Selin Sonsuz Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Ant ...

  • çilingir sofrası

    21.03.2006 - 22:05

    rakı, beyaz peynir, kavun? ? ! !

  • yatarak kitap okumak

    21.03.2006 - 17:58

    adli tıp profesörümüzün her gece yatmadan önce sadece 15 dakikamızı kitap okumaya ayırırsak ömrümüzde kaç tane kitap bitirebileceğimizi hesapladığı gün her gece 15 dk başladığım eylem....

  • otobüste kitap okumak

    21.03.2006 - 17:56

    vaz geçilmez....
    eğer sürükleyici bir kitapsa...ihtiyaç molası zamanı bile okuyarak geçebilir...:=))

  • endikasyon

    21.03.2006 - 17:54

    aha...
    burda..
    hem de bir tıp terimi..
    hem de bu kadar endikasyon varken...:=))

  • gazete okumak

    21.03.2006 - 17:52

    herşeye rağmen....güzel....
    vakit olduğunda...
    yanında bir fincan türk kahvesi ve bir bardak suyla...
    hele de günlerden pazarsa...

  • radyo mydonose

    21.03.2006 - 17:50

    ....FM 106.00
    tavsiye olunur....

  • yalnızlık

    19.03.2006 - 20:20

    gene biz kaldık biribirimize güzel dostum...:=))
    gece..yıldızlar....ve sen..
    yalnızlığım...

  • cher

    17.03.2006 - 23:12

    I don't need your sympathy
    There's nothing you can say or do for me
    And I don't want a miracle
    You'll never change for no one
    And I hear your reasons why
    Where did you sleep last night?
    And was she worth it, was she worth it?

    Cause I'm strong enough to live without you
    Strong enough and I quit crying
    Long enough, now I'm strong enough
    To know you gotta go
    There's no more to say
    So save your breath and walk away
    No matter what I hear you say
    I'm strong enough to know you gotta go

    So you feel misunderstood
    Baby have I got news for you
    On being used, I could write a book
    But you don't wanna hear about it
    Cause I've been losing sleep
    And you've been going cheap
    And she ain't worth half of me, it's true
    Now I'm telling you

    That I'm strong enough to live without you
    Strong enough and I quit crying
    Long enough, now I'm strong enough
    To know you gotta go

    Come hell or waters high
    You'll never see me cry
    This is our last goodbye, it's true
    I'm telling you

    Now I'm strong enough to live without you
    Strong enough and I quit crying
    Long enough, now I'm strong enough
    To know you gotta go

    There's no more to say
    So save your breath and walk away
    No matter what I hear you say
    I'm strong enough to know you gotta go

  • balgat

    17.03.2006 - 23:09

    her gün tabelanın yanından geçiyorum...
    bir gün yanlışlıkla çevirme olup saparsam kaybolma ihtimalimin yüksek olduğu ankara semti....:=))

  • gökkuşağı

    17.03.2006 - 23:07

    Her karanlık geceden sonra...
    Sabah bütün kötü şeylere inat ^^güneş^^ tüm haşmetiyle tekrar doğar....
    Ve ışığıyla yeniden can verir doğaya....

    Ve her gürültülü, cansiperane yağmur sonrasında....
    Bir ^^gökkuşağı^^ gizlerinir kuytulara...

    Ve hemen ardından bir define avcısının ^^huzur^^ u keşfedişi gibi....
    Mis gibi toprak kokar her taraf....

    Eternalflame

  • uğrak

    17.03.2006 - 22:59

    ilk zamanlar..serbest kürsü...
    sonraları...mavi salon....
    aradan 3 yıl geçtikten sonra boş muhabbet etme gücünü yitiriyor insan...
    son zamanlarda...antoloji / nedir...

  • yüzük

    17.03.2006 - 22:57

    gümüş..
    iri..
    alımlı...
    kıyafete uygun renkte taşlı olan tercih edilir...
    süslü olmak zor zanaat...:=))

  • Gidenlerin yasını tutmak

    17.03.2006 - 22:56

    pek bana göre değil..
    geriye dönüp bakmayı sevmem..
    ileriye yürümek lazım..
    duygularına inat mantıklı olmak lazım....

    ^^gözlerimdeki ışıltıları öldürdüler anne..
    maktülse..
    yıldızlı bir yaz gecesi...^^ / Eternalflame

  • yürüyen merdivende koşanlar

    17.03.2006 - 22:53

    tabii ki ben...:=))

    birşeyleri hızlı hızlı bitirmeyi sevdiğimden..
    vakit çok değerli..
    bir anın ne kadar çok şeyi değiştirmeye muktedir oldugunu gördüğümden belki...
    (bir an bakarsınız kalp durmuştur...diğer an parmaklarınızın ucunda çarpar yaşam denilen ince ayrıntı...)

    ama bir de çıkan merdivenden inenler veya inen merdivenden çıkanlar var ki...
    onlara hayranım...
    geçende de dayanamayıp birini tebrik edip...^^helal olsun^^..dedim...

  • legolas

    15.03.2006 - 19:41

    Allah övmüş de yaratmış...
    Hayallerin beyaz atlı prensi olabilecek kadar yakışıklı..uzun saç bir erkeğe ancak bu kadar yakışabilir...(Antonio Banderas'tan sonra tabii..) ..
    Yüzüklerin efendisi serisini sürükleyici hale getiren muhteşem unsurdur kendileri...

  • 14 mart

    14.03.2006 - 18:52

    Bir doktor….nasıl yetişir?

    Doktor olabilmek için öncelikle yurdum koşullarında ÖSS-ÖYS bariyerini başarıyla aşmak (ki bu başka bir tartışma konusudur) ve 6 yıllık tıp eğitimi almaya hak kazanmak gerekir….

    Altı yıllık tıp eğitimini fire vermeden bitirmek….(nasıl yaptım bilmiyorum! ! ! !) …çoğu arkadaşımıza nasip olmamakta ve büyük bir miktar öğrenci tıp fakültesini staj uzatma(birkaç ay) dan tutun….birkaç yıla kadar uzatabilmektedir ki…bu,ders koşullarının yata yata geçmeye imkan tanımadığı bir ortama sahip olduğunun göstergesidir…Neden böyledir? ? …çünkü uğraşacağınız şey boru değil….insan hayatı gibi mukaddes bir nesnedir…..

    Diyelim ki hasbelkader tıp fakültesini bitirmek ve Hipokrat yemini edip kepleri havaya fırlatmak nasip oldu….İş ne yazık ki burada bitmemektedir…Bu aşamada aldığınız isim Pratisyen Hekimdir…Çalışacağınız kurum birinci basamak sağlık hizmeti veren bir kurumdur…verdiğiniz emeğe karşılık alacağınız maddi ve manevi doyum maalesef ki oldukça sınırlıdır…

    Tam bu aşamada ortaya başka bir tartışma konusu çıkmaktadır ki en az ÖSS-ÖYS kadar önemli olmakla birlikte hiçbir zaman gereken öneme haiz olamamış bir meseledir…TUS…Yani diğer bir deyişle…Tıpta Uzmanlık Sınavı…Bu sınavı mezun olan hekimlerimizin sadece %10u geçebilmekte ve bir devlet veya üniversite hastanesinde yani 2. ve 3. basamakta çalışma hakkı edinmekte ve nispeten madden ve manen daha doyurucu bir mesleğe sahip olmaktadır….

    TUS sınavı 6 ayda bir yani yılda iki kez ve sadece merkez Ankara’da yapılmakta TUS’u kazanamama kronik bir sürece(yıllarca TUSa giren ve her defasında kazanamayan kişiler bilirim) ve depresyona neden olmakta ve hasbelkader bu sınavı verdiğinizi varsayalım….

    İhtisas süresi geçen yıla kadar….4 yıl iken….artık 5 yıla uzatılmıştır ki…kazanılmış hak olduğu için eskiler bundan yararlanmış ancak ihtisasa yeni başlayan asistan arkadaşlar altı yıllık(!) eğitim sonrasında 5 yılı daha göze alarak bu işleme başlamaktadır….Vaktinde fire vermeden bitirdiğinizi varsayarsak…11 yıl sonra millete bir uzman hekim(dal belirtmiyorum çünkü beyin cerrahisi vb. branşların ihtisas süresi 7 yıldır-13 yılda uzmanlaşır) …katılmış oluyor…

    Ben şahsen çocuğum olsaydı.. doktor olmasındansa…bu süreyi üniversiteyi bitirdikten sonra master veya doktora yaparak(eğer istiyorsa) …ve öğretim üyeliğine kadar yükselerek değerlendirmesini tercih ederdim….veya…bir üniversite 4 yıl ise…11 yılda 1 yıl da uzatarak 2.5 tane farklı üniversite de bitirebilir…süre çok uzun bir zaman dilimini kapsamaktadır….
    Doktorların fedakarlığı ve meslekin vicdani sorumluluğu burada başlamaktadır….

