PARADİGMA: ALGI VE DÜŞÜNCEYE YÖN VEREN HARİTA
(-003-)
Sevgiye karışan 'beklenti' denen illeti hemen silin aşkın ak sayfalarından. Göreceksiniz ki, o zaman aşk, başka bir güzel. Göreceksiniz ki, o zaman sevgili, daha bir romantik. Göreceksiniz ki, o zaman sevmek ve sevilmenin damaklarda bıraktığı tat, yıllanmış şarap gibi, beklenti zehrine karışmadan bir başka döndürüyor insanın başını. Ben, beklentisiz seviyorum...
(Bir İnternet Sitesinden Alıntı)
ARKADAŞ KARDEŞTEN İLERİ
Bir arkadaşım olsun istiyorum
Bedenimin yılgın duruşundan
Yaşadığım sıkıntıları bilsin istiyorum
Çare bulunamaz belki ama
Arkadaşlık kendini unutup
Yaşamı beraberindeki ile sırtlamak
Değil mi
Kemal KABCIK
İÇ DÜNYA: Olayların algılandığı, yorumlanıp anlamlandırıldığı, bireylerin özelliğinde yer alan, dışarıdan gözlemleyen süreç. Birey kendi öznel iç dünyasının doğrudan farkındadır. Öznel iç dünya, bizim mahrem dünyamızdır; ancak bizim tarafımızdan gözlemlenebilir. İletişim, anlamını, iç dünyadaki bu algı ve yorumlarda bulur. Bu kitapta iç dünya, “can” olarak da adlandırılmıştır.
Konu Başlığı: Kavramlar Sözlüğü
Kitap Adı: Keşke’siz Bir Yaşam İçin İLETİŞİM DONANIMLARI Sayfa: 195
Kitap Yazarı: Doğan CÜCELOĞLU
“VAROLOŞUN BEŞ BOYUTU: İnsanoğlunun, ilişkileri içinde varoluşunu tanımlamak için cevap aradığı beş soru. Beş soru şunlardır:
1- Kaale alınıyor muyum? Beni umursuyorlar mı?
2- Kabul ediliyor muyum? Beni olduğum gibi, yargılamadan kabul ediyorlar mı?
3- Değerli miyim? Beni vazgeçilmez ve emsalsiz olarak görüyorlar mı?
4- Yeterli miyim? Beni becerikli, yapabilecek güçte görüp yapabileceğime güveniyorlar mı?
5- Beni ben olduğum için özleyip benimle zaman geçirmek istiyorlar mı? ”
Konu Başlığı: Kavramlar Sözlüğü
Kitap Adı: Keşke’siz Bir Yaşam İçin İLETİŞİM DONANIMLARI Sayfa: 199
Kitap Yazarı: Doğan CÜCELOĞLU
En çok ilgilendiği alanları sezip ve bunlar üzerinde çalışmak, kaydedilen her gelişme için daha önceden uygulamaya koyduğunuz bazı talepleri kaldırmak etkili olabilir.
Yusuf Ziya GÜNAY
İNANÇ 7: SORUMLULUK ALMADAN GERÇEK BAŞARI GERÇEKLEŞEMEZ:
Başarılı kişiler sorumluluğun gücüne inanırlar. Başarıdan ayrı düşünülemeyecek bir inanç varsa; o da sorumluluk yüklenilmeden, büyük başarı elde edilemeyeceğidir. Herhangi bir daldaki başarılı insanları incelerseniz; onların en iyi, en zeki, en hızlı ya da en güçlü değil, en çok sorumluluk alan olduğunu görürsünüz. Ünlü Rus Balerini Anna PAVLONA, “Başarının sırr bir hedefi durmaksızın takip etmektir.” Demiş Bu bizim temel başarı formülümüzün bir diğer anlatımıdır, yani sonuçlarınızı bilmek ve bunları sürekli geliştirmek gibi...
(Kişisel Başarıda Zirveye Ulaşmanın Yolu SINIRSIZ GÜÇ Sayfa: 85-86 Anthony ROBBINS)
Karşılaşılan engeller yıkılmak için değil; üzerlerinden aşılmak için vardır.
Kemal KABCIK
Boşa tüketilmiş nefesler; umut arar girdabında
Sevgi yoksulu garibana demir attım bu limanda
Çığlık çığlığa kaldı ve nefes yemiyordu kalemi döndürmeye. Ve tükenen yalnızlığına bir umut gerekliydi. Kendini unutabilmiş bir insanın çığlığında, sayfalara ne yazılabilirdi ki:
Çığlık Çığlığa Dümen Başında
Yalnızlıklar yorgunu umutlu çile dolu hasretliğinle...
Islah olur, tutunur, tutuşur AŞK dolu hitabelerinle...
Lafzı arar çığlık çığlığa; AŞK ile tutuşan nefesinle...
Demir atıp yalnızlığına; tutuşabilse O’da hayalinle..
Işığınla yol alırlar; gözlerin pusula; hayali resminle..
Zayi olmaz, gelir bir gün; umutla bıraktığın izlerinle...
Ay; sabahın aydınlığında, dikkat kesilmiş bakışlara gülümsüyordu adeta. Bahçesine; gündoğumundan önce girmişti her zaman ki gibi. Karanlıkta renk vermeyen çiçekler; sabahın ışıkları ile “günaydın” diyordu sanki kendine. Bir derdi de kalmamıştı; yaşanan hasretlik ve yaşanan çile son bulmuştu; nikah masasında. Artık bir daha ayrılmayacaklar; hasretin ve çile dolu hayatın kazanımları ile geleceğe yürüyeceklerdi. Çayı demlemişti Yusuf. Kıyamadı sevgilisini kaldırmaya ve yudumlanan çay elde; O da selam gönderiyordu güle ve aya; içinde taşıdığı çocuksu coşkusu ile. Hislenmişti yine; sevgi dolu yüreği çırpınışlara geçti ve titreyen bedeni ile “Züleyha da keşke şu an yanımda olsaydı” dedi kendine. Şafak vaktini ve şafakta yaşanan güzellikleri Züleyha’nında görmesini istiyordu. Güllerin; aydınlandıkça parlayan renklerini, güneşe saygı gösterip kendini gizleme telaşına düşen ayın saklı gülüşünü onunda görmesini istiyordu. Bu sabah geç kaldığını fark etti ve sabah şafak vakti yaşanılan güzellikleri; uyandığında Züleyha’ya da anlatıp ilgisini çekmesi gerektiğine karar verdi.
Bardakta yudumlanacak çay kalmayınca bahçeyi terk etti ve mutfağa doğru; ocak başına yöneldi. Gördüklerine inanamıyordu; Züleyha yataktan kalmış kahvaltı masasını hazırlamış ve Yusuf için doğan güne uyum sağlamaya çalışıyordu. Züleyha, Yusuf’a tam seslenecekti ki; Yusuf, mutfak kapısından içeri girdi ve ikisi aynı anda “Günaydın” dedi; sanki yarışırlarcasına. Yusuf olanlardan habersizdi. Züleyha; Yusuf’tan hemen sonra yataktan kalmış, Yusuf’un demlediği çaydan çaktırmadan içerek; Yusuf’un bahçe içerisindeki kendinden geçiş anını seyretmişti. Yusuf, bahçeye eli boş çıkmamıştı; yanında defteri ve kalemi de almıştı. Yusuf, aydınlanan şafakta, kağıdına, ay ve gülün resmini çiziyordu harf harf. Duygulanmıştı; onu gizlice seyre dalan Züleyha; onun içindi Yusuf’u rahatsız etmeme düşüncesindeki ince ayrıntı. Yusuf, kahvaltı masasına oturdu; Züleyha ise; henüz karalama aşamasında yeni doğan hislerin dökümüne yöneldi. Islanmıştı defter; Yusuf’un dikkatsiz hareketinden dolayı. Islanan defteri silerek sayfalarını araladı; şafak atışının resmini görebilmek için:
Şafakta Ay ve Gül
İçimde bir his
Paylaşıma sunulamayan
Yokluğun sorun yaratmamalı
Gülde yansıyan yanakların
Gökte gizem içinde ay
Aydınlığa selam duruyor
Ve gizleniyor tebessümün ile
Yapraklar titremede
Esen meltemle
Saçların geliyor aklıma
Savrulan ve tutuşan dizeler
Yangını anlatma çabasında
Duygulanmıştı yine Züleyha. Unutulmayan kendini mısraların arasında görünce; yangını anlamlandırması zor olmadı. Bir karşılık vermeyi istedi ve:
Züleyha: Atan şafakta yalnız kalmadığın için senin adına sevindim doğrusu. Yangın yeri telaşını henüz anlatamamışsın ama şiirinde.
Züleyha mutluydu yazılan şiiri görünce. Aslında sabırsızdı; uyandığı anda Yusuf’un yanına gitmeyi istiyordu. Ama o nedense, Yusuf’u yalnız bırakması gerektiğine inanmıştı. Kendide biliyordu şiir yazmasını o yüzden ikisinin bir araya gelmemesi gerekiyordu; kısa bir süreliğine. Züleyha da şiirini okumayı istedi. Yusuf’un neler diyebileceğini merak ediyordu ve şiiri ezberinden, Yusuf için okumayı denedi:
Bir sevda idi sabahın şafağına sunulan
Gülümsemeler bir gülün canlı renginde
Gizlenme mutfak penceresi perdesinde
Bir yangın ve tutuşan dizeler sayfalarda
Telaşsız, çırpınışsız, tedirginlik, karmaşa
Yalnızlık siper almış aydınlık içinde gök
Ve aydınlığına selam duran bir çift his
'HER İNSAN KENDİ GEMİSİNİN KAPTANIDIR.'
KEMAL KABCIK
BAŞARI; DÜŞÜNCE YOLU İLE, KİŞİ YAPABİLECEK OLDUKLARININ EN İYİSİNİ YAPTIĞINA İNANMASI VEYA EĞER İSTERSE BİR FAZLASINI YAPABİLECEĞİNE İNANARAK; BİR SONRAKİ ÇALIŞMALARINDA DAHA BİR GAYRETLİ OLMASI GEREKTİĞİNE KENDİNİ İNANDIRARAK, VERİMLİLİĞİNİ ARTIRMASI GEREKTİĞİ KONUSUNDA KARAR ALMASIDIR. KISACA BAŞARI; İNSANIN KENDİ KUSURUNU FARK ETMESİ VE DÜZELME YOLUNDA İLK ADIMI ATABİLMESİDİR.
KEMAL KABCIK
Güz beyleri Güz beyleri
Kızarmış yapraklar saltanatı, nal sesleri
cam çekiçler göğsünüzde
hiçbir uyku silemez yüzünüzden
yılın değil bu ömrün hazanı
başka göklerden bir yıldız
başka dağlardan bir ırmak
başka atlaslarda yaşadı
bağrınıza kadar battığınız gece
hiçbir yağmur yıkayamaz artık bu duayı
bulutların atlarla birlikte uyuduğu
bir zamanlar sizin olan mevsimden
bir yaprak düşüyor
ne zaman gözlerimin önünden geçseniz
cam çekiç
yüreğimden kopmayan çığ
Siz yoktunuz ben sizin mevsiminize geldiğimde
Murathan Mungan
Bu şiir bağlantı sağladığımda, rastgele sayfasından yazdığım şiirdir. Bir düşüncem yok. Bir şey anlatmaya çalışmıyorum. Aradığımda bulayım diye; SAMİMİYET sayfasına mesaj çektim.
Karakterlerinde gelişime açık tutdukları; gözlemleyen bilinçleri vardır. Etki altında kalmadan kendince doğru olanı bulurlar.
Kemal KABCIK
Borç köleliğin başlangıcıdır. Victor HUGO
(Unutulmayan ALTIN SÖZLER Antolojisi Sayfa: 326 Can sever EYÜBOĞLU)
Zengin olmak istiyorsan kazanmayı düşündüğün kadar biriktirmeyi de düşün. Benjamin FRANKLİN
(Unutulmayan ALTIN SÖZLER Antolojisi Sayfa: 327 Can sever EYÜBOĞLU)
Çalışmak dinlenmenin hardalıdır. Cenap ŞEHABETTİN
(Unutulmayan ALTIN SÖZLER Antolojisi Sayfa: 121 Can sever EYÜBOĞLU)
Mal da yalan mülk de yalan var biraz sende oyalan. Yunus EMRE
(Unutulmayan ALTIN SÖZLER Antolojisi Sayfa: (kendim ekledim) Can sever EYÜBOĞLU)
GİRİŞİMCİ TUTUM: Kişi davranışını, içinde bulunduğu koşulların ötesinde kendi istediği amaçları gerçekleştirme yönünde kullanma gücüne sahiptir anlayışını belirten tutum. Bu anlayışa göre, istersek çevresel koşulların ve onların uyardığı duygu ve heyecanların ötesine geçer, inandığımız ilkeleri davranışlarımızda yaşatabiliriz.
(İYİ DÜŞÜN DOĞRU KARAR VER SAYFA: 332 DOĞAN CÜCELOĞLU)
Kimin ters giderse bir zaman işi
Muhallebi yerken kırılır dişi FİGANİ
(Unutulmayan ALTIN SÖZLER Antolojisi Sayfa: 121 Can sever EYÜBOĞLU)
Para para para. NAPOLYON
(Unutulmayan ALTIN SÖZLER Antolojisi Sayfa: kendim ekledim Can sever EYÜBOĞLU)
KAZAN PARADİGMASI: Bu tutum kendini diğerleriyle ilişki içinde görmeyen kişinin yaklaşımıdır. “Ben kendi kazancımı bilirim, sen de kendi kazancını bil. Ben istediğimi alınca memnun olurum, sen de istediğini alacak şekilde hareket et, senin kazanman ya da kaybetmen beni ilgilendirmez,” şeklinde düşünür. Yarışma ve rekabet söz konusu değildir.
(İYİ DÜŞÜN DOĞRU KARAR VER SAYFA: 334 DOĞAN CÜCELOĞLU)
Yapabilirler, çünkü yapabileceklerini düşünüyorlar VIRGIL
(Kişisel Başarıda Zirveye Ulaşmanın Yolu SINIRSIZ GÜÇ Sayfa 63 Anthony ROBBINS)
Bir iş üzerinde yoğunlaşabilirler, kendi başına yapabileceği işleri yardım almaksızın yapabilirler.
Yusuf Ziya GÜNAY
KİŞİNİN KENDİYLE İLİŞKİ İÇİNDE OLMASI: Yaşamının bilincinde olarak kendi ilke ve değerleri çevresinde düşünce, duygu ve davranışlarını kişinin anlamlandırması.
(İYİ DÜŞÜN DOĞRU KARAR VER SAYFA: 334 DOĞAN CÜCELOĞLU)
Her disiplinli bir çalışmanın; birden fazla ürünü olur Jim ROHN
(Kişisel Başarıda Zirveye Ulaşmanın Yolu SINIRSIZ GÜÇ Sayfa 12 Anthony ROBBINS)
Davanıza bir adam kazanma istiyorsanız, önce onu samimi arkadaş olduğunuza inandırmalısınız. Abraham LİNCOLN
(Kişisel Başarıda Zirveye Ulaşmanın Yolu SINIRSIZ GÜÇ Sayfa 237 Anthony ROBBINS)
NE İSTEDİĞİNİZİ BİLİN:
Ne istediğinizi hem kendinize hem de bir başkasına tanımlamalısınız. Ne kadar yüksek, ne kadar uzak, ne kadar çok? Ne zaman, nerede, nasıl, kiminle? İş hayatınızda bir krediye ihtiyacınız varsa; nasıl isteneceğini bilirseniz, bu krediyi bulursunuz. “Üretim hattını genişletmek için biraz daha paraya ihtiyacımız var, bize biraz kredi verir misiniz? ” derseniz, krediyi alamazsınız. Kesin olarak neye ihtiyacınız olduğunu, niçin ihtiyacınız olduğunu ve ne zaman ihtiyacınız olduğunu tanımlamalısınız. Onunla ne üretebileceğinizi de göstermek zorundasınız.
(Kişisel Başarıda Zirveye Ulaşmanın Yolu SINIRSIZ GÜÇ Sayfa 221 Anthony ROBBINS)
Gücün ve mutluluğun temeli sağlıktır Benjamin DISRAELI
(Kişisel Başarıda Zirveye Ulaşmanın Yolu SINIRSIZ GÜÇ Sayfa 174 Anthony ROBBINS)
Üyenin kendisini tanıtmak için yazdığı not
Yüreğinden öpülecek insanların sessizce ama gururla hep aramızda yaşadıklarına inanan,
bunların kozalarının diğerlerinden şeffaf olduğunu bilen,
bu 'insan'ların incitmekten sakındıklarını ve çok çabuk incitildiklerini gören,
çok parası olmanın 'zenginlik' demek olmadığına kesinlikle inanan bir kurbağa prensesim işte...
Öldüğümde arkamda bırakmak istediklerim var:
Kimseye haksızlık yapmamış olmak,
Tükettiğim kadar ürettiğim bir şeyler bırakmak,
Sorumluluk ve hak bilen dürüst bir evlat yetiştirmek,
Aldığım paranın helal olması ve haketmiş olmak,
6 Milyar dostum olması,
Umudun her daim yaşam sevinci için var olması gerektiğine inandırdığım yüzlerce dost,
Ve 'aşk yok' diyenlere 'aşk var' diyen en az bir şiir....
ÜZGÜN DEĞİLİM SEVDİĞİM İÇİN
YANILGILARMIIŞ İNSANI VAR EDEN
TEDBİR GEREĞİ DİKKAT ETSEM DE YAPRIKLARIMA
DÖNÜP BAKMASINI BİLMESEM; GERİDE BIRAKTIKLARIMA
ZAMAN İÇİNDE KENDİMİ TÜKETEBİLİYORUM.
TÜKENME; AKIP GİDEN ZAMANA VE HAYATA AYAK UYDUR VE DÜŞÜN; NEDEN VAROLDUĞUMUZA..
oku malı çünkü YaşamaK; yAŞAMAk AŞAMA İLERİ VE GERİ BAKIP; KENDİNİ YARGILA MA VE İÇ HUZUR İLE MUTLU OLA BİLME DİR DİR İ
ben hayatımdan öğrendiğim bazı şeyleri paylaşıyorum. Kendimden emin değilim ve son karar için çok erken diye düşü ünü yorum yaparak eksiğimi gideriyor um
İsteyen, istediği heceye veya kelimeye harf ekleyip hayat kurtarabilir önce insan kendini kurtarabilmeliymiş. ki; ÜLKE VE ÜLKE VATANDAŞI DOST OLABİLEN İLE DOST KALABİLMELİ.
BENİM ASIL SIKINTIM. NERDE YANLIŞ YAPTIĞIMI BULMAK VE HATAMI DÜZELTEREK HAYATIMA YÖN VEREBİLMEKTİR. FAYDA GETİRECEĞİNE İNANDIĞIM DÜŞÜNCE VE YORUMLARI PAYLAŞMAYI DÜŞÜ YORUM.ALLAH AŞKI İLE BAŞLADIM ALLAH AŞKI İLE BİTİREBİLMEK İSTİYORUM.
D e n i z i b u l a n a k a d a r YALNIZLIĞ IM. İsim ile çık mış tım yol uza dım Dir il iş i çin yar gıl ga mış de s tan ı. İl ant kab cık İ şin ken di ni kur tar ma. Ma ka ram sa rı bağ lar le kız söy ler ben ağ lar ım İz in de yiz tür kü le in
Oku ma yolu ile öğrenimi tamamlama ve idame ettirme yolu aşamasında dikkat et mem ve kendime kural koyarken uzun uzuz düşünebilmeliyim diye düş ünü yor um. Ummar ım kendimi eğitme aşamasında başarıya ulaşma kabiliyeti mi gelişti rir im. İlk o kul dö ne min den baş la ya rak öğ re ni mim de zay ıf ka lan yer le ri ta mam la ma lı y ım. Uz anı yorum haya i çin de düşü nür üm.
Kendi karakterimi bulmamda yardımcı olan TÜM SANATÇI DOSTLARIMIZA VE BİLGİSİNİ KİTAP YAZARAK PAYLAŞAN TÜM AYDIN GÖRÜŞE SAHİP YAZAR DOSTLARIMIZA teşekkür ederim.
Bilgi paylaşımını şarkıları ile destekleyen tüm sanatçı dostlarımıza AYRICA BİRKEZ DAHA teşekkür etmek isterim. Dinlediğim ŞARKI ve TÜRKÜLER İLE, EĞLENİRKEN ÖĞRENMEK AYRI BİR ZEVK...
“BİR ŞEYİ SEVMEN, SENİ KÖRLEŞTİRİR VE SAĞIRLAŞTIRIR.” (SÖYLEYENİN ADI BENDE SAKLI)
1999 yılında başlayıp 2-3 yıl içinde kendimi dini yönden geliştirdim. 2-3 yıl içinde bildiklerimi konuşamaz hale geldim ve suskunlaştım. Kaç yıl suskunluk yaşadığımı bilmiyorum. Suskunluğumu 1999 yılında bozdum ve evlenebilmek için mücadele ettim. Evlenebilmem için bütün aklımı göstermek zorundaydım. Ben de bildiklerimi kağıda yazıp ERKEK ARKADAŞIMA vermeye çalışmıştım. Erkek arkadaşım beni anlamadı ve ayrıldık.
Bana şarkıları ile her insanı sevmem gerektiğini öğreten ve “SEVDE ÜZÜLME...” diyen sanatçı dostumuza çok teşekkür ederim. Bu şarkı sözü üzerine her insanı aynı derecede sevdim.
Ezbere “sevdim” demek bir taklitçilik olur. Ben insanların HEPSİNİ NİÇİN sevdiğime mantıklı gerekçeler göstererek, kendimi anlatabilirim. Yani, ben, BİR SANATÇININ sözüne bilinçsizce itaat eden değilim.
ŞİMDİ, BİR İNSANI AŞIRI DERECEDE SEVMEDEN VE O KİŞİYE BAĞLANMADAN SEVİYORUM. YANİ, OLGUN İNSAN ZİHNİYETİ İLE YAŞAMIMA DEVAM ETMEYE ÇALIŞIYORUM...
“AHIMDAN BİN SES İRKİLİYOR
BU CADDELER, BU SOKAKLAR
BİR BANA MI DAR...”
(BİR ŞARKI SÖZÜ)
“ZİNA YAPMAYIN” anlamına gelen diğer bir şarkıda; “SANSÜRSÜZ ORTAMLARA DİKSEM SENİ, SARIŞIN BİR HÜZÜN AÇARSIN YİNE DE...” diyen şarkıdır. Bu şarkı; ZİNA YAPMAMAMIZIN GEREKTİĞİNİN ÖTESİNDE KONULARA DEĞİNMİŞTİR. Yani, kişi, elinde olmadan sansürsüz bir ortama girebilir ve şarkıda yaşanılan bilgi paylaşımını akla getirebilirse kişi, belki de; SARIŞIN BİR HÜZÜN AÇMAYI deneyebilir. Yani, kişi, OLGUN İNSAN KARAKTERİNE yakışır bir davranış sergilemek isterse; en azından gözlerini kapatır, kulaklarını tıkar ve bu sayede; insan ahlakını kötü yönde etkileyecek olan her türlü fotoğraftan ve “belden aşağı-dizden yukarı” konuşulan sohbet ortamlarında, kendine hakim olur ve kazanmayı düşündüğü OLGUN İNSAN KARAKTERİNİ elde etmek için mücadelesine devam edebilir.
Bir insan BİREY OLMA GEREKSİNİMİ duymuşsa; bilgi paylaşımını yapan kişiyi unutmalı ve paylaşıma sunulan bilgiye değer vermeli. Kişi, bilgi paylaşımına vesile olanı gözünde büyütürse; ALLAH’I unutur ve asıl YAR ve YARDIMCIMIZ OLAN ALLAH’ı tanıyamamamız sebebiyle VAROLUŞU yaşayamayız.
ADAM OLMAK İÇİN BENCE ZİNA YAPMAMALIYIZ. ZİNA YAPARAK ÇOCUKLARIMIZA KÖTÜ ÖRNEK OLMAMALIYIZ. ÇOCUK; DUYDUĞUNU DEĞİL, GÖRDÜĞÜNÜ YAPAR. DÜŞÜNÜRSEK; ZİNA YAPAN KİŞİYİ ÖRNEK ALAN ÇOCUĞUN İŞLEDİĞİ GÜNAHTA, ZİNA ETMEYİ MARİFET SAYAN VE SORUMSUZCA BİR YAŞAM SÜREN KİŞİNİN HİÇ Mİ GÜNAHI YOK? ..
TOPLUM İYİ BİR GELİŞME GÖSTEREMİYORSA, BUNUN SEBEBİ KENDİMİZ DEĞİL MİYİZ? .. BENCE ARTIK ZİNA ETMEMELİYİZ...
“BİREY OLMA GEREKSİNİMİ” tanımından anlamış olduğum konuya gelince; kişi kendini bir şekilde eğitmeli ve OLGUN İNSAN KARAKTERİNİ yakalayabilmeli. OLGUN İNSAN KARAKTERİ tanımını yapan kişileri unutabilmeliyiz. Eğer ki, OLGUN İNSAN KARAKTERİ tanımını yapan kişileri unutamazsak; OLGUN İNSAN KARAKTERİ tanımını yapan kişiye esir oluruz ve O kişiye bağlanırız. Bir insanın BAĞIMLI KALMASI çok büyük bir tehlikedir. Mesela, ben BİRİNDEN övgü ile bahsedersem ve BİRİNİ gözümde büyütürsem; diğer OLGUN İNSAN KARAKTERİ tanımını yapan kişilere aşağılayıcı bir gözle bakabilirim. Kısaca özetlemem gerekirse; OLGUN İNSAN KARAKTERİ tanımını yapan kişiyi gözümüzde büyütmemeli ve o kişiyi aşırı derecede sevmemeliyiz. Aşırı derecede sevme ve bağlanma; insanı kör ve sağır yapar. Kişi, paylaşıma sunulan bilgiye değer vermeli. “ÖPMEMEK HÜNER, OKŞAMAMAK MARİFET...” dizesini içeren şarkının özü “ZİNA YAPMAYIN” demektir. BİRİ, kendine özgü olan karakteri ile, şarkısında “ZİNA YAPMAYIN” demek istemiştir. “ZİNA YAPMAYIN” düşüncesini şarkıları ile dile getiren diğer sanatçı dostlarımızı da düşünürsek; gözümüzde büyütmüş olduğumuz insanı aşırı derecede sevmiş olmanın cezasını çekeriz.
“BİREY OLMA GEREKSİNİMİ: Kişinin birey olarak tüm bağlardan uzak, kendisi olarak var olma isteği ve gereksinimidir.”
Bu sözü bir kitaptan okumuştum. Aklımda kaldığı kadarıyla yazabiliyorum. Üzülerek ifade etmeliyim ki; yazarın ismini de hatırlıyor değilim.
Birey olma adına; paylaşıma sunulan tüm bilgileri değerlendiririm ve kişiliğimde bulunan OLGUN İNSAN KARAKTERİNİ zenginleştirmeye ve güçlendirmeye çalışırım.
Kendimi sürekli eğitmeye çalışırım. Mesela, bir şarkı dinliyorsam; şarkıda geçen OLGUN İNSAN KARAKTERİNE yakışan davranışı söker çıkartırım. Bir örnek vermem gerekirse; “ÖPMEMEK HÜNER, OKŞAMAMAK MARİFET...” dizesini içeren şarkıyı dinlediğimde, bahsi geçen dizenin gerektirdiklerini yapmaya çalışırım. Bu sayede, kendimi, İLETİŞİM DONANIMI adına geliştirmiş olurum. Yani, beni, taşımış olduğum zihniyet ile sevebilecek insanların olacağına inanırım ve umut içinde, iç dünyamda yaşadığım mutluluğu, dış dünyamda aramaya devam ederim. Dış dünyamda mutluluğu aramanın anlamı; beni anlayabilecek olan ve bana değer verebilecek olan insanlar ile iletişim geçip, aynı zihniyeti taşıyan insanlarla birlikte olmak anlamına geliyor. İki insan aynı zihniyette birleşebilmişse; ortaya dostça bir muhabbet çıkması mümkündür. Dostça kurulan muhabbette; OLGUN İNSAN KARAKTERİNE yakışır bir diyalog kurulur ve muhabbete dahil olan her iki tarafta; birbirlerini anlayabilmelerinden kaynaklanan mutluluğu yaşmış olur.
ADAM OLMAK; PAYLAŞIMA SUNULAN HER TÜRLÜ BİLGİYE AÇIK OLMAYI GEREKTİRMEZ Mİ? ..
Olgun davranışı arayan kimse; dünya üzerinde yaşayan 6 milyar insana yüreğini açık tutar ve bu sayede kişiliğini geliştirme imkanını bulmuş olur. Kişi, kin ve nefretine esir olmuş ise; beğenmediği insanın, yaşam tecrübeleri paylaşımına dahil olmaz ve bir çok şeyden habersiz kalarak yaşamını sürdürür.
OLGUNLUK; 6 MİLYAR İNSANIN paylaşıma sunduğu yaşam tecrübeleri ile elde edilebilendir.
OLGUNLUK; kin ve nefreti silerek, bütün insanlara sevgi ile yaklaşabilmeyi gerektirir. Sevgi ile yaklaşmak demek; iletişimde bulunduğun her insanın, ağzından çıkanları can kulağı ile dinlemek demektir.
ALLAH, bir kişiyi, 6 milyar insan içinde imtihan etmektedir. ALLAH için önemli olan; bir insanın, 6 milyar insan içinde, neler yapıp, nasıl davranış sergilediği ile ilgilenir. Kişi, olgun davranışı öğrenebilse idi; iletişime geçtiği her insandan bir şeyler kapabileceğini düşünebilirdi. Bir insan, diğer bir insandan bilgi paylaşımını istemişse eğer; o kişi, insanlarla dost kalabilecek OLGUN DAVRANIŞ ile donanımlı olmak zorundadır. Bu şekilde düşünülürse; OLGUNLUK; her insanla DOST KALABİLME becerisidir, diyebiliriz.
Bir şarkı 'SEVDE ÜZÜLME...' demişti. Şarkılarda yaşanılan bilgi paylaşımına dahil olmak zor bir şey olmasa gerek...
Yaşam tecrübelerini şarkıları ile paylaşıma sunan tüm sanatçı dostlarımıza teşekkür ederim...
TAHİR'LE ZÜHRE MESELESİ
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hatta sevda yüzünden ölmekte ayıp değil
.
.
.
(Bize sevip-sevilmeyi anlatan ve sevip-sevilenin derdine düşen şair dostumuzun dizeleri ile mesajımı bitirmek istedim. Sadece aklımda kalan dizeler ile hitap edebildiğim için üzgünüm. Ayrıca şair dostumuzun ismini hatırlayıp yazamadığım için de üzgünüm.)
ADAM OLMAK; OLGUN DAVRANIŞLARI ARAMAK ANLAMINA GELEMEZ Mİ? ..
fikrimin ince gülü
06.09.2004 - 17:59PARADİGMA: ALGI VE DÜŞÜNCEYE YÖN VEREN HARİTA
(-003-)
Sevgiye karışan 'beklenti' denen illeti hemen silin aşkın ak sayfalarından. Göreceksiniz ki, o zaman aşk, başka bir güzel. Göreceksiniz ki, o zaman sevgili, daha bir romantik. Göreceksiniz ki, o zaman sevmek ve sevilmenin damaklarda bıraktığı tat, yıllanmış şarap gibi, beklenti zehrine karışmadan bir başka döndürüyor insanın başını. Ben, beklentisiz seviyorum...
(Bir İnternet Sitesinden Alıntı)
ARKADAŞ KARDEŞTEN İLERİ
Bir arkadaşım olsun istiyorum
Bedenimin yılgın duruşundan
Yaşadığım sıkıntıları bilsin istiyorum
Çare bulunamaz belki ama
Arkadaşlık kendini unutup
Yaşamı beraberindeki ile sırtlamak
Değil mi
Kemal KABCIK
İÇ DÜNYA: Olayların algılandığı, yorumlanıp anlamlandırıldığı, bireylerin özelliğinde yer alan, dışarıdan gözlemleyen süreç. Birey kendi öznel iç dünyasının doğrudan farkındadır. Öznel iç dünya, bizim mahrem dünyamızdır; ancak bizim tarafımızdan gözlemlenebilir. İletişim, anlamını, iç dünyadaki bu algı ve yorumlarda bulur. Bu kitapta iç dünya, “can” olarak da adlandırılmıştır.
Konu Başlığı: Kavramlar Sözlüğü
Kitap Adı: Keşke’siz Bir Yaşam İçin İLETİŞİM DONANIMLARI Sayfa: 195
Kitap Yazarı: Doğan CÜCELOĞLU
“VAROLOŞUN BEŞ BOYUTU: İnsanoğlunun, ilişkileri içinde varoluşunu tanımlamak için cevap aradığı beş soru. Beş soru şunlardır:
1- Kaale alınıyor muyum? Beni umursuyorlar mı?
2- Kabul ediliyor muyum? Beni olduğum gibi, yargılamadan kabul ediyorlar mı?
3- Değerli miyim? Beni vazgeçilmez ve emsalsiz olarak görüyorlar mı?
4- Yeterli miyim? Beni becerikli, yapabilecek güçte görüp yapabileceğime güveniyorlar mı?
5- Beni ben olduğum için özleyip benimle zaman geçirmek istiyorlar mı? ”
Konu Başlığı: Kavramlar Sözlüğü
Kitap Adı: Keşke’siz Bir Yaşam İçin İLETİŞİM DONANIMLARI Sayfa: 199
Kitap Yazarı: Doğan CÜCELOĞLU
samimiyet
03.09.2004 - 10:41En çok ilgilendiği alanları sezip ve bunlar üzerinde çalışmak, kaydedilen her gelişme için daha önceden uygulamaya koyduğunuz bazı talepleri kaldırmak etkili olabilir.
Yusuf Ziya GÜNAY
İNANÇ 7: SORUMLULUK ALMADAN GERÇEK BAŞARI GERÇEKLEŞEMEZ:
Başarılı kişiler sorumluluğun gücüne inanırlar. Başarıdan ayrı düşünülemeyecek bir inanç varsa; o da sorumluluk yüklenilmeden, büyük başarı elde edilemeyeceğidir. Herhangi bir daldaki başarılı insanları incelerseniz; onların en iyi, en zeki, en hızlı ya da en güçlü değil, en çok sorumluluk alan olduğunu görürsünüz. Ünlü Rus Balerini Anna PAVLONA, “Başarının sırr bir hedefi durmaksızın takip etmektir.” Demiş Bu bizim temel başarı formülümüzün bir diğer anlatımıdır, yani sonuçlarınızı bilmek ve bunları sürekli geliştirmek gibi...
(Kişisel Başarıda Zirveye Ulaşmanın Yolu SINIRSIZ GÜÇ Sayfa: 85-86 Anthony ROBBINS)
Karşılaşılan engeller yıkılmak için değil; üzerlerinden aşılmak için vardır.
Kemal KABCIK
samimiyet
03.09.2004 - 06:53Sevda Yoksuluna Aşk Gemisi
Boşa tüketilmiş nefesler; umut arar girdabında
Sevgi yoksulu garibana demir attım bu limanda
Çığlık çığlığa kaldı ve nefes yemiyordu kalemi döndürmeye. Ve tükenen yalnızlığına bir umut gerekliydi. Kendini unutabilmiş bir insanın çığlığında, sayfalara ne yazılabilirdi ki:
Çığlık Çığlığa Dümen Başında
Yalnızlıklar yorgunu umutlu çile dolu hasretliğinle...
Islah olur, tutunur, tutuşur AŞK dolu hitabelerinle...
Lafzı arar çığlık çığlığa; AŞK ile tutuşan nefesinle...
Demir atıp yalnızlığına; tutuşabilse O’da hayalinle..
Işığınla yol alırlar; gözlerin pusula; hayali resminle..
Zayi olmaz, gelir bir gün; umutla bıraktığın izlerinle...
Ay; sabahın aydınlığında, dikkat kesilmiş bakışlara gülümsüyordu adeta. Bahçesine; gündoğumundan önce girmişti her zaman ki gibi. Karanlıkta renk vermeyen çiçekler; sabahın ışıkları ile “günaydın” diyordu sanki kendine. Bir derdi de kalmamıştı; yaşanan hasretlik ve yaşanan çile son bulmuştu; nikah masasında. Artık bir daha ayrılmayacaklar; hasretin ve çile dolu hayatın kazanımları ile geleceğe yürüyeceklerdi. Çayı demlemişti Yusuf. Kıyamadı sevgilisini kaldırmaya ve yudumlanan çay elde; O da selam gönderiyordu güle ve aya; içinde taşıdığı çocuksu coşkusu ile. Hislenmişti yine; sevgi dolu yüreği çırpınışlara geçti ve titreyen bedeni ile “Züleyha da keşke şu an yanımda olsaydı” dedi kendine. Şafak vaktini ve şafakta yaşanan güzellikleri Züleyha’nında görmesini istiyordu. Güllerin; aydınlandıkça parlayan renklerini, güneşe saygı gösterip kendini gizleme telaşına düşen ayın saklı gülüşünü onunda görmesini istiyordu. Bu sabah geç kaldığını fark etti ve sabah şafak vakti yaşanılan güzellikleri; uyandığında Züleyha’ya da anlatıp ilgisini çekmesi gerektiğine karar verdi.
Bardakta yudumlanacak çay kalmayınca bahçeyi terk etti ve mutfağa doğru; ocak başına yöneldi. Gördüklerine inanamıyordu; Züleyha yataktan kalmış kahvaltı masasını hazırlamış ve Yusuf için doğan güne uyum sağlamaya çalışıyordu. Züleyha, Yusuf’a tam seslenecekti ki; Yusuf, mutfak kapısından içeri girdi ve ikisi aynı anda “Günaydın” dedi; sanki yarışırlarcasına. Yusuf olanlardan habersizdi. Züleyha; Yusuf’tan hemen sonra yataktan kalmış, Yusuf’un demlediği çaydan çaktırmadan içerek; Yusuf’un bahçe içerisindeki kendinden geçiş anını seyretmişti. Yusuf, bahçeye eli boş çıkmamıştı; yanında defteri ve kalemi de almıştı. Yusuf, aydınlanan şafakta, kağıdına, ay ve gülün resmini çiziyordu harf harf. Duygulanmıştı; onu gizlice seyre dalan Züleyha; onun içindi Yusuf’u rahatsız etmeme düşüncesindeki ince ayrıntı. Yusuf, kahvaltı masasına oturdu; Züleyha ise; henüz karalama aşamasında yeni doğan hislerin dökümüne yöneldi. Islanmıştı defter; Yusuf’un dikkatsiz hareketinden dolayı. Islanan defteri silerek sayfalarını araladı; şafak atışının resmini görebilmek için:
Şafakta Ay ve Gül
İçimde bir his
Paylaşıma sunulamayan
Yokluğun sorun yaratmamalı
Gülde yansıyan yanakların
Gökte gizem içinde ay
Aydınlığa selam duruyor
Ve gizleniyor tebessümün ile
Yapraklar titremede
Esen meltemle
Saçların geliyor aklıma
Savrulan ve tutuşan dizeler
Yangını anlatma çabasında
Duygulanmıştı yine Züleyha. Unutulmayan kendini mısraların arasında görünce; yangını anlamlandırması zor olmadı. Bir karşılık vermeyi istedi ve:
Züleyha: Atan şafakta yalnız kalmadığın için senin adına sevindim doğrusu. Yangın yeri telaşını henüz anlatamamışsın ama şiirinde.
Yusuf, ağzında çiğnediği lokması ile konuşurken dikkatliydi: “Aklıma gelmedi” dedi geveleyerek.
Züleyha mutluydu yazılan şiiri görünce. Aslında sabırsızdı; uyandığı anda Yusuf’un yanına gitmeyi istiyordu. Ama o nedense, Yusuf’u yalnız bırakması gerektiğine inanmıştı. Kendide biliyordu şiir yazmasını o yüzden ikisinin bir araya gelmemesi gerekiyordu; kısa bir süreliğine. Züleyha da şiirini okumayı istedi. Yusuf’un neler diyebileceğini merak ediyordu ve şiiri ezberinden, Yusuf için okumayı denedi:
Bir sevda idi sabahın şafağına sunulan
Gülümsemeler bir gülün canlı renginde
Gizlenme mutfak penceresi perdesinde
Bir yangın ve tutuşan dizeler sayfalarda
Telaşsız, çırpınışsız, tedirginlik, karmaşa
Yalnızlık siper almış aydınlık içinde gök
Ve aydınlığına selam duran bir çift his
'HER İNSAN KENDİ GEMİSİNİN KAPTANIDIR.'
KEMAL KABCIK
'İNSANLAR KARŞILAŞILAN FIRTINALARLA DEĞİL, GEMİYİ LİMANA GETİRİP GETİREMEDİĞİNLE İLGİLENİR.'
XSENTUS İ.Ö. 9 yy.
BAŞARI; DÜŞÜNCE YOLU İLE, KİŞİ YAPABİLECEK OLDUKLARININ EN İYİSİNİ YAPTIĞINA İNANMASI VEYA EĞER İSTERSE BİR FAZLASINI YAPABİLECEĞİNE İNANARAK; BİR SONRAKİ ÇALIŞMALARINDA DAHA BİR GAYRETLİ OLMASI GEREKTİĞİNE KENDİNİ İNANDIRARAK, VERİMLİLİĞİNİ ARTIRMASI GEREKTİĞİ KONUSUNDA KARAR ALMASIDIR. KISACA BAŞARI; İNSANIN KENDİ KUSURUNU FARK ETMESİ VE DÜZELME YOLUNDA İLK ADIMI ATABİLMESİDİR.
KEMAL KABCIK
samimiyet
03.09.2004 - 00:51Güz Beyleri
Güz beyleri Güz beyleri
Kızarmış yapraklar saltanatı, nal sesleri
cam çekiçler göğsünüzde
hiçbir uyku silemez yüzünüzden
yılın değil bu ömrün hazanı
başka göklerden bir yıldız
başka dağlardan bir ırmak
başka atlaslarda yaşadı
bağrınıza kadar battığınız gece
hiçbir yağmur yıkayamaz artık bu duayı
bulutların atlarla birlikte uyuduğu
bir zamanlar sizin olan mevsimden
bir yaprak düşüyor
ne zaman gözlerimin önünden geçseniz
cam çekiç
yüreğimden kopmayan çığ
Siz yoktunuz ben sizin mevsiminize geldiğimde
Murathan Mungan
Bu şiir bağlantı sağladığımda, rastgele sayfasından yazdığım şiirdir. Bir düşüncem yok. Bir şey anlatmaya çalışmıyorum. Aradığımda bulayım diye; SAMİMİYET sayfasına mesaj çektim.
Karakterlerinde gelişime açık tutdukları; gözlemleyen bilinçleri vardır. Etki altında kalmadan kendince doğru olanı bulurlar.
Kemal KABCIK
samimiyet
02.09.2004 - 22:5927. DÜŞÜNCE
Borç köleliğin başlangıcıdır. Victor HUGO
(Unutulmayan ALTIN SÖZLER Antolojisi Sayfa: 326 Can sever EYÜBOĞLU)
Zengin olmak istiyorsan kazanmayı düşündüğün kadar biriktirmeyi de düşün. Benjamin FRANKLİN
(Unutulmayan ALTIN SÖZLER Antolojisi Sayfa: 327 Can sever EYÜBOĞLU)
Çalışmak dinlenmenin hardalıdır. Cenap ŞEHABETTİN
(Unutulmayan ALTIN SÖZLER Antolojisi Sayfa: 121 Can sever EYÜBOĞLU)
samimiyet
02.09.2004 - 22:5826. DÜŞÜNCE
Mal da yalan mülk de yalan var biraz sende oyalan. Yunus EMRE
(Unutulmayan ALTIN SÖZLER Antolojisi Sayfa: (kendim ekledim) Can sever EYÜBOĞLU)
GİRİŞİMCİ TUTUM: Kişi davranışını, içinde bulunduğu koşulların ötesinde kendi istediği amaçları gerçekleştirme yönünde kullanma gücüne sahiptir anlayışını belirten tutum. Bu anlayışa göre, istersek çevresel koşulların ve onların uyardığı duygu ve heyecanların ötesine geçer, inandığımız ilkeleri davranışlarımızda yaşatabiliriz.
(İYİ DÜŞÜN DOĞRU KARAR VER SAYFA: 332 DOĞAN CÜCELOĞLU)
Kimin ters giderse bir zaman işi
Muhallebi yerken kırılır dişi FİGANİ
(Unutulmayan ALTIN SÖZLER Antolojisi Sayfa: 121 Can sever EYÜBOĞLU)
samimiyet
02.09.2004 - 22:5725. DÜŞÜNCE
Para para para. NAPOLYON
(Unutulmayan ALTIN SÖZLER Antolojisi Sayfa: kendim ekledim Can sever EYÜBOĞLU)
KAZAN PARADİGMASI: Bu tutum kendini diğerleriyle ilişki içinde görmeyen kişinin yaklaşımıdır. “Ben kendi kazancımı bilirim, sen de kendi kazancını bil. Ben istediğimi alınca memnun olurum, sen de istediğini alacak şekilde hareket et, senin kazanman ya da kaybetmen beni ilgilendirmez,” şeklinde düşünür. Yarışma ve rekabet söz konusu değildir.
(İYİ DÜŞÜN DOĞRU KARAR VER SAYFA: 334 DOĞAN CÜCELOĞLU)
Yapabilirler, çünkü yapabileceklerini düşünüyorlar VIRGIL
(Kişisel Başarıda Zirveye Ulaşmanın Yolu SINIRSIZ GÜÇ Sayfa 63 Anthony ROBBINS)
samimiyet
02.09.2004 - 22:5624. DÜŞÜNCE
Bir iş üzerinde yoğunlaşabilirler, kendi başına yapabileceği işleri yardım almaksızın yapabilirler.
Yusuf Ziya GÜNAY
KİŞİNİN KENDİYLE İLİŞKİ İÇİNDE OLMASI: Yaşamının bilincinde olarak kendi ilke ve değerleri çevresinde düşünce, duygu ve davranışlarını kişinin anlamlandırması.
(İYİ DÜŞÜN DOĞRU KARAR VER SAYFA: 334 DOĞAN CÜCELOĞLU)
Her disiplinli bir çalışmanın; birden fazla ürünü olur Jim ROHN
(Kişisel Başarıda Zirveye Ulaşmanın Yolu SINIRSIZ GÜÇ Sayfa 12 Anthony ROBBINS)
samimiyet
02.09.2004 - 22:5523. DÜŞÜNCE
Davanıza bir adam kazanma istiyorsanız, önce onu samimi arkadaş olduğunuza inandırmalısınız. Abraham LİNCOLN
(Kişisel Başarıda Zirveye Ulaşmanın Yolu SINIRSIZ GÜÇ Sayfa 237 Anthony ROBBINS)
NE İSTEDİĞİNİZİ BİLİN:
Ne istediğinizi hem kendinize hem de bir başkasına tanımlamalısınız. Ne kadar yüksek, ne kadar uzak, ne kadar çok? Ne zaman, nerede, nasıl, kiminle? İş hayatınızda bir krediye ihtiyacınız varsa; nasıl isteneceğini bilirseniz, bu krediyi bulursunuz. “Üretim hattını genişletmek için biraz daha paraya ihtiyacımız var, bize biraz kredi verir misiniz? ” derseniz, krediyi alamazsınız. Kesin olarak neye ihtiyacınız olduğunu, niçin ihtiyacınız olduğunu ve ne zaman ihtiyacınız olduğunu tanımlamalısınız. Onunla ne üretebileceğinizi de göstermek zorundasınız.
(Kişisel Başarıda Zirveye Ulaşmanın Yolu SINIRSIZ GÜÇ Sayfa 221 Anthony ROBBINS)
Gücün ve mutluluğun temeli sağlıktır Benjamin DISRAELI
(Kişisel Başarıda Zirveye Ulaşmanın Yolu SINIRSIZ GÜÇ Sayfa 174 Anthony ROBBINS)
uğur
02.08.2004 - 20:26Üyenin kendisini tanıtmak için yazdığı not
Yüreğinden öpülecek insanların sessizce ama gururla hep aramızda yaşadıklarına inanan,
bunların kozalarının diğerlerinden şeffaf olduğunu bilen,
bu 'insan'ların incitmekten sakındıklarını ve çok çabuk incitildiklerini gören,
çok parası olmanın 'zenginlik' demek olmadığına kesinlikle inanan bir kurbağa prensesim işte...
Öldüğümde arkamda bırakmak istediklerim var:
Kimseye haksızlık yapmamış olmak,
Tükettiğim kadar ürettiğim bir şeyler bırakmak,
Sorumluluk ve hak bilen dürüst bir evlat yetiştirmek,
Aldığım paranın helal olması ve haketmiş olmak,
6 Milyar dostum olması,
Umudun her daim yaşam sevinci için var olması gerektiğine inandırdığım yüzlerce dost,
Ve 'aşk yok' diyenlere 'aşk var' diyen en az bir şiir....
ÜZGÜN DEĞİLİM SEVDİĞİM İÇİN
YANILGILARMIIŞ İNSANI VAR EDEN
TEDBİR GEREĞİ DİKKAT ETSEM DE YAPRIKLARIMA
DÖNÜP BAKMASINI BİLMESEM; GERİDE BIRAKTIKLARIMA
ZAMAN İÇİNDE KENDİMİ TÜKETEBİLİYORUM.
TÜKENME; AKIP GİDEN ZAMANA VE HAYATA AYAK UYDUR VE DÜŞÜN; NEDEN VAROLDUĞUMUZA..
TÜKENME..
uğur
02.08.2004 - 20:12oku malı çünkü YaşamaK; yAŞAMAk AŞAMA İLERİ VE GERİ BAKIP; KENDİNİ YARGILA MA VE İÇ HUZUR İLE MUTLU OLA BİLME DİR DİR İ
ben hayatımdan öğrendiğim bazı şeyleri paylaşıyorum. Kendimden emin değilim ve son karar için çok erken diye düşü ünü yorum yaparak eksiğimi gideriyor um
İsteyen, istediği heceye veya kelimeye harf ekleyip hayat kurtarabilir önce insan kendini kurtarabilmeliymiş. ki; ÜLKE VE ÜLKE VATANDAŞI DOST OLABİLEN İLE DOST KALABİLMELİ.
BENİM ASIL SIKINTIM. NERDE YANLIŞ YAPTIĞIMI BULMAK VE HATAMI DÜZELTEREK HAYATIMA YÖN VEREBİLMEKTİR. FAYDA GETİRECEĞİNE İNANDIĞIM DÜŞÜNCE VE YORUMLARI PAYLAŞMAYI DÜŞÜ YORUM.ALLAH AŞKI İLE BAŞLADIM ALLAH AŞKI İLE BİTİREBİLMEK İSTİYORUM.
'ŞİMDİKİ ZAMAN' DİLİNİ KULLANARAK YAZIMI TAMAMLADIM. GEÇMİŞİMİ YARGILAMAK İÇİN 'ANILARIMA' KAFA YORACAĞIM.
SAYGI VE SEVGİLERİMİ SUNAR YÜREK DOLUSU MUTLULUKLARI SİZLERİN DE YAŞAYABİLMESİNİ UMARIM...
uğur
02.08.2004 - 19:52İn sa n ı var e den sev gi dir acı nı ki UZ an sız in yar ol ol dostsa dost ol ana baba ve yar ol a na
uğur
02.08.2004 - 19:41D e n i z i b u l a n a k a d a r YALNIZLIĞ IM. İsim ile çık mış tım yol uza dım Dir il iş i çin yar gıl ga mış de s tan ı. İl ant kab cık İ şin ken di ni kur tar ma. Ma ka ram sa rı bağ lar le kız söy ler ben ağ lar ım İz in de yiz tür kü le in
uğur
02.08.2004 - 19:22Oku ma yolu ile öğrenimi tamamlama ve idame ettirme yolu aşamasında dikkat et mem ve kendime kural koyarken uzun uzuz düşünebilmeliyim diye düş ünü yor um. Ummar ım kendimi eğitme aşamasında başarıya ulaşma kabiliyeti mi gelişti rir im. İlk o kul dö ne min den baş la ya rak öğ re ni mim de zay ıf ka lan yer le ri ta mam la ma lı y ım. Uz anı yorum haya i çin de düşü nür üm.
son sözler
20.06.2004 - 18:03Kendi karakterimi bulmamda yardımcı olan TÜM SANATÇI DOSTLARIMIZA VE BİLGİSİNİ KİTAP YAZARAK PAYLAŞAN TÜM AYDIN GÖRÜŞE SAHİP YAZAR DOSTLARIMIZA teşekkür ederim.
Bilgi paylaşımını şarkıları ile destekleyen tüm sanatçı dostlarımıza AYRICA BİRKEZ DAHA teşekkür etmek isterim. Dinlediğim ŞARKI ve TÜRKÜLER İLE, EĞLENİRKEN ÖĞRENMEK AYRI BİR ZEVK...
“BİR ŞEYİ SEVMEN, SENİ KÖRLEŞTİRİR VE SAĞIRLAŞTIRIR.” (SÖYLEYENİN ADI BENDE SAKLI)
1999 yılında başlayıp 2-3 yıl içinde kendimi dini yönden geliştirdim. 2-3 yıl içinde bildiklerimi konuşamaz hale geldim ve suskunlaştım. Kaç yıl suskunluk yaşadığımı bilmiyorum. Suskunluğumu 1999 yılında bozdum ve evlenebilmek için mücadele ettim. Evlenebilmem için bütün aklımı göstermek zorundaydım. Ben de bildiklerimi kağıda yazıp ERKEK ARKADAŞIMA vermeye çalışmıştım. Erkek arkadaşım beni anlamadı ve ayrıldık.
Bana şarkıları ile her insanı sevmem gerektiğini öğreten ve “SEVDE ÜZÜLME...” diyen sanatçı dostumuza çok teşekkür ederim. Bu şarkı sözü üzerine her insanı aynı derecede sevdim.
Ezbere “sevdim” demek bir taklitçilik olur. Ben insanların HEPSİNİ NİÇİN sevdiğime mantıklı gerekçeler göstererek, kendimi anlatabilirim. Yani, ben, BİR SANATÇININ sözüne bilinçsizce itaat eden değilim.
ŞİMDİ, BİR İNSANI AŞIRI DERECEDE SEVMEDEN VE O KİŞİYE BAĞLANMADAN SEVİYORUM. YANİ, OLGUN İNSAN ZİHNİYETİ İLE YAŞAMIMA DEVAM ETMEYE ÇALIŞIYORUM...
“AHIMDAN BİN SES İRKİLİYOR
BU CADDELER, BU SOKAKLAR
BİR BANA MI DAR...”
(BİR ŞARKI SÖZÜ)
son sözler
20.06.2004 - 18:02“ZİNA YAPMAYIN” anlamına gelen diğer bir şarkıda; “SANSÜRSÜZ ORTAMLARA DİKSEM SENİ, SARIŞIN BİR HÜZÜN AÇARSIN YİNE DE...” diyen şarkıdır. Bu şarkı; ZİNA YAPMAMAMIZIN GEREKTİĞİNİN ÖTESİNDE KONULARA DEĞİNMİŞTİR. Yani, kişi, elinde olmadan sansürsüz bir ortama girebilir ve şarkıda yaşanılan bilgi paylaşımını akla getirebilirse kişi, belki de; SARIŞIN BİR HÜZÜN AÇMAYI deneyebilir. Yani, kişi, OLGUN İNSAN KARAKTERİNE yakışır bir davranış sergilemek isterse; en azından gözlerini kapatır, kulaklarını tıkar ve bu sayede; insan ahlakını kötü yönde etkileyecek olan her türlü fotoğraftan ve “belden aşağı-dizden yukarı” konuşulan sohbet ortamlarında, kendine hakim olur ve kazanmayı düşündüğü OLGUN İNSAN KARAKTERİNİ elde etmek için mücadelesine devam edebilir.
Bir insan BİREY OLMA GEREKSİNİMİ duymuşsa; bilgi paylaşımını yapan kişiyi unutmalı ve paylaşıma sunulan bilgiye değer vermeli. Kişi, bilgi paylaşımına vesile olanı gözünde büyütürse; ALLAH’I unutur ve asıl YAR ve YARDIMCIMIZ OLAN ALLAH’ı tanıyamamamız sebebiyle VAROLUŞU yaşayamayız.
ADAM OLMAK İÇİN BENCE ZİNA YAPMAMALIYIZ. ZİNA YAPARAK ÇOCUKLARIMIZA KÖTÜ ÖRNEK OLMAMALIYIZ. ÇOCUK; DUYDUĞUNU DEĞİL, GÖRDÜĞÜNÜ YAPAR. DÜŞÜNÜRSEK; ZİNA YAPAN KİŞİYİ ÖRNEK ALAN ÇOCUĞUN İŞLEDİĞİ GÜNAHTA, ZİNA ETMEYİ MARİFET SAYAN VE SORUMSUZCA BİR YAŞAM SÜREN KİŞİNİN HİÇ Mİ GÜNAHI YOK? ..
TOPLUM İYİ BİR GELİŞME GÖSTEREMİYORSA, BUNUN SEBEBİ KENDİMİZ DEĞİL MİYİZ? .. BENCE ARTIK ZİNA ETMEMELİYİZ...
son sözler
20.06.2004 - 18:02“BİREY OLMA GEREKSİNİMİ” tanımından anlamış olduğum konuya gelince; kişi kendini bir şekilde eğitmeli ve OLGUN İNSAN KARAKTERİNİ yakalayabilmeli. OLGUN İNSAN KARAKTERİ tanımını yapan kişileri unutabilmeliyiz. Eğer ki, OLGUN İNSAN KARAKTERİ tanımını yapan kişileri unutamazsak; OLGUN İNSAN KARAKTERİ tanımını yapan kişiye esir oluruz ve O kişiye bağlanırız. Bir insanın BAĞIMLI KALMASI çok büyük bir tehlikedir. Mesela, ben BİRİNDEN övgü ile bahsedersem ve BİRİNİ gözümde büyütürsem; diğer OLGUN İNSAN KARAKTERİ tanımını yapan kişilere aşağılayıcı bir gözle bakabilirim. Kısaca özetlemem gerekirse; OLGUN İNSAN KARAKTERİ tanımını yapan kişiyi gözümüzde büyütmemeli ve o kişiyi aşırı derecede sevmemeliyiz. Aşırı derecede sevme ve bağlanma; insanı kör ve sağır yapar. Kişi, paylaşıma sunulan bilgiye değer vermeli. “ÖPMEMEK HÜNER, OKŞAMAMAK MARİFET...” dizesini içeren şarkının özü “ZİNA YAPMAYIN” demektir. BİRİ, kendine özgü olan karakteri ile, şarkısında “ZİNA YAPMAYIN” demek istemiştir. “ZİNA YAPMAYIN” düşüncesini şarkıları ile dile getiren diğer sanatçı dostlarımızı da düşünürsek; gözümüzde büyütmüş olduğumuz insanı aşırı derecede sevmiş olmanın cezasını çekeriz.
son sözler
20.06.2004 - 18:01“BİREY OLMA GEREKSİNİMİ: Kişinin birey olarak tüm bağlardan uzak, kendisi olarak var olma isteği ve gereksinimidir.”
Bu sözü bir kitaptan okumuştum. Aklımda kaldığı kadarıyla yazabiliyorum. Üzülerek ifade etmeliyim ki; yazarın ismini de hatırlıyor değilim.
Birey olma adına; paylaşıma sunulan tüm bilgileri değerlendiririm ve kişiliğimde bulunan OLGUN İNSAN KARAKTERİNİ zenginleştirmeye ve güçlendirmeye çalışırım.
Kendimi sürekli eğitmeye çalışırım. Mesela, bir şarkı dinliyorsam; şarkıda geçen OLGUN İNSAN KARAKTERİNE yakışan davranışı söker çıkartırım. Bir örnek vermem gerekirse; “ÖPMEMEK HÜNER, OKŞAMAMAK MARİFET...” dizesini içeren şarkıyı dinlediğimde, bahsi geçen dizenin gerektirdiklerini yapmaya çalışırım. Bu sayede, kendimi, İLETİŞİM DONANIMI adına geliştirmiş olurum. Yani, beni, taşımış olduğum zihniyet ile sevebilecek insanların olacağına inanırım ve umut içinde, iç dünyamda yaşadığım mutluluğu, dış dünyamda aramaya devam ederim. Dış dünyamda mutluluğu aramanın anlamı; beni anlayabilecek olan ve bana değer verebilecek olan insanlar ile iletişim geçip, aynı zihniyeti taşıyan insanlarla birlikte olmak anlamına geliyor. İki insan aynı zihniyette birleşebilmişse; ortaya dostça bir muhabbet çıkması mümkündür. Dostça kurulan muhabbette; OLGUN İNSAN KARAKTERİNE yakışır bir diyalog kurulur ve muhabbete dahil olan her iki tarafta; birbirlerini anlayabilmelerinden kaynaklanan mutluluğu yaşmış olur.
ADAM OLMAK; PAYLAŞIMA SUNULAN HER TÜRLÜ BİLGİYE AÇIK OLMAYI GEREKTİRMEZ Mİ? ..
son sözler
20.06.2004 - 18:00Olgun davranışı arayan kimse; dünya üzerinde yaşayan 6 milyar insana yüreğini açık tutar ve bu sayede kişiliğini geliştirme imkanını bulmuş olur. Kişi, kin ve nefretine esir olmuş ise; beğenmediği insanın, yaşam tecrübeleri paylaşımına dahil olmaz ve bir çok şeyden habersiz kalarak yaşamını sürdürür.
OLGUNLUK; 6 MİLYAR İNSANIN paylaşıma sunduğu yaşam tecrübeleri ile elde edilebilendir.
OLGUNLUK; kin ve nefreti silerek, bütün insanlara sevgi ile yaklaşabilmeyi gerektirir. Sevgi ile yaklaşmak demek; iletişimde bulunduğun her insanın, ağzından çıkanları can kulağı ile dinlemek demektir.
ALLAH, bir kişiyi, 6 milyar insan içinde imtihan etmektedir. ALLAH için önemli olan; bir insanın, 6 milyar insan içinde, neler yapıp, nasıl davranış sergilediği ile ilgilenir. Kişi, olgun davranışı öğrenebilse idi; iletişime geçtiği her insandan bir şeyler kapabileceğini düşünebilirdi. Bir insan, diğer bir insandan bilgi paylaşımını istemişse eğer; o kişi, insanlarla dost kalabilecek OLGUN DAVRANIŞ ile donanımlı olmak zorundadır. Bu şekilde düşünülürse; OLGUNLUK; her insanla DOST KALABİLME becerisidir, diyebiliriz.
Bir şarkı 'SEVDE ÜZÜLME...' demişti. Şarkılarda yaşanılan bilgi paylaşımına dahil olmak zor bir şey olmasa gerek...
Yaşam tecrübelerini şarkıları ile paylaşıma sunan tüm sanatçı dostlarımıza teşekkür ederim...
TAHİR'LE ZÜHRE MESELESİ
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hatta sevda yüzünden ölmekte ayıp değil
.
.
.
(Bize sevip-sevilmeyi anlatan ve sevip-sevilenin derdine düşen şair dostumuzun dizeleri ile mesajımı bitirmek istedim. Sadece aklımda kalan dizeler ile hitap edebildiğim için üzgünüm. Ayrıca şair dostumuzun ismini hatırlayıp yazamadığım için de üzgünüm.)
ADAM OLMAK; OLGUN DAVRANIŞLARI ARAMAK ANLAMINA GELEMEZ Mİ? ..
Toplam 19 mesaj bulundu