiye bir olgu değildir, insanın doğuştan iyiye olduğundan çok kötüye meyilli kaypak değişken meraklı olmasından kaynaklı yalancı talancı hırsız yolsuz tecavüzcü despot ve zorba haramilerin kendinden karakterliliği bütün yapısal bozukluklarıyla her seferinde daha bin beterinden murdarlaşan mutasyona uğrayarak çoğalması üremesi ve döllenmesi.
Çünkü her öksüzlük yetersizlik gelişmemişlik eğitimsizlik donanımsızlık doyumsuzluk açlık eziklik eksiklik yokluk muhtaçlık ve çaresizlik duygusuyla beslenip büyüyenler kendilerinde saygın onurlu güvenli istikrarlı hayatlar kurmak üretmek büyütmek ve donatmak yerine sürekli başkalarına acındıracakları boşluklar ararlar. Bu bağımlılık onlara her türlü kişilik ve karakter bozukluğunun üstün ve baskın gelen herkesi tanrılaştırmayı ve cesareti, liyakati, sorumluluk bilinci, hayat bilgisi, irade özgürlüğü,sorgulama becerisi, akıl fikir yürütmesi kendi dinamiği ve dirayeti olmayan başkalaşmayı dayatmaların yoz kültürünü, bağımlılık alışkanlıklarını,aşağılık duygusunu, özgüvensizlik yoksunluğunu ve kendine yabancılaş değişim dönüşümlerini aşılar.
Sonuçta hayati canlılığı, coşkusu, azmi, öz kaynağı, değeri, denge karlılığı ve yaşamsal veremlililiği kendinden olmayan bütün gayret ve çabalar iyileştirme niyetiyle de olsa boşa giden zahmetin kendini tüketip bitirmesinden başka hiç bir işe yaramayacaktır. Tarım toprak sanayi ilim bilim teknoloji de bu böyle olduğu gibi, sağlıktan güvenliğe değişim dönüşümleri çağdaşlığını kuramayan kendi veremliliğiyle ve kaynaklarıyla bütün toplumsal ilişkilerde de bu böyledir.
Değilse eğer, hacizlere iğreti her kurak çöl ve muhtaçlık, kendi sınırı ötesini geçmeyen istismar endüstrisinin ham hayalinden ibarettir. Ekonomik kültürel siyasi ve sosyal hayatı iyileşme yönünde hiç bir kendi etkisi katkısı verimliliği ve karşılığı olmaksızın refah payı yükseklere değiştirilip dönüştürüleceğine dair sahtelik sarmalları döngüsünde, hamaset kuruntularıyla talan tarumara terk edilerek derin yoksulluğu ve sefaleti kalıcılığa mahkum, tohum toprak ve toplum secere sicilinin asla gerçek anlamda değerini bulmuş hükmü ve yürürlüğü yoktur .
Seyfi Karaca… Nisan/25
-
tımarhane duvarı
21.03.2025 - 15:36…..
KRİSTAL FANUS
…
Her firavunun musası..?
Olmaz mı, bilmeyen piramitlere baksın, kızıl denize sorsun
Hetlerin akıbetine, sezarın sonuna, mussolinin esamesine, Nero’nun tabutuna, nemrutun ateşine külüne baksın
Di gene işte yine dünden bugüne, kıssadan hisseye neo liberalde böyle
Direncini yitirmiş
Gün be gün yaşam kavgasından azalıp kendini bitirip tüketmeye terketişlerin azap sancısıyla
Her günün telaşından yenilerek çıkan
Ne boş
Ne dolu
Ne dün
Ne yarın
Ne burda
Ne herhangi hiç…
Kırık çember içinde yüzü yere düşmüş, enkaz kalıntısı huzursuzluğu sürüklemeye kendi şahsi başının belası
Yapıştığının yakasını bırakmayan
Makas değiştirsin derdinde sanki bindiği yaşam hattının dünya ekseni üzerinde fink atıp gonk çalan sirenden
Huy kapıp, hüner belleyip,
Hiç kimseye rastlamaksızın hatırasız albümsüz anısız topraksız solup giden çiçekler gibi
Eksik ve yetersizliğinin farkına vardıkça her şeyi aynı seviyeden tiksintiyle görüp bakan insan kadar aciz ve perişan
Bir tökezime
Bir oyalanış
Bir kısır döngü
Bir bile bile aldanış
Bir zehir yeşili afakan
Ve bir içten içe yıkım ve usulca haraba kaçış pantomimi
Azap hücresi içinde ölü müye sağ mıya çarpıp bölüp artırıp çıkararak
Çıkışın ucunda kaybolmak için yol bakıp fırsat arayan tarifeli tertipli inzivanın çöplüğünde helak olup
Dünyasına kaçak ve dikey,
Takvimine künyesine yitik ve hariç
Kristal fanusta cam sızısıyla sancıyan yerinden azap deşiyor, gazap kurcalıyor,
Ağaçsız ırmaksız toprağın öldüğü kuş uçmaz kervan geçmeze beton kuleler yapıp dikiyor
Musadan azdıkça firavuna sapıtıyor
Ötesinden berisinden kendi kendine galu bela insanSeyfi Karaca….. Mart/25
Toplam 314 mesaj bulundu
kendimce espri yaptığımı düşünüp yazınızın altına yorum yapmıştım
bir hafta önce sanırım
şimdi yazınızı okuduğumda anladım ki;
aslında doğru ve güzel yazıyorsunuz.
belki yanlış yerde yayımlamanızdan kaynaklanan bir durum
pek okunmuyor.
ki ben de okumuyordum
son yazınıza kadar.
.. ...
Merhaba sizi kurucusu bulunduğum ŞAİRLER DÜNYASI GRUBU' na ve YENİ KURMUŞ OLDUĞUM - ANTOLOJİ ŞAİR KALPLER GRUBU adlı gruplarıma davet ediyorum birine veya ikisinede üye olabilirsiniz her iki grubumunda link adresleri aşağıdadır gelirseniz çok sevinirim katılırsanız onur verirsiniz güzel paylaşımlard ...
Toplam 2 mesaj bulundu