Osman Akçay Adlı Antoloji.com Üyesinin Şair ...

Seğmenoğlu değil kafası salim
Gördüğüne der ki bitti mecalim
Var mıdır dünyada sen kadar zalim
Ezilip büzülüp gelme bir daha

Seğmenoğlu der ki çalışmak erdem
İbadet biliriz biz bunu madem
Helal kazan zira sorulur her dem
Bin yemin edenin malı utansın

Seğmenoğlu diyor ki, Türk ile Kürt kardeştir
Kardeşler arasında, ayrım yapan kalleştir
Zaten Rab huzurunda, insan insana eştir
Lanet olsun binlerce, beyne zincir takana
Kahpe terör uğruna, yola bomba çakana

Acımasız olsa da
Kalleş değildir aynalar
Her şeyi olduğu gibi gösterir
Sağ omzun sol tarafta olmasıdır tek kusuru

Seğmenoğlu kork ateşten
Müminleri gör kardeşten
Kul değil midir türdeşten
Ozan ozana zulmeder

Belinde geçmeyen fıtık
Soğanı yapsa da katık
Kaşları olmadı çatık
Kimse diyemez hodkâmdı

Gözler kataraktan çakır
Yer sofrası sini bakır
Cebi olsa da tamtakır
Aç kalana diğerkâmdı

Yanık buğday gibi esmer
Belinde urgandan kemer
Eşeğe vurunca semer
Seyyahlık onda makamdı

Öyle güzeldi ...

Sahi dedenin dedesinin mezarı nerede şair
Yazdığın dizelerle bir şiir imparatorluğu kursan
Ve hep yaşamdan bahsetsen bile
Durduramazsın ölümünü
Sonunda sen de Rabbe döndürüleceksin her nefis gibi

Anladım değilmiş, yaşam lunapark
Herkesin dönerken, dönmez benim çark
Gitsem de kalsam da, yok arada fark
Eyvallah güzelim, öldür sen beni
Cayarsan âşık ol, güldür sen beni

Sesini işitsem, duyardım huzur
Ne zaman çağırsan, olurdum hazır
Sebebi bilmemde, var mıdır mahzur
Eyvallah güzelim, ö ...

Ayrılık doludur bütün sonbaharlar
Mevsime uyarsın
Göçmen kuşlar gibi süzülüp giderken
Gönlümü oyarsın
Ömürden düşerken sararan son yaprak
Günleri sayarsın
Hicrete yol alır hüzünlü ekimler

Tuttuğu maşası ateşi eşer
Yaptığı çörekler tandırda pişer
Kokusu mis gibi burnuma düşer
Seğmenoğlu bil ki o da bir beşer
Kolay gelsin desen olmaz oralı

Seğmenoğlu düşün baştan
Kaçış yok ki yolculuktan
Huzur bulup meşruluktan
Ayrılma sen doğruluktan

Turan inşallah kurulacaktır.

Yaratılanı sevmez, nedendir şiarsızlar
Her şeyi mubah görür, ne de olsa arsızlar

Namaz kıldığımız gibi zekatımızı da vermek zorundayız. Hepimiz kendimizi bu konuda sorguya çekmeliyiz.

Cuma vakti, mesaj atmak yerine camiye gitmek gerekir:))

Son ise bu dize
Hakkım helal size
Siz de hakkınızı
Helal edin bize

Sevgidir saran
Her türden yaraları
Açık, kapalı

Kibirle hırstır
Şairi dertli yapan
Nazmı rampalı

Ali Kâbe yolunda
Fatma ana yanında
Hasan ile Hüseyin
Dolanır etrafında

Seğmenoğlu ölüverse
Bu dünyayı siliverse
Mutluluğun bölüverse
Onsuz keyif çatar mısın

Bir yıldız düşerken karanlığına paldır küldür
Gökyüzünün derin mavisi kaybolmuş farkına vardım
Beyaz bulutların üstüne çıkıp
Derin kahkahalar arasında kaybolmadan
Gökyüzünü kendi rengine yeniden boyamaktır arzum
Yeter ki bir fırsat ver

Yapma Abbas artık gurur
Yaşın martta kırka vurur
Kim bu yaşta bekar durur
Hemen bir kız bulman gerek

Herkeste var üç dört çocuk
Öper durur mucuk mucuk
Sabah akşam der agucuk
Derhal baba olman gerek

Sıcacık bir yuvan olsun
Yüreğine neşe dolsun
Gençken gönlün neden solsun
Sonra saçın yo ...

Merak etmesin kimse
Benim aklıma gelen
Amerikan sermayesinin de aklına gelir
Kurarlar sistemlerini
‘Metaverse’deki şiirlerini
Okuttururlar bizlere de
Yine bön bön bakar dururuz

Bitti dergilerin, gazetelerin, telsizlerin, televizyonların dönemi
Demode oldu Web 2.0’deki toplumsal iletişim sitelerinin kısıtlılığı
Artık Web 3.0 ve beraberinde ‘metaverse’ var

Hayatın anlamını sorgulamaya hangi ömür yeter
Platon’un ömrü yetmiş mi ki
Benim ömrüm yetsin