yenilirken alınan tadın, çıkarılırken çekilecek acıyı düşündürtmemeside ayrı bir mazoşistlik örneğidir.(basura kadar yolunuz var) . bazı bulgur(!) beyinlilerin, çiğ köfteyi küçümsemeside ayrı bir entry konusudur.
ömrün, çiçeğe durmuş zamanlarında gelmiyor mu? işte o zamanlar ” her ölüm erken ölümdür” dizeleriyle beraber, senin taymingine......,deyip,kahrolunuyor...
çocukken,annelerin, sabahları takvim yaprağını koparıp ”çocuklar,bakın ne yazıyor,eğer yüzünüzü yıkamazsanız, şeytan yalarmış” demesiyle ” lan, koş lan, şeytan yüzümü horozlu şekere çevirdi”deyip, lavaboya koşmamıza,öbür sabah ”eğer yemeğinizi bitirmezseniz Allah baba taş yapar mış” satırlarını okuyunca ” mahalle de, kale direği olarak kullanılacağıma, öküz gibi kahvaltımı yaparım” deyip,sağlıklı büyümemize(anneler yalan söylemez şiarıyla) .okul zamanlarımızda,arkasındaki isimler,yemek hazırlanışları ve tarihi olayları okuyarak kültürümüzün artmasına(en çok pazar gününün olduğu yaprağı severdik yada her günün pazar olmasını isterdik) ergen zamanlarımızda ise fantezi dünyamıza pirelli takvimleriyle katkı sunup,mutlu olmamıza (bu takvimler genelde, mahallenin lastikçisi veya berberinde görülüp,anında hafızalara kopyalanırdı!) şimdilerde ise orta yaş bunalımının tetiklemesiyle” ne hemen ayın 14’ü olmuş”dedirtip, zamanının nasıl hızla aktığını hatırlatan,varoluşu sorgulatan,sinirleri bozan,sırtını duvara dayayıp kostak kostak gözünün içine bakan,kaldırıp yere atılan tarih sayacı.
albeni biçimciliği(dayatılan beğeni kalıpları: giyilen kotun markasından,içilen meşrubata,dinlenilen müzikten, kullanılan jargona varana kadar) ve ekonomik rant anlayışıyla yaratılan aşklara plastik aşklar denir. gerçek duygular, bilinçler emanete bıraktırıldığı(!) için plastik aşklar doğallıktan yoksundur, tadı ve kokusu olmaz,bir müddet sonrada bozuluverirler (hayatı, nasıl okuduklarını kestirebildiğimiz bir çok plastik aşık, gazetelerin 3. sayfalarına malzeme olmaktan da -ne yazıkki- kaçamazlar!)
tembellerin kültleştirdiği, 20 saat uyuyup,geriye kalan 4 saate kafası bir milyon ağaca yapışıp(yediği-içtiği tek şey olan okaliptusun yaprakları alkollüymüş) ispanyol meyhanesini,söylediği rivayet edilen sevimli hayvan.
evlilik kurumuna satılmadığı sürece, melike demirağ’ın söylediği “ortak olmak her sevince her derde kedere,ve yürümek ömür boyu beraberce elele,olmayacak o taa içten gülen gözlerde yaş,birgün gelip ayrılsak bile seninle arkadaş…” parçası tadında bir arkadaşlık!
doğru eş,duygularını koşulsuzca,tutkuyla ortaya koyan,yüreğinin ışıltısı yüzüne vuran, coşkusunu,heyecanını yitirmemiş,gülmesini bilen, incelik ve duyarlılıkla örülmüş bir bilince sahip, birey olabilmiş(hayata ilişkin bir çift lafı, duruşu olan) insan…
buzluk
18.04.2006 - 16:37kızmadan, buz çıkartılamayan, geometrik şekillere sahip kap! açacak
olursak, kabın orta kısmına, alttan hafif basınç uygulayıp,ince falso
vererek, iki tane buz çıkartmaya çalırsınız, basıncı ayarlayamayınca
buzlar,çatır-çutur, sağa-sola uçuşurlar,buzlar yerde erimeye başlamıştır
bile. sinir olup,elinizin ayarına kızarsınız,ikinci kapta da aynı sorun
tekerrür edince, siniriniz tavan yapar. tam bunlar yaşanırken
yanınızdaki eküriniz, çok kızdıysan buz sok,gibi iğrenç bir espiriyle
yaşananlara katkı sunmaya kalkarki,buzluğun locasına sevk edersiniz
lavuğu… zordur, buzluktan buz çıkartmak zordur …
huysuz komşu
13.04.2006 - 15:15kulağı kirişte,geğirseniz dahi,gürültü sayıp, polis çağırmakla tehdit eden
mizaca sahip komşu…
çoğunluğa dahil olmamak
13.04.2006 - 10:23modern zaman don kişotluğu: tek tipleştirme rüzgarının, bu kadar sert
estiği zamanlarda, bilinçli ve yürekli bir duruşla-yalnız kalma
pahasına! -kardeşliği,özgürlüğü,hukuğu,demokrasiyi yüksek sesle
savunmak!
