Uc arkadas tren istasyonuna gitmisler. Iclerinden biri giseye yaklasip bilet almis ve trenin kalkmasina ne kadar zaman oldugunu sormus.
- Bir saat on bes dakika. Arkadaslarina donmus:
- Daha cok var, hadi gidip su karsiki kafede cay icelim. Oradan buradan derken laf lafi acmis. Birden tren duduguyle kendilerine gelmisler. Kosarak disari firlamislar ama, nafile. Tren kacmis..
sormuslar:
- Sonraki tren ne zaman?
- Bir bucuk saat sonra. Yine donmusler kafeye. Yine çay, yine laf ve derken yine duduk sesi. Kosmuslar ama bu defa da treni kacirmislar.
Bir saat sonra bir tren daha varmis. Donmusler kafeye. Ama bu kez uyanik duruyorlar. Trenin sesini duyar duymaz kalkmislar ve kosmaya baslamislar. Iclerinden ikisi; biri bir vagona, digeri baska vagona zar zor yetismis. Ucuncu ise geride kalmis ve yetisememis. Bir sure dovundukten sonra baslamis katila katila gulmeye. Durumu goren istasyon memuru dayanamayip sormus:
- Hem treni kacirdin hem guluyorsun!
- Nasil gulmeyeyim! . Onlar beni ugurlamaya gelmisti.
'Buyukluk odur ki, hic kimseye iltifat etmeyeceksin, hic kimseyi aldatmayacaksin, memleket icin gercek ulku neyse onu gorecek, o hedefe yuruyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktir, herkes seni yolundan cevirmeye calisacaktir. Iste sen burada direneceksin. Onunde sonsuz engeller yigilacaktir. Kendini buyuk degil kucuk, aracsiz, hic telakki edecek, kimseden yardim gelmeyecegine inanarak o engelleri asacaksin. ondan sonra sana buyuksun derlerse, bunu diyenlere de guleceksin.'
'...Butun bu seraitten daha elim ve daha vahim olmak uzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hiyanet icinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri sahsi menfaatlerini, mustevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr u zaruret icinde harap ve bitap dusmus olabilir.
Ey Turk istikbalinin evladı! Iste, bu ahval ve serait icinde dahi, vazifen; Turk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktir! Muhtac oldugun kudret, damarlarindaki asil kanda, mevcuttur! '
'Efendiler! Avrupa'nin butun ilerlemesine, yukselmesine ve medenilesmesine karsilik Turkiye tam tersine gerilemiş ve dusus vadisine yuvarlanadurmustur. artik vaziyeti duzeltmek icin mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, butun isleri Avrupa'nin emellerine gore yapmak, butun dersleri Avrupa'dan almak gibi bir takim zihniyetler belirdi. Halbuki, hangi istiklal vardir ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlariyla yukselebilsin? ... Tarih boyle bir hadiseyi kaydetmemistir! '
Temel doktor olmus. Hastayi muayene etmis ve ona receteyi yazip vermis:
“Gunde bes sigara, gelecek ay gel! ”
Bir ay sonra doktor, sigarayi dorde dusurmus, bir ay sonra da uce, ikiye, bire...
Ve en sonunda kesin yasak koymus.
“Yok olmuyor, gunde bir sigara bile icmeyeceksin! ”
Adam boynunu bukmus:
“Ben hic icmezdim, bes sigarayla siz baslattiniz! ”
Bizim Temel bir gün çok büyük bir suç işlemiş ve mahkeme idam kararı vermiş. Gardiyanlar Temel'i almış götürmüşler idam edecekleri yere. Cıkarmışlar dar ağacına ve sormuşlar;
-Temel son bir isteğin var mı?
Temel, demiş;
-Yok bir isteğim sağolun.
Adamlar vurmuşlar iskemleye, Temel düşmüş ölmek üzere. Eliyle koluyla işaret etmeye başlamış. Adamlar da son bir isteği var heralde deyip acımışlar ve Temel'i almislar ipten.
Bir gün Ali, öğretmeni Ayşe Hanıma giderek dersten sonra kendisiyle görüşmek istediğini söyledi. Öğretmen kabul etti ve sordu:
- Sorun nedir Ali?
- Ben bu sınıfın düzeyine göre fazla zekiyim. Bir üst sınıfa geçmek istiyorum.
İstek konusunda bilgi verilen Müdü,r Ali'ye bunun için bir testten geçmeyi isteyip istemediğini sordu.
Ali tereddütsüz kabul etti ve test başladı.
-Söyle bakalım Ali: 3X4
-Oniki
-Peki 6X6
-Otuzaltı Müdür bey
-Japonya'nın başkenti
-Tokyo
Ve test bir saat sürdü, Ali hiç hata yapmadı. Test sonunda Ali'nin öğretmeni de soru sormak istedi. Ali ve Müdür bu isteği kabul ettiler.
Ayse oğretmen sorulara başladı:
-İneklerde dört tane, ben de iki tane olan nedir?
-Bacaklar öğretmenim!
-Doğru! Peki; senin pantalonunun içinde olup, benim pantalonumun içinde olmayan nedir?
Müdür bu soruya çok şaşırır.
- Cepler öğretmenim.
-Kadınların tüylerinin en kıvırcık olduğu yer neresidir.
Velet tereddütsüz yanıt verdi:
-Afrika'dır öğretmenim.
-Yumuşak olup, kadınların ellerinde sertleşen nedir?
Müdür gözleri faltaşı gibi açılmış tam konuşacakken Ali yanıtladı:
-Tırnak cilası.
-Peki. Bekâr bir kadına göre evli kadında daha geniş olan nedir?
Müdür kulaklarına inanamıyordu.
-Yatak öğretmenim.
- Kadın vücudunda en nemli organ hangisidir?
-Dil öğretmenim.
Nefes nefese kalan Müdür test'i bitirmeye karar verdi ve:
- Değil bir üst sınıfa, ben bunu doğrudan Üniversiteye göndereceğim. Çünkü ben, bütün sorulara yanlış cevap verdim!
Ornegin, bizim Safranbolu'da bir berber Niyazi amca vardi bu isi yapan. Dukkani Karabuk'te oldugu icin eminim Karabuklu cocuklarin da korkulu ruyasiydi. Bir motoru vardi ve motorun on tekerleginin ustunde, kucuk, plaka gibi bir levhada 'Fenni sunnetci' yazardi... Ama, yore halki, berber ya da sunnetci diye anmaz, o malum organin cocuk versiyonu olan ve noktali 'C' ile baslayan bir ismin sonuna -cu eki getirilerek 'C..cu Niyazi' derlerdi...
Simdilerde daha cok hastanelerde yapiliyor sunnet, ama bundan cok degil, on yirmi sene once falan, ozellikle de Anadolu'nun kucuk sehir ve kasabalarinda, genellikle berberler yapardi. Bu nedenle pek cok cocukta iz kalmistir...
'Yoksulluk, sadece yiyecek ekmek bulamamak degildir. Onun da otesinde, insanin sayginligina duyulan buyuk bir acliktir. Sevmeye ve baskalari icin onem tasiyan birisi olmaya gereksinim duyarız.'
Hakkinda hicbir arastirma yapilmis midir bilmiyorum (Sanmiyorum yapilsin) , ama, icinde bulunduklari duruma en cok sukur edenler de, bu sinifa girenlerdir diye bir dusunce hakim bende...
'Hakimiyet ve saltanat hic kimse tarafindan, hic kimseye ilim icabidir diye, muzakere ile, munakasa ile verilmez. Hakimiyet, saltanat, kuvvetle, kudretle ve zorla alinir.'
'Inanip baglanmakla mutlu oldugumuz Islam dinini, yuzyillardan beri alisilageldigi gibi bir siyaset araci haline dusmekten kurtarip yuceltmenin pek gerekli oldugu gercegini goruyor ve biliyoruz.'
'Calismadan, yorulmadan, ogrenmeden rahat yasama yollarini itiyat haline getiren milletler; once haysiyetlerini, sonra istikballerini, daha sonra da hurriyetlerini kaybetmeye mahkumdurlar.'
“Bu memleketin topraklarinda kanlarini doken Ingiliz, Fransiz, Avustralyali, Yeni Zelandali, Hintli kahramanlar! Burada, dost bir vatanin topragindasiniz. Huzur ve sukun icinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetciklerle yanyana koyun koyunasiniz.
Uzak diyarlardan evlatlarini harbe gonderen analar! Gozyaslarinizi dindiriniz. evlatlariniz bizim bagrimizdadır. Huzur icindedirler ve rahat uyuyacaklardir. Onlar bu toprakta canlarini verdikten sonra, artik bizim evlatlarimiz olmuslardir.”
fıkra
26.10.2009 - 13:24Uc arkadas tren istasyonuna gitmisler. Iclerinden biri giseye yaklasip bilet almis ve trenin kalkmasina ne kadar zaman oldugunu sormus.
- Bir saat on bes dakika. Arkadaslarina donmus:
- Daha cok var, hadi gidip su karsiki kafede cay icelim. Oradan buradan derken laf lafi acmis. Birden tren duduguyle kendilerine gelmisler. Kosarak disari firlamislar ama, nafile. Tren kacmis..
sormuslar:
- Sonraki tren ne zaman?
- Bir bucuk saat sonra. Yine donmusler kafeye. Yine çay, yine laf ve derken yine duduk sesi. Kosmuslar ama bu defa da treni kacirmislar.
Bir saat sonra bir tren daha varmis. Donmusler kafeye. Ama bu kez uyanik duruyorlar. Trenin sesini duyar duymaz kalkmislar ve kosmaya baslamislar. Iclerinden ikisi; biri bir vagona, digeri baska vagona zar zor yetismis. Ucuncu ise geride kalmis ve yetisememis. Bir sure dovundukten sonra baslamis katila katila gulmeye. Durumu goren istasyon memuru dayanamayip sormus:
- Hem treni kacirdin hem guluyorsun!
- Nasil gulmeyeyim! . Onlar beni ugurlamaya gelmisti.
Yuzunuzden gulumseme hic eksilmesin efendim...
atatürkün sözleri
26.10.2009 - 01:25'Buyukluk odur ki, hic kimseye iltifat etmeyeceksin, hic kimseyi aldatmayacaksin, memleket icin gercek ulku neyse onu gorecek, o hedefe yuruyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktir, herkes seni yolundan cevirmeye calisacaktir. Iste sen burada direneceksin. Onunde sonsuz engeller yigilacaktir. Kendini buyuk degil kucuk, aracsiz, hic telakki edecek, kimseden yardim gelmeyecegine inanarak o engelleri asacaksin. ondan sonra sana buyuksun derlerse, bunu diyenlere de guleceksin.'
atatürkün sözleri
26.10.2009 - 01:15'...Butun bu seraitten daha elim ve daha vahim olmak uzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hiyanet icinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri sahsi menfaatlerini, mustevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr u zaruret icinde harap ve bitap dusmus olabilir.
Ey Turk istikbalinin evladı! Iste, bu ahval ve serait icinde dahi, vazifen; Turk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktir! Muhtac oldugun kudret, damarlarindaki asil kanda, mevcuttur! '
atatürkün sözleri
26.10.2009 - 01:10'Efendiler! Avrupa'nin butun ilerlemesine, yukselmesine ve medenilesmesine karsilik Turkiye tam tersine gerilemiş ve dusus vadisine yuvarlanadurmustur. artik vaziyeti duzeltmek icin mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, butun isleri Avrupa'nin emellerine gore yapmak, butun dersleri Avrupa'dan almak gibi bir takim zihniyetler belirdi. Halbuki, hangi istiklal vardir ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlariyla yukselebilsin? ... Tarih boyle bir hadiseyi kaydetmemistir! '
fıkra
25.10.2009 - 13:51Temel doktor olmus. Hastayi muayene etmis ve ona receteyi yazip vermis:
“Gunde bes sigara, gelecek ay gel! ”
Bir ay sonra doktor, sigarayi dorde dusurmus, bir ay sonra da uce, ikiye, bire...
Ve en sonunda kesin yasak koymus.
“Yok olmuyor, gunde bir sigara bile icmeyeceksin! ”
Adam boynunu bukmus:
“Ben hic icmezdim, bes sigarayla siz baslattiniz! ”
Yuzunuzden gulumseme hic eksilmesin efendim...
fıkra
25.10.2009 - 13:46Bizim Temel bir gün çok büyük bir suç işlemiş ve mahkeme idam kararı vermiş. Gardiyanlar Temel'i almış götürmüşler idam edecekleri yere. Cıkarmışlar dar ağacına ve sormuşlar;
-Temel son bir isteğin var mı?
Temel, demiş;
-Yok bir isteğim sağolun.
Adamlar vurmuşlar iskemleye, Temel düşmüş ölmek üzere. Eliyle koluyla işaret etmeye başlamış. Adamlar da son bir isteği var heralde deyip acımışlar ve Temel'i almislar ipten.
Suratı kıpkırmızı olan Temel hışımla;
-Ne ediyisunuz la? Az daha boğuliyidum ha! ! !
fıkra
25.10.2009 - 13:38Bir gün Ali, öğretmeni Ayşe Hanıma giderek dersten sonra kendisiyle görüşmek istediğini söyledi. Öğretmen kabul etti ve sordu:
- Sorun nedir Ali?
- Ben bu sınıfın düzeyine göre fazla zekiyim. Bir üst sınıfa geçmek istiyorum.
İstek konusunda bilgi verilen Müdü,r Ali'ye bunun için bir testten geçmeyi isteyip istemediğini sordu.
Ali tereddütsüz kabul etti ve test başladı.
-Söyle bakalım Ali: 3X4
-Oniki
-Peki 6X6
-Otuzaltı Müdür bey
-Japonya'nın başkenti
-Tokyo
Ve test bir saat sürdü, Ali hiç hata yapmadı. Test sonunda Ali'nin öğretmeni de soru sormak istedi. Ali ve Müdür bu isteği kabul ettiler.
Ayse oğretmen sorulara başladı:
-İneklerde dört tane, ben de iki tane olan nedir?
-Bacaklar öğretmenim!
-Doğru! Peki; senin pantalonunun içinde olup, benim pantalonumun içinde olmayan nedir?
Müdür bu soruya çok şaşırır.
- Cepler öğretmenim.
-Kadınların tüylerinin en kıvırcık olduğu yer neresidir.
Velet tereddütsüz yanıt verdi:
-Afrika'dır öğretmenim.
-Yumuşak olup, kadınların ellerinde sertleşen nedir?
Müdür gözleri faltaşı gibi açılmış tam konuşacakken Ali yanıtladı:
-Tırnak cilası.
-Peki. Bekâr bir kadına göre evli kadında daha geniş olan nedir?
Müdür kulaklarına inanamıyordu.
-Yatak öğretmenim.
- Kadın vücudunda en nemli organ hangisidir?
-Dil öğretmenim.
Nefes nefese kalan Müdür test'i bitirmeye karar verdi ve:
- Değil bir üst sınıfa, ben bunu doğrudan Üniversiteye göndereceğim. Çünkü ben, bütün sorulara yanlış cevap verdim!
Yuzunuzden gulumseme hic eksilmesin efendim...
SÜNNET OLMAK
25.10.2009 - 13:24Simdi dusunuyorum da, oylesine onemli bir organ, nasil olurda cok da ehil olmayan ellere teslim edilir, bir turlu aklim almiyor...
SÜNNET OLMAK
25.10.2009 - 13:23Ornegin, bizim Safranbolu'da bir berber Niyazi amca vardi bu isi yapan. Dukkani Karabuk'te oldugu icin eminim Karabuklu cocuklarin da korkulu ruyasiydi. Bir motoru vardi ve motorun on tekerleginin ustunde, kucuk, plaka gibi bir levhada 'Fenni sunnetci' yazardi... Ama, yore halki, berber ya da sunnetci diye anmaz, o malum organin cocuk versiyonu olan ve noktali 'C' ile baslayan bir ismin sonuna -cu eki getirilerek 'C..cu Niyazi' derlerdi...
SÜNNET OLMAK
25.10.2009 - 13:18Simdilerde daha cok hastanelerde yapiliyor sunnet, ama bundan cok degil, on yirmi sene once falan, ozellikle de Anadolu'nun kucuk sehir ve kasabalarinda, genellikle berberler yapardi. Bu nedenle pek cok cocukta iz kalmistir...
Dilin Kemiği
25.10.2009 - 03:12'Agzindan cikani, kulagin duysun.'
Kemiksiz dile sahip olanlara gelsin...
Dilin Kemiği
25.10.2009 - 03:10Kemiksiz dile sahip olanlara, bozbogaz denir...
Dilin Kemiği
25.10.2009 - 03:09Bizdeki, dilin kemigi yoktur deyisinden yola cikarsak eger; herhalde biz, insanlarin her turlu seyi, her turlu ortamda soyleyebilecegine taaa bastan inanmisiz...
yoksul
25.10.2009 - 03:02Rahibe Terasa'nin soyle bir sozu var:
'Yoksulluk, sadece yiyecek ekmek bulamamak degildir. Onun da otesinde, insanin sayginligina duyulan buyuk bir acliktir. Sevmeye ve baskalari icin onem tasiyan birisi olmaya gereksinim duyarız.'
yoksul
25.10.2009 - 02:59Hakkinda hicbir arastirma yapilmis midir bilmiyorum (Sanmiyorum yapilsin) , ama, icinde bulunduklari duruma en cok sukur edenler de, bu sinifa girenlerdir diye bir dusunce hakim bende...
özlü sözler
25.10.2009 - 02:55'Banka soymak, banka kurup isletmekten daha ahlaklidir.' (Bertolt Brecht)
atatürkün sözleri
25.10.2009 - 02:52'Hakimiyet ve saltanat hic kimse tarafindan, hic kimseye ilim icabidir diye, muzakere ile, munakasa ile verilmez. Hakimiyet, saltanat, kuvvetle, kudretle ve zorla alinir.'
atatürkün sözleri
25.10.2009 - 02:49'Inanip baglanmakla mutlu oldugumuz Islam dinini, yuzyillardan beri alisilageldigi gibi bir siyaset araci haline dusmekten kurtarip yuceltmenin pek gerekli oldugu gercegini goruyor ve biliyoruz.'
atatürkün sözleri
25.10.2009 - 02:44'Gozunuzle sadece ufku gorebilirsiniz, ama beyninizle ufkun otesini de gorebilirsiniz. O zaman olaylar sizi degil, siz olaylari yonlendirebilirsiniz.'
özlü sözler
25.10.2009 - 02:39Kim mucadele ediyorsa, kaybedebilir. Mucadele etmeyen zaten kaybetmistir.' (Bertolt Brecht) .
özlü sözler
25.10.2009 - 02:38'Hic bir ilerleme, mantikli davranisa geri donus kadar zor degildir.' (Bertolt Brecht)
atatürkün sözleri
24.10.2009 - 03:28'Calismadan, yorulmadan, ogrenmeden rahat yasama yollarini itiyat haline getiren milletler; once haysiyetlerini, sonra istikballerini, daha sonra da hurriyetlerini kaybetmeye mahkumdurlar.'
atatürkün sözleri
24.10.2009 - 03:23“Bu memleketin topraklarinda kanlarini doken Ingiliz, Fransiz, Avustralyali, Yeni Zelandali, Hintli kahramanlar! Burada, dost bir vatanin topragindasiniz. Huzur ve sukun icinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetciklerle yanyana koyun koyunasiniz.
Uzak diyarlardan evlatlarini harbe gonderen analar! Gozyaslarinizi dindiriniz. evlatlariniz bizim bagrimizdadır. Huzur icindedirler ve rahat uyuyacaklardir. Onlar bu toprakta canlarini verdikten sonra, artik bizim evlatlarimiz olmuslardir.”
atatürkün sözleri
24.10.2009 - 03:17'Beni gormek demek, mutlaka yuzumu gormek demek degildir. Benim fikirlerimi, benim duygularimi anliyorsaniz ve hissediyorsaniz, bu, kafidir.'
Toplam 936 mesaj bulundu