Seyfi Karaca Antoloji.com

Kimi hayal kimi üryan….
Topragindan türemedikce her yasam belirtisi sararip solup özden itibardan inanirligini güvenirligini samimiyetini sagligini varligini dirligini direncini donanimini dayanikliligini aslini neslini degerini düzenini sogularak sönmeye mahkumdur.
Gönül heybesinde bir lokma sevgi, yürek sandalinda bir damla ask, ömür servetinde bir nefeslik dünya konar göcerlik bilinciyle, vadesinde yasayacagi hayati hic kimseyi kendi yerine kefil koymaksizin ödesebilen can borcunu asla vazgecemeyen yasama hakkiyla akil, fikir, ar, namus, ahlak, onur, özgürlük, cesaret, vicdan, hukuk, bilinc,yol, yön, yordam, sevgi, ilgi, emek, ilim, yetenek, deneyim, katilim, sorumluluk, aidiyetlilik, devamlilik, tutarlilik, samimiyet, iletisim ve paylasim zengini tüm yeryüzü masallarini kedisinde dengeleyip karsilayacak olan kisilige karaktere büyütüp cogaltmalidir insan.
Oysa gecmisten bugüne sürekli daha cok istah kabartarak zulme soyguna vurguna talana tecavüze sömürüye siddete ayristirmaya yagmaya yikima isgale kiyima ölüme katliama kine nefrete savasa sürgüne daha cok zaman pay kalite ve karakter azdirip yaratiklastikca yaratiklasan dünya Patron-tanrilari, ekmekten sudan histen saygidan sevgiden yagmurdan iklimden ormandan dagdan denizden haktan hukuktan özden yurttan yuvadan ilgisini iletisimini kesmis yorgun yitik yilgin yapay ve yapmacik insan icat edip uydurdular.
Bu suni solunumlu insanlik ve hayat öldürüp söndüren tezgahta anne babasi kim olursa olsun hic farketmeyen; fakat bütün kokusmus cürümüs cökmüs kopuk kaypak kirli gürültülü ölmüs sogulmuslugu kalibinda depolayip barindiran genel kamsamli ve genis yogunluklu vitrin seckisiyle, `Tektiplilik` türevlendirilip ürünlestirildi. Gidasiniysa kafa ve kalip yapisi uygun siir sanat müzik roman resim mimari bilim medya sinema siyaset usak ve dalkavuklugu memur kilindi.
Davranisi dengesizligi doyumsuzlugu degiskenligi yilginligi bencilligi yalnizligi öfkesi kuskusu karamsarligi güvensizligi mutsuzlugu tükenmisligi kini bunalimi acimasizligi kayitsizligi endisesi korkusu bagimlilgi birincilik askisi labaratuar ürünü mamülleyen birebir benzerlik bakimindan birbirinden türemeli ve birbirini tamamlayan olarak bu kasip kavuran labaratuarda insanligin kiyamet hali tezgahlanip piyasaya sürüldü.
Öyle ki…acizlik caresizlik yetersizlik kayitsizlik karamsarlik özgüvensizlik korku ürkü eksiklik endise gibi kisiyi kücültüp asagilayan kusatilmislik dürtülerini bütün bunlari karsilayan kavramlardan siyirip söküp soyutlastirarak, ahlakini bilgisini özgürlügünü sevgisini özünü sözünü iradesini idrakini ilgisini iletisimini dayaniksiz dengesiz devre disiliga birakma kurakligiyla kendini kendine cogaldikca bezmis bikmis carpik corak sorunlar cözümsüzü gördüren gerek sözlü, gerek yazili, gerek görsel - tinisal bütün insani duyum ve duyarlliklar, sürekli biri digerini ezen üzen yoran bogan bogazlayan kuru gürültü koparmalarin devamli üstün gelene benzeme veya en öne cikarilandan huy hüner kalip kilif kabuk sekil yahut marifet mayalama müzik sanat edebiyatciligiyla besleyici kiskirtici bileyici suikast mal ve malzemesi olarak donatip devremülkleyen yikimin, ayni yaratiklasmis lbaratuarciligindan baska bir sey degildir.
..

Devamını Oku
  • Düşsel Enfeksiyon
    Düşsel Enfeksiyon 14.05.2014 - 16:11

    kendimce espri yaptığımı düşünüp yazınızın altına yorum yapmıştım
    bir hafta önce sanırım

    şimdi yazınızı okuduğumda anladım ki;
    aslında doğru ve güzel yazıyorsunuz.

    belki yanlış yerde yayımlamanızdan kaynaklanan bir durum
    pek okunmuyor.
    ki ben de okumuyordum
    son yazınıza kadar.
    .. ...

  • Reyhan Altaş Şairler Dünyası Grubu
    Reyhan Altaş Şairler Dünyası Grubu 04.02.2012 - 00:42

    Merhaba sizi kurucusu bulunduğum ŞAİRLER DÜNYASI GRUBU' na ve YENİ KURMUŞ OLDUĞUM - ANTOLOJİ ŞAİR KALPLER GRUBU adlı gruplarıma davet ediyorum birine veya ikisinede üye olabilirsiniz her iki grubumunda link adresleri aşağıdadır gelirseniz çok sevinirim katılırsanız onur verirsiniz güzel paylaşımlard ...

Toplam 2 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR


  • Kafamdaki Şeyler

    Çağrı Binici

    27.10.2021 - 14:32

    Huzuru insan icinde bulamamanin; ve insan icinde bulamadigi dünya huzurunu KAFASININ ICINDE toplayan sayisiz söz ve hayat birikimi duygu düs düsünce duyarliiklariyla, sordukca daglar diyarlarin kalbini sohbete katip derpresen dertlerinin evi yolu yapmis sevgili CAGRI kardesim. Sormayan sorgulamayans ...

  • Kıymet

    Güney Yıldız

    05.01.2019 - 12:55

    Belki SiiR sadece `iyi niyetlilik sunum veya gösteri mecrasi` olarak sanilip algilandigindandir, giderek konu daralmisligi ve hep kendinden ÖDÜN VERENLER mecburiyeti egilimine inanip kanarak acidikca duygulanan, ezildikce tazelenen, cilekeslestikce zenginlesen, örselenip yiprandikca huzura ve feraha ...

  • Çelişki

    Güney Yıldız

    05.01.2019 - 12:54

    Bu siirde cok bildirimli ÖNERMELER var. Kesin, degismez, sabit, tutanak halinde ve ikincisi olmayan duyurular halinden, fakat ayni zamanda da her cümle birbiriyle iddalasip cekisip celisen. Hayata genel bakis uyandiriyor halli yalin, ama sanki disardaki pencereden icerdeki odalara bakar gibi dünya ...

Toplam 13 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR
  • tımarhane duvarı

    26.10.2025 - 13:56

    ..
    CAM KIRIKLARINA SIZIP YANSIYAN CAN KIRGINLIKLARI
    …..
    Yaşanmış ve yazılmışların daktiloya düşmüş bulanık alfabesi kağıttan dosyadan silinse bile, yabancı kanatlarda hükmü nafileden öksüz çırpınışlardır, sahnesi dağılmış mor bir kasırga ve dikenli bir çelenk gibi orda burda hayattan kopan parçalarla sergisiz salonsuz sunumlar namına insan suretinde savrulmuş serpilmiş küçük hikayeler toplamının hususu hevesi ve hissesi .

    Nizah fitne fesatlık bozgun ve yıkım kaynatıp kudurtan günümüz formatlı insan tipinde, seyir his heves beklenti ve başka kafaya fit olmayan kendini aldatmaya tatmin olma ihtiyacını doyurma muhtaçlık merakının alt seviyesine inen bulaşan her kimse, bütün sağlıklı duyarlı damarlarını öldürdüğü sebebiyle geriye boşlukta ve açıkta kalan hastalıklı urlu iltihaplı kör bozuk kirli zehirli gerici cahil ilkel kapalı karamlık sorunlu düşüncesiz gelişmemiş içgüdüsel refleksli ve her kişiliksiz meziyetsizlikten mikrop taşıyan düşük ayarlı ve aşağılık tıkanıklıktan konuşur davranır.

    Sadistliğin ve sapkınlığın adı adresi zaten orasıdır, bir iken iki üç beş on derken bir noktadan sonra kendine dahi sözü iradesi geçmeyip hiç bir müdahale kontrol ihtiyat dinlemeksizin bağımlılığının esiri olarak her türlü azgınlığa yol ve meydan vermesi insanın.

    Arıza ve sorun tetikçisi, iletişim özürlüsü, saplantı bağımlısı, gösteriş güç şiddet kavga nizah şekil imaj ve kamuflaj meraklısı, algı bilgi kanun kural mutluluk sorumluluk dayanışma sorgulama ve hesap verebilme muhasebesinden kopuk ve kesat, kavrama liyakatinden ve anlayışından yoksun buraya mukabil ve müstakilden..

    Ehil, evcil, saygın, onurlu duyarlı vicdanlı ve sorumluluğunu yitirmiş her türlü yozlaşma bağımlısı sadistlik hiç bir yerde huzuru bağı aidiyeti insanlık payı değer katkısı ve mutluktuk çıkarımı olmayan savrulduğu her İLKE , gerici, hastalıklı ve sorunlu yabaniliği Özgürleşmek diye adlandırır; bütün yıkıcı ve bulaşkın bozulmalarla kirlenmiş gösterişliliği tamahkar doyumsuzluğuyla içgüdülü dürtü kökenindeki “ kendi ölür gözü çöplükte kalır” saplantılarından asla sıyrılıp vazgeçemez.

    Fitne fesat bencil saplantılı kaprisli hırslı sahte ve iki yüzlü yarışlara eşyalar çarşılar dekorlar ve kendi kendini kandırıp tatmin etmeye yalan dolan ve riyaların bahaneler tesellisini uydurarak dengesini kaybetmiş eksensizlikte tutunmaya çalışan dayanıksız tüketim maddesi halini almışken vitrin arkası yalnızlık trübününe soyut sıkıntılı ve kaba taslak piyesler oynatıp yaşayan insan modeli, tedavülden kalkmış çocukluğun her gün dinmez ağıtlar kayıplar kimsesizlikler ve sancılar içinde dolanıp dönen kıvrımlarından gün gibi aşikara hızla eskiyen ve yüzyıllaşan yılgın bezgin mutsuzlukların ha bire hiç giyilmedik azap çamaşırlarını örer dokurken müşküldeki muğlak ve donuk muamma…
    Her nispetçi çıkarcı kibirli üstenci ve kıyasıya yarışçı sahtelikten yorduğu kırılgan alıngan içli yaralı kime gitse sokak lambaları gibi ay ışığında ayazda kalan yapayalnız ve yazık ömrünü konduracak dikenli dallar arayan halendeden genç kız ömrünün hem diken bağı hem de goncasından gülüymüş, dışı güler, içi kan ağlar ahu zar incesi ışıltılı, buzul ve kristal kabuklar altında günlüğünü hep sayfası ruh renginde kömür karasıyla deftersiz kalemsiz siyahlara yazarak, ılık ve sıcak göz yaşlarını yağmurla dertleşir, sırrını rüzgara dokur, suskunluğunu kırmızı rujlara, yitikliğini sessizliğe ve hiç kimseye döke saça, günden geceden kalan sevişmeyi ve sevilmeyi bekleyen gül tomurcuğu rengarenk hasretiyle çiçekleri giydirir kuşandırırmış bıkmak usanmak bilmeyen her saniye her gün. Benden tanımaz bilmez haberi yokmuş ammaa.. Aşk doğsun büyüsün dinlensin avunsun dünya toprağına ve sonsuzluk sevincini donansın gezsin, her geceyle sarılıp kucaklaşan günaydınlarla adı sanı bilinmez sevgiliye düş kursun, kullanılmadık ladesler ateşleyip tutuştursun hayat diye en çok da çiçekleşen kalbinde her saniye her gün . Durmaksızın çığlığı dinmez ahu zarlara sarıp sarmaladığı üzülen ömrünü doğurup kanatan sızıdan sancıdan yaparsa ve olsa olsa, bütün hesaplar buyruklar ve kalıplar dışı göz ve gönül kamaştıran sihrin büyülü tükenmez kaynağından kendine sevgili olanı Aşk yaparmış.

    Beyazlıkta birbiriyle hem kucaklaşan hem de kıyasıya yarışan ikilemlerin tümü kapsayan kümesiymiş kavanoz ve su, beyaz odalar ve perdeler, pamuk ipliğine bağlı kozalar ve kördüğümler. Lakin bu bir yanılsamaymış her maddenin kendi tabiatında huyu sicili arzusu işvesi asiliği uysallığı karlı durulu isyanı yahut kabulünün olduğu. Yanılı doğrulamaktan öte gelen, tüm dünyaya gösterişini gücünü ispatlamak için kendi kabuğu maskesi ve kalıbıyla kıran kundaktan mezara kadar kırana yarışan…
    Bir şey iki yerde bulunabilir kadar yakan yanlışa tanah ve tenezzülün çizgiyi geçtiğinde yarısı orda yarısı burdadır…

    Ve burası amansız bir kostüm kumaş süs dekor ziynet salon çarşı galeri yanar dönerliğidir kendini insan yerine koyan eayalaşmalarla tasarımlanmış soyut düzlem ve buzul parlaklık..

    Geceyi su yüzüne çıkaran YAKAMOZLAR gibidir dokunayı kendine hem şahit hem kılavuz hem de zindan nöbetçisi tutarak…
    Ve bir ılık kırılması kompozisyonu, her sancılı defileden ve her senfonisi biten şemsiyesiz üstsüz başsız sağanak seyirden sonra, çay saatine yakın kahve deminde sırılsıklamlığını adı bilinmez sevgiliye mektup diye yollayıp camekanlar ardına bırakan. Hüznün ve sevincin her iki halinden sevgili hali hazır Buzlu Cam yansımasında CAN kırıkları ve kırgınlıklarıymış, ondan gayrısını aynı dalda hem gül hem diken olan hükmü cevherden, kıvılcım ile tutulmuş korlanmış ateşi yakan külü soğutan, insanı hayal ile gerçeğe aynı hasret hüner heves arzu ve tutkuda yaşama sevincine yaparsa gören duyan bilen serveti kudretiyle Aşk yapar.

    Benden gerek haberli gerek habersiz hüznü ve sevinci CAN KIRILARIYLA işlengili örgülü vazo güzeliyse bile, ışık salkımlarıyla salınıp süzülen akıbetine gıyabına sonsuz selam ve sevgiyle.

    Seyfi Karaca…. Kasım/25

  • tımarhane duvarı

    04.09.2025 - 15:24

    ….
    TIRIÇKADAN DEPLEK TERANE ( feci kolaj ) 1

    Yapılmışı kendi halinde bile bile çürümeye terkederek, zaten kimsenin kendi başına sakinliği huzuru idrakı iradesi aklı sağlığı aidiyeti belleği bilinci özgürlüğünün olmadığı ve artık hayati değer kavramını üretmediği ve algılayamadığı bütün bunları talep edip istemediğiyle hayatına sürekli olumsuzluklar biriktiren borç harç bataklığında kavga hırs yarış gerilim sefalet kuşku kahır kaygı endişe tutsaklığının esir aldığı boğuşmaların rehin aldığı hastalıklı ve sorunlu debelenişleriden tatile gittiği yer bile mecburen tüketim proğramlanmışlığının tektikli kovalaşmasını şart koşan hayatı kaymış endüstrü paketi ürünü olmaya herkesi zoraki ve mecburen harcayıp tüketen kalabalıklar sürüsü haline dürdü büktü ve defetti.. Kendini ait mutsuz hasta ve tutsak ettiği yere ise kısa pahalı ve suni sokunumlu tatil diye gittiği çukurdan döndükten sonra da kendini tarifsiz keder hüzün ve anlamsızlığın çevrelediği her şey, eskisinden de daha beter ağırlaştırılmış hücre hayatların her türlü olumsuzluklarıyla intihar döngüsüne zirve yapmıştır.

    Kendini yaşatacak kadar hiç bir liyakati iradesi yetkisi sorgusu dirayeti özgürlüğü cesareti anlayışı dili kültürü kalmamış haksız hukuksuzluğun yapılandırıp yönettiği soygun sömürü çarkının kul ve kölesine kuşatılmış esaret çerçevelerinde hapsolacak kadar hayat ve insanlık hakkı tanıyan neo liberal vahşet merkezine kökten bağlı yerli ortak işbirlikçilerinin, yağmaladıkları her türlü ülke kaynak ve servetini dışarı çıkararak yüksek faizli getiriye dışardan borçlanıyormuş gibi kahpelik ve haramilik oyunlarıyla açıktan ve alenen onursuz kişiliksiz ihanet şebekesinin hainliğini şirketleşmekteler.
    Tümüyle yıkıldı ve yok oldu topraktan giriş çıkışlı hayat, kerpiçten kireçten evler, ekin ekin sürülüp savrulan harmanlar, yaşama kaynaklık eden hava su dağ orman kıyı koy sahil deniz, sap saman , aşka saygıya ve sevgiye kök salıp sürgün veren hak hukuk liyakat samimiyet dürüstlük inanırlık güven ve niceler.
    Bayırdan gelip bayırdan giden insanlığını yitirmiş pusulasız ilkesiz kanunsuz kuralsız hatsız yolsuz çöl ve güzergah çöplüğünün..

    Şu gün şu saat mayısa dönmüş temmuzdan geçmiş güz yaz ayaz buz kışa derken,dünya hayatının zorunlu gereksinim ve giderleri üzerine kurulu soygun sömürü çarkındaki sağlık gıda enerji barınma eğitim ulaşım güvenlik gibilerden de öne geçip can damarına çöken giyim kuşam marka konfor gösteriş ve İLETİŞİM bağımlılığını besleyip doyurmak için toplam yaşamlarını tüketim piyasasının hamallığına öldürürcesine harcamalarına rağmen yine de sürekli ihtiyaç artıran acımasızlık ve doyumsuzluk kışkırtmalarına yetişemeyen ana babaların mutsuz iletişimsiz hastalıklı ve sorunlu çocukları, kundaktan itibaren hazır kalıp formatlara salaklaştıran proğramlanmışlığın her türlü sinirli asabi dengesiz tahammülsüz yalnız yabancılaşmış ve değer bilincinden yoksun kişilik bozukluğuna kesintisiz süreklilikle mahkum ve muhtaç kılınmakta.
    Onur gurur saygı ahlak irade haysiyet güven özgürlük kişilik karakter dürüstlük inanç idrak dil kültür ve nicelerinin kat sayısının ve katma değerinin tam tersine sıfırlandığı adilik alçaklık kaypaklık döneklik çölünde işine geldiği gibi caymaya yan çizmeye oyalamaya hileye aldatmaya ve yamukluk yapmaya en tiksindirici kokuşmuşluklardan fosilleşen geçmişin çevrim dışı kalanıyla intihar süslü cinnet ve cinayet şeklini vaziyet alınca insanlık….