evangelist
12.04.2006 - 09:49anglo-sakson,beyaz,hıristiyan anlayışın mezhebi...(sürekli 'öteki'
yaratmak zorunda kalan merkez mezhep, kendi politikalarını ancak
böyle meşrulaştırabilirler. çevre - öteki ise müslüman-araptır.
not: ülkemizde ise türk-islam-sünni anlayışı bu merkezin yerli
versiyonudur...)
göbek
12.04.2006 - 09:05fiskos masası işlevine sahip yağ kütlesi,bkz.erkekler. bkz. bayanlarda
ise estetik ve hijyen bir görüntü arz ediyorsa hay hay, alttan bir bakış
fırlatılıp ödüllendirilir! fakat pamuk,kıl,tüy tortularının fosilleştiği yüzey
olarak sergileniyorsa,kusup kaçılır…
rabindranath tagore
07.04.2006 - 14:17'bırak güneş ışığı gibi sevgim sarsın seni
ama gene de esirgeme benden aydın özgürlüğü...'
r.tagore
bahar yorgunluğu
07.04.2006 - 10:25bütün tabiat canlanmışken (börtü,böcek,erik,çiçek,tilki,ayı…) “dört
dönüm bostan yan gel yat osman” tekerlemesini şiar edinirsen,kıçından
envai çeşit yorgunluk uydurursun! aha yaz geliyor,yaz camışı
yorgunluğuda kapıda! ...ömürden gidiyor be canlarım,ömürden…(bkz.1-
ukala.bkz.2-akıldane)
yeni hayat
05.04.2006 - 10:14orhan pamuk’un “'bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım degişti.'
cümlesiyle başlayıp başını alıp gitmeleri,hüznü,aşkı,şiddeti,ölümü,hayatı
lirik bir dille anlattığı,okuyucuyu merak duygusuyla kıvrandırdığı,
sürükleyici romanı.
“böyleydi işte hayat: kaza vardı,talih vardı,aşk vardı,yalnızlık vardı,neşe
vardı,kader vardı,bir ışık,bir ölüm ama belli belirsiz bir mutlulukta
vardı; unutmamak gerekiyordu bunları…”sf.266
soluk almak
31.03.2006 - 14:45x- idealinizdeki kadın nasıl biri? (bkz.antoloji form alanı)
z- soluk alması yeterli! (bkz. hayvan larousse)
tencereden yemek yemek
31.03.2006 - 14:28yemeğin, kallavi(etli-lutlu) kısmına yapılan pike…
kitap takas etmek için internette ilan vermek
31.03.2006 - 14:27yukarıdaki başlığa, alternatif alt başlık:
BU ÜLKENİN HER KÖŞESİNDE BİR KÜTÜPHANE BULUNMAKTADIR!
ölmeden önce söylenen son sözler
27.03.2006 - 16:45ulan, ya, ruh maddeyi yarattıysa?
çiğ köfte
27.03.2006 - 11:54yenilirken alınan tadın, çıkarılırken çekilecek acıyı düşündürtmemeside ayrı bir mazoşistlik örneğidir.(basura kadar yolunuz var) . bazı bulgur(!) beyinlilerin, çiğ köfteyi küçümsemeside ayrı bir entry konusudur.
çiğ köfte
27.03.2006 - 11:54çerez niyetine,öğün aşırı tüketilen evlerde,bebeklerin ilk cümleleride ” köpte” şeklinde vuku bulmaktadır(bizzat şahit olunmuştur)
ecel
15.03.2006 - 13:37ömrün, çiçeğe durmuş zamanlarında gelmiyor mu? işte o zamanlar ” her ölüm erken ölümdür” dizeleriyle beraber, senin taymingine......,deyip,kahrolunuyor...
ferah
14.03.2006 - 12:59mersin'de bir hamam,mottosuda uygun,ferah ferah.
cof
14.03.2006 - 12:39yurdum insanlarının,senkronize karın üstü atlayışlarında, çıkarttıkları ses.
duvar takvimi
14.03.2006 - 12:14çocukken,annelerin, sabahları takvim yaprağını koparıp ”çocuklar,bakın ne yazıyor,eğer yüzünüzü yıkamazsanız, şeytan yalarmış” demesiyle ” lan, koş lan, şeytan yüzümü horozlu şekere çevirdi”deyip, lavaboya koşmamıza,öbür sabah ”eğer yemeğinizi bitirmezseniz Allah baba taş yapar mış” satırlarını okuyunca ” mahalle de, kale direği olarak kullanılacağıma, öküz gibi kahvaltımı yaparım” deyip,sağlıklı büyümemize(anneler yalan söylemez şiarıyla) .okul zamanlarımızda,arkasındaki isimler,yemek hazırlanışları ve tarihi olayları okuyarak kültürümüzün artmasına(en çok pazar gününün olduğu yaprağı severdik yada her günün pazar olmasını isterdik) ergen zamanlarımızda ise fantezi dünyamıza pirelli takvimleriyle katkı sunup,mutlu olmamıza (bu takvimler genelde, mahallenin lastikçisi veya berberinde görülüp,anında hafızalara kopyalanırdı!) şimdilerde ise orta yaş bunalımının tetiklemesiyle” ne hemen ayın 14’ü olmuş”dedirtip, zamanının nasıl hızla aktığını hatırlatan,varoluşu sorgulatan,sinirleri bozan,sırtını duvara dayayıp kostak kostak gözünün içine bakan,kaldırıp yere atılan tarih sayacı.
Plastik Aşklar
13.03.2006 - 11:44albeni biçimciliği(dayatılan beğeni kalıpları: giyilen kotun markasından,içilen meşrubata,dinlenilen müzikten, kullanılan jargona varana kadar) ve ekonomik rant anlayışıyla yaratılan aşklara plastik aşklar denir. gerçek duygular, bilinçler emanete bıraktırıldığı(!) için plastik aşklar doğallıktan yoksundur, tadı ve kokusu olmaz,bir müddet sonrada bozuluverirler (hayatı, nasıl okuduklarını kestirebildiğimiz bir çok plastik aşık, gazetelerin 3. sayfalarına malzeme olmaktan da -ne yazıkki- kaçamazlar!)
koala
13.03.2006 - 10:37tembellerin kültleştirdiği, 20 saat uyuyup,geriye kalan 4 saate kafası bir milyon ağaca yapışıp(yediği-içtiği tek şey olan okaliptusun yaprakları alkollüymüş) ispanyol meyhanesini,söylediği rivayet edilen sevimli hayvan.
HAYAT ARKADAŞI
10.03.2006 - 11:16evlilik kurumuna satılmadığı sürece, melike demirağ’ın söylediği “ortak olmak her sevince her derde kedere,ve yürümek ömür boyu beraberce elele,olmayacak o taa içten gülen gözlerde yaş,birgün gelip ayrılsak bile seninle arkadaş…” parçası tadında bir arkadaşlık!
DOĞRU EŞ
10.03.2006 - 11:06doğru eş,duygularını koşulsuzca,tutkuyla ortaya koyan,yüreğinin ışıltısı yüzüne vuran, coşkusunu,heyecanını yitirmemiş,gülmesini bilen, incelik ve duyarlılıkla örülmüş bir bilince sahip, birey olabilmiş(hayata ilişkin bir çift lafı, duruşu olan) insan…
ulrike meinhoff
09.03.2006 - 13:08beyaz tecritin, kızıl direnişçisi...
Enkidu
07.03.2006 - 14:34ilk yazılı dost / gılgamış destanın karakter kahramanı / libido tanrısı / ölümsüzlük katalizörü /
Toplam 332 mesaj bulundu