Muammer Orak Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Ant ...

  • serbest kürsü

    14.11.2019 - 18:21

    Şule ne demek istediğin gayet bariz bir şekilde ortada...

    Eğer yolunda giderken bir taşa denk gelirsen ve o taşı kaldıramıyorsan, bırak o taş yerinde kalsın...
    (Herrmann Hesse)

    Malesef sadece Türkiyede değil dünyanın her yerinde Din esasıyla İdioloji esasını ayırt edemeyen safil mahlukatlar mevcut... Bide buda yetmezmiş gibi İdiolojik esaslarına dini esasları adapte etmeside çabası, tabiki tersi içinde geçerli bir husus, vakâ...

  • serbest kürsü

    14.11.2019 - 16:41

    Şule ve Ahmet İnternetteki uygulamalar üzerinden her türlü algıya yönelik Simulasyonlara dikkat edin...

    Alın işte Pedagoji ilminin Yobazolojilik uygulaması...
    Bir aralar Siberalem diye tanışma sitesine medeni halimden dolayı takılıyordum, sitedeki bayanların yaklaşık yüzde doksanı hep Öğretmen diye kendilerini tanıtmışlar... Kendi kendime sordum bu Ülkede ne kadar Öğretmen dul, boşanmış, bekar bayan var diye?

  • serbest kürsü

    14.11.2019 - 13:26

    İnsanın Ruh denen bir kutsalı var...

    İnsan o kutsalı sebebiyetiyle, anlamayı, anlamlandırmayı, anlatmayı, anımsatmayı, anlaşılmayı, anlaşmayı gerektirir...

    Madem o ulviyeti hiçe sayıp inanmıyorsa neyi anlamayı, neyi anlamlandırmayı, neyi anlatmayı, neyi anımsatmayı, nerde anlaşılması, nerde anlaşması gerektiren?

    Dünyadamı anlaşılması, anlaşması gereken? 

    Elbetteki, tabiki Dünyanında bir tini var...

    Yalan dünya değilki, dünyayı yalanlaştıranda insan...

    Êyyyy ruhu inkar eden zındık, Zamanını durdurup bir An° bir Anı haline getiren o kutsi aygıtın ne?

    O aygıtın fotağrafmakinesimi?

    Fotoğraflar ölmüş bir an°, yaşayansa fotağraflardaki anımsamalar ve anımsatmalardır!...

    "Din", İnsandaki bilgi yetisinin bir öncesi olan temeli(yeti) olan, inanç duygusuna şahsi,kolektiv anlamda ve manada bir sistematik içerisinde tamamlanmış, şahsiyette ve kolektivitede ihtiyaci zaruri inançlar sistemidir...

  • serbest kürsü

    13.11.2019 - 21:25

    HAİKU

    bomboşluk
    dolmuyorum taşar diye
    kabını aşar diye
    taşarsa şaşar diye
    deniz anası

    m. orak

  • serbest kürsü

    08.11.2019 - 23:08

    Mübarek Mevlüt Kandiliniz hayrlara vesile ola,...

  • serbest kürsü

    07.11.2019 - 01:21

    Karanlığı bütün kainatta her daim hep aynı olan yeni bir gecede güzel Türkiyemizden iyi geceler...

  • serbest kürsü

    04.11.2019 - 10:09

    Her daim Ay'ı hep aynı yeni bir haftada, her daim Güneş'i hep aynı yeni bir günde günaydın...

  • serbest kürsü

    31.10.2019 - 23:52

    Her daim bütün kainatta karanlığı hep aynı, yeni bir gecede iyi geceler.

  • serbest kürsü

    30.10.2019 - 12:00

    Pudraşekeri lütfen aslıyetini bilmeden önce profiline bıraktığım iki parçayı profilinden kaldırırmısın?
    Benimkini kaldıramayacağın belli, ben o profiline eklediğim iki parçayı silemiyorumda!

  • serbest kürsü

    24.10.2019 - 04:21

    Düzeltim. Düzeltiş.

    Antoloji şiir paylaşımlarında vede isimlendirmelerde belirli kuralları belirtmiş.
    Şiir başlıklarının ve isimlerin ilk baş harflerinin büyük harflerle yazılışı diye.

    Hasbel Sual.

    Soruyorum bu kuralın gerekçesi ne diye?
    Belirtilen kurallandırmanın geleneksel niteliği olduğu malum.
    Aslında o kuralı koyan biliyormuki neden başlıklandırmaların ve isimlendirmelerin, ilk harfinin büyük yazılmasını?

    Hasbel Cevap.

    İlk literatuel isimlendirme mezar taşı yerine taşların üst üste konması ve sonrasım mezar taşına kazınılan isimlerdir, velahus bu kanaati edinmemi destekleyen eski Yunandaki mezar taşlarındaki yazıların kırmızı ve maviye boyanması şahsiyetin statüsünü belirtse bile...
    Yani ilk literatuel isimlendirme mezar taşlarını üst üste koymayla ve kazılmayla vuku bulmuştur. Velakin, Göbeklitepedeki simgeler hiroglopfhiler aslında insanoğlunun yazıya geçişindeki ilk adımlardır buna bağlı olarak mezar taşından sonraki ikincil nüshalardır...
    Yani isimlendirmelerin ve başlıklandırmaların başlangıcının büyük harflerle yazılış sebebi, isimlendirmeyle elde edilen ilk salt bilgi bilinci.

    Hülasa, elde edilen İsm'in veya Ad'ın bilgide bir bilinç oluşumunun anımsatmasıdır...

    Umarım bu mantıki izah, Antolojinin koyduğu kurala geleneksellik açısından değilde hermetik ve mantıksal bir izah olarak anlaşılmıştır...

    Bilginize.

  • serbest kürsü

    21.10.2019 - 03:38

    [Gün(eş'i)] görünür kılan aydınlığı değil, ışığının ulaştığı nokta...

    Hayata renk katan ışığın, hayatdaki renksizliklere ulaşamadığını anla!

  • serbest kürsü

    15.10.2019 - 02:40

    Ne yazarsanız yazın, ifadenizle değişen kendinizmi ifade ettiklerinizmi? Tabiki doğru analizlere denecek birşey yok, çünkü olay hakkında anlamayı, anlamlandırmayı, anlatmayı, anımsatmayı, anlaşılmayı, anlaşmayı çağrıştıra biliyor...

  • serbest kürsü

    15.10.2019 - 02:21

    İnsanın Ruh denen bir kutsalı vardır...

    İnsan o kutsalı sebebiyetiyle, anlamayı, anlamlandırmayı, anlatmayı, anımsatmayı, anlaşılmayı, anlaşmayı gerektirir...

    Madem o ulviyeti hiçe sayıp inanmıyorsa neyi anlamayı, neyi anlamlandırmayı, neyi anlatmayı, neyi anımsatmayı, nerde anlaşılması, nerde anlaşması gerektiren?

    Dünyadamı anlaşılması, anlaşması gereken? Dünyanında bir ruhu var...
    Yalan dünya değilki, dünyayı yalanlaştıranda insan...? (?)

    Êyyyy ruhu inkar eden zındık, Zamanını durdurup bir An° bir Anı haline getiren kutsi aygıtın ne?

    O aygıt fotağrafmakinesimi?
    Fotoğraflar ölmüş bir an°, yaşayansa fotağraflardaki anımsatmalar, anımsamalardır!

    SİZE YİNE RUHUN NE OLDUĞUNU İFADE EDEYİM.
    BİR KAÇ NOKTA HARİÇ İRDELEDİĞİNİZ HUSUSLAR BİR CEVİZ KABUĞUNU DOLDURMAZ GİBİ GELİYOR...

  • serbest kürsü

    12.10.2019 - 02:09

    Düzeltim. Düzeltiş.

    Şule.
    Hakikat kat kattır Hakikatın en son katına çıkınca, ruh ışık hızından kat kat daha hızlı olunca Işık Ziya(Ether) madde gibidir... Madde ise uzayın o uçsuz bucaksız karanlığında yeşil bir fener gibidir...

  • serbest kürsü

    12.10.2019 - 01:56

    Şule.
    Hakikat kat kattır Hakikatın en son katına çıkınca, ruh ışık hızından kat kat daha hızlı olunca Işık madde gibidir... Madde ise uzayın o uçsuz bucaksız karanlığında yeşil bir fener gibidir...

  • serbest kürsü

    11.10.2019 - 03:30

    Biraz kafanız dağılsın... Ne demiş bizim Burak... Doğru söylesen kimin umurunda, gözüme inanırım haydi zıp zıp zıpla...

    Çocuklar ilk türkçe dersimizde çizgi çekmeyi öğreneceğiz. Ondan sonra harflere geçeceğiz...

    - Ula oğlum Cengiz sen neden çizgilerini çekmiyorsun?

    - Öğretmenim Oya dediki, Cengiz benimle çizgileri koyamaz(!) Sonrasım, benim balık çizgi gibi direşti, eğer çizgiyi çekersem Oyayla balıksız nasıl oynayabilirim?

    - Oğlum Cengiz sen yinede çizgini çek yoksam Oya büyüyünce bırak seni sazan balıklarınıda direşterir(!)

    - Öğretmenim ben çizgi çekmelerimi bitirdim, Cengiz halen çizgi çekmekle meşgul, artık harflere geçebilirmiyiz?

    - Kızım Oya Cengizi beklesene çocuk balığını daha yeni bulmuş. Büyüyünce eğer, Cengizi beklemezsen gölde senden yüksekdeki güvercinler kakalar kafana...(!)

  • serbest kürsü

    08.10.2019 - 08:17

    Durun hepinize yaratan bir Ruh üflesin, üfürükcüleri sevmezsinizya belkim nefesinizi verirken üfürdüğünüzün farkına varırsınız!

    İnsanın Ruh denen bir kutsalı vardır...

    İnsan o kutsalı sebebiyetiyle anlamak, anlamlandırmak, anlatmak, anlaşılmak gerektirir...

    İnsan, o ulviyeti hiçe sayıp inanmıyorsa neyi anlamak, neyi anlamlandırmak, neyi anlatmak, nerde anlaşılmak gerekirki?

    Dünyadamı anlaşılması gereken, dünyanında bir ruhu vardır...?
    Dünya yalan değilki, dünyayı yalanlaştıranda insan...? (?)

  • serbest kürsü

    06.10.2019 - 03:14

    Çiçeğin boyun eğmesi yerçekimi kanunundansa, neyse aşkın kanunu, Güneşmi sevdi çiçeği çiçekmi sevdi Güneşi?

    Çiçek Güneşe dediki, bak yerden geldim yine yere gideceğim, geldiğim yere eğdim boynumu ulaşamadığım Güneş, sen ulaştın bana bak senden aldım rengimi!...

    Sonunda Güneşde Çiçeğe dediki, rengime bürünsende aşkın kanunu sevilmesi gereken değilmiydi, dengini!

    m. orak

  • serbest kürsü

    04.10.2019 - 03:09

    Ziya.

    En hızlı olan tek şey ışıktı.
    Kovalayınca yetişip gören yoktu.
    Yakalayınca gölgeler çöktü.

  • serbest kürsü

    25.09.2019 - 15:52

    Um'arım, Kaftancıoğlunun karakteristiği vede Transpersonalpsikoloji anlaşılmıştır o yazılıp silinende çünkü o yazı o şahsın şahsiyetine münahastı, eğer okusaydı ağzından salyalar akardı...

    Akustik halusinasyona göre 19 Ekim 2019 da İstanbulda deprem olma ihtimali evrendeki bütün atomların toplamına bir...

    Son yazımdı, artık burda yokum...

  • serbest kürsü

    19.09.2019 - 11:18

    Deli, kuyuya kaç taş attında, attığın taşları kaç akıllı çıkarmaya çalışıyor?

  • serbest kürsü

    19.09.2019 - 11:16

    Gün aydın ola, kandil aydınlığından renkler noksansız tam ola...

  • serbest kürsü

    18.09.2019 - 09:17

    Günaydınlar...

  • serbest kürsü

    18.09.2019 - 09:17

Toplam 1234 mesaj bulundu