Üşüdüğünde güneşin kavuran yüzü; ya da ay denize yaklaşınca, dalgalar kabardığında,
Sığınılan kuytu limandın, ılık, güvenli, sessiz; adsız gemilerin korkusuzca demir attığı...
Telgraf teliydin belki de, uçmayı bilmeyen minik serçelerin bir ucundan konmaya çalıştığı...
Acılardan türküler söylerken sen; gülümseyerek eyvallah dediğimiz, