Aşk İnsanı Kız Kulesinde Terk Eder Adlı Antol ...

  • Canım, sevdiğim, Bir tanem Her şey nede güzel seninle
    Her sabah oluşunda bu gün hiç bitmesin diyorum
    Her akşam oluşunda ise, sona ermese bu gece diyorum
    Seninle yaşadığım her an için tanrıya şükrediyorum
    İyi ki varsın, Gül yüzlüm…






    Bir başka geliyor her şey bana sen yanımdayken
    Çiçekler, ağaçlar, kuşlar, doğanın rengi daha bir güzel oluyor
    Şarkılar daha bir başka çalıyor, Hepsi seni anlatıyor sanki
    Oysa ben zaten seni biliyorum, Ve biliyormusun?
    Seni çok seviyorum… İyi ki varsın, Gül yüzlüm…






    Yaz’ım, kış’ım, ilkbaharım ve sonbaharım sın sen benim
    Karlar yağmaz, soğuk olmaz buraların kışları sensiz
    Yaz gelse de, cemreler düşse de havalar sular ısınmaz yokluğunda
    Bahar da Kırlar yeşermez, çiçekler açmaz,
    Kuşlar uçuşmaz senin gezmediğin yerlerde…
    Sonbaharda hazan yaprakları ordan oraya uçuşmaz sen olmazsan
    Ve ben ne kadar şanslıyım ki, Yüce tanrım seni lutfetti bana Bir tanem






    Geceyi aydınlatan Ay ışığını senden alıyor sanki…
    Yıldızlar bir başka parlıyor varlığında
    Ve dans ediyorlar ay’ın etrafında gün ışıdığında ise
    Denizin üzerindeki ufuk çizgisinden doğan güneş ile birlikte
    Yeni bir güne başlıyorum seninle ve yine şükrediyorum Tanrıya
    Seni bana bağışladığı için, İyi ki varsın, Gül yüzlüm…






    Sen benim için mutluluk çağlayan ırmakların kaynağısın
    Kumsalında geceleri yıldızları üzerime yorgan yapıp uyuduğum denizimsin…
    Ve yine geceleri ay ışığının denizin üzerine yansıttığı
    Yakamoz’umsun sen benim…
    Aşkımızı fısılda***** üzerime yağan yağmurumsun…
    İyiki varsın gül yüzlüm…






    Sen benim içtiğim Suyum, yediğim Aşım, Gören gözlerim,
    Verdiğin güçle yaşadığım bedenimsin…
    İçime çektiğim nefesimsin sen benim.
    Ve biliyorsun ki ben nefes almadan yaşayamam.






    Dedim ya bir tanem, Canım, Sevdiğim, Aşkım
    Hayatımın anlamısın, Var oluşumsun sen benim
    İYİ Kİ VARSIN GÜL YÜZLÜM, İYİ Kİ VARSIN…

  • Söz veriyorum.
    Eğer geçen bir günden daha az seversem seni.
    Allah alsın canımı da, senin aşkına katsın benim kalan günlerimi…
    Tek bir gece gelsem aklına, ölümlerden ölüm beğenirim, aşk eğer ölmekse, senin aşkına…
    Yar!
    Kalbimi yarsında göstersin Allah seni.
    Benden çok sen varsın, senden çok, senindir kalbim.
    Allah biliyor.
    Çaya hangi şiiri yazmaya kalksam, aklımda olan sensin.
    Sen hiç, benim kadar seni sevebilir misin?
    Sevemezsin, çünkü ben seni, Allah’ın adıyla başlayarak sevdim.
    Onun adıyla başlayan sevgide, aşk olmaz mı sevgili?
    Ki zaten en büyük aşık Allah değil mi?
    Aşık olmasa, sevdirirmiydi bana seni…
    Allah’ın adıyla başlayan, bir ben daha yazdım sana sevgili…

    Bir şarkı tuttum içimden sevgili.
    İkimizde aynı şarkının aynı yerine unutmak üzere.
    Hayal yazdım, hayalimi, hayat diye seni yaşadım.
    Sevgili!
    Ben sana kirlenmiş bu dünyada, tek temiz kalan yanımı ayırdım.
    Sol yanımda kalan çocukluk anılarımın tamamını, senin aşkına adadım.
    Annemin bana kıyamayan sözleri var, onun beni merak edişleri var, onun bana karşılık beklemeden bakışları var.
    Sol yanımda, birde senin aşkın var.
    Sol yanımın çocuk kalışı, seni sevmemle anlam kazandı yar.
    Ben, seni severek yaşıyorum, birde Muhammed’in adının hürmetine seviyorum.
    Allah böyle emir etmiş sevgili…
    Muhammed’i sevmeyenin, sevgisinden emin değildir belki.
    Benim şairliğim, Muhammed yazan kalemlerde biter.
    Onun adı yazılmışsa ve yazanda Allah’sa, şairlik kalır mı sevgili…
    Ama o izin verirse, belki bende yazarım, şairlik dışında sana kendimi.
    Ama Allah dışında hiçbir kimse, sevemez birini.
    En büyük aşık Allah değil mi?
    Aşık olmazsa, göstermezdi bana seni.
    O izin verirse.
    Esirgeyen ve bağışlayan Allah’ın adıyla sevmek istiyorum seni…

  • Tenin tenimde ben sana haldaş olayım,
    bir yaprak gibi dalına sarılayım;
    uğruna yanılayım, uğruna yorulayım.
    Ahını ahıma kat sevdan olayım.
    Sesime bir ilmek at sesine tutunayım...

    Sen ateş ol ben yanayım,
    sen yaz ol ben ayaz kalayım;
    uzasın gölgeleri şu ışıkların,
    sen tutukla ben hükümlü kalayım.

  • Gözlerine cennet diye baktığım sensin
    Ğünahını günahıma kattığım sensin
    Kim ne derse desin desin ama
    Tanrıdan sonra taptığım sensin

  • Alsan bu garip ömrümü benden
    Bekleyeceğim seni
    Seveceğim bir ömür boyu
    Ruhum çıktığı an bedenden
    Bekleyeceğim seni

    Hayatımın kelen kısmında hep sen olacaksın
    Aşkı, sevgiyi kollarımda bulacaksın
    Güneş tanrıçam, sarı papatyam.
    Bekleyeceğim seni

    Kollarım uzandığı an sana
    Kollarımın arasında bulacaksın kendini
    Kıyamet koparken bile
    Mahşerde bekleyeceğim seni

    Uyumazken geceleri ben
    Aklımın ucunda sen, hep adın
    Yapma yeter artık
    Ölürken bile bekleyeceğim seni

    Kerem kül eylemiş Aslı için kendini
    Güzel gözlüm, siyah saçlım
    Terk etsen bile beni
    Bekleyeceğim seni

    Kerem gibi kül olsa bu dünya
    Kara deliğin ortasında sıkışıp kalsa
    Kaçışırken insanlar ölüm korkusundan
    Biliyor musun her daim BEKLEYECEĞİM SENİ…

  • Sen;
    Umut vermemek,
    Söz verince tutabilmek adına,
    Kendi deyişinle,
    O 'ince çizgi' üzerinde ilerlerken,
    Ben de eksilen 'biz' in farkında mısın?
    Dayanılmaz özleminin beni ne hale getirdiğini görebiliyor,
    Umudumu yitirmenin beni nasıl bitirdiğini anlayabiliyor musun?
    Sen 'gel' dediğinde, gelebilecek bir ben kalmaması ihtimalini,
    Göze alabiliyor musun?
    Normalleşmeden, bir yerinden hayata tutunamadan beklememi mi istiyorsun?
    Sen savaş alanında iken, benim elim kolum bağlı, senin galip çıkmanı ummakla yetinebileceğime inanıyor musun?
    Bugünü yaşamak yok mu?
    Nefes almadan kaç dakika?
    Kaç saat? Kaç gün durabileceğimi sanıyorsun?
    Üstelik tünelin ucunda hiç bir ışık yokken,,
    Ve baktığım her yol, her yön seni alıp benden uzaklaştıryorken,
    Ben, nasıl başa çıkabileceğim,
    Önce sözler eksildi,
    Sonra tenin,
    Şimdi de sesin,
    Duruşun bakışın, yabancı,
    Dokunulmaz olmuşum, sarılınmaz, öpülmez, sevişilmez,
    Elimde ne kaldığını bilmeden, nerede olduğunu bilmeden,
    Ne yöne koşayım bilemiyorum...
    Dur diyorsun... sabret...
    Sabırsızım evet,
    Bir ışık yak ne olur, bir yer, bir yol, bir yön göster...
    Ahhhh ahhh anlatamıyorum...
    Tehdit olarak algılıyorsun diye söyleyemiyorum bile,
    Ama eksiliyorum sibel,
    Ve geri nasıl koyacağımı bilmediğim şekilde eksiliyorum,
    Ne olur ben 'biz' bitmeden yetiş,
    Ne olur, gözlerini yüreğimden silmeden, ban eskiden olduğu gibi bak,
    Bana sarıl ne olur, beni öp, beni sev,
    İsyanımı duy, halimi anla, ellerimi tut bırakma beni,
    Yalvartma, gururumu ağlatma,
    Yüzümü güldür, bir unut ver,
    Ne olur ben gitmeden... sen gel...

  • Benim kaderim misin kopamıyorum senden.
    Bir sever bir sevmezsin ne istiyorsun benden.
    Senin aşkın yüzünden ne kadar çile çektim.
    Niyet ettiysem bile vazgeçemedim senden.

    Sevmiyorum diyemem bu bir tutku olmalı.
    Seviyorum da demem çile çekmek olmalı.
    Ne yalan söyleyeyim senden hoşlanıyorum
    Kinimiz nefretimiz içimizde kalmalı.

    Gözlerine baktıkça kendimi görüyorum.
    Canım sevmek istese yanına geliyorum.
    Seni ihmal etsem de terk etmiyorsun beni.
    Acep seni üzmekle yanlış mı yapıyorum.

    Çok düşündüm taşındım bir karar veremedim.
    Görüyorsun halimi senden vaz geçemedim.
    Nasıl davranmalıyım ne karar vermeliyim.
    Sana haber vermeden bırakıp gidemedim.

    Bir düşüncem kalmadı seni sevmekten başka.
    Bu kadar dertten sonra artık inandım aşka.
    Geri dönülmez desem devam edemez miyiz?
    İkimiz de yorulduk teslim olalım aşka.

    Ben teslim oluyorum seninle savaşamam.
    Artık gücüm kalmadı savaşı kazanamam
    İstersen azat eyle ister teslim al beni.
    Çilene dayanırım aşkına dayanamam

  • Benden aşk bekleme, hiç hayır gelmez
    Ben aşk düşmanıyım, sen beni unut
    Sevsem'de seni ben, buna aşk denmez
    Vaz geç bu sevdadan, sen beni unut

    Gözüm'de bir hiçtir aşkın değeri
    Karşılık bekleme, sen beni unut
    Gönlüm; şeytan bilir, beni seveni
    Boşuna uğraşma, sen beni unut

    Aşklara inanmam, inanmam asla
    Al yalan aşkını, kendine sakla
    İşim olmaz benim, sevgiyle aşkla
    Sen beni, sen beni, sen beni unut

    Aşkına gülmeden, dalga geçmeden
    Kalbini kırmadan, seni üzmeden
    Seni'de bir şeytan gibi görmeden
    Sen beni, sen beni, sen beni unut

    Aşığım diyorsun; Duymadım farzet
    Beni hiç sevmedin, görmedin farzet
    Aramızda bir şey, olmadı farzet
    Hadi git güzelim, sen beni unut......

  • Gidiyorum ve sen kolların göğsünde dolanmış izliyorsun adımlarımı. Rüzgar kokumdan geride kalan izleri katıyor kendine. Sana tek bir soluğa yetecek kadar bile bırakmıyor benden.

    Göğsümdeki çatlaklardan sızıyorsun. Yüreğim akıyor terkettiğim şehrin çiçeklerine. Kanla katran bulaşıyor ellerime, yüzüme.

    Derlerdi; 'Aşk, kan gibidir. İçidir insanın, yaşam verir.'

    Sen sevgili, içim-dışım, tekrar tekrar yaşamak için ölüp yeniden doğacağımdın. Her güne yeni bir hayat verse Yaradan, aynı aşka yeniden düşerdim şüphesiz.

    Öyle yapardım işte...

    Gidiyorum...
    Kader...
    Hayat...
    Ne dersen de işte. İstersen, 'Beceriksiz, sevmek kim o kim! ' de.
    De işte bir şeyler...

    İster şimdi de, sesini yükseltip, ister usulca söyle sadece kendin duy. İstersen yine sus...

    Susmak; ya kabullenmek, ya isyan etmek, ya da şükretmek bana göre...

    Sana göre ise ben...
    Neden gideyim cevabını bilsem?

    İç ağrısıyım ben. Bazen kan, bazen can, bazen aşk, bazen sırat...
    Geriye baktığında alaşağı, ileri baktığında sarhoş olacağın. Az sevsen, altındaki alevlere sarılacağın...

    Ama sen sus şimdi sevgili. Sessizlik yakışıyor sana ben giderken.

    Ne bileyim, belki 'Gitme, seviyorum seni. Sevmelerin lazım bana nefeslenmek için! ' dersin.

    Sus sen sevgili, en azından gitmeyi becerebileyim...

  • Kaybolmalıyım, beni yaşamaya terk ettiğimde kendimi.
    Seni yaşamaktan vazgeçişime öfkemi beslemeliyim.
    Ne benim uzanan elim havada kalmalı,
    Ne de ben senin gözlerine bakarak yalvarmalıyım.


    Yalnız kalmalıyım, bu çığlık çığlığa tükettiğim gecelerde.
    Gün ışığını sadece kendi başıma tüketmeliyim.
    Kendim için nefes almalıyım bir süre,
    Seni düşünmemeli merak etmemeliyim.



    İki satır yazarsın diye bakıp durmamalı gözlerim ekrana.
    Ya da ne bileyim?
    Hiç çalmayan telefonumun sesini kapamalıyım,
    Sen ararsan duyup da açmamak için.



    “Seni seviyorum” dememeliyim bir daha sana.
    Biraz umarsız olduğumu bile düşünmelisin aslında,
    Beni aramıyor, merak etmiyor diye düşünceler almalı zihnini.
    Kuşkular içinde sevmeyi öğrenmelisin ölmeden…



    Gül yüzünü görünce yeniden eski haline dönmeli her şey.
    Sitemlerin güzelliğini tadıp gülümsemeliyim sana.
    Gülüşünle şenlenip eşlik etmeliyim ruhuna.
    Kendimi terk ettiğim yerden sana çıkmalıyım…



    Köşe başlarında sen beklemelisin beni elinde çiçekle.
    Kelebekleri seninle kovalamalıyım bahar şenliklerinde.
    Ve hatta sen, kelebeklerden birini saçlarına takmalısın.
    Ben de, yüreğimi seninkinin üzerine kondurmalıyım.

  • Nerede olduğunu biliyorum aşkın ama söylemeyeceğim sana. Yaramaz bir çocuk gibi kendime saklayacağım her şeyi. “Ben buldum, ben gördüm, ben tanıdım…Kıskananlar çatlasın” der gibi dolanacağım ortalarda ellerimi savurarak. “Bir taşı kaldırdım altından aşk çıktı” demeyeceğim. Hatta su içtiğim bardakta benden önce onun iz bıraktığını hiç kimseye söylemeyeceğim. Sırtımı dayadığım ağaçtan düşen meyvenin “O” olduğunu asla bilemeyeceksin, tadının sana benzediğini de…Aslında, senin aşk olduğunu da bilmiyorsun. Gözlerinin denizi ve gökyüzünü izlettirdiğini de.



    Güzel olan ne biliyor musun? Herkes deli gibi seni ararken, ben seni bulmanın erişilmez huzurunu yaşıyorum. Köşede saklandığım yerden izleyip onları, gizlice gülüyorum. Çocukça tadını çıkarıyorum seni tanımanın, bilmenin ve seni yaşamanın. Hatta küçük bir çocuğu izliyorum köşe başında durmuş. Parkta bir o yana, bir bu yana koşuşturmasını seyrediyorum. Onunla birlikte zevkine varıyorum içine daldığı oyunun. Ben aşkı buldum, yüreğim büyüdü, kanatlarım çıktı. Oyunlara daha bir merak salar oldum. Çocuk oldum, çocukça sevdim ve sakladım seni.



    Afişlere yazdılar…

    ”Ey Aşk! Nerdesin? ”
    “Ben biliyorum ama söylemem kimselere” dedim. Dedim ama gözüme bakan, güldü geçti. Anladılar sanırım. Olsun, yine de söylemem senin nerede olduğunu. Yüreğimi açıp bakamazlar ya…Hınzırca gülümsüyorum hayata. Kocaman bir zafer kazandım ben, seni kendime sakladım. Seni yüreğime bağladım. Avuçlarında bıraktım benimkini. Seslenirken sokaklarda yalpalıyordum. Aradığım neydi, kimdi? “Hey! Geldin ama gitmek yok. Sonsuzluğa imza atıyorsun, bu ruha eş oluyorsun.”




    Nasıl saklıyorum ama aşkın nerede olduğunu? Asla söyleyemem size, gelip de benim ufacık yüreğime konduğunu. Söyleyemem, penceremin önündeki küçük kuşun gagasında durduğunu. Söyleyemem, o geldiğinde yeniden doğduğumu…

  • Ey çatık kaşlı sevgili!
    Bakma öyle
    Suskun
    Kavgalı
    Gözlerle

    Bilmezsin sanki
    Her bakışında
    Biraz daha eridiğimi

    Bilmezsin sanki
    Seni sevdiğimi
    Canımdan can
    Artırdığımı
    Gülüşlerinde

    Gökyüzünde
    Bulutlardan
    Adını okuyup
    Ege’ye
    Elimle yazarcasına

    Yüreğimi yırtıp
    İçine koyuyorum seni
    Her atışında
    Seni haykırıyorum
    Göklere

    Gittiğin gün
    Ya da
    Gittiğim gün
    Alevlere sarılıp
    Dalacağım uykuya

    Bir çift buluta
    Yazacağım yüreğimden
    Akanları

    Suskun akan
    Bir dereye
    Anlatacağım seni

    Cümle âlem
    Bilsin
    Senin yokluğunda
    Öleceğimi

  • Suskunluklarımın ardından gelecek çığlıklarıma hazırlık yapıyorum bu gece. Her sayfasını çevirişimde defterin, öfkeyle aşk karışıyor biraz daha yüreğimde. Ruhuma takılan kelepçelerin izleri kanıyor. Sarsam olmuyor, sarmasam ölüyorum. Damla damla yere akan kanımda yüzün çiziliyor toprağa. Karanlığa son kez imzanı atıyorum.

    Kayıp zamanlarımı aramaya çıkıyorum gecenin zifirinde. Elimde katran karası bir mendil, gecenin içinde parlayan yıldızları siliyorum. Karanlığı anlatmamı istediklerinde, sadece susuyorum. Sessizliğimde pek çok cümlenin gezindiğini görmelerini bekliyorum belki. Boşa çektiğim küreklerin, hayali bir denizi dövüşüne benziyor bu bekleyişler. Her biri diğerini kovalarken, ruhum yorgunluğunu atabilmek için ayrı bir savaş veriyor sana karşı.

    Daha önce yazılmış satırları hatırlıyorum sık sık. Tutuklu kaldığım iki dizeyi yuvarlıyorum sessizce. Dudaklarımın seni her söyleyişinde, ağzına biber sürülmüş bir çocuğun acısını, yüreğim duymaya başlıyor.

    “Dersin;
    Ben seni varlığında sevdim sevgili
    Gidişin,
    Yerini ölümle değiştirdi...”

    Kayıp bir ezgiyi arıyor aslında yüreğim. Notalarına asılı kalan kelimelerimi toplamak için tüm çabam. Son olan her güne inat yeniden başlamaları yakıştırıyorum adımını bastığın her taşa. “Yeniden” diyorum, “yeniden sen…”

    Yazdıklarımı silip, bazen de sildiklerimi yeniden yazıyorum hayata. Derin bekleyişlerin ardından, gelecek misafire ne sunacağımı düşünüyorum. Yaşam, her gün doğumunda yeni bir misafir verir ya hani insana… Güneş, batana kadar kalır, ay sabah ışıyana kadar, sevgili ise…

    “Ölüme kadar”

    Diyebilmek gerek/gerekirdi. Biten her aşk için, bunu diyebilmek isterdi kalem. Dudaklar söylemek isterdi. Gözler de, ışımak…

    Işıksız kaldım
    Bazen de soluksuz
    Fersiz gözlere
    Soluksuz bedene
    Terk ettin
    Bedelsin
    Betersin


    “Git! ”
    Kal orada, cümlelerimi sürmeyeceğim üzerine. Susuyorum yeniden, konuştuklarımdan daha çok şeyi bağırabilmek için… Susuyorum, seni üzerimden daha büyük gürültülerle kazıyabilmek için. Susuyorum, acımı acıtana kadar deşmek için…

    “Git! ”

    Nefretimi yüklen giderken. Aşkımı bana geri bırak, zaten emanet olan…

  • Çok olmadı senden gideli.
    Böyle bir yağmurlu geceydi yine.
    Gözyaşlarımızın karıştığı
    Bir sokak kaldı hatıramda.
    İlk kez ağladığını görmüştüm,
    İlk kez ve benim için…
    Bir daha da olmadı zaten.

    Düşündüm…
    Yağmuru,
    Seni,
    Beni,
    Gidişimi…

    Oysa…
    Dedim.
    Keşke…
    Dedim.
    Konuştum yine
    Kendi kendime…

    Söylenen ve saklanan
    O kadar çok cümle vardı ki…
    Saymadım.

    O yağmurlu gece olduğu gibi
    Ağladım…
    Anılarımı aldım kucağıma,
    Dertleştim
    Anlattım özlediğimi.
    Dinliyorlardı beni,
    Sanki masal anlatıyormuşum gibi.

    Seni anlatıyordum ben,
    Her zamanki gibi…
    “O” diyordum
    “O sevdi beni, biliyorum”
    Her cümlemin ardından,
    Bunu tekrarlıyordum.

    Gidişimin nakaratı,
    Yağmurla gözyaşının dansı,
    Neyse…

    Kusuruma bakma…
    Her yağmurda,
    Böyleyim ben.
    Sakın üzülme emi?
    Geçer,
    Gittiğim gün olduğu gibi…

  • Çok acılar çektim ben, her gelen vurdu geçti
    Yaşadığım sevdalar, beni canımdan etti
    Yaz yağmuru sevgiler, çok çabuk yağdı bitti
    Kalbim yanıyor benim, söndürürsen sev beni...

    Sevdiklerim nedense, benim gibi sevmedi
    Gönülden sevdim ama, hiç birine değmedi
    Ben gülmeyi unuttum, göz yaşlarım dinmedi
    Hüzün dolu gözlerim, güldürürsen sev beni...

    Hiç gün yüzü görmedim, üzülen hep ben oldum
    Hep içime atmaktan, bin bir kahırla doldum
    Kar yağdı saçlarıma, artık sarardım soldum
    Kalbimdeki sızıyı, dindirirsen sev beni...

    Şimdi seni tanıdım, sevgiyle bakıyorsun
    Sıcacık sözlerinle, içime akıyorsun
    Hayata küsmüş kalbe, sen aşkı ekiyorsun
    Beni tekrar yaşama, döndürürsen sev beni…

  • Ben seninle en mavisini yaşamalıyım aşkın.

    Deniz ötesi diyarlara götürmelisin beni,

    Uçsuz bucaksız ve sonsuz olmalı.



    Ben seninle en kırmızısını yaşamalıyım aşkın.


    Alev alev yakmalı ateşin,

    Nefesin okşamalı en ücra köşelerimi,

    Terin terime karışmalı.



    Ben seninle en beyazını yaşamalıyım aşkın.

    En saf halinle bana gelmelisin,

    Ne geçmişinden bir eser, nede geleceğe dair düşlerin olmalı.



    Ben seninle en yeşilini yaşamalıyım aşkın.

    Her tonuna değmeli ayaklarımız,

    Uzanırken bu güzel düşün en ortasına,

    Yeşilin kahveyle öpüştüğü, o güzel gözlerinde yok olmalı



    Ben seninle en turuncusunu yaşamalıyım aşkın.

    Hayata dair ne varsa, seninle olmalı,

    Mesela bir film karesinde,bir tatil kasabasında.

    Tüm çılgınlıklarım sen kokmalı,

    Gittiğim heryerde senin izlerin olmalı.



    Ben seninle en siyahını yaşamalıyım aşkın.

    Geceler olmalı, sabahları olmayan.

    Gecenin ayazı titretirken bedenimi, varlığın ısıtmalı,

    Gece aşk, gece ihtiras, gece sen olmalı.

  • Gözüm senden başka görmez kimseyi
    Seni bırakıp da kimlere baksın.
    Belki gönlüm senle bildi sevmeyi,
    Ama dokunamam bana yasaksın.

    Bazı bazı huzuruna çıkarım,
    Gözlerine doyasıya bakarım.
    Yüreğimi aşkın ile yakarım,
    Ama dokunamam bana yasaksın.

    Seninle bir ömür kalsam da yalnız,
    İster divane de ister vefasız.
    Bizimle mezara gelsin sevdamız,
    Sana dokunamam. Bana yasaksın.

    Benim ismim Şenol seninki sevda,
    Senle beraberim gece rüyada.
    Senden başka sevmem asla daha da,
    Ama dokunamam bana yasaksın.

  • Seviyorum diyemem utanırım
    çay içelim mi derim
    kaç şeker derim
    sen anla.

  • S....................Seni gördüm beğendim,güzelsin,çok güzelsin.
    E....................Elâ gözlü sevgili seni sevdim bilesin,
    V....................Vuruldum birdenbire,anlamadım ne diye.
    G....................Gönül kapımdan yoksa,içeriye mi girdin?
    İ.......................İnleten aşkımsın sen,beni Allah korusun,
    L.....................Lütfen teklif edersem,SEVGİLİM OLURMUSUN?
    İ.......................İnan kalbim çarpıyor,senin için her zaman.
    M....................Mazlûm yabancıyım ben,asla söylemem yalan.

    O...................O kadar dertliyim ki,kimse bilmez halimden
    L...................Lakin sen de anlarsın; vurulunca kalbinden
    U...................Unutma.! ey sevgili sevenin kurbanıyım
    R...................Rüya gelmesin sana gönülden yaralıyım.
    M...................Mahkûm oldum aşkına, döneceğim şaşkına.
    U...................Unutma.! ey sevgili beni Allah aşkına.
    S...................Sensiz ben,ben olamam sen bensiz olurmusun?
    U...................Umuyorum,aşkımın zerresi sende olsun..
    N...................Ne olursun cevap ver: SEVGİLİM OLURMUSUN…?

  • Görünce seni, bak deliye döndüm
    Kuş oldum başımı kumlara gömdüm
    Roma’yı yakacak ateş’ dim söndüm
    Döküldüm yerlere serildim Ayşe

    Bir kulum elinde masumum sabi
    Ateş de kavrulmuş kazanın dibi
    Ayazda bekleyen bir deri gibi
    Saz da tel misali gerildim Ayşe

    Kapandı gözlerim seni göreli
    Gönlüme muhabbet çulu sereli
    Bir bakıp da şöyle gülüvereli
    Daldan tane, tane derildim Ayşe

    Kapıldım giderim meçhul bir yöne
    Sanmam bacamda ki bu ateş söne
    Mevlana misali hep döne döne
    Taksit taksit sele verildim Ayşe

    Sanma bu sinemde çiçekler açar
    Bakıp da halimi görenler kaçar
    Mevsimin vaha’ya kuraklık saçar
    Dertten dilim dilim yarıldım Ayşe

  • Sordun ya …sana olan aşkımı…..
    Kördüğüm gibi:körkütük sevdayla …
    Yağmurun toprağı sevdiği gibi…
    Seviyorum seni……

    Bebeğini seven anne gibi…
    Yavrusunu arayan ceylan gibi….
    Leyla sını seven mecnun gibi……
    Seviyorum seni ……

    Sesini duymadan yapamadığım….
    Nefesini hissetmeden yaşayamadığım..
    Hasreti içimi kor alev gibi yakan…,
    Seviyorum seni…….

    Güneşin benim için dogması gibi….
    Yıldızların benim olması gibi….
    Kocaman bir yürekle….
    Seviyorum seni….

    Tükenir mi sana olan sevdam….
    Kaybeder miyim sana olan heyacanımı…
    Yanımdayken özlediğim…..
    Seviyorum seni…..



    Tutamadığım her yağmur damlası sana olan aşkım…..
    Sayamadığım yıldızlar sevdam olsun….
    Deli bir rüzgar olsan….
    Seviyorum seni…….

  • Eğer beni tanımak istiyorsanız,
    Âlemlere, rahmet sofrası benim.
    Âdem’in duası; yüzlerce sene,
    Havva’nın hasreti, sılası benim.

    Kisra saraylarına takvayla giren,
    Karun’u; hakikat yoldan çeviren,
    Denizi; ortadan ikiye bölen,
    Musa’nın elinde; asası benim

    Veysel’i; Karenden çöle düşüren,
    Nemrut’u; İblis’e yoldaş ettiren,
    Resul’ü; Mekke’ye geri getiren,
    Kalplerin; değişmez yasası benim.

    Yunus’u; bir ömür yollara süren,
    Mecnun’u; çöllerde susuz gezdiren,
    Ferhat’a; şevk ile dağı deldiren,
    Beşerin arzusu, duası benim.

    Var olan her şeyin; sebebi benim.
    Gidilen her yola; sürükleyenim.
    Amilin ameli; mahşer gününde,
    Şefaat ve rahmet kapısı benim.

    Yusuf’u; kuyudan tahta geçiren,
    On iki yıldızı secde ettiren,
    Yılların ardından ışık getiren,
    Yakup’un; ışığa sevdası benim.

    Dünyaya meyveyi ağaçsız veren,
    Kundakta bebeğe; kelam ettiren,
    Kararmış bir çağa; güneş getiren,
    Meryem’in iffeti, hayâsı benim.

    Gözlerden gözlere filizlenirim.
    Kalplerde yeşerir, fidelenirim.
    Beşerin; var olan tüm hisleriyim.
    Yunus’un dilinde; adım AŞK benim

  • Özledim seni diyorum anlamıyorsun,
    Yokse beni, hiç mi sevmiyorsun,
    Hani aşkla yakacaktın beni,
    Hani sevgi tohumları nerede şimdi,
    Yüreğimde bitmeyen bir hüzün,
    Yine mi gözyaşları, ne dersin.


    Hiçbir kuvvet ayıramaz benden seni,
    Paramparça olsa yüreğim, yine senin,
    Sen benim gurbetim, özlemim,
    İsmini koyamadığım yürek sesim,
    Bırak canın olayım canında kalayım,
    Bitmesin bu aşk, seninle olayım.


    Aşk dolu yüreğimi verdim sana,
    Sevgimi serdim tüm yollarına,
    Öyle sevdi ki şu kalbim seni,
    Hep yandı senin için sevgili,
    Ölsemde unutulmaz bu sevda can,
    Bitmeyen bir şarkı yüreğimde kalan.


    Umut ol bana yalnızca varlığın yeter,
    Dokunamasam da gel, ilacım ol yeter,
    Bu aşkı kalbime gömdüm ben,
    Bu aşkla bu dünyada yandım ben,
    Ömrünce sevgimi anıp yaşayacaksın,
    Sevdamı alnına çizdim unutamayacaksın.


    Kalbime saplı bir hançer var şimdi,
    Kanıyor ağlıyor yanıyor seviyor,
    Yolumuz ayrı, herşey farklı belki,
    Sen başka alemde, bense kendi dünyamda,
    Boşver can, Unut gitsin bu sevdayı,
    Bu aşk dizelerde bile, yarım kaldı.

  • Ben sende acemi aşkları özledim şöyle kıpır kıpır…
    Geceleri…
    Ruhunu koynuma alıp sana düş kurmayı…
    Kokunu korkularıma kılıç yapmayı…
    Senden öncesi adım başı kalabalıklara,
    Düşmanlığımı özledim.

    Sende seni sevmeyi özledim…
    Sende kalmayı…
    Sana köle olmayı…
    Yasak masak düzenin suyu zehirli yatağında,
    Aşka, hesapsız tapınmayı özledim.

    Bisikleti yeni alınmış çocuk yanımı özledim…
    Satır aralarında gezinen umudun…
    Çileye dönüşen şiirlerini özledim, apar topar yazılmış.

    Uykuyu uyanık tutmayı…
    Gökyüzüne hamak kurmayı…
    Kum tanesi yüreğimde atomlarını görmeyi özledim devri âlemin.

    Adını bulamadığım duyguların kör karanlığında yolumu şaşırmayı!
    Çilelerin bile olmazsa olmazlığını…
    Cevabı bilinmeyen…
    Bilemediğim soruları özledim,
    İçimi kaynatan, aklımı oynatan.

    Yağmursuz kaldırımları özledim…
    Kış ortasında sırıl sıklam.
    Kendimde sensiz olamamayı…
    Sende sana yanmayı,
    Anlata anlata bitiremediğim gözlerini okumayı özledim;
    Özledim seni ey aşk.

Toplam 80 mesaj bulundu