Sorumsuzluk gibi biraz.. İlgiyi söküp almakta denilebilir.
yinede söyleyen söyleneni her zaman merak eder; acaba ne halde? görmüş mü? ..
Çünkü bu söz
herkese söylenemez..
Geçenlerde nedirde okuduğum bir entry düşündürdü beni birkaç gündür..
-Önce ismini koyduk, haydi şimdi normalleştirelim!
diyordu..Düşündürdü..
Kötülük önce ortaya çıkar..
Tepki gösterilir.
Tartışmaya sunulur. Ve insanlar onu tartışır. Sonra ismi konulur bu kötülüğün ve isim konulduktan sonra gündemden düşer yavaş yavaş.
İlk başta tartışılan bu mevzû zamanla 'meşrûlaşma'ya başlar..
Tepkisiz kalınır; veya tepkiler baştaki kadar şiddetli değildir.
Yavaş yavaş gözümüze kötü gözükmekten uzaklaşır, hayatımıza girer
ve kötü olmaktan çıkıp doğal bir eylem haline gelir..
Ve bu sinsi plan bir şekilde işler, şeytanın bu 'tedrici' planı insan hayatının içerilerine kadar işleyip ruhu istila eder..
Zaman ve mekanlara göre farklılık gösterir..
Denize kıyısı olan bir yerde güneşin gurûba meylettiği vakit iken
Ormanı ve yeşili bol bir köyde sabahın erken saatleri..
'Vız'ın giderken çıkarttığı ses..
Kulağımızın yanından geçmekte olan bir sineğin veya arının veyahut herhangi bir böceğin
gelirkenki sesiyle (genelde vız sesine benzetilir)
kulağımızın dibinden geçip giderken çıkarttığı ses birbirinden farklıdır..
Herhalde bu seslerden türemiş olmalı..
kişisel fikrim..
zaten etimolojik kökeni meçhûl..
'tırsmak' fiili ile bir alakası yok..
Eski türkçede
'aylanmak' fiilinin faili..
aylanmak dönmek, dolanmak anlamına geliyor..
Boş gezen kişi..
Bir de 'kelaynak' var fakat orada ki ' n ' harfi ile geçer.
yani 'aylak' ile bir alakası yok..
polemik yaratmayın..
Fars Dili ve Edebiyatı mezunu bir rapçi..
onu meşhûr yapanda
sahip olduğu dil birikimi zaten..
sözlerinde seçtiği kelimeler
ve anlamlarına vâkıf oluşu
dinleyicilerini oldukça etkiliyor..
'dinlenilesi' deyip geçelim..
Bir gün gideceğim..
Atmosfere bir merdivenle çıkmayı düşünüyorum ama
merdiveni nereye dayayacağım meselesini henüz çözebilmiş değilim..
aslında Türksat uydusunu ödünç istesem
merdiveni kaldıracağım zaman atmosferin hemen üstüne çekseler
oraya dayasam...
hani her şey yerli malı olsun istiyorum..
Hayalgücümü önden gönderdim,
keşif yapıyor şuan bulutların ötesinde
gelsin
hemen çalışmalara başlayacağım..
tabi gelirse.. :)
Eskinin çürük leş kokularını ya da pespembe anılarını silebilmek.
Hiç hatırlamamak.
İçindeki duvara dayanıp ağlamamak.
Belki çıldırmamak.
İnsanların yüzlerini silebilmek.
Sözlerini de...
Gülüşlerini de...
Sorularını da...
Nasihatlerini de...
'Bak gördün mü? ' lerini de...
'Ben dememiş miydim? ' lerini de...
Eski günlerin hayaletlerinin mutlu hayat hikayelerini duymamak. Hayaletlerin kalabalığında boğulmamak, ayakları altında ezilmemek...
Aynaya bakabilmek.
Baktığında sevinebilmek.
Kendini suçlamamak.
İçindeki darağaçlarında her gece bin kere ölmemek.
Tırnaklamamak yastığını.
Çığlık atmamak için parmaklarından kelepçeler yapmamak dudaklarına...
'Nerede hata yaptım? ' fısıltısı ile 'Bu hatayı nasıl yaptım? ' deliliği arasında salınıp durmamak...
Shaggy
13.12.2006 - 13:32Angel..
Shaggy
13.12.2006 - 13:31Bombastic!
kurbağa
13.12.2006 - 13:21Hâla uçan balona bağladığım kurbağanın akıbetinin ne olduğunu merak ediyorum..
insancıl
13.12.2006 - 13:18Kurbağalar..
ne halin varsa gör
13.12.2006 - 12:50Sorumsuzluk gibi biraz.. İlgiyi söküp almakta denilebilir.
yinede söyleyen söyleneni her zaman merak eder; acaba ne halde? görmüş mü? ..
Çünkü bu söz
herkese söylenemez..
şeytan ayrıntıda gizlidir
13.12.2006 - 12:36Geçenlerde nedirde okuduğum bir entry düşündürdü beni birkaç gündür..
-Önce ismini koyduk, haydi şimdi normalleştirelim!
diyordu..Düşündürdü..
Kötülük önce ortaya çıkar..
Tepki gösterilir.
Tartışmaya sunulur. Ve insanlar onu tartışır. Sonra ismi konulur bu kötülüğün ve isim konulduktan sonra gündemden düşer yavaş yavaş.
İlk başta tartışılan bu mevzû zamanla 'meşrûlaşma'ya başlar..
Tepkisiz kalınır; veya tepkiler baştaki kadar şiddetli değildir.
