Han Zade Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkında ...

  • Han Zade
    Han Zade

    27.09.2008 - 23:36

    CANIM
    Sana gelecek gücüm yok,
    Yıllar yordu beni,yorgunum canım.
    Kavuşacak hiç bir umudum yok,
    Aramadın beni,sana çok kırgınım canım.
    Bu sevdada,yalnız başıma yürüdüm hep,
    Dizlerimde güç kalmadı,bitkinim canım.

    Gençliğini başkalarıyla paylaştın,
    İstemem artık,yaşlılığın sana kalsın.
    Beni anladınmı şimdi canım.
    Bundan sonrası nasıl olsa mezara yakın,
    Gerisini kendimde bulurum,
    Anladınmı canım,anladınmı canım....


    25.3.2003 GÖNÜL ÖZDEMİR

  • Han Zade
    Han Zade

    27.09.2008 - 13:59

    Neresindeyim yine zamanın?
    bilmiyorum hangi yılın hangı ayında
    hangi gününde.
    Sadece hazan mevsiminde yim bunu biliyorum,
    aylardan ekimmi eylülmü,kasımmı
    bunuda bilmiyorum.
    Sarı sarı yaprakların dökülüşü
    göçmen kuşlarının buralardan gidişi
    hüzünlerin çoğalışı tamda eylül diyorum,belki de ekim
    birikmiş günlerin,takvim yapraklarını
    kopartıp atmaya cesaretim yok
    oysaki gülüyorum bu halime
    yıllar aylar mevsimler ve günler
    akıp gittikten sonra takvimlerin yaprağı kopmuş
    yada kopmamış neye yararki
    giden hergün ömürden gitmiyormu.
    Yaşam su misali gibidir
    içmesini bilemediğmiz yerde
    bulanır kimimiz bulanık içer,
    kimimizde berrakmı berrak,
    pırıl pırıl bir sevgi dehlizinde yüzerek
    doyasıya kana kana içine çeker.
    Bir varmış bir yokmuş gibi masalı gibi
    bazen var olduğunu bilirsin yalnızlığın da
    bazen de koca bir ordu içerisinde de olsan
    yok sayarsın kendini.
    bundandır takvimlerin yapraklarına bakmak
    istemeyişin,
    bundandır belkide hangı günün sabahında terkedilişin.
    Bu coğrafyayı terkıdıyar eden göçmen kuşları
    kadar özgür olmak ve kanatlanıp
    uçmak istersin sende sıcak iklimlere.
    Kimbilir belkide en doruklarda
    kurarsın yuvanı, dans edersin belkide
    martılarla yada yüzüne vuran deniz in pırıltılı,
    yakamozlarıyla.
    İşte hayat acısıyla tatlısıyla yaşanıyor
    mutluysan yıldan aydan günden
    heberin vardır her anı her dakkıkası
    senin için bir mutluluktur
    değilsen ne yılın ne ayın,
    ne mevsimin nede günün
    Belli değildir akıbetin sonrasımı...
    yapragı kopartılacak ne bir takvimin ne de zamanı bilecek
    saatin vardır. Soruyorum şimdi ben zamanın neresindeyim?

  • Han Zade
    Han Zade

    26.09.2008 - 13:04

    Göz ile kalb aşk yüzünden tartışırlar.Kalb;
    Ey göz,Sen ikisin ben birim.İki kişinin bir ferde saldırıp onu öldürmesi zulüm değil de nedir? ...Şimdi ağla o halde; ettiğin zulmün neticesini çek bakalım.
    Göz bunun karşılığını ayeti kerime ile cevap verir:
    'Gerçek şu ki; gözler kör olmaz,ancak sinelerdeki kalbler kör olur(hacc,46)

    Yürek yanar,göz yaşarır..Yüreğimizle uğraşırken asıl cefayı gözlerin çektiğini çoğu zaman unuturuz.Şimdi birde gözlerden helallik almak lazım değil mi?

  • Han Zade
    Han Zade

    26.09.2008 - 01:39

    HAKKINI HELAL ET YÜREĞİM...


    Kelimelerin ağırlığı tek tek dilime çöktüğünde, kalemın emri ile yazmaya başladım.
    Söz nerde başlayacak nerde bitecek inanın bende bilmiyorum.
    Konuşan yüreğim mi yoksa nefsim mi onu da bilmiyorum.

    Yüreğimle iyi geçiniyoruz da nefsim için aynı şeyleri söyleyemiyeceğim.
    Ey nefis nedir senden çektiğim.
    Sürekli bir şeyleri yapmam için bana emrediyorsun.
    Hep benden önce konuşuyor, kafamı karıştırıyorsun.
    Ne olur bu akşam bir defa olsun sus.
    Sükut lehçesini bu gece kullansan olmaz mı?
    Müsade edersen bu gece yüreğimle dertleşeceğim.

    Gecenin demini aldığı şu saatlerde yüreğimi dinlemek istiyorum.
    Belki de yüreğimle helalleşmek istiyorum.

    Aynı bedende yaşıyoruz. İyisiyle, kötüsüyle sen benim yüreğimsin.
    Sana çok çektirdim biliyorum.
    Arkası gelmeyen dertlerimi, sıkıntılarımı hep sana yükledim.
    Dağların bile çekmeye katlanmadığı nice yükün altına girdin de bana mısın demedin.

    Ayrılığın acısını, vuslatın sevincini hep seninle yaşadım.

    Can dediklerim canımı yaktılar, alev olup sen yandın hep…

    Yar dediklerim yaramı kanattıklarında, kan olup sen aktın her defasında…

    Oysa küçücüktün. Küçük ve titrek… Çok hakkın geçti bana…

    Benim en iyi arkadaşlarım; gece, gözyaşı ve yatağımdı.
    Biz bir araya geldiğimiz de halimize hep sen şahitlik ettin.
    Yolcu ettiğim bir günün ardından geceye sığındığımda sen vardın yanımda.

    Gece tüm şefkatiyle sardığında beni, kelamım hep gözyaşı oldu.
    Kelimelerin bile uyuduğu bir anda başka lisana ne hacetti ki.

    Muhabbetimiz esnasında dökülen her kelime yanağımı ıslatırken, ruhumu teselli etmek
    yatağıma düşerdi her defasında.
    Alnımdan öperken beni ‘’buda geçecek, aldırma gönül’’der teselli ederdi.

    Oysa sonradan öğrendim.
    Benim dostlarla muhabbetim derdime derman,
    gönlüme ferman olurken sen çok acı çekiyormuşsun.

    Özür dilerim. Midesi yananın değil yüreği yananın ağladığını geç fark ettim.
    Ben derdime ağlıyordum, sen bana ağlıyordun.
    Ben günah ateşinde yanarken sen bana su oluyordun.

    Her canım yandığında sende benimle yanıyormuşsun. Bilemedim.
    Ne olur affet beni.

    Söz bundan sonra seni üzmeyeceğim. Sahibine layık bir yürek taşımaya söz veriyorum.

    Gül bahçesi yetiştirmenin yolu bahçedeki tüm çirkinlikleri temizlemekten geçermiş.
    Yabani otlar, taşlar, dikenleri ayıklamaktan.
    Bende yüreğimin toprağına zarar veren tüm kirli duyguları temizlemekle işe başlayacağım.

    Rabbimin bu yürekte görmek istediği tüm duyguları yeşerteceğim.
    Fideleri inançla ekip, sabırla sulayacağım.
    Çiçek açmalarını tam bir tevekkül ile bekleyecek, acele etmeyeceğim.

    Dalında açan çiçek ne olursa olsun kanaat edeceğim.
    Ha kırmızı gül, ha beyaz karanfil…Söz itiraz etmeyeceğim.

    Böylesi bir hal üzere yaşarsam inanıyorum ki seni eskisi kadar üzmeyeceğim.
    Hakkına girmekten Allaha sığınırım.Bu bedende yaşadığımız sürede dost kalalım olmaz mı?

    Unutma sen bana Rabbimin bir emanetisin.
    Ruhlar alemin de başlayıp, anne rahminde devam eden bir yolculuğun son durağındayız.

    Yarın ahiret de bana şahitlik edeceksin.
    O büyük huzura iki dost olarak çıkmaya ne dersin?

    Hakkını helal et yüreğim…

  • Han Zade
    Han Zade

    26.09.2008 - 01:35

    YÜREĞİMİ BİR GÜL ÇİZDİ

    Gülün dikeni batti dün parmağıma, ve hala gülümseyerek bakıyorum parmagımdaki kücük sıyrığa...

    Kızamadım... cünkü gülün dikeni batmadan önce sükretmistim; ' Ya Rabbi, ne kadar güzel yaratmışsın ' demistim. Kızamadım, cünkü bir dakika önce güzel kokusunu sineme cekmistim, bakmaya kıyamamış dokusuna hayran kalmıştım, cünkü batmadan önce yüregime koymus onu sevmistim... dikenini unutmusmuydum? unutmustum dikenini... unutmustum işte....

    acıtmayayım diye dokunmaya cekindigim gül, ince ve derin bir yara acmıştı parmagıma... gülümsedim yarayada... süzülen iki damla kanada... cünkü o yarayı acan bakmaya kıyamadıgım o güldü...

    ............

    sevdiklerimizin yüregimizde actiklari yaralarda aslında o gülün actığı yara gibi degilmiydi... ince ve derin bir yara... aslında cok önemsiz gibi görünsede her kımıldadığınızda yüreginizi inceden sızlatan bir yara... ama dostlariniz o yarayı acmadan önce siz muhabbet dolu kokularini sineye cekmistiniz, zamanı, mekanı ve kalbinizi paylasmıştınız... yarayı acmadan önce siz onları kalbinize koymustunuz... kızabilirmiydiniz... kızamazdınız elbet...

  • Han Zade
    Han Zade

    25.09.2008 - 01:52

    'Unutmak kolay mı? ' deme,

    Unutursun Mihriban'ım

    Oğlun kızın olsun hele,

    Unutursun Mihriban'ım.



    Zaman erir kelep kelep.

    Meyve dalında kalmaz hep

    Unutturur bir çok sebep,

    Unutursun Mihriban'ım.



    yıllar sineye yaslanır;

    Hatıraların paslanır,

    Bu deli gölün uslanır

    Unutursun Mihriban'ım.



    Süt emerdin gündüz-gece,

    Unuttun ya, büyüyünce

    Ha işte tıpkı öylece

    Unutursun Mihriban'ım.



    Gün geçer, azalır sevgi;

    Değişir her şeyin rengi

    Bugün değil, yarın belki,

    Unutursun Mihriban'ım



    Düzen böyle bu gemide;

    Eskiler yiter yenide

    Beni değil, sen seni de

    Unutursun Mihriban'ım.


    Abdurrahim Karakoç

  • Han Zade
    Han Zade

    25.09.2008 - 01:38

    Tükenmez

    Aşk dedin bağrıma soktun bıçağı
    Akan kanım göl olmadan tükenmez
    Sevda kokan bu yaranın çiçeği
    Petek petek bal olmadan tükenmez

    Hasret nedir yarına sor düne sor
    İnanmazsan dönder aktar gene sor
    Sensiz geçen geceleri bana sor
    Saatleri yıl olmadan tükenmez

    Görsem derim biçimini rengini
    Kötü talih yüksek yapar engini
    İçimdeki bu sevginin yangını
    Kemiklerim kül olmadan tükenmez



    abdurrahim karakoç

  • Han Zade
    Han Zade

    24.09.2008 - 00:13

    hayalin önümde,parlak ay gibi,zulmeti gideren mehtaba benzer,
    bu alem görünür bir seray gibi,ışık olmayınca,zindana benzer!

    bu sesler yabancı,özler yabancı,bakışlar yabancı,gözler yabancı;
    dudaklar gülse de,mana yabancı,gördüğüm rüyalar,bir zanna benzer!

    güllerin başkadır,ateşin başka,aşkınla tutuşan,bülbülün başka;
    şu elin güzeli değmiyor aşka,bir güzel görmedim,canana benzer!

    baktıkça yakından güneş yüzüne,daha çok inandım tatlı sözüne,
    şifasın,ruhumun üzüntüsüne,sohbetin her derde dermana benzer!

    ayrılık yakıyor gece ve gündüz,geceden karanlık oluyor gündüz,
    bu yılda gurbette geçen ömrümüz,cefası bitmeyen,devrana benzer!

  • Han Zade
    Han Zade

    21.09.2008 - 17:34

    Büyüklerle ben yapamıyorum
    çocuklar da almıyor beni oyunlarına
    devlet dairesinde
    yangından kurtarılmayacak
    sıkışmış bir çekmece gibiyim
    açılamıyorum sana

    Kardeşiyle sokaklarda hep
    bir örnek giydirilen sen
    nasıl sevmezsin eşitliği
    yürürken düşen çoraplarını
    aynı hizaya getirmek için
    annen değil miydi önünde diz çöken

    Öpüşme sahnesinin tam ortasında
    içeri girdiğin yazlık sinemanın
    yer göstericisiyim
    yürüyorsun fenerimin ışığında
    yer: Kız Kulesi
    ve sonu ayrılıkla bitecek
    hüzünlü bir aşk filmini oynuyor
    beyaz duvarında

    Bir kez olsun çıkmazken ağzından
    seni sevdiğimi
    her gün söylememi yadırgama
    bil ki bu şehirde
    iskelenin verilmesini
    beklemeden atlarım vapurlara

    Son karesi gibi Red Kit’in
    batan güneşe doğru
    sürerken atımı
    gitme kal demeni bekliyorum
    ama yalnızca
    rüzgar çekiştiriyor atkımı

    SUNAY AKIN

  • Han Zade
    Han Zade

    21.09.2008 - 17:30

    En uzak mesafe
    ne Afrika'dır,
    ne Çin,
    ne Hindistan,
    ne seyyareler,
    ne de yıldızlar geceleri ışıldayan...
    En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir birbirini anlamayan.....

    Can Yücel

  • Han Zade
    Han Zade

    21.09.2008 - 16:45

    Beceriksiz
    .
    Kabugunu koparmadan
    ne bir elmayi soyabildim
    ne de iyilestirebildim bir yarami
    ama karsima çikinca
    kizmadim hiç elma kurduna
    bendim çünkü biçagi saplayan
    onun yurduna

    Sair diyorlar benim için
    bilmiyorum oysa
    her siire konmali mi uyak
    her yere nedense
    konamiyor tayyare
    hay dilimi
    ari türkçe soksun; uçak

    Kaptan olmak isterdim
    aynanin karsisinda
    eski bir sinema yildizi
    gibi aglayan
    Istanbul hatlarinda
    bir firça hafifligiyle gidip
    gelen vapurlara

    Eskimo bir sair dokunuyor omuzuma
    ve Kiz Kulesi'ni göstererek
    birak artik diyor üzülmeyi
    yedi tepeli bu sehirde
    siir okunacak tek yer
    elbette denizin ortasindaki
    su küçük buz dagi

    Terzi olsa da babam
    sökük dikmesini beceremem
    beni yalnizca sen anlarsin
    ignenin deliginden geçsin
    diye ipliklerin
    bir anlik islatildigi dudaklara
    takilip kalan annem
    .
    Sunay Akin

  • Han Zade
    Han Zade

    21.09.2008 - 16:44

    iki çocuk beraberce oturduğumuz kapının eşiğine
    şimdi tek başıma sığamıyorum.
    insan büyüdükçe yalnızmı kalıyor ne...
    SUNAY AKIN

  • Han Zade
    Han Zade

    21.09.2008 - 16:31

    ayrılığın resmini çizdim sarı odalara
    yüreğimi soğuttum zemheri ayazında.
    sonra uzun uzun rüzgarın gülüşünü
    seyerettim çaresizce
    ve gecenin en koyulaştığı yerde
    ölümü kucakladım
    masmavi yüreğimle senin için

  • Han Zade
    Han Zade

    21.09.2008 - 16:28

    Bazen Susmak Gerekiyormuş, Bazen Bomboş Bakmak Gerekiyormuş Hayatın Yalanlarına;


    Anlamaya Çalışmak Saçmalık...
    Anlamadan Yaşamak Gerekiyormuş...
    Zaman Değilmiş Gideni Geri Getiren; Aslında Zamanmış Var Olanı Götüren...
    Ama Bazen...!
    Unutmak Gerekiyormuş, UNUTULMA Pahasına...

  • Han Zade
    Han Zade

    21.09.2008 - 16:13

    Gizli bir ırmaktır akar gözyaşı
    Aşk ile dönermiş toprağı taşı
    Sevdamın mekanı bağrımın başı
    Sonsuzluk yurdundan eser gizlice

    Gurubun yarasın bulutlar sarar
    Aşık’ın ahından şu cihan yanar
    Bir yudum içenler sevdaya kanar
    Gönülden gönüle akar gizlice

    Asırlardır bu sırrı bilen olmadı
    Aşıkların ruhu arza sığmadı
    Sevdalının yüzü soldu gülmedi
    Kalp gözünden inci döker gizlice

    Ayrılık ateşi dağlarsa canı
    Gönül dinlemiyor emir,fermanı
    Aşıkların bağrı kahır harmanı
    Savurur benliğin atar gizlice

    Aşk denizi coşar,dalgalar dinmez
    Sevgi ekmeyince aşk gülü bitmez
    Böyle bir tufana canlar dayanmaz
    Kıyametler kopar ruhta gizlice

    Aşk selinde nice canlar boğuldu
    Dereler taşınca,ırmaklar doldu
    Aşk meyinden içen ölümsüz oldu
    Sihrine kapılan gider gizlice

    Bir kıvılcım yakar koca sarayı
    Bilmem kimler sarar böyle yarayı
    Aşkı bulan neyler mülkü,parayı
    Cihanı bir bula satar gizlice

    Aşk rüzgarı alır akılı başı
    Dökme suyla dönmez değirmen taşı
    Gönül yolcusunun haktır yoldaşı
    Zamanı mekanı aşar gizlice

    Canlar,canlar,canlar aşıkız canlar
    Aşıkın halinden aşıklar anlar

    Nihat Gülle
    Şair Yazar

  • Han Zade
    Han Zade

    21.09.2008 - 03:22

    .........NE OLUR GiTME! ...

    Saatler geriye kurulmuş
    Çocukmuşuz
    Oturmuşuz eski bir kapı eşiğine
    İkimize sadece bir elma şekeri vermişler
    Bir tarafından sen yiyorsun,
    Diğer tarafından ben, öyle tatlı ki…
    Tam ortaya yaklaşırken uzatıp sana;
    Al, bitir diyorum, ben çok sevmem zaten
    Gülüyoruz en masum halimizle, hayal işte…

    Zaman bu güne dönmüş acele
    Öyle dardayım ki;
    Duygularım darağacında, canım incir çekirdeğinde
    Pek hayra alamet değil bu sessizlik
    Az sonra bir fırtına patladı patlayacak içimde
    Liman arayacağım sessiz gemime
    Oysa dalgakıranlar yıkık
    Deniz kabarmış alabildiğine
    Ve ben pusulasız, açık denizde…

    Bilmezdim şebnemlere çiğ düştüğünü
    Seni tanımadan önce
    Canımın çekirdeğinde bir diken
    Batıyor derine derine, ben çıkartmak istedikçe…

    Bir yıldız kaydı Samanyolu’ ndan
    O sen miydin Cann?
    Henüz mevsim bahar değil mi?
    Nedir bu zamansız göçün nedeni?
    Verdiğin sözü tutardın hani?
    Gitme can özüm, ne olur gitme!
    Sol yanım öksüz kalır sen gidince…

    Kararlısın öyle mi?
    Peki, sen bilirsin
    Verdiğim hiç bir şeyi geri almadım ömrümce
    Ben sevdim mi ölesiye severim
    Hadi, al götür öyleyse yüreğimi de…

    EYLÜL 2008

    Naime Özeren

  • Han Zade
    Han Zade

    17.09.2008 - 13:02

    be vefasız
    gözlerinden düştüm mü söyle
    gördün güzelleri
    kaldın mı gurbet elde

    ben hala koyduğun yerde gün sayıyorum
    sana kazak öreceğim yün sarıyorum..

    bir yumru orta yerinde
    can daralıyor
    sabahı zor ettim yine
    tan ağarıyor

    içine pekmez akıttım
    kar karıyorum
    gözüme sürme çektirdim
    perçemim tarıyorum

    çorbayı koydum ocağa
    tuz basıyorum
    yıkadım gömleklerini
    tez asıyorum

    al kuşak sardım belime
    has ipek serdim evime
    sevdiğim ak düşmeden dön, gel
    saçımın teline..

  • Han Zade
    Han Zade

    17.09.2008 - 12:49

    duygularım darmadağın sevdam böyle yarım kaldı
    bir kitapsız,bir vicdansız beni bu hallare saldı
    sevme gönlüm,sevme artık buda sana bir ders olsun
    böyle bir aşk,böyle bir sevda olmaz olsun,olmaz olsun

    lanet olsun,lanet olsun seni böyle sevdiğime
    lanet olsun,lanet olsun seni gördüğüm o güne
    lanet olsun,lanet olsun seni böyle sevdiğime
    lanet olsun,lanet olsun böyle aşka sevgiye

    allah kahretsin kendi ellerimle kendi kendimi yaktım.
    istesem o günleri,istesem o yılları,istesem o gençliğimi verebilirmisin bana.
    veremezsinki...
    senin aşkına,senin sevdana,seninle tanıştığım o güne lanet olsun.
    hayatımı kararttın,dünyamı yıktın.
    senin sevdana,senin aşkına,seni tanıdığım o güne,seni sevdiğim o güne lanet olsun,lanet olsun.

    boşa geçen yıllarımın hesabını kim verecek
    giden benden gitti artık birdaha dönmeyecek
    sevme gönlüm sevme artık buda sana bir ders olsun
    böyle bir aşk,böyle bir sevda olmaz olsun,olmaz olsun

    lanet olsun,lanet olsun seni böyle sevdiğime
    lanet olsun,lanet olsun seni gördüğüm o güne
    lanet olsun,lanet olsun seni böyle sevdiğime
    lanet olsun,lanet olsun böyle aşka sevgiye

  • Han Zade
    Han Zade

    16.09.2008 - 22:07

    Alacağım Seni…

    usulca akmış sevdan içime,
    gönlümde davet olmadan
    umutlarım yıllardır ısıtıyor
    üşümeler olmuyor yüreğimde..
    şimdi bırakıp gider mi gönül seni..
    söyle sen o düşmanlara,böyle yaptıkça
    daha çok kuvvetlenir bu bağ
    paralamasınlar kendilerini
    hiç çaresi yok,alacağım seni….

    doğa bile saygı duydu bu sevdaya
    izin verdi yağmur..,altında ıslanmamıza
    ağlayan kaya bile güldü bizimle
    bu tepe hiç kuvvetli esmemiş daha önce
    gücünü gösterircesine,
    “güçlü olun” dercesine..
    karar zamanıdır şimdi
    ya sen…! ya da sen…!
    Alacağım mutlaka seni….

    Hatice Müge Fındık

  • Han Zade
    Han Zade

    15.09.2008 - 01:10

    bu zamanda sizlerin pek az bulunur eşi
    size nazar eden göz sanır görür güneşi
    ayla başlar ve biter habu rahmet ayımız
    aya bakamayan göz arar durur güneşi

  • Han Zade
    Han Zade

    15.09.2008 - 00:51

    dedum kız adın nedir dedun bağa hannane
    dedum şiirin var mı dedun bağa bana ne
    dedum haboyle olmaz seninkisi bahane
    dedun boyle takılmak gelir bağa şahane

    hoşoğlu

  • Han Zade
    Han Zade

    15.09.2008 - 00:02

    YALAN

    Senden bana yadigar gözünün rengi kaldı,
    Verdiğin onca sözler,yaptığın yemin yalan!
    Ruhumu bedenimden kahve bakışın aldı,
    Gözlerimin içine bakıp gülüşün yalan!

    Masum bakışın yaktı şu aşkın fitilini,
    Önce melek zannettim şirin,tatlı dilini,
    Anında teslim ettim kalbimin kilidini,
    Meğer kalp hırsızıydın,kapı çalışın yalan!

    Ben sevgi dalgasında aşk küreği çekerken,
    Kalbime düşen korun alev alev yakarken,
    Aldığım her nefeste daim seni ararken,
    Kollarını boynuma dolayışların yalan!

    Beni yakan aşkındır inanmam kara bahte,
    Talihim değil sensin sadık kalmayan ahte,
    Kalbime fırlattığın sevgi okların sahte,
    Beni bırakma diye yalvarışların yalan!

    Bir anda teslim oldum şu sevgi nakışına,
    Hangi can dayanırdı o yürek atışına,
    Dağlar dur diyemedi kalbimin akışına,
    Etrafımda pervane olup dönüşün yalan!

    Yüzündeki gülzardır beni sana ram eden,
    Tatlı yalanlarındır aklımı zail eden,
    Senin varlığın oldu varlığımı yok eden,
    Sakın kalbim var deme kalp atışların yalan!

    Keşke hiç kanmasaydım kor saçan bakışına,
    Hiç fırsat vermeseydim tenimi yakışına,
    Güneş diye sandığım içindeki kışına,
    Buz esen yüreğinin kıvılcımları yalan!

    Eğer bir gün gelirsen köyümün yatırına,
    Mektüplarımı getir gelirse hatırına,
    Göz yaşlarım saklıdır bir bir her satırına,
    Mezarımın üstünde ağlayışların yalan!

    Sen beni güldürmedin göz yaşı sundun bana,
    Yine de küs değilim,biraz kırgınım sana,
    Hakkımı helal ettim aşkımın hatırına,
    El açıp Yaradana yakarışların yalan!

    Mustafa Hoşoğlu
    24.08.2008

  • Han Zade
    Han Zade

    13.09.2008 - 14:01

    yüzüm hüzün oldu yine



    Yüzüm hüzün oldu yine
    Seninleyken sensizlikte

    Yüreğim öyle acıyor ki
    Yüreğim öyle kanıyor ki
    Seninleyim ama sensizim
    Anlayamadığım
    Bilemediğim bir sessizlik var içimde
    Kelimeler tamamlayamıyor
    Cümleler yetmiyor anlatmaya
    Bir hüzün var işte
    Bir hüzün yüreğimde…

    Yine hüzün düştü kalemime
    Yine hüzün yazdı yüreğim
    Yine dilimde aynı şarkı
    “Bir kalbin içinde ağlıyor aşk”

    Yüzüm hüzün oldu yine
    Gülümsemelerim yok oldu
    Tebessümlerim soldu
    Bakışlarım donuk
    Dudaklarımda ise
    Hala anlatamadığım
    Hala soramadığım
    Bir acı…
    Bir hüzün…
    Nedenini anlayamadığım bir hüzün..

    Yüzüm hüzün oldu yine
    Seninleyken sensizlikte

    13 EYLÜL 2008

    EBRU ERTAŞ

  • Han Zade
    Han Zade

    12.09.2008 - 20:50

    BİR ÖMRE DAVET*** MÜZİKLİ



    Bir gün gelir isem orda kapına
    Beni de alır mısın gülümseyerek
    Özüm özen uyar yapım yapına
    Kabul eder misin özümseyerek

    Kâh düz yürüyüp kâh çukura batıp
    Neyin var neyin yok her şeyi satıp
    Bütün geçmişini arkana atıp
    Bana gelir misin ölümseyerek

    Hem iyi günüm de hemi de yasta
    Bir bardak açık çay bir dilim pasta
    Bir kaç kuru ekmek hep aynı tasta
    Benimle yer misin önemseyerek

    Naz verir misin benim nazıma
    Mızrap olur musun gönül sazıma
    Hem kışlarıma hem de yazıma
    Ortak olur musun benimseyerek

    Yıllar geçip yaş kemalin bulunca
    Saçlarına kar beyazlar dolunca
    Tek seni sevdiğimi ömür boyunca
    Hatırlar mısın ki anımsayarak

    YUSUF DEMİR

Toplam 776 mesaj bulundu