    Kısacası ya bu deveyi güdeceksin ya bu diyardan gideceksin şartını bize yoran ve koşan kolay hazmedilir olmayan şeylere hem canımızı hem dişimizi sıka sıka sonuna kadar seviyemiz muhatabımız olmayan insanların mide bulandırıcı hallerine ve verdiği rahatsızlığa elden halden geldiğince katlanmaya çalıştıkça uyumlu müsaitliliğin ezip bozduğu herkes, hiç bir özgün farkı olmayan mutsuzlukta eşitlenmeye birbirine dönüştü ve benzeşti.. Çareyi de herkese bir şekilde yapışıp bulaşan üstümüze sıçraması kuvvetle muhtemel pisliği defetmek için bu çoraklığı kendinden soğutup sağırlaştıran gidişle ilişkisi sürdürülemez öz geçmişinden kaçıp gitmekte buldu bağımlı gedikli güdüklü dolaşımların dizi malzemesi, magazin çeşidi hammaddesi ve tezgaha konmuş piyasa hacizi haline karikatürleşen insanlık.

    Buradaki sürekli yıkım yağmaların düzen kuklası ve soyan sömürenler kulu kölesi olmaya toplumu özenle alıştırıp örgütleyerek dünyayı kristal fanus salanundan ibaret sanan ; ve niçini nedeni belirsizliğe hayatını boşa çıkaran atla zıpla romantik polisiye tarzı krıminelliğin zir zop manyaklığını beyaz perdede ışıkları karartılmış zindanlar hücresinde herkesin kenarından şöhret ganimeti toplamaktan başka derdi düşüncesi olmayan ben merkezci makine sanayisinin ürünleriydi.
    Niye insanlar hayal hüsran kırıklıklarıyla yanıldıklarında olmayan yahut geçmişi geri getirilmesi eskilerde kalmış erişilmezlere “ bütün hayallerim suya düştü “ derler ki ?
    Çekmecedeki bütün albümlere bakılmışken hem. Hem diz kapağına bile gelmeyen sığ sularda hayatın dipsiz derinliklerini bulmaya çalışırken kendi kendine kör düğümlenip hiç çözülmeyecek şeylere tozunu dumanını attırırken insan denen nesnenin akrep yelkovanı…

    Ne gereği vardı şimdi gibilere baz niyaz bir olup, öpüştükçe kumaşı bozulan sahte ilişkili birlikteliklerin günden güne kusursuz yozlaşmaları kirli çamaşırlı iplere dizip asarak sıradanlaştırdığı mono tonlukta ayrı gayr sevişmelerden…
    En nihayet bıkmış usanmışken sevgiden ilgiden saygıdan kültürden sanattan konfora düşkün beğenilme delirmişliğine ve şöhret dilencisi durumuna düşmüşken zenginlik gösterişi galerilerindeki kireç beyazına siyahı batıran iflasta yalnızlaşarak hükmünü ve cürümünü hortlak raflara kefenleşmiş insan
    Laf olsuna yazılan kitapların hiç kimseye hiç bir şey anlatmaya algısının bilgisinin ve birikiminin olmadığı, hiç kimsenin hiç bir şey anlamak diye bir duygusunun düşüncesinin derdinin akışkanlığının çabasının olmadığı kantarın topuzunun insanlığın kilodu kaçtan gidiyorlara iyiden iyiye kaçtığı şu kıtlık kıran hallerde ..

    Biri ahır temizliği yaparken öbürü ultra lüks insanlıktan uzak ve kopuk kristal fanuslarda si bemol tangocuk. Motor bisikletin sabah sabah üstündeki Ötekinin tişörtünde STONE yazıyor sarı yazıyla. Blr başkası mermer dinamitliyor yanan ormanların küllerini kıyıya vuran kayalıkların dibindeki denize yakın uçurumdan. Bu arada rengi mavi olmaktan çıkıyor kaçak yapılı özgürlük dumanının, yaz yerini saniyelik kurulup bozulan evlilik ve çok sayılı olmakla değer kazandığına aldanan hovardalık oyunlarından bıkıp usanarak ikindi ıslıklarına terkediyor.

    Bildiğini ve inandığını duyumsayarak yaşatmak adına düşte bile hiç görülmemiş olanı duyup görerek dünyaya getirmek ve göstermek adına ne büyük uslanmaz tutkuların, emeklerin, uykusuzlukların ve depresyonların akıl fikir ve hayal ürünüydü oysa sanat…
    Geleydiniz de kendi gözlerinizle göreydiniz Van Gogh yahut Vermeer biraderler, inci küpeli kız meğer ay çiçek tarlalarında AŞK toplarken, insanlık dünyasında çoktaaan galeri ve ofis hayatlara tutsak eşyalaşmanın kulu kölesi olarak kendini herkesten üstün mühim vazgeçilmez gerekli önemli seçilmiş kusursuz ve kıyaslanamayacak derecede mükemmel görmeye ilahlaştırmaya , pusulasını yitirmiş hayalleri ATEŞE DÜŞMÜŞ şaşırmış her şey..

    Devlet damgalı sağlamlığı tartışılmaz her türlü istikrarsız denetimsiz kaçak vurgun soygun ve yağma bozukluğunu bünyesinde barındıran günü güncesi değişmez garanti mühürüyle…
    Üç gün haaa , tamı tamına dördü bulmaz üç gün, ev bakıma muhtaç, evde yaşayanlar ya yatalak ya sefil ya yoksul ya hasta, ya ezik ya düşkün ya yolda ya mezarın orasını burasını gözetip kollayan bir yerde yahut hepten tümden kayıplarda, ya da dünya denen adresi belirsiz başı kalabalık bir beldede kör topal yorgun suskun yılgın bitkin tökeziyerek bakımı çok acil sürüklenişlere mecbur, herkes kendine kancayı takmış ören viran mahrumlarla kabustan beter perim perişan…

    Soygun sömürü çarkının saç ayaklarına çöküp kurumsallaştığı yan ürünlerinden olan sağlık, eğitim, ulaşım, enerji, finans, sigorta, ulaşım, gıda, enerji, barınma, giyim kuşam, ve iletişim gibi hayati ve somut yağmaya vurguna istismara hileye ve talana her damardan uygun ve elverişli olanlarla beraber, ana ekseni yedekleyen popülerliğin YOZ KÜLTÜR kanallarının eğlence, reklam, dizi, kozmetik, moda, dekor, konfor,magazin, aksesuar, tasarım, tatil, kampanya, müzik veya sanatın parayla il gören diğer kolları gibi veya hepsinin aynı karmakarışıklıkla bir arada yüksek dozajda tüketim bağımlılığına toplumu her türlü sefil yoksul cahil çaresiz iradesiz güvensiz mutsuz umutsuz kayıtsız bencil aciz ezik ve güdümlülüğü kabullenmiş kayıplarla alıştırarak tarumar ve tersyüz ettiği sosyal siyasal ve ekonomik her şekil çöküşün sadece sorun biriktiren ve yaşayan kalabalıklarına durumdan istifade çıkaran bozuk düzen servet ve ganimeti ortaklığında oynadıkları ve çağırıp söyledikleriyle acının dertlenmenin düşkünlüğün ve insan eliyle yapılma kaderciliğin ağıtlarını avunmaya örgütlerlerken, kendileri ayrıcalıklı üstünler zümresinin çok yıldızlı ve dengine kimsenin yetişmesini istemedikleri milyarderliğin yaması her taraflarından sırıtan villa tipi her ve görgüsüzlüğü ARABESK yapı taşlarıyla bina olmuş JET gösterişin sosyete özentisini yaşamaktalar.

    Dünya güncesi olarak ömrü hayatımız diye Yaşadığımız moloz yığınında karanlık ve çıkmaz sokaklarının sakin mutlu huzurlu oturmanın canına okuyarak, tehlike tecavüz şiddet tehdit kaygı endişe saldırı korku kahır küfür zehir kir gürültü lanet hile tezgah pusu kumpas dalavere dolandırıcılık güvensizlik saçtığı felaketlerle dolup taştığı ..
    Etrafımız çevremiz endişeyle yorup korkuyla kuşatan cehalete görgüsüzlüğe duyarsızlığa aç gözlülüğe zorbalığa şiddete iki yüzlülüğe kaypaklığa güvensizliğe kuşkuya kayıtsızlığa keyfiyete saldırganlığa hukuksuzluğa haramiliğe istismara kahpeliğe kişiliksizliğe acımasızlığa çıkarcılığa pirim veren; orman yangınları pahalılık sefillik yolsulluk hırsızlık zorbalık kanunsuzluk ahlaksızlık haydutluk çirkeflik haramilik mafyacılığına yıkım ihalesi ve sipariş kargosu teslim edilmiş diz boyu hainlik bataklıklarında uçurumlaşırken..

    Şırdancı Memet, Etçi Remzi, Mutfakçı Nusret, Çılgın Dondurmacı , Alişan Mahsun Özcan prestij buruşma zirvesi, haydin kalkın kızlar dünya çok yıldızlı kalça göbek çalkalamak neymiş bizden görsün öğrensin dünya gibi ve benzerlerine ilgi çekip beğeni dilenciliğinin karşılığını bulmak için insanlığın bütün bilindik yollarını sapıtmış ve şaşırmış şıkır fıkır her yerini döküp dağıtmalarla ve alt tabakadan üst tabakaya zıplamalar uğruna kurulan simsiyah hayallere en sahte parıltılı ışıkar süpürüp serpmek kendini çözemeyen ve çözümleyemeyen irade yoksunluğunu her itibarsızlaştıran alçalışa köleleştiren eziklik ve iradesizlik sürüncemesindendir. …

    Kendini ifade etme ve duyurma isteği hiç kuşkusuz sosyalleşmenin gereği olan kendi dışında başkasına görünme ve başkasıyla görüşme isteğiyle örtüşen değerde şartsız şablonsuz maksat ve yollarla hayati önemi olan sağlıklı zorunlu ihtiyaçların en önde ve başında gelendir. Fakat günümüz algı ve irade yoksunu doyumsuzluk geçimsizlik tahammülsüzlük tüketim ve gösteriş tutsağı olan insan tipi, kendini duyurup göstermede kendi dışındaki herkesi beğeni butonuna veya hayranlık parıltılarına bağlı güdümlü kalabalıklar olarak hafifseyip küçümseme maksadının maksadı niyeti kişiliği ve algısı bozuk şabloncusu olduğu sebebiyle herkes kavramına doluşmuş yığınlaşmış benzer alışılagelmişleri tekrar eden içgüdüsel davranışların şabloncuuğuna cesetleşip , hiç kimsenin kendi varlığında ilişkili özgürlüğü özgünlüğü ve özelliği kalmamış yalancı parıltıların toplu intihar mezarcısıdır artık. Elbetteki varlığının bildiriminde bulunurken beğenilme, mutlu olma, takdir edilme, ilgi saygı sevgi değer ve itibar görme, heyecan umut coşku heves istek arzu gibi duygusal çağrılımlarda kişiyi onurlandırarak iyiye ve güzele teşvik eden ve geliştirip olgunlaştıran iletişim bağlantıları kapsamında herkesin beklenti ihtiyacı olmasına rağmen, çağının bütün değerleri soygun sömürü tezgahında yağmalanarak kullanışlı tüketim kölesine mahkum edilmiş plastikleşmiş ve piyasa kuklası olmuş insan modeli, yukardakileri sıçrama tahtası olarak algılayıp herkese baskın gelmeye ve herkesin üstünde olmaya hayranlık beslenilen seçkin yetkin ayrıcalıklı özel imtiyazlı şöhretli gösterişlerin şekilden ibaretlik kamuflaj maskesi altında sürekli en mükemmele yarışan birinciliğe kutsanmak için,akıl fikir dil vicdan sorumluluk saygınlık uzlaşı hoşgörü paylaşım ahlak hukuk sanat edebiyat kültür ve diğer ortak yaşam yapı taşları adına hiç bir şeyi umursamamakta. Böylece de çürümeye terkedilen insanlık değerleri, bıkkın bezgin mutsuz gerilimli ve şiddet bağımlısı kalabalıklar olarak yerini birbiriyle konuşmadan anlaşamamazlığın ve anlamsızlığın hükmüne terkettiği; ve sürekli birbirine nefes aldırmadan boğuşan yarışan taciz ve tecavüz eden her türlü kokuşmuş yozlaşmış insanlık dışı moloz çöplüğünün kustuğu atık kir gürültü ve zehirlerini alışılmış yerleşik yaşam biçimi ve bağımlılıkları olarak kışkırtıldığı tutsaklık güncesinde kapış kapış harcayıp tüketmekte.

    Oysa ki..

    Kara kara düşüncelere kireç beyazı ve yüzü solgun ışıldaklandırmaların köşe bucak saklı bilinmez gizemlerini çözmek; ve dara koyup zora düşüren kumaşı eskimiş yeminleri bozup en temelden uyuşmazlıklara anlamını yitiren anlaşmaları yırtarak; sağım solum aşka sobe saklambacının her katında bilinmek görülmek sevilmek kabul görmek ve bulunmak umuduyla …Takdiri ilahiden kudretin tecellisiyle sevene ne diyebilirsiniz ki dünyanın aynasında gün ışır, gölge doğar, ağaçlarla ve akar sularla zaman değirmeni döner, dağ görünür, bulut yükselir, sandıkta saklı gizli nesi varsa dökülür saçılır her nesneden tabiat ve kozası açılır siyah beyazın ucuna kenarına ilişen bulaşan her şey, ekim sürümden tevekkelli toprak tozar, yaprak düşer, ay sararır, gün kararır, su ılışır ve parlayan taşlar üstünden sürüp giden yola baştan sona insan….ecel yoklaması son ziyaret tarihidir dünyadan fakat ve lakin, vakit okunsun okunmasın aşk emsaline hem nüfuslu hem yaşıttır, dünde bıraktığını yarına tamam etmeye aşka gelen herşey, yaşama sevinci kadar kutsal kadar güzeldir.

    Sürekli zıtlık karşıtlık kutuplaşma çatışma ve ikilem yaratmaktan doğurduğu sorunlarla beslenen biri diğerinin ruhsatsız cüce ezik bozuk ve kayıt dışı kopyası, birine baktığın ayıp günah yasak çirkef rezil aşağılık ve kepazelikte sınır tanımadığına sayı sövesin gelmişken diğer ötekine bakıyorsun ki diğerinden bin beter kokuşmuş yozlaşmış çürümüşlüğün kendine saygın karakter değerinde hiç bir iradesi yetkisi özelliği ve özgünlüğü olmayan yan sanayi serisi, kıytırık hilebazlığın çakma ürünü ve sepetteki her şeyi kendine benzeten çürümüşlüğe kışkırtıp azdıran güçlü kuvvetli sebep, gayrısı ötesi ve ilerisi karanlık toplumu herkesin kendi özgür isteği ve iradesince seçip belirlediği sağlıklı zindeliklere değil, hastalık zavallılık düşkünlük çaresizlik hiçlik ve sorun yaratan proğramlanmışlıkların boğup bunalttıklarına ‘ çözüm süreçleri ‘ başlığıyla birikmiş bütün tıkanıklıkları karartıp örtbas ederek itirazsız tepkisiz herkesi mecbur ve muhtaç bırakan kıtlık kıran derinlerine düşmüş cenderenin Bop yan sanayi ürünü haline dönüşen ve her mecrada her menfaat güden maksada körü körüne ayrışan kutuplaşmanın talep edilmiş gereğini yerine getirmeye kullanışlı piyasa deneği olmaya yozlaşarak işlevini değerini anlamını sıfatını yapısını sosyal zenginliğini ve kişisel özelliğini yitirmekte insanlık.

    Seyfi Karaca…. Ağustos/25

  • tımarhane duvarı

    07.07.2025 - 15:49

    SEVGİLİ NiHAT GENÇ’ e SONSUZ SAYGIYLA…

    Engin yurt sevgisi, hak hukuk adalet sorumluluk ve vicdan bilinci, insanlık birikimi ve duyarlı kişiliğiyle inandığı aidiyetin onurlu saygın etkin katılımcı aydın bilgin ilerici olduğu ülkeye ve Cumhuriyete yurttaşlık bağı ve duyarlılığıyla, gericiliğin talanın yağmanın yobazlığın karanlığın çirkefliğin puştluğun ikiyüzlülüğün hainliğin haksızlığın cehaletin haramiliğin keyfiyetin şiddetin yalanın sahtekarlığın bölücülüğün zorbalığın tutarsızlığın menfaatçiliğin kaypaklığın işgal ettiği her şeye karşı onurlu duruş sergileyip koyarak yaşadı, savaşımını verdi ve bu yolda hiç kimsenin kapı kulu olmayan özgün kişiliğinden, insanlık ahlakından, öz güvenli yurtseverlik dürüstlüğünden ve özgür düşüncesinden hiç taviz vermeyerek istenilmediği her yerden kovuldu yahut barınamadığı döneklikleri kendi terkederek son nefesine kadar bu güzel ülke sevdalısı olmanın tavrı duruşu sapa sağlam düşünce emekçisiliğini yaptı sevgili NİHAT GENÇ.

    Her değerin en çok da insanı onursuz kişiliksiz satılık etiketiyle tezgaha koyarak parayla alınıp satıldığı çıkarcılığın hak hukuk ahlak itibar saygı sanat kültür edep ve edebiyat tanımayan günümüz dünyasında gittikçe eksilip azalan değeriyle Nihat Genç’ in aramızdan ayrılışına en derin üzüntülerimin saygısı ve sevgiyle

    Seyfi.

Toplam 318 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR