Beste Negâr Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Anto ...

  • lale

    20.11.2008 - 03:09

    Necâtî bir gazelinde bakınız güllere (güzellere) sitem ettiği ve şikayetini dile getirdiği gazelin şu beytinde nasıl bir benzetme yapmış, nasıl tanımlamış laleyi... buyurunuz;

    Taşradan geldi çemen sahnına bîçaredürür
    Devr-i gül sohbetine lâleyi iletmediler..

    Lâle, bahçeye dışarıdan gelen bir zavallıdır; ondan dolayı onu gül devri sohbetine sokmadılar...

  • çirkef

    20.11.2008 - 02:42

    çirkâbedir...

    aman dikkat efendim, bin türlü kokusuyla, hummalı taaffünleriyle ve esrarengiz sesleriyle çağırır sizi ve ne olduğunu anlamadan ansızın çeker içine…zayıf anı kollar, vesselâm yapar yapacağını çirkâbe efşan(lar) …

  • spatyom

    20.11.2008 - 02:40

    ruhlarımızın buluşacağı tek adres…

    o bir, öte âlem…

    o bir, ruhlar âlemi…

  • spazm

    20.11.2008 - 02:39

    sinir hücrelerinin, kas hücrelerinin iltihaplanması sonucu kasların istem dışı ani kasılması hali…daha çok sara (epilepsi) hastalarında oldukça sık görülür…

  • stoma

    20.11.2008 - 02:38

    kelime anlamı yunanca ‘’açıklık’’ ya da ‘’ağız’’ anlamına gelir stoma (ostomi) … içi boş organın cerrahlarca vücut yüzeyine ağızlaştırılma oluşturma amacıyla yapılan cerrahi işlemlerdir ve ağızlaştırıldığı yere de stoma denir…

  • selvi boylum al yazmalım

    08.11.2008 - 03:13

    Sevgi neydi?
    -‘sevgi emekti’

    izlendikçe izlenesi, türk sinemasının klasiklerinden…Cengiz Aytmatov’un ‘kırmızı eşarp’ adlı romanından esinlenerek, Ali Özgentürk tarafından senaryolanarak sinemaya uyarlanmış, yönetmenliğini Atıf Yılmaz’ın yaptığı hafızalardan silinmeyen filmdir.. Cahit Berkay tarafından bestelenen unutulmaz müziği ise filmi tamamlayan önemli bir unsurdur..

    aşk, sevgi, fedakârlık, ihanet, emek, vicdan, sadakat gibi mefhumların sorgulandığı, hâlâ bile izlerken içimizi sızlatan, boğazımızı düğümleyen unutulmaz bir filmdir…

    filmi neden sevdik peki..filmin sonundan başlamak gerekir yanıt için…asya’nın duygularını, mantığının ve vicdanın sesini dinleyerek bastırması ve emeğe vefasızlık etmemesi hasebiyle yaptığı seçimin izleyiciyi rahatlatmasından dolayı sevdik.. son sahnede gözlerden boşanan yaşlar bu yüzdendi…ne de olsa; ‘sevgi emek ister’di…yani bizler; aşkın emekle kazanılabilme ihtimalini sevdik…

    ‘elini tuttum, sıcacıktı;
    sanki yüreği elimdeymiş gibi’..

  • nigâh

    06.11.2008 - 20:59

    bir nigah et kahrile sen bakma allah aşkına
    sarı giyme, bir daha gül takma allah aşkına
    kimseyi gönlüm misali yakma allah aşkına
    sarı giyme, bir daha gül takma allah aşkına

    bestesi zeki arif ataergin'e ait, saba makamında etkileyici bir klasik türk müziği eseri..

  • nigâh

    06.11.2008 - 20:50

    bakma, bakış..

  • nevroloji

    06.11.2008 - 20:35

    sinir sistemini inceleyen ve tedavisi ile uğraşan tıp dalı, nöroloji, sinirbilim..

  • şehrâyin

    06.11.2008 - 19:23

    O şehrayin fakat çıkar mı akıldan

    Çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması

    Sırılsıklam aşık incesaz

    Kadehlerin mehtaba kaldırılması

    Adeta düğün

    Hayat zamanda iz bırakmaz

    Bir boşluğa düşersin bir boşluktan

    Birikip yeniden sıçramak için

    Elde var hüzün

    Attilâ İlhan

  • Leyl i Lâl

    06.11.2008 - 00:33

    Gecenin sessizliği…

  • Uyku apnesi

    06.11.2008 - 00:31

    Uyku esnasında oluşan solunum duraklamaları ve solunumun azalmasıdır (hipopne) …

  • gaf ebesi

    06.11.2008 - 00:30

    Sürekli gaf yapanlar böyle mi tabir ediliyormuş.. daha türkçesi densiz mi.. diline ve fikrine fren yapamayanlar :)

    Peki ben de, ‘atilla koç’ gibi bir örnek versem gaf yapmış olmam değil mi :)

  • rallal la rallal la rallal lallal la

    05.11.2008 - 20:01

    o da ne :)

    açılın, karadenizliyiz ezelden, ben de varım :)

  • mona rosa

    05.11.2008 - 19:47

    Mona rosa şiiri, Sezai Karakoç’un ne kadar büyük bir şair olduğunun kanıtıdır..türk şiirinin; en görkemli, efsanevi imkansız aşk şiirlerindendir..şiirin hikayesi konusunda çeşitli rivayetlerden söz edilse de, Sezai karakoç’un ısrarla öyküsünü gizlediği efsane olmuş şiiridir... fakat şu aşikârdır ki, şiirin aşk ve çileler bölümündeki beşliklerin ilk dizelerinin, ilk harfleri bir araya getirildiğinde muazzez akkaya(m) ismi çıkar..yani; mona rosa şiiri temiz bir aşktan mülhem bir şiirdir vesselâm..

  • belâ yı aşk

    03.11.2008 - 18:53

    Fuzûlî bu dizelerde aşka olan özlemini betimlerken, her ne kadar aşktan ısdırâp çekse de, bu ıstırâp onu hayata bağlanma sebebidir; zirâ, memnundur belâ diye nitelendirdiği aşkın ona verdiği acıdan ve Allâh’tan daha çok aşk dilenmeye devam eder…

    Yâ Rab bela-yı aşk ile kıl âşîna beni
    Bir dem bela-yı aşktan kılma cüdâ beni

    Az eyleme inayetini ehl-i dertten
    Yani ki çoh belâlara kıl müptelâ beni

    ***

    Ya Rab aşk belasıyla içli dışlı kıl beni,
    bir an bile ayırma aşk belasından beni

    Az eyleme yardımını dertlilerden,
    Yani çok aşk belaları ver bana

  • safderûn

    03.11.2008 - 17:42

    gönül+iç yüz

    kalbi temiz kişiler için söylenen bir tabir.. fakat, şimdilerde kolay aldatılan insanlar için kullanılıyor..

  • bizzarûre

    03.11.2008 - 17:35

    zorla, zorunlu olarak..

  • hûrşîd-i cihan tâb

    03.11.2008 - 17:18

    açalım:

    hûrşîd= güneş
    cihân-tâb= dünya’yı aydınlatan

    hurşîd-i cihân-tâb: dünyaya sıcaklık ve ışık veren güneş

    nedîm’in, İstanbul’un tabiî güzelliklerini ve özelliklerini anlattığı kasîde’de geçer..İstanbul’un havasından, suyundan, güzelliği açısından cenneti andırmasından ve İstanbul’u dünyaya değişmeyeceğinden, velhâsılı İstanbul sevdasını anlattığı şiiridir.. bu şiirde İstanbul’u tasvir ederken mübalağa taşıyan söylemleri vardır nedîm'in.. acaba İstanbul’u şimdi görse bu denli sever, bu denli abartırmıydı sevgisini..

    Bu şehr-i Sitanbul ki bi misl ü behâdır
    Bir sengine yek pâre Acem mülkü fedâdır

    Bir gevher-i yekpare iki bahr arasında
    Hurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezâdır

  • vertigo

    02.11.2008 - 19:55

    latince 'dönmek' fiilinden gelmektedir..

  • vertigo

    02.11.2008 - 19:52

    baş dönmesinin tıbbi söylemidir ‘vertigo’..dönme illüzyonudur..ancak baygınlık öncesi yaşanan baş dönmeleri veya tansiyondan kaynaklanan baş dönmeleri ile karıştırılmamalıdır.. kişide dengesizlik hissi, emniyetsizlik hissi ile gelişir..kişi genelde, ‘etrafımdaki her şey dönüyor, yer ayaklarımın altından kayıyor’ şikayetinde bulunur.. ciddi bir nörolojik problem olmamakla beraber, geçicidir..ancak, şikayetler sürdüğünde doktora başvurulmalıdır..

  • halbuki

    02.11.2008 - 15:39

    hal, durum, oysa manâsında kullanılan bir terim ve doğru yazımı hâl bu ki olmalı..

  • Microsoft Word

    02.11.2008 - 15:31

    tamam, o benim tükenmeyen kalemim.. ahh bir de ukalâ olmasa :)

    yanlış kelime yazdığımda, 'ne yapıyorsun hey, düzelt çabuk'! der gibi kelimenin altını kırmızı çizgi ile çizip yüzüme çarpması yok mu, çok bozuluyorum :) sanki kendisi hata yapmıyor.. o beni düzeltiyor, ben onu..hiç anlaşamıyoruz.. örneğin: 'uluslararası' sözcüğünü ayırarak yazıyor! ! ..

  • halâs

    02.11.2008 - 15:14

    halâs (kurtuluş) , istiklâl savaşı'nın konu edildiği, yurt sevgisinin herşeyden çok daha üstün olduğunun belirtildiği, Mehmet Rauf'un yazdığı son romanıdır..

Toplam 667 mesaj bulundu