Bizim ömrümüz de ırmaklarımız vardır, sularında hayallerimizi yüzdürdüğümüz,bizim ömrümüz de sevdiklerimiz vardır, bayramlar ayrı geçince üzüldüğümüz; Bayramınız Kutlu olsun.
KIRMADAN KIRILMADA GÜZEL PAYLAŞIMLARDA BULUŞMAK DİLEĞİ İLE ESENLİK DİLİYORUM
*Ezberden Uzaklarda
Göz değmemiş yüreğim Açılmış bahar yağmuruna Ezber adımlardan ırak Yolum güzel kuytularda Dudağımda tebessüm Gözlerimde basitliğe perde O, bu, şu velhasıl onlar Gitsin yollarına Güle düşen çiğ tanesi Sabahın nimet miski Estikçe eser yüreğime Bir ben bilirim Birde beni bilenler Hayatına anlam veren Ey dost yürekler Yaklaştıkça kokuyor İremdeki güller Kol kola girmiş Gönül dostları Adımlar kıvrak Adımlar kararlı Dayan yürek dayan Şahikaya az kaldı
... Bayramınız kutlu olsun sevdiklerinizle Nice mutlu bayramlar dilerim. Dil sayesindedir ki insanlar duygularını, düşüncelerini, hayallerini, gördüklerini birbirlerine aktarırlar. Dil, kendimizi anlatmamızı, başkalarını da anlamamızı sağlar. Dil olmasaydı geçmiş nesillerin birikimlerinden yararlanamaz kendi birikimlerimizi de gelecek nesillere aktaramazdık. Üç bin çıvarında olduğu tahmin edilen dil'e gönül isterdi ki ayrı ayrı tebrik ve kutlamalarda bulunabilmek. Ses, harf, resim, mimik kendine göre anlam ifade eden her şey semboldür. Anlaşma aracımız olan dil ses ve harflerden oluşmaktadır. Ses ile Bayramınızı kutlamam mümkün değil, ancak harflerden oluşan sevgi bağı üç kelime ile lütfen kabul edin. Saygılarımla BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN. Mehmet Kahvecioğlu
O bir nur yürekli candır,,hem vatan aşığı,hem de Hakk aşığı,,,O,,Bilginler Nebilerin Varisleridir,,,grup üyesidir,sever sevilir,güler güldürür, hep gül inşallah, ,dilerim Rabb'imden her gelen günün geçen günlerden güzel olsun,sağlık sıhat mutlu ve huzurlu bir gelecek diliyorum sana,iyiki varsın herşey gönlünce olsun,
Aşkını Gördüm Allah'ım
Bereketli yağmurun damlasında, Doğan güneşin parlak ışığında, Akan suların kaynak akışında, Senin o aşkını gördüm Allah'ım!
Cıvıl cıvıl öten kuşun sesinde, Dalga dalga denizin mavisinde, Kumların toprakların tanesinde, Senin o aşkını gördüm Allah'ım! .
Ezanlarda,hutbelerde,göklerde, Yıldızlarda,dolunayda,yerlerde, Kandillerde,yasinde,hamimlerde, Senin o aşkını gördüm Allah'ım! .
Hem fatihayı okuyan dillerde, İhlâsta,dualarda,zamirlerde, Yoksulda,fakirlerde,zenginlerde, Senin o aşkını gördüm Allah'ım! .
İsmini anan,hem alim kulunda, Senin Resül'ün mübarek huyunda, Bu kâinatın sağında solunda, Senin o aşkını gördüm Allah'ım! .
Gördüm aşkını,hem adını gördüm, Baki olduğunu,varlığını gördüm, Affını ve mağfiretini gördüm, Senin o aşkını gördüm Allah'ım! ....
Bilirim ki aşkın bahçesinden bir gül koklayan, şeyda bülbül olurmuş. Bilirim ki aşkın pınarından bir damla içen, ömrünce sarhoş gezermiş. Bilirim ki kavuşmak olmasa sevdalılar, ağlayı ağlayı kör olurmuş.
Biliyor musun, iki gözüm; bugün ayın kaçı? Hangi mevsimdeyiz? Bahar mı, kış mı, sonbahar mı, yaz mı; inan farkında değilim. Sıla ne yana düşer, gurbet ne yanda? Nerdeyim, nasılım? Bilmiyorum.
Derdim, kederim ne? Biliyor musun yanıtını? ... Neşemi, sevimcimi, yaşama gücümü yitirdim. O coşkulu, mutlu, umutlu günlerimi ne de çok özlüyorum. Öylesine bir özlem ki bu; ne sen sor, ne ben söyleyeyim. Sevdiklerim, özlediklerim ve bana dost olanların her biri başka bir yerde; hiç birine kavuşamıyorum.
Dalları fırtınada kopmuş bir ağaç gibiyiz iki gözüm. Her dalımız bir sınır boyunda, her yaprağımız bir ülkeye savrulmuş. Bir yanımız vizeli, bir yanımız kaçak. Çocukluğumu, ilk gençliğimi, geçmişimi, memleketimi velhasıl eskiye ait herşeyimi nasıl özlüyorum biliyor musun? Özümü özlüyorum, özümü.....Kendim olabilmeyi, sözümde durmak için verdiğim çabayı, kendime dürüst olmak için kendimle olan mücadelemi, özümle barışık yaşamayı özlüyorum. En iyi sen bilirsin, bir huyumu terk etmek için sarf ettiğim gayreti. Doğaya, insanlara, hayvanlara, çocuklara olan sevgimi, tutkumu ve yüreğimdeki ateşi, dimağımdaki tadı da en iyi sen bilirsin.
Zaman geçiyor, hayat geçiyor, ömrümde akşam çanları çalmaya başladı bile. İnsanın mutlulukları, heyecanları, hayatı, yaşadıkları geride kalıyor iki gözüm. Bizim gibileri yıllar geçtikçe daha bir duygusallaşıyor. Toplumların gittikçe bencilleştiği, duyarsızlaştığı dünyamızda olup bitenler beni hüzünlendiriyor. Acaba bu durumun bilincinde ve farkında olan çevremizde kaç insan var? Binbir düşünce üşüşüyor beynime. Anılarla, özlemlerle boğuşmak beni yıpratıyor. İç acısıyla dolu, yaralı, bin yerinden vurgun yemiş bir gönülle acılara karşı umarsız olmaya çalışıyorum ama olmuyor. Belki bir gün son bulacak ufuklarda solar hüznümüz. Hala bir şeyler bekleyerek bulutsu bir sise gömülüyor her şey.
Şimdi ise, gülmek-ağlamak arası monoton bir hayatın girdabında kaldım. Üzerime ölü toprağı serpilmiş gibi. Silkinip çıkamıyorum. Gün ışığına, suya hasret bitkiler gibi tatsız ve tuzsuzum. İşte şimdi böyle bir insan oldum iki gözüm. Gayesiz ve huysuz. Evden sokağa her çıkışımda, penceremden dışarı her bakışımda, karabasan gibi çöken sis ve karanlık dokunuyor bana. Oysa ışık umut, umutsa hayat demektir. Ben mi o ışığı yitirdim, yoksa o ışık mı beni; bilmiyorum.
Nedense hep geçmişe bir özlem duygusu büyüyor içimde... İşte böyle iki gözüm. Hangi gündeyiz? Bugün ayın kaçı? Hangi mevsimdeyiz? Bilmiyorum. Bilsem de, benim için artık hiç bir önemi yok..........
Uzun yıllar önce sevdamı yüreğime yükleyip geldiğim bu yabancı ülkede, koynunda volkanları taşıyan bir dağ gibi sustum. Suskunluğumu delicesine haykırmak isterken, içime ağuları akıttım ve öylece sustum. Kara bir diken gibi yuttum ve içime yığılıp öğlece kalakaldım. İçimdeki yangını, yüreğimdeki yarayı, gözlerimdeki damlayı sorma. Hasretlere dayayıp başımı, hüzünle geçip giden günlere, gecelere döndüm sırtımı iki gözüm. Yorgun, yetim ve yaralı. Gönlümün duvarına kocaman bir sevda resmi çizdim, bir de ateş yaktım ocağıma dağ gibi.Ki, okyanuslar söndüremez.
