Hani bir şeyi çok fazla abartınca
(ki abartmakta bir sanattır, düşünülmeden yapılan abartılarda saçma sanatlardır)
şöyle bir beddua eder
-...... kadar başına taş düşsün!
Allah herkesi 'ağır' nesne(?) leri abartmaktan korusun!
marangoz ve çırak
-çırak benim gönyemi gördün mü
-görmedim usta
-şu talaşların arasına karışmıştır iyi bir ara bakalım
gönyenin ne olduğunu biliyorsun değil mi
-ehe usta ayıp ediyon
...... aradan 1 saat geçer
-çırak sen hala talaşlarımı karıştırıyorsun
-evet usta
-peki çırak ne ile karıştırıyorsun talaşları
-bununla usta
-o ne çırak
-göny.. anaaaa
-anaa ya benim kızılcık sopamı getirsene plenyenin yanında duruyor
-e şey peki usta
gece kokulu..
farsça bir kelime.
ayrıca yıldız hanımında dediği gibi bir çiçek ismi.
ismini aldığı kelime çok ilginç yanlız.
gece nasıl kokar ki?
işte ben ölürsem 'gece kokulu' isminin bu çiçeğe neden veridiğinin merâkından ölürüm!
duyguları uygun cümlelerle ifade edememe sanatıdır..
aşkııııım!
canıııım!
aşkından ölüyorum!
geberiyorum! vs.
bana göre saçmalamaya en güzel örneklerdir..
'nokta-i istinad' denilir osmanlıcada..
çıkış noktası anlamındadır.
saçmalamanın çıkış noktasıda zihindir..
önce saçma düşünür insan ve ardından saçma konuşur..
'hareket etmek' anlamında 'yürmek(yürümek) ten türemiştir.
cesaret yetisi anlamındadır
ve
'gönül' ile 'kalp' kelimelerinden daha erkeksi ve serttir.
insanda hiddetli ve şiddetli duygular
belirdiğinde sert adımlara ihtiyaç duyulur.
(buna en güzel örnek japonlardır. zira sinirlenen bir japonun attığı adımları görseniz
bu adam toplu katliam yapmaya gidiyor dersiniz)
işte bu yeti de
duyguların sert bir adımla yürümesini sağlar..
Bilgi 'öz'ünde temiz idi;
onu
nâdânlar kirletti..
insanın ızdırâbı bildikleriyle doğru orantılı olması gerekir
zira bilgi acı verir,
bilmek acıtır; acıtmalıdır..
acı ağlatır, ağlatmalıdır..
arapçada 'fundûk' olarak teleffuz edilmekle beraber
arapçaya
eski yunancadan geçmiştir.
'pontikon' un arapça telaffuz şeklidir.
'pontikon' ise pontus cevizi anlamına gelir.
fındığın asıl ismi
'karadeniz cevizi' dir yani..
hatta
'mus pontikus' 'karadeniz faresi, fındık faresi' anlamlarına gelir..
Uyanır gece yarısı, yoktan sevda yaparım
Adamım bu küçük işlere ben bakarım, yanarım
Dilsizler bana danışır, kelebeklerin aklı benim
Gemilerle her gece ben çok uzaklardan dönerim
Çağırırlar küçük adımı, karafakiden ben akarım
Adamım bu küçük işlere ben bakarım, yanarım
Benim adım Ebruli, biraz gerçek biraz hülya
Yalanımı sevsinler, aşksız dönmüyor dünya
Kalbim sevda kuyusu, her gün yoldan çıkarım
Adamım bu küçük işlere ben bakarım, yanarım
Dilsizler bana danışır, kelebeklerin aklı benim
Gemilerle her gece ben çok uzaklardan dönerim
Sen unut geçmişini, ben aklımda tutarım
Adamım bu küçük işlere ben bakarım, yanarım
Benim adım Ebruli, biraz gerçek biraz hülya
Yalanımı sevsinler, aşksız dönmüyor dünya
Benim adım sufaya..
eskilerde kafamı kurcalardı bu terim.
teşekkür edene neden rica edilir ki?
'rica' ne demek?
'rica' -recâ- kelimesinin türkçeye uyarlanmış şekli.
islam literatüründe de vardır mesela.
Allaha karşı sergilenecek kalbî tavır 'havf ve recâ' arasında olması gerektiği vurgulanır.
'korku ile ümit' arasında yani..
evet 'recâ' ümit etme, beklenti içinde olma anlamına gelir.
peki neden teşekkür edene?
teşekkür bir 'şükran duyma, varlığına şükür etme ' anlamlarındadır..
bu anlamla birleştirilince
'şükran duygularını ileten' bu tavıra karşı söylenebilecek
en ince sözdür
'ricâ etmek'.. yani ümit etmek, beklemek..
büyük bir incelik
teşekkür etmekte
ricâ etmekte...
'küsmek' 11. yüzyılda yazılan eserlerde de bu halde geçiyor.
has oğuz türkçesi..
fakat eşanlamlısı 'darılmak' işte bu ilginç..
'daĞılmak' fiilinin ses değişimine uğramış biçimi..
'dağılmak'(tağılmak) ise ayırmak ve 'çatallaştırmak' anlamlarına geliyor.
bunu bir fidanın tek bir çubuk halinde düz, beraber iken
büyüyünce, olgunlaşınca çatallaşması, ayrılması olarakda tercüme edebiliriz..
deşemedik 'küsmek' kelimesini ama
'dağılmak' ta yabancı değil akrabası..
pasta bulamadık ekmek yedik idâre edile...
kitap okurken sayfanın üzerine konan sinek..
önce sabırla beklenir; kıpırdamadan..
sinek kalkıp kulağın dibinde vızır vızır ötüyorsa ikide bir
ve
tekrar sayfaya konuyorsa;
gözünün yaşına bakılmaz
ve kitap kapatılır..
sonrada etrafa çaktırılmaz;
-gözlerim yoruldu, biraz dinleneyim!
kukumav kuşu
31.10.2006 - 15:37nam-ı diğer baykuş..
gecelerin kuşu!
ismini çıkarttığı sesten alıyor.
kouku kouku...!
(guguk kuşu ile bir alakası yok)
soru
31.10.2006 - 15:14Gördüklerimin bulanık görünüyor olması hâlinde,
bu bulanıklığın
gördüklerimden mi,
görüşümden mi
kaynaklandığından nasıl emin olabilirim?
beddua
31.10.2006 - 15:05Hani bir şeyi çok fazla abartınca
(ki abartmakta bir sanattır, düşünülmeden yapılan abartılarda saçma sanatlardır)
şöyle bir beddua eder
-...... kadar başına taş düşsün!
Allah herkesi 'ağır' nesne(?) leri abartmaktan korusun!
bakar kör
31.10.2006 - 14:56marangoz ve çırak
-çırak benim gönyemi gördün mü
-görmedim usta
-şu talaşların arasına karışmıştır iyi bir ara bakalım
gönyenin ne olduğunu biliyorsun değil mi
-ehe usta ayıp ediyon
...... aradan 1 saat geçer
-çırak sen hala talaşlarımı karıştırıyorsun
-evet usta
-peki çırak ne ile karıştırıyorsun talaşları
-bununla usta
-o ne çırak
-göny.. anaaaa
-anaa ya benim kızılcık sopamı getirsene plenyenin yanında duruyor
-e şey peki usta
*ah!
şebboy
31.10.2006 - 14:50'şeb' (gece) + 'bûyen' (kokan şey,kokulu)
gece kokulu..
farsça bir kelime.
ayrıca yıldız hanımında dediği gibi bir çiçek ismi.
ismini aldığı kelime çok ilginç yanlız.
gece nasıl kokar ki?
işte ben ölürsem 'gece kokulu' isminin bu çiçeğe neden veridiğinin merâkından ölürüm!
saçmalamak
31.10.2006 - 14:40duyguları uygun cümlelerle ifade edememe sanatıdır..
aşkııııım!
canıııım!
aşkından ölüyorum!
geberiyorum! vs.
bana göre saçmalamaya en güzel örneklerdir..
'nokta-i istinad' denilir osmanlıcada..
çıkış noktası anlamındadır.
saçmalamanın çıkış noktasıda zihindir..
önce saçma düşünür insan ve ardından saçma konuşur..
yürek
31.10.2006 - 14:15'hareket etmek' anlamında 'yürmek(yürümek) ten türemiştir.
cesaret yetisi anlamındadır
ve
'gönül' ile 'kalp' kelimelerinden daha erkeksi ve serttir.
insanda hiddetli ve şiddetli duygular
belirdiğinde sert adımlara ihtiyaç duyulur.
(buna en güzel örnek japonlardır. zira sinirlenen bir japonun attığı adımları görseniz
bu adam toplu katliam yapmaya gidiyor dersiniz)
işte bu yeti de
duyguların sert bir adımla yürümesini sağlar..
çorba
31.10.2006 - 13:25'şûr' (karışık, karıştırılma özelliğinde olan,karıştırılan) + 'ba' (yemek,aş)
karışık yemek..
farsça..
bilgi
31.10.2006 - 12:46Bilgi 'öz'ünde temiz idi;
onu
nâdânlar kirletti..
insanın ızdırâbı bildikleriyle doğru orantılı olması gerekir
zira bilgi acı verir,
bilmek acıtır; acıtmalıdır..
acı ağlatır, ağlatmalıdır..
fındık
31.10.2006 - 10:09arapçada 'fundûk' olarak teleffuz edilmekle beraber
arapçaya
eski yunancadan geçmiştir.
'pontikon' un arapça telaffuz şeklidir.
'pontikon' ise pontus cevizi anlamına gelir.
fındığın asıl ismi
'karadeniz cevizi' dir yani..
hatta
'mus pontikus' 'karadeniz faresi, fındık faresi' anlamlarına gelir..
üyenin kendini tanıtmak için yazdığı not
31.10.2006 - 09:49Uyanır gece yarısı, yoktan sevda yaparım
Adamım bu küçük işlere ben bakarım, yanarım
Dilsizler bana danışır, kelebeklerin aklı benim
Gemilerle her gece ben çok uzaklardan dönerim
Çağırırlar küçük adımı, karafakiden ben akarım
Adamım bu küçük işlere ben bakarım, yanarım
Benim adım Ebruli, biraz gerçek biraz hülya
Yalanımı sevsinler, aşksız dönmüyor dünya
Kalbim sevda kuyusu, her gün yoldan çıkarım
Adamım bu küçük işlere ben bakarım, yanarım
Dilsizler bana danışır, kelebeklerin aklı benim
Gemilerle her gece ben çok uzaklardan dönerim
Sen unut geçmişini, ben aklımda tutarım
Adamım bu küçük işlere ben bakarım, yanarım
Benim adım Ebruli, biraz gerçek biraz hülya
Yalanımı sevsinler, aşksız dönmüyor dünya
Benim adım sufaya..
not: hepınızı kucaklıyorum arkadaşlar :)
gülmek
30.10.2006 - 19:31Siz hiç bir hayvanı ağlarken gördünüz mü?
gözünden yaş gelirken..
ben gördüm;
fakat
yeryüzünde insandan başka gülen, gülmeyi bilen canlı yoktur!
rica ederim
30.10.2006 - 19:09eskilerde kafamı kurcalardı bu terim.
teşekkür edene neden rica edilir ki?
'rica' ne demek?
'rica' -recâ- kelimesinin türkçeye uyarlanmış şekli.
islam literatüründe de vardır mesela.
Allaha karşı sergilenecek kalbî tavır 'havf ve recâ' arasında olması gerektiği vurgulanır.
'korku ile ümit' arasında yani..
evet 'recâ' ümit etme, beklenti içinde olma anlamına gelir.
peki neden teşekkür edene?
teşekkür bir 'şükran duyma, varlığına şükür etme ' anlamlarındadır..
bu anlamla birleştirilince
'şükran duygularını ileten' bu tavıra karşı söylenebilecek
en ince sözdür
'ricâ etmek'.. yani ümit etmek, beklemek..
büyük bir incelik
teşekkür etmekte
ricâ etmekte...
küsmek
30.10.2006 - 18:44'küsmek' 11. yüzyılda yazılan eserlerde de bu halde geçiyor.
has oğuz türkçesi..
fakat eşanlamlısı 'darılmak' işte bu ilginç..
'daĞılmak' fiilinin ses değişimine uğramış biçimi..
'dağılmak'(tağılmak) ise ayırmak ve 'çatallaştırmak' anlamlarına geliyor.
bunu bir fidanın tek bir çubuk halinde düz, beraber iken
büyüyünce, olgunlaşınca çatallaşması, ayrılması olarakda tercüme edebiliriz..
deşemedik 'küsmek' kelimesini ama
'dağılmak' ta yabancı değil akrabası..
pasta bulamadık ekmek yedik idâre edile...
uyumak
30.10.2006 - 18:08rüya görürken
rüyanın en heyecanlı yerinde..
susamak
30.10.2006 - 18:04bir kaşık suda boğulurken..
oturmak
30.10.2006 - 17:59fırtınalı bir gecede
paratonerin üstüne..
saklamak
30.10.2006 - 17:58uzaya..
kapatmak
30.10.2006 - 17:52kitap okurken sayfanın üzerine konan sinek..
önce sabırla beklenir; kıpırdamadan..
sinek kalkıp kulağın dibinde vızır vızır ötüyorsa ikide bir
ve
tekrar sayfaya konuyorsa;
gözünün yaşına bakılmaz
ve kitap kapatılır..
sonrada etrafa çaktırılmaz;
-gözlerim yoruldu, biraz dinleneyim!
bknz.
ömründe sineği bile incitmeyen adam
kendini bulmak
30.10.2006 - 17:45-ne işin var senin burada!
kurşunlamak
30.10.2006 - 17:41mantar tabancasıyla, lahana yapraklarını yiyen tavukları!
kaçırmak
30.10.2006 - 17:39padişahın en güzel kızını anasını satayım..!
battı balık yan gider..
kaşınmak
30.10.2006 - 17:38uyurken..
koşmak
30.10.2006 - 17:37gökkuşağının üstünde; gözlerimi kapatıp..
riskli ama
ya yağmur kesilirse?
Toplam 3332 mesaj bulundu