Yavaş yavaş gözümüze kötü gözükmekten uzaklaşır, hayatımıza girer
ve kötü olmaktan çıkıp doğal bir eylem haline gelir..
Ve bu sinsi plan bir şekilde işler, şeytanın bu 'tedrici' planı insan hayatının içerilerine kadar işleyip ruhu istila eder..
yürüyüş vakti
13.12.2006 - 12:24Zaman ve mekanlara göre farklılık gösterir..
Denize kıyısı olan bir yerde güneşin gurûba meylettiği vakit iken
Ormanı ve yeşili bol bir köyde sabahın erken saatleri..
Tırıs
13.12.2006 - 12:20'Vız'ın giderken çıkarttığı ses..
Kulağımızın yanından geçmekte olan bir sineğin veya arının veyahut herhangi bir böceğin
gelirkenki sesiyle (genelde vız sesine benzetilir)
kulağımızın dibinden geçip giderken çıkarttığı ses birbirinden farklıdır..
Herhalde bu seslerden türemiş olmalı..
kişisel fikrim..
zaten etimolojik kökeni meçhûl..
'tırsmak' fiili ile bir alakası yok..
the last castle / son kale
13.12.2006 - 12:12Savaş stratejisi ve satranç..
aylak
13.12.2006 - 11:11Eski türkçede
'aylanmak' fiilinin faili..
aylanmak dönmek, dolanmak anlamına geliyor..
Boş gezen kişi..
Bir de 'kelaynak' var fakat orada ki ' n ' harfi ile geçer.
yani 'aylak' ile bir alakası yok..
polemik yaratmayın..
kendinden kaçmak
13.12.2006 - 11:07Müebbed hapise mahkum edilmeli;
yine kendi içine tıkıp...
kirlenme yarışı
13.12.2006 - 11:04Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu,
birinciliği beyaza verdiler..
Sözün sahibi Muhammed Ali Clay olunca daha bir anlam kazanıyor..
uzaya asansör projesi
13.12.2006 - 11:03Abi merdiven yapalım diyorum,
Asansörde kalma riski var, merdiven daha emniyetli..
sakalımız yok işte..
alnından öpmek
13.12.2006 - 11:01Şefkat, merhamet ve güven göstergesi..
Saçı olmayanların 'kel'inden öpmek ile bir alakası yoktur..
rüküş
13.12.2006 - 11:01'rugûş'
arapçada alacalı bulacalı, karmaşık renklerde olan giysi anlamına geliyor..
sagopa kajmer
12.12.2006 - 22:30Fars Dili ve Edebiyatı mezunu bir rapçi..
onu meşhûr yapanda
sahip olduğu dil birikimi zaten..
sözlerinde seçtiği kelimeler
ve anlamlarına vâkıf oluşu
dinleyicilerini oldukça etkiliyor..
'dinlenilesi' deyip geçelim..
au dela des nuages / bulutların ötesinde
12.12.2006 - 22:22Bir gün gideceğim..
Atmosfere bir merdivenle çıkmayı düşünüyorum ama
merdiveni nereye dayayacağım meselesini henüz çözebilmiş değilim..
aslında Türksat uydusunu ödünç istesem
merdiveni kaldıracağım zaman atmosferin hemen üstüne çekseler
oraya dayasam...
hani her şey yerli malı olsun istiyorum..
Hayalgücümü önden gönderdim,
keşif yapıyor şuan bulutların ötesinde
gelsin
hemen çalışmalara başlayacağım..
tabi gelirse.. :)
yeniden başlamak
12.12.2006 - 22:15Yeniden başlamak... Ne büyük bir yalan...
Eskinin çürük leş kokularını ya da pespembe anılarını silebilmek.
Hiç hatırlamamak.
İçindeki duvara dayanıp ağlamamak.
Belki çıldırmamak.
İnsanların yüzlerini silebilmek.
Sözlerini de...
Gülüşlerini de...
Sorularını da...
Nasihatlerini de...
'Bak gördün mü? ' lerini de...
'Ben dememiş miydim? ' lerini de...
Eski günlerin hayaletlerinin mutlu hayat hikayelerini duymamak. Hayaletlerin kalabalığında boğulmamak, ayakları altında ezilmemek...
Aynaya bakabilmek.
Baktığında sevinebilmek.
Kendini suçlamamak.
İçindeki darağaçlarında her gece bin kere ölmemek.
Tırnaklamamak yastığını.
Çığlık atmamak için parmaklarından kelepçeler yapmamak dudaklarına...
'Nerede hata yaptım? ' fısıltısı ile 'Bu hatayı nasıl yaptım? ' deliliği arasında salınıp durmamak...
by postacı
deli
12.12.2006 - 19:49http://img378.imageshack.us/img378/8956/145kt.jpg
:)
oku!
12.12.2006 - 19:23Allah ilk âyette oku!
dedi; okumak kolay..
Yürü yâ kulum!
dendikten sonra
emeklemek kadar kolay..
mafya
12.12.2006 - 19:09Uganda Cumhuriyetinde yaşayan etçil bir öküz cinsi.
takas
12.12.2006 - 18:30Al aşkını ver beni!
tahterevalli
12.12.2006 - 18:25Karşı tarafa kendi ağırlığınca bir taş koyup
karşılıklı sallanmak..
Hatta iki taş koyup havada asılı kalmak..
talihsizlik
12.12.2006 - 18:21Mutluluktan kırlarda yalınayak, hoplaya zıplaya gezerken
bir kirpinin üzerine basmak..
Toplam 3332 mesaj bulundu