İnsanlar, var olalı beri kabullenmiş sevdayı. Herkes kendi sevdasının Mecnunu; kendi hasretinin delisi olmuş. Kendi hikayesini, kendi sevdasını en büyük sanmış ve saymış; büyütmüş yüreğinde dağ dağ. Sabır sabır beyninin gergefine işlemiş. Benim sevdam da benim için dünyanın en büyük, en kutsal sevdası....
Ben ki, sevdanın çöllerinde ayrılıkların en büyük hasretini çektim Leyla ‘mın. Ferhat oldum dağları deldim. Kerem oldum yaktım kendimi. Pir Sultan oldum asıldım, Nesimi oldum yüzüldüm. Kavuşmak için gönlümü yollara düşürdüm. Horlandım, ezildim, hakaretlere, işkencelere maruz kaldım.
Yüreğimdeki yangını, gözlerimdeki hicranı sorma iki gözüm. Acılarımı kimsesizliğime yükleyip, uzayıp giden yollara düştüm. Yorgun, yetim ve yaralı. Aşık oldum, yaktım kendimi. İçimde bin yangınla çıktım yola. Sevgilime şiirler yazmak, şarkılar bestelemek, türküler yakmak en büyük ibadetimdi. Kavuşmak ise en inanılmaz hayalim.
Bilirim ki aşkın bahçesinden bir gül koklayan, şeyda bülbül olurmuş. Bilirim ki aşkın pınarından bir damla içen, ömrünce sarhoş gezermiş. Bilirim ki kavuşmak olmasa sevdalılar, ağlayı ağlayı kör olurmuş.
Aşk olmasa iki gözüm, içimde biriktirdiğim bu yangın olmasa, dolmasa iliklerime aşkın hasreti, bu yangın yüreğimi sarmasa, avuçlarımı yakmasa bu ateş, akar mı damarlarımdaki kan! Bir gün kavuşmak hayali olmasa, nasıl dayanılır bu yaşama, bu kimsesizliğe, bu gurbete, bu hasrete iki gözüm, nasıl?
sorma ben kimim, adım ne, nereden geldim kim açtı bu kahrolası çukuru yüreğimde kimi sevdim, kime özlemim kaç yıl sevda doldu iliklerime kaç yıl eksildim. [email protected]
26.11.2009 - 16:02
♥ (¯`´•.¸(¯`´•.¸ _______ღ ♥ ღ _______ ¸.•´´¯) ¸.•´´¯) ♥
♥ -==-♥ °°Bayramınız Mubarek°°♥ olsun -==-♥
♥ (_¸.•´´(_¸.•´´_¯¯¯¯¯¯¯ღ ♥ ღ ¯¯¯¯¯¯¯ `´•.¸_) `´•.¸_) ♥
♥ . ♥ . ♥ .♥ . ♥ . ♥ .♥ . ♥ . ♥ .
♥ . ♥ . ♥ .♥ . ♥ . ♥ .♥ . ♥ . ♥ .
♥ . ♥ . ♥ . ♥ Allahın rahmeti üzerine olsun. Sana gelen her iyilik Allahtandır,
♥ . ♥ . ♥ RABBİM UMDUĞUNUZ HAYIR İŞLERE NAİL KILSIN
♥ . ♥ . ♥ . Mekanın cennet yuvan huzurlu kalbin Allah ile dolu olsun
♥ . ♥ . ♥ .♥ . ♥ . ♥ .♥ . ♥ . ♥ .
♥ . ♥ . ♥ .♥ . ♥ . ♥ .♥ . ♥ . ♥ .
Bizim ömrümüz de ırmaklarımız vardır, sularında hayallerimizi yüzdürdüğümüz,bizim ömrümüz de sevdiklerimiz vardır, bayramlar ayrı geçince üzüldüğümüz;
Bayramınız Kutlu olsun.
09.11.2009 - 21:53
ON KASIM ATATÜRK VE ŞEHİTLERİMİZİ SAYGIYLA ANIYORUZ...
TÜRKİYE Yazarlar Ozanlar,Bestekarlar,Şairler Gurubu sevgiler selamlar.
ASKERİM
Buluğ çağı aştım gücüm gelişti,
Yoklama yapıldım haber erişti,
Resmi kıyafetle şeklim deyişti,
Allah'ın izniyle ben asker oldum.
Aile toplandık kına yakıldı,
Dostlarım oynadı seyre bakıldı,
Terör belasına canım sıkıldı,
Allah'ın izniyle ben asker oldum.
Silamı bıraktım gurbete çıktım,
Teçhisat kuşandım silahı taktım,
Gurur ve haz duyup aynaya baktım,
Allah'ın izniyle ben askker oldum.
Albayrak altında nöbet tutarım,
Sınırı gözetler volta atarım,
Talimata göre kalkar yatarım,
Allah'ın izniyle ben asker oldum.
Eğitimi alıp tatbikat yaptık,
Belirli hedefe mermiler attık,
Zeki'ce görevin zevkini tattık,
Allah'ın izniyle ben asker oldum.
5-11-2009 Gönül dostlarına saygılar,sevgiler,selamlar ALLAH kavuştursun.
AŞKIN DERYASI Kitabımdan Damlalar GURUBU hayırlı teskereler diler.
09.11.2009 - 21:06
KIRMADAN KIRILMADA GÜZEL PAYLAŞIMLARDA BULUŞMAK DİLEĞİ İLE ESENLİK DİLİYORUM
*Ezberden Uzaklarda
Göz değmemiş yüreğim
Açılmış bahar yağmuruna
Ezber adımlardan ırak
Yolum güzel kuytularda
Dudağımda tebessüm
Gözlerimde basitliğe perde
O, bu, şu velhasıl onlar
Gitsin yollarına
Güle düşen çiğ tanesi
Sabahın nimet miski
Estikçe eser yüreğime
Bir ben bilirim
Birde beni bilenler
Hayatına anlam veren
Ey dost yürekler
Yaklaştıkça kokuyor
İremdeki güller
Kol kola girmiş
Gönül dostları
Adımlar kıvrak
Adımlar kararlı
Dayan yürek dayan
Şahikaya az kaldı
Yıldırım Yorulmaz
20.09.2009 - 15:04
... Bayramınız kutlu olsun sevdiklerinizle Nice mutlu bayramlar dilerim. Dil sayesindedir ki insanlar duygularını, düşüncelerini, hayallerini, gördüklerini birbirlerine aktarırlar. Dil, kendimizi anlatmamızı, başkalarını da anlamamızı sağlar. Dil olmasaydı geçmiş nesillerin birikimlerinden yararlanamaz kendi birikimlerimizi de gelecek nesillere aktaramazdık. Üç bin çıvarında olduğu tahmin edilen dil'e gönül isterdi ki ayrı ayrı tebrik ve kutlamalarda bulunabilmek. Ses, harf, resim, mimik kendine göre anlam ifade eden her şey semboldür. Anlaşma aracımız olan dil ses ve harflerden oluşmaktadır. Ses ile Bayramınızı kutlamam mümkün değil, ancak harflerden oluşan sevgi bağı üç kelime ile lütfen kabul edin. Saygılarımla BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN.
Mehmet Kahvecioğlu
08.05.2009 - 09:49
Değer verdiğimiz kardeşimiz saygıdeğer bir şahsiyettir
Etkili ve seviyeli paylaşım atmosferi
İHVANİ PAYLAŞIM PLATFORMU - Üyesidir
Kendisiyle paylaşım yapmaktan onur duyarız
03.11.2008 - 09:37
O bir nur yürekli candır,,hem vatan aşığı,hem de Hakk aşığı,,,O,,Bilginler Nebilerin Varisleridir,,,grup üyesidir,sever sevilir,güler güldürür, hep gül inşallah,
,dilerim Rabb'imden her gelen günün geçen günlerden güzel olsun,sağlık sıhat mutlu ve huzurlu bir gelecek diliyorum sana,iyiki varsın
herşey gönlünce olsun,
Aşkını Gördüm Allah'ım
Bereketli yağmurun damlasında,
Doğan güneşin parlak ışığında,
Akan suların kaynak akışında,
Senin o aşkını gördüm Allah'ım!
Cıvıl cıvıl öten kuşun sesinde,
Dalga dalga denizin mavisinde,
Kumların toprakların tanesinde,
Senin o aşkını gördüm Allah'ım! .
Ezanlarda,hutbelerde,göklerde,
Yıldızlarda,dolunayda,yerlerde,
Kandillerde,yasinde,hamimlerde,
Senin o aşkını gördüm Allah'ım! .
Hem fatihayı okuyan dillerde,
İhlâsta,dualarda,zamirlerde,
Yoksulda,fakirlerde,zenginlerde,
Senin o aşkını gördüm Allah'ım! .
İsmini anan,hem alim kulunda,
Senin Resül'ün mübarek huyunda,
Bu kâinatın sağında solunda,
Senin o aşkını gördüm Allah'ım! .
Gördüm aşkını,hem adını gördüm,
Baki olduğunu,varlığını gördüm,
Affını ve mağfiretini gördüm,
Senin o aşkını gördüm Allah'ım! ....
Fatma Alageyik
04.10.2008 - 21:16
Unutulanlar unutanı hiç unutmazlarmış sen unutanlarda olma
tüm mutluluklar senin sevgi daima yüreğiyin den eksik olmasın
salim erben
07.07.2008 - 17:01
Bir Hasret Mektubu
(iki gözüm)
Bilirim ki aşkın bahçesinden bir gül koklayan, şeyda bülbül olurmuş. Bilirim ki aşkın pınarından bir damla içen, ömrünce sarhoş gezermiş. Bilirim ki kavuşmak olmasa sevdalılar, ağlayı ağlayı kör olurmuş.
Biliyor musun, iki gözüm; bugün ayın kaçı? Hangi mevsimdeyiz? Bahar mı, kış mı, sonbahar mı, yaz mı; inan farkında değilim. Sıla ne yana düşer, gurbet ne yanda? Nerdeyim, nasılım? Bilmiyorum.
Derdim, kederim ne? Biliyor musun yanıtını? ... Neşemi, sevimcimi, yaşama gücümü yitirdim. O coşkulu, mutlu, umutlu günlerimi ne de çok özlüyorum. Öylesine bir özlem ki bu; ne sen sor, ne ben söyleyeyim. Sevdiklerim, özlediklerim ve bana dost olanların her biri başka bir yerde; hiç birine kavuşamıyorum.
Dalları fırtınada kopmuş bir ağaç gibiyiz iki gözüm. Her dalımız bir sınır boyunda, her yaprağımız bir ülkeye savrulmuş. Bir yanımız vizeli, bir yanımız kaçak. Çocukluğumu, ilk gençliğimi, geçmişimi, memleketimi velhasıl eskiye ait herşeyimi nasıl özlüyorum biliyor musun? Özümü özlüyorum, özümü.....Kendim olabilmeyi, sözümde durmak için verdiğim çabayı, kendime dürüst olmak için kendimle olan mücadelemi, özümle barışık yaşamayı özlüyorum. En iyi sen bilirsin, bir huyumu terk etmek için sarf ettiğim gayreti. Doğaya, insanlara, hayvanlara, çocuklara olan sevgimi, tutkumu ve yüreğimdeki ateşi, dimağımdaki tadı da en iyi sen bilirsin.
Zaman geçiyor, hayat geçiyor, ömrümde akşam çanları çalmaya başladı bile. İnsanın mutlulukları, heyecanları, hayatı, yaşadıkları geride kalıyor iki gözüm. Bizim gibileri yıllar geçtikçe daha bir duygusallaşıyor. Toplumların gittikçe bencilleştiği, duyarsızlaştığı dünyamızda olup bitenler beni hüzünlendiriyor. Acaba bu durumun bilincinde ve farkında olan çevremizde kaç insan var? Binbir düşünce üşüşüyor beynime. Anılarla, özlemlerle boğuşmak beni yıpratıyor. İç acısıyla dolu, yaralı, bin yerinden vurgun yemiş bir gönülle acılara karşı umarsız olmaya çalışıyorum ama olmuyor. Belki bir gün son bulacak ufuklarda solar hüznümüz. Hala bir şeyler bekleyerek bulutsu bir sise gömülüyor her şey.
Şimdi ise, gülmek-ağlamak arası monoton bir hayatın girdabında kaldım. Üzerime ölü toprağı serpilmiş gibi. Silkinip çıkamıyorum. Gün ışığına, suya hasret bitkiler gibi tatsız ve tuzsuzum. İşte şimdi böyle bir insan oldum iki gözüm. Gayesiz ve huysuz. Evden sokağa her çıkışımda, penceremden dışarı her bakışımda, karabasan gibi çöken sis ve karanlık dokunuyor bana. Oysa ışık umut, umutsa hayat demektir. Ben mi o ışığı yitirdim, yoksa o ışık mı beni; bilmiyorum.
Nedense hep geçmişe bir özlem duygusu büyüyor içimde... İşte böyle iki gözüm. Hangi gündeyiz? Bugün ayın kaçı? Hangi mevsimdeyiz? Bilmiyorum. Bilsem de, benim için artık hiç bir önemi yok..........
Uzun yıllar önce sevdamı yüreğime yükleyip geldiğim bu yabancı ülkede, koynunda volkanları taşıyan bir dağ gibi sustum. Suskunluğumu delicesine haykırmak isterken, içime ağuları akıttım ve öylece sustum. Kara bir diken gibi yuttum ve içime yığılıp öğlece kalakaldım. İçimdeki yangını, yüreğimdeki yarayı, gözlerimdeki damlayı sorma. Hasretlere dayayıp başımı, hüzünle geçip giden günlere, gecelere döndüm sırtımı iki gözüm. Yorgun, yetim ve yaralı. Gönlümün duvarına kocaman bir sevda resmi çizdim, bir de ateş yaktım ocağıma dağ gibi.Ki, okyanuslar söndüremez.
İnsanlar, var olalı beri kabullenmiş sevdayı. Herkes kendi sevdasının Mecnunu; kendi hasretinin delisi olmuş. Kendi hikayesini, kendi sevdasını en büyük sanmış ve saymış; büyütmüş yüreğinde dağ dağ. Sabır sabır beyninin gergefine işlemiş. Benim sevdam da benim için dünyanın en büyük, en kutsal sevdası....
Ben ki, sevdanın çöllerinde ayrılıkların en büyük hasretini çektim Leyla ‘mın. Ferhat oldum dağları deldim. Kerem oldum yaktım kendimi. Pir Sultan oldum asıldım, Nesimi oldum yüzüldüm. Kavuşmak için gönlümü yollara düşürdüm. Horlandım, ezildim, hakaretlere, işkencelere maruz kaldım.
Yüreğimdeki yangını, gözlerimdeki hicranı sorma iki gözüm. Acılarımı kimsesizliğime yükleyip, uzayıp giden yollara düştüm. Yorgun, yetim ve yaralı. Aşık oldum, yaktım kendimi. İçimde bin yangınla çıktım yola. Sevgilime şiirler yazmak, şarkılar bestelemek, türküler yakmak en büyük ibadetimdi. Kavuşmak ise en inanılmaz hayalim.
Bilirim ki aşkın bahçesinden bir gül koklayan, şeyda bülbül olurmuş. Bilirim ki aşkın pınarından bir damla içen, ömrünce sarhoş gezermiş. Bilirim ki kavuşmak olmasa sevdalılar, ağlayı ağlayı kör olurmuş.
Aşk olmasa iki gözüm, içimde biriktirdiğim bu yangın olmasa, dolmasa iliklerime aşkın hasreti, bu yangın yüreğimi sarmasa, avuçlarımı yakmasa bu ateş, akar mı damarlarımdaki kan! Bir gün kavuşmak hayali olmasa, nasıl dayanılır bu yaşama, bu kimsesizliğe, bu gurbete, bu hasrete iki gözüm, nasıl?
sorma
ben kimim, adım ne, nereden geldim
kim açtı bu kahrolası çukuru yüreğimde
kimi sevdim, kime özlemim
kaç yıl sevda doldu iliklerime
kaç yıl eksildim.
[email protected]
01.09.2006 - 23:45
slm ben cihan kendisini tanıtmamış bu yüzden onun hakkın da ne diye bilirim ki en azın dan kendin den bahs etmesi lazım dı bence
Toplam 9 mesaj bulundu