görürüm çıkmışlar kararmış çatılardan
kemik birrkol nasıl fırlarsa mezarından
her an bir haberi kollar gibi yukardan
dipsiz maviliğin esrarını kurcalar
bacalar
kimi ince kimi uzun kimide kısa
dalmışlar başbaşa afyon çekerek yasa
onlar insanların gözünde bir kartalsa
insanlar onların gözünde karıncalar
bacalar
kimbilir belkide evlerin cinleridir
kolları bir davet gibi göğe yükselir
ölüler ölüler arka arkaya gelir
ruhların mehtaba daldığı taraçalar
bacalar
azap kuleleri cüceleşmiş devlerin
kör mazgalalrında raksı var alevlerin
öyle evcikler ki tepesinde evlerin
kopuyor içinde görünmez facialar
bacalar..
biriktir delik kese
yetiştir toprak köse
hep kesiklik eksiklik
hadisede hadise
nasıl alsın deryayı
kafa bir küçük kase
akla yoktur çıkar yol
ne hesap ne hendese
gel de suda aksi tut
gölgeyi tık kafese
şu zaman dediğinden
bir tek anmış son hisse
ıstırap ki gövdesi
boşluğa sığmaz cüsse
rahatlık senin deden
benim annem vesvese
bu ukdenin dilinden
kalmadı anlar kimse
mezarda sır mezarda
o bilir bilse bilse
kurtuluş mu muradın
yol mu aradın kese
ateşe gir gölgelen
kaynar suda gülümse
ahşap ev camlarından kızıl biberler sarkan
arsız gökdelenlerle çevrilmiş önün arkan
kefensiz bir cenaze çırılçıplak ortada
garanti yok sen gibi faniye sigortada
eskiden ne güzeldinevdin köştün yalıydın
madden kaç para eder sen bir remz olmalıydın
bir köşende anneannnem dalgın kur an okurdu
ve karşısınd annem sessiz gergef dokurdu
semaverde huzuru besteleyn bir şarkı
asma saatte tık tık zamanın hain çarkı
çam kokulu tahtalar gıcır gıcır silinmiş
sular cömert temizlik imandandır bilinmiş
komşuya hatır soran sıra sıra terlikler
ölçülü uzaklıkta yakın beraberlikler
seni yiyip bitiren kırk katlı ejder oldu
bir yeni nesil geldi üstüste binenlerden
göğe çıkayım derken boşluğa inenlerden
seninle sarmaş dolaş kökten bozuldu denge
vuran kimse kalmadı bu davayı mihenge
şimdi git mahkemede hesap ver iki büklüm
cezan susuz ekmeksiz olduğun yerde ölüm
evim evim vah evim gönül bucağı evim
tadım rengim ışığım anne kucağı evim
çile
24.01.2004 - 23:34otel odaları
bir merhamettir yanan daracık odaların
isli lambalarında isli lambalarında
gelip geçen her yüzden gizli bir akis kalmış
küflü aynalarında küflü aynalarında
atılan elbiseler boğazlanmış bir adam
kırık masalarınd akırık masalarında
bir sırrı sürüklüyor terlikler tıpır tıpır
izbe sofalarında izbe sofalarında
atıyor sızıların çıplak duvarda nabzı
çivi yaralarınd açivi yaralarında
kulak verin ki zaman tahtayı kemiriyor
tavan aralarında tavan aralarında
ağlayın aşinasız sessiz can verenlere
otel odalarında otel odalarında
çile
24.01.2004 - 23:33bacalar
görürüm çıkmışlar kararmış çatılardan
kemik birrkol nasıl fırlarsa mezarından
her an bir haberi kollar gibi yukardan
dipsiz maviliğin esrarını kurcalar
bacalar
kimi ince kimi uzun kimide kısa
dalmışlar başbaşa afyon çekerek yasa
onlar insanların gözünde bir kartalsa
insanlar onların gözünde karıncalar
bacalar
kimbilir belkide evlerin cinleridir
kolları bir davet gibi göğe yükselir
ölüler ölüler arka arkaya gelir
ruhların mehtaba daldığı taraçalar
bacalar
azap kuleleri cüceleşmiş devlerin
kör mazgalalrında raksı var alevlerin
öyle evcikler ki tepesinde evlerin
kopuyor içinde görünmez facialar
bacalar..
çile
24.01.2004 - 23:32istasyon
burda gelir insana
boş günlerin usancı
çalar birden kampana
ölüm çanından acı
sonra bir düdük öter
kesik çığlıklar der
burdan bildik gidenler
yarın döner yabancı
çile
24.01.2004 - 23:32iskele
yorulmuş esnemekten
herkes neyi bekliyor
bir ölü beklemekten
bu bekleyiş daha zor
geldi yorgun ve hazin
hiç de sezdirmeksizin
sularda kabrimizin
yolunu açan vapur
çile
24.01.2004 - 23:31sokak
öyle bir sokak ki bu
her köşee bir kadın
geçene öz yolcusu
gibi bakar anladın
ve kalbinsana sorar
bakıp geçmekte ne var
sende her insan kadar
onlara aşinaydın
..
çile
14.01.2004 - 01:55gel
yüzün bir sebepsiz korkuyla uçuk
o gün başucuma karalarla gel
arkanda çepçevre kızıl bir ufuk
tepende simsiyah kargalarla gel
elinden dal gibi düşerken ümit
ne bir hasret dinle ne bir ah işit
bir yaprak ol esen rüzgarlarla git
kırık bir tekne ol dalgalarla gel
..
çile
14.01.2004 - 01:55veda
elimde sükutun nabzını dinle
dinlede gönlümü alıver gitsin
saçlarımdan tutup kor gözlerinle
yaşlı gözlerime dalıver gitsin
yürü gölgen seni uğurlamakta
küçülüp küçülüp kaybol ırakta
yolu tam dönerken arkana bakta
köşede bir lahza kalıver gitsin
ümidim yılların seline düştü
saçının en titrek teline düştü
kuru yaprak gibi elime düştü
istersen rüzgara salıver gitsin
çile
14.01.2004 - 01:55aydınlık
uyan yarim uyan söndü yıldızlar
gün karşı tepeden doğmak üzredir
her sabah güneşi seyreden kızlar
mahmur gözlerini oğmak üzredir
uyan yarim sesler geldi derinden
karanlık oynadı koptu yerinden
ilk ışık kapının eşiklerinden
şimdi bir gölgeyi koğmak üzredir
sevgilim kapımı çaldı aydınlık
baygın gözlerimi aldı aydınlık
içimde tıkandı kaldı aydınlık
bu aydınlık beni boğmak üzredir
çile
14.01.2004 - 01:54kadın
kalıp değil bir fikir
elmas sorguçlu fakir
açıkta sırrı bakir
kadın..
çölde kaçan bir serap
yönü kementli mihrap
madeni som ıstırap
kadın...
dipsiz hasrete tuzak
en yakından en uzak
tadı zehrinde erzak
kadın..
bir işaret bir misal
ayrılık remzi visal
Allah a yol bir timsal
kadın...
çile
14.01.2004 - 01:54kalan
bir ebedi mahrumluk kalan bu hikayeden
git git bir çıkmaz sokak o varılmaz gayeden
çile
06.01.2004 - 23:41gölgeler
gönlüm uçmak dilerken semavi ülkelere
ayağım takılıyor yerdeki gölgelere
çile
06.01.2004 - 23:40yalnız
yalnızız beşikten tut tabuta kadar yalnız
ülfet kara yalnızlık madeninde bir yaldız
çile
06.01.2004 - 23:39kamış
ben gurbet rüzgarının üflediği kamışım
bir su başında mahzun yapayalnız kalmışım
çile
06.01.2004 - 23:38UKDE
çile
06.01.2004 - 23:38ukde
biriktir delik kese
yetiştir toprak köse
hep kesiklik eksiklik
hadisede hadise
nasıl alsın deryayı
kafa bir küçük kase
akla yoktur çıkar yol
ne hesap ne hendese
gel de suda aksi tut
gölgeyi tık kafese
şu zaman dediğinden
bir tek anmış son hisse
ıstırap ki gövdesi
boşluğa sığmaz cüsse
rahatlık senin deden
benim annem vesvese
bu ukdenin dilinden
kalmadı anlar kimse
mezarda sır mezarda
o bilir bilse bilse
kurtuluş mu muradın
yol mu aradın kese
ateşe gir gölgelen
kaynar suda gülümse
çile
04.01.2004 - 20:28zıtlar
zıtlar arası ahenk af ve günah yarışta
bütün zıtlar kavgada bütün zıtlar barışta
çile
04.01.2004 - 20:27vehim
her şey kesik ve kopuk zaman tutamaz lehim
mazi albümde hayal istikbal kalbte vehim
çile
04.01.2004 - 20:25kalmadı
yıkılan sarayımda tek bir nakış kalmadı
dışa mıhlandı gözler içe bakış kalmadı
çile
04.01.2004 - 20:25mukayese
çıbanımız çok derin işletemez yakılar
nerde bizim şarkımız nerde öbür şarkılar
çile
03.01.2004 - 23:45üç atlı
karşı yoldan üç atlı
bir kuş gibi kanatlı
geliyor köye doğru
cebkeni kola atmış
sağ elini uzatmış
üçü de göğe doğru
bir bulut olmuş rüzgar
heyecandan başaklar
tutmuş nefeslerini
sıra dağlar inliyor
kalbi diye dinliyor
çelik nal seslerini
sürün atlılar sürün
beni alıp götürün
bu yerde çok yalnızım
demeyiniz bu d akim
öyle diyor ki içim
candan aşınanızım
çile
03.01.2004 - 23:44mevsim dönerken
ufukta pas tuttu birden bire yaz
gün çabucak geçti akşam tez oldu
toz kaldırdı karşı yollardan poyraz
kopan yol uçları eklenmez oldu
akşam sanki boşluk içime dolar
dağların cilası gittikçe solar
rüzgard abir kadın saçını yolar
artık bu yollarda beklenmez oldu
çile
03.01.2004 - 23:42ninni
melekler dolanır bu kuytu yerde
ey gün kadar güzel çocuğum uyu
bir gün hasretiyle için titrerde
anarsın bu derin tatlı uykuyu
uyu da gündüzler su gibi dinsin
menekşe gözüne kirpikler insin
yarın şafak vakti içine sinsin
güneşle uyanan kuşların huyu
uyu yavrum akşam seni üzüyor
artık gözlerini uyku süzüyor
uykunun gölünde başın yüzüyor
dalgalandırmadan o durgun suyu
çile
03.01.2004 - 23:42yattığım kaya
bu akşam o kadar durgun ki sular
gömül benim gibi kedere diyor
içimde maziden kalma duygular
ağla geri gelmez günlere diyor
ey gönül gidenden ümidini kes
kaçan bir hayale benziyor herkes
sanki kulağıma gaipten bir ses
buluşmalar kaldı mahşere diyor
enginden engine koşarken rüzgar
bende bir yolculuk heyecanı var
yattığım kayaya çarpan dalgalar
çıkıver bir sonsuz sefere diyor
..
çile
03.01.2004 - 23:41evim
ahşap ev camlarından kızıl biberler sarkan
arsız gökdelenlerle çevrilmiş önün arkan
kefensiz bir cenaze çırılçıplak ortada
garanti yok sen gibi faniye sigortada
eskiden ne güzeldinevdin köştün yalıydın
madden kaç para eder sen bir remz olmalıydın
bir köşende anneannnem dalgın kur an okurdu
ve karşısınd annem sessiz gergef dokurdu
semaverde huzuru besteleyn bir şarkı
asma saatte tık tık zamanın hain çarkı
çam kokulu tahtalar gıcır gıcır silinmiş
sular cömert temizlik imandandır bilinmiş
komşuya hatır soran sıra sıra terlikler
ölçülü uzaklıkta yakın beraberlikler
seni yiyip bitiren kırk katlı ejder oldu
bir yeni nesil geldi üstüste binenlerden
göğe çıkayım derken boşluğa inenlerden
seninle sarmaş dolaş kökten bozuldu denge
vuran kimse kalmadı bu davayı mihenge
şimdi git mahkemede hesap ver iki büklüm
cezan susuz ekmeksiz olduğun yerde ölüm
evim evim vah evim gönül bucağı evim
tadım rengim ışığım anne kucağı evim
..
Toplam 58 mesaj bulundu