vandal yürek! görün ki alkışlanasın
ez bütün çiçekleri, kendine cenavar dedirt,
haksızlık et.haksız oldugun anlaşılsın
YAŞAMAK BİR SANRI DEĞİLSE; ÖCALINMAK GEREKTİR...
''yine de her zaman huzur verir
psikiyatri kliniklerinde ziyaretçi olmak
çünkü acımak duygusu da bir haraç değil midir
BIÇAĞI SAPINDAN TUTMAYA ALIŞMIŞ OLANLAR
AĞZINDA YAŞAYANLARDAN BİR ARMAĞAN GİBİ ALIRLAR BUNU ''
bir tek söz kalır dişlerimin arasında,ben sana gülüm derim
gülün ömrü uzamaya başlar
verdiğim bütün sözler sende kalsın isterim
ben sana gülüm derim; gül sana benzediği için ölümsüz...
yazdıgım bütün şiirler sana başlayan bir kitap için önsöz.;
belki tabiattadır çaresi senin bir çiçege bu kadar benzemenin
ve benim bilinci nasırlı bir bahçivan çaresizliğim
anlarım bitkiden filan ama anlatamam topragın güneşle konuşmasını
sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla...
ben bilmem beyim bilir :)) ama
sanki filmin adında bi anlam bozuklugu var...
bi kere gelecege dönülmez geleceğe gidilir...
illa ki bir yerlere gidelim diyorsak; geçmişe dönüş olarak filmin adını değiştirebiliriz...
ADAM - Kadınların sıradan bir evden çıkış
hadisesini neden bu kadar ciddiye aldığını anlamıyorum.
Sanki bir daha dönmeyeceğiz. Gidip bir evin bahçesinde
köfte yiyeceğiz, hepsi bu!
KADIN - Ona barbekü partisi deniyor canım.
ADAM - Öyle mi? Köftelerin bundan haberi var mı? Yoksa
bizim salak köfteler aşağılık bir mangalda can vereceklerini mi
düşünüyorlar? Halbuki ne kızarması, parti kuruyor
angutlar haberleri yok.
KADIN - Amma konuştun ha... Geliyorum tamam.
ADAM - Gitmek istemediğim bir yere sayende acele
ediyorum ya, ben asıl ona yanıyorum.
KADIN - Neden gitmek istemiyormuşsun?
ADAM - Çünkü köfteleri mangala dizecek olan kişi
senin eski sevgilin.
KADIN - Yine mi aynı konu?
ADAM - Evet aynı konu!
KADIN - Aşkım o yıllar önceydi.
ADAM - Ama o yıllarda da sevgililer sevişiyordu.
KADIN - Eee?
ADAM - Ne demek eee? Adamın senin memelerine bakıp,
siz bir de bunları benim zamanımda görecektiniz, diye
düşünmesi beni rahatsız ediyor.
...
Kalabalık geceleri bekleyen yalnız kahvaltılar için hep acele ediyorduk. Yağsız beyaz peynir tadında ilişkiler kuruyorduk. Seviyorduk. Sevmeyi seviyorduk. Bazı elele yürüyüşlerde yağmur yağsın istiyorduk.
Hangi sevdanın üstüne yağmur yağsa, biz onu aşk belliyorduk. Hijyene önem vermiyorduk. Beyaz çarşafların üstündeki lekeler aşklarımızın haritalarıydı. Hangisi biz, hangisi yavru vatan orada anlıyorduk.
işte bahar,işte sevda iste tomurcuk bir bakıma,
ağzım mavi ıslaklıgının ucurumunda
rüyayla gerçeğin arafında
hep iyinin,aşkın tarafında
ve değmediğim yerin kalmayıncaya;
bu bahar sonsuza tomurcuklanmaya
ben sana sen,çatlak bir anadoluyu kucaklamaya...
bu bahar aşk için hazı,hazır varzgeçmeye adıının bile baş harflerinden.
kayıtsız bir sarhoşluğun,her gün erkenden sabah oluşundan,
herşeyi biraz şakalaştıran bakısından
şakadan başka izahı olmayan bu kalp ağrısından
ve bahanesi bir yürek
bir et
bir bedenin içine girmek;
hazır bu bahar akılsız bir yeşermenn şahane hasadına
hazır nurtopu gibi bir yaşama sevincini kundaklamaya....
hiç kulağımdan çıkartmadıgım bi tane var benim şu 'ne alırsan 1 ytl'' olan yerlerden birinden almıştım...uzun metal zincir ucuna takılmış iki yaprak...sanırım hayatım boyunca başka da küpe almıcam...
favori şiirlerim
27.03.2005 - 03:12vandal yürek! görün ki alkışlanasın
ez bütün çiçekleri, kendine cenavar dedirt,
haksızlık et.haksız oldugun anlaşılsın
YAŞAMAK BİR SANRI DEĞİLSE; ÖCALINMAK GEREKTİR...
favori şiirlerim
27.03.2005 - 03:10''yine de her zaman huzur verir
psikiyatri kliniklerinde ziyaretçi olmak
çünkü acımak duygusu da bir haraç değil midir
BIÇAĞI SAPINDAN TUTMAYA ALIŞMIŞ OLANLAR
AĞZINDA YAŞAYANLARDAN BİR ARMAĞAN GİBİ ALIRLAR BUNU ''
otogar
27.03.2005 - 01:52ve tabi ki AŞTİ...
hayatımın en berbat saatlerini geçirdiğim mekandır.
yılmaz erdoğan
27.03.2005 - 01:30bir tek söz kalır dişlerimin arasında,ben sana gülüm derim
gülün ömrü uzamaya başlar
verdiğim bütün sözler sende kalsın isterim
ben sana gülüm derim; gül sana benzediği için ölümsüz...
yazdıgım bütün şiirler sana başlayan bir kitap için önsöz.;
yılmaz erdoğan
27.03.2005 - 01:26belki tabiattadır çaresi senin bir çiçege bu kadar benzemenin
ve benim bilinci nasırlı bir bahçivan çaresizliğim
anlarım bitkiden filan ama anlatamam topragın güneşle konuşmasını
sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla...
Ters yüz
26.03.2005 - 23:33nicholas cage
eşek
26.03.2005 - 16:36şeddeli mi şeddesiz mi?
ayaz
26.03.2005 - 16:30konya-alaaddin keykubat kampüsü
şakirt
26.03.2005 - 09:25nurcuların ''ağabey'' diye hitap ettiği...çogunlugu sarısın...saçları kulak memelerine kadar uzanan.temiz yüzlü çocuklar...
Back To The Future / Geleceğe Dönüş
25.03.2005 - 11:23ben bilmem beyim bilir :)) ama
sanki filmin adında bi anlam bozuklugu var...
bi kere gelecege dönülmez geleceğe gidilir...
illa ki bir yerlere gidelim diyorsak; geçmişe dönüş olarak filmin adını değiştirebiliriz...
yılmaz erdoğan
24.03.2005 - 01:59ADAM - Kadınların sıradan bir evden çıkış
hadisesini neden bu kadar ciddiye aldığını anlamıyorum.
Sanki bir daha dönmeyeceğiz. Gidip bir evin bahçesinde
köfte yiyeceğiz, hepsi bu!
KADIN - Ona barbekü partisi deniyor canım.
ADAM - Öyle mi? Köftelerin bundan haberi var mı? Yoksa
bizim salak köfteler aşağılık bir mangalda can vereceklerini mi
düşünüyorlar? Halbuki ne kızarması, parti kuruyor
angutlar haberleri yok.
KADIN - Amma konuştun ha... Geliyorum tamam.
ADAM - Gitmek istemediğim bir yere sayende acele
ediyorum ya, ben asıl ona yanıyorum.
KADIN - Neden gitmek istemiyormuşsun?
ADAM - Çünkü köfteleri mangala dizecek olan kişi
senin eski sevgilin.
KADIN - Yine mi aynı konu?
ADAM - Evet aynı konu!
KADIN - Aşkım o yıllar önceydi.
ADAM - Ama o yıllarda da sevgililer sevişiyordu.
KADIN - Eee?
ADAM - Ne demek eee? Adamın senin memelerine bakıp,
siz bir de bunları benim zamanımda görecektiniz, diye
düşünmesi beni rahatsız ediyor.
...
yılmaz erdoğan
24.03.2005 - 01:55...Yoksulluk, kirden rengi tanınmayan bir beyaz
tutsaklık... İnsan kendine iltica edebilir mi?
yılmaz erdoğan
24.03.2005 - 01:54...Hiç düşündün mü belkiyi? Belki, eline en yakışan
takı benim elim. Belki de en belli olacak yalan, benim
söylediğim... Belki sen ve belki ben...
yılmaz erdoğan
24.03.2005 - 01:49Kalabalık geceleri bekleyen yalnız kahvaltılar için hep acele ediyorduk. Yağsız beyaz peynir tadında ilişkiler kuruyorduk. Seviyorduk. Sevmeyi seviyorduk. Bazı elele yürüyüşlerde yağmur yağsın istiyorduk.
Hangi sevdanın üstüne yağmur yağsa, biz onu aşk belliyorduk. Hijyene önem vermiyorduk. Beyaz çarşafların üstündeki lekeler aşklarımızın haritalarıydı. Hangisi biz, hangisi yavru vatan orada anlıyorduk.
yılmaz erdoğan
24.03.2005 - 01:12ve gecenin sessizliği ile kulaklarımı parçaladıgı anda selam ederim bu özel şahsa...
yılmaz erdoğan
23.03.2005 - 00:57işte bahar,işte sevda iste tomurcuk bir bakıma,
ağzım mavi ıslaklıgının ucurumunda
rüyayla gerçeğin arafında
hep iyinin,aşkın tarafında
ve değmediğim yerin kalmayıncaya;
bu bahar sonsuza tomurcuklanmaya
ben sana sen,çatlak bir anadoluyu kucaklamaya...
bu bahar aşk için hazı,hazır varzgeçmeye adıının bile baş harflerinden.
kayıtsız bir sarhoşluğun,her gün erkenden sabah oluşundan,
herşeyi biraz şakalaştıran bakısından
şakadan başka izahı olmayan bu kalp ağrısından
ve bahanesi bir yürek
bir et
bir bedenin içine girmek;
hazır bu bahar akılsız bir yeşermenn şahane hasadına
hazır nurtopu gibi bir yaşama sevincini kundaklamaya....
soytarı
23.03.2005 - 00:44''soytarılık etmeden güldürebilmek seni...''
küpe
23.03.2005 - 00:33hiç kulağımdan çıkartmadıgım bi tane var benim şu 'ne alırsan 1 ytl'' olan yerlerden birinden almıştım...uzun metal zincir ucuna takılmış iki yaprak...sanırım hayatım boyunca başka da küpe almıcam...
zor soru
22.03.2005 - 12:24pinokyonun babasının adı neydi yaw?
biri sölesin de şu ızdıraptan kurtulayım...
(hey allam...yazacak yer de bulamadım...)
firengi
22.03.2005 - 00:36yanlış hatırlamıyorsam oscar wilde de firengiden öldüydü...
kalaşnikof
22.03.2005 - 00:33sezen aksunun hayatı boyunca çuvalladıgı tek albümdür kalaşnikof...
ahmet kaya
22.03.2005 - 00:31kısa çöp uzun çöpten; hakkını alacak elbette
yılmaz erdoğan
21.03.2005 - 20:45''uzunbir yoldan gelen tedariksiz katıksız bir yolcuyum
yaralı yarasız sevdalardan geçtim
koynumda bir beyaz kağıt boşlugu...''
nazım hikmet
21.03.2005 - 16:15tanısaydı beni muhakkak bana bir şiir yazardı....)
Toplam 1615 mesaj bulundu