Alpaslan Akdağ Adlı Antoloji.com Üyesinin Şa ...

ben ki
böbreklerimle hayata bağışlanmışım
anlamak istemediğim bir şey var gülüşünde
istimlak edilmiş gövden
ne kadar da kanlı duruyor sermayenin dişinde ...

özgün,yalın ve farklı bir tarz.
günün şiirine ve şairine selam olsun.

Bahtiyar denizde kum sadece
Ah o yar dünümde söz sadece..

özgün bir söyleyiş tarzınız var akıcı ve yalın mısralarınız. yalnız sadece kelimesinin tekrarlanması anlamda biraz daralmaya sebep olmuş kanaatindeyim...
saygılarımla.

/yürek iki dağ arası,
dağlar zalim, dağlar geçitsiz, dağlar ölüme tuzak
tetikte beklerken parmak, boşuna çekilmiyor bu kahır/

ve sonrası ölüm...
sonrası ağıt...
sonrası yas...

bin bir emekle ve nice sabırla yazılan,yerel,özgün ama bir o kadarda evrensel olan şiir gibi bir şiirdir bu yazılanlar...
hikmet kardeşimi katıksız bir yürekle kutlarım.
ve onun gibi genç bir 'nazım'la tanışıyor olmanın
haklı gururunu yaşamaktayım...

Ezelden,
Güzelden,
Tez elden
Vazgeçme…

güzel ve doğru olandan asla vazgeçmemeli insan.

bu sancılı coğrafyada barışı, sevgiyi ve yaşamı savunma ilkesi olan, ve ötekine saygıyı şiar edinmiş insanlara ve barışa sevgiye zarar verenlerin karşısında onurunu asla teslim etmeyen yurtseverlere selam olsun ...

gül dalları mekan olanda kargalara
ve kurtlar koyuna çoban
ulu orta efelenir uyuz çakallar...

bu gerçek dizeler için yüreğinize sağlık değerli dost,
anlamlı ve güzel şiir için sizi kutlarım...

Sıfır yazgı demlerinde susmak halim
Uykusu telaşımın ırak kentin fon desenlerinden...

biliyorum ki siz yine yazacaksınız imgelemi yüksek voltajlı mısraları birer birer...
ve ben bu değerli kalemi hep kutlayacağım
aynı beğeni ile,ve onurla...

her güzel şiir çağlarının,devirlerinin insani bir soluğudur…
yitip gitmeden,
gelecek nesillere güzel ve anlamlı bir iz bırakmak adına çaba gösteren herkes,
övgüye değerdir.…
saygılar...

“Sustuğum gündü ölüm sessizliği
Kınalarımla defnoldum hayatından…”

şiir, bulutlardan süt sağmaktır birazda...
alıntıladığım dizelerde bunu gördüm.
imgelemi yücelerde gezinen ustaca bir dil bu.
eyvallah feriha , eyvallah sana...

Sohbete döndü ağıtlar
Bir gülüş oldum dudaklarda ...

yalan ömrün bitiminde
dudaklarda bir tebessümden bir hatıra kalması
acı ama gerçek...tebrikler ağabey.

Kanat kanat gökyüzünü dilimlerdik
İçimizde küskün bir umut
Avlularda gelenleri kucaklayan
Hanımelleriydik

Şu dağlara çıksa idi
Yeri göğü yıksa idi
Öldüğüne gam yemezdim
Bir tek mermi sıksa idi ...

halk deyişiyle tutulmuş/yakılmış/dillenmiş bir ağıt gibi...

-ucuz gölgeler büyüttüğüm kentte?
Sağır bir yağmur konuştuğumuz ...

beni alıp götüren
işte bu iki satırdaki
imgelem gücü yüksek mısralar.

zulüm
ki nerede olursa olsun ona karşı durmak
ve nice despot zalimlere başkaldırmak
insan olmanın ölçütüdür...
bu genci işte bu yüzden kutlamak gerek...

Umursamadan dünü, bir şehirden diğerine bakabilmek ve uzanmak boylu boyunca şu çelişkili yaşama. Her aşk bir bakışın sancısına tutunan, sonrasında kendi sayfalarını unutan bir masal sağanağıdır. Suskun cümleler kurgusuz bir edayla beklerken kendi kuyusunda utangaç bekleyişlerle bölünür dudaklar, aşk ...

ben Menaf; hayatın şaşmaz mağduru
bir kez olsun güldüğüm iftiradır...

bir temo klasiği daha...

derin anlamlarla döşenmiş
bu güzel dörtlüğün şairini kutlarım.

Şaşkınam, düşkünem sevdiğim meded
Biçâre gönlümde aşkın ibadet
Çağlari der olmayınca yar kısmet
Çözemdim gitti seni sevdiğim.

AŞK BİR MUAMMADIR
EY ŞAİR!

“de ki, onlar sığmaz hiçbir meydana…,
bir başka baharda, bir orman toprağında gene açarlar…”

tam bağımsız bir ülkede
kardeşçe ve eşitçe bir yaşamın kurbanları olan nice masum köylülerin, yiğitlerin, işçi ve emekçilerin, mazlumların sesi olmuş bu şiir.
tebrik ederim ağabey.

Karacadağ'dan esen rüzgar
Alıp götürsün acılarımı özlemlerimi

başlı başına şiirdi ama en çok tırnak içindeki dizeler beni başka bir aleme sürükledi.bütün bedenim hiçbir ateşin ısıtamayacağı kadar üşüdü ve o zaman gördüm ki bu şiirdir yine beni ısıtan. kutlarım değerli şairim,
saygılar...

Dağılmış ciltler gibidir mutluluk
Hangi dikiş bitirir yamalı özlemleri
Hangi yudum dindirir susuzluğumuzu
Kirpiğimizde biriken aşkın tozuymuş hayat ...

bir başka olmuş ağabey,
bu iç burkan mısraların kalbimizde bıraktığı esrik tad...

diyarbekir diyarım
yitirmişem yanarım...

Kaygusuz Abdal’ım Kadrim Bilinmez!

nicedir göçebeyim, dağların koyaklarında
aç, susuz, yalınayak ve pusatsız
hoyrat rüzgarlara anlatırım derdimi
uçan kuşa, yürüyen karıncaya
önümde yalçın uçurumlar var, amansız
ardımda, anamın sımsıcak gölgesi
beyler gördüm, kalender ve bilge
ağalar ...