    Peki Türkiye’de mevcut hekim sayısı 80,000 civarındayken…ve her 750 hastaya bir tek doktor (pratisyen veya uzman ayırt etmeksizin) düşerken….verilebilecek sağlık hizmeti ne kadar iyi olur…? ...bu da tartışmalı bir ayrı konudur…

    Bir de….Şu an bir pratisyen hekim 900 YTL civarında bir para alıyorsa ve bir hemşire….500 milyon civarında alıyorsa…bu şahıslar…ek mesailerden ve kurumsal nöbetlerden yaşamı idame ettirecek gelir elde edemiyorlarsa ve bu nedenle de insanca yaşayabilmek için ek iş imkanları arama yoluna gitmek zorundalığı yaşıyorlarsa….söylenecek bütün sözler tükenmiş demektir…

    İnanın ki benim ventilatöre bağlı ve yoğun bakımda olan bir hastanın veya bir bebeğin başında hemşirem ve tüm sağlık personelimle beraber….(çünkü sağlık hizmeti bir ekip işini gerektirmektedir) ..sadece saatler değil.... günlerce uykusuz ve bir an ayrılmadan bekleyişimin....ve emeğimin …vicdanı sorumluluğu dışında....ve hastamın iyileştiğinde gözlerinde gördüğüm pırıltı....annesinde gördüğüm mutluluk…. ve yüreğimde duyduğum hazzın....trilyonlarla ödenebilecek bir karşılığı yoktur.....
    Başka söze gerek yok..

    Tüm sağlık emekçilerinin tıp bayramını kutluyor ve antoloji sakinlerine ruhsal,bedensel ve sosyal tam bir sağlık hali diliyorum…

    Sevgilerimle ve saygılarımla…

    Eternalflame/ Dr. Selin

  • 14 mart

    14.03.2006 - 11:02

    hemen bütün tıp personelime bir yaş pasta söyleyip
    arkadaşlarla kutlama alarmı pozisyonuna geçtiğim gün...:=))

  • bilim kutsal bir inektir

    14.03.2006 - 10:57

    hımmm..
    bu yüzden mi sınıfın çalışkanlarına inek denir? ? ?

    hindistanda ineklerin kutsal sayılıp korunup kollandığı gibi bilime de sahip çıkılması gerekir..o da ayrı..
    bu bağlamda..bilim kutsal bir inek olabilir....:=))

  • serbest

    13.03.2006 - 17:32

    serbest kürsü...
    eski ve güzel günler.....

  • bulgur pilavı

    13.03.2006 - 14:08

    hem hızlı pişer..(ani misafir baskınını karşılar)
    hem lezizdir...(özellikle ızgaralar ve sulu yemeklere gayet hoş eşlik eder..)

    amaaa...parmakların yenmesini istiyorsanız..
    ince kıyılmış soğan pembeleşinceye kadar kavrulur...
    içine bol domates rendesi...ölünceye kadar suyu çektirilir...bir tutam nane..hoş koku verir...bir tutam tuzot...
    üzerine bir bardak pilavlık bulgura,1/2 bardak su konacak şekilde eklenir...kaynar kaynamaz altı kısılıp demlendirilir....

    aynı zamanda kısırın ve batırığın da kardeşi olur kendileri....

  • andaç

    13.03.2006 - 14:01

    tabii ki Leman'ın hem güldüren hem düşündüren çizeri..

    Andaç Gürsoy...

  • que sera sera

    13.03.2006 - 13:55

    When I was just a little girl
    I asked my mother what will I be
    will I be pretty....will I be rich....
    Here’s what she said to me:

    Que, sera, sera, whatever will be,will be...
    because, the future is not for us to see
    Que sera sera,what will be,will be...

  • que sera sera

    13.03.2006 - 09:45

    oldies'lerden....

  • ceteris paribus

    12.03.2006 - 15:24

    Mülkiyeli ebeveynlerle büyüyen birinin çocukluğunda bir köpek cinsi zannedip..sonraları dile pelesenk olan bu kelimeyi merak etmesiyle dinlediği uzun ve anlaşılmayan işletme tabirleriyle yoğrulmuş bir ^^nutuk^^ sebebi...
    Tavsiye edilmez..:=))

Toplam 2464 mesaj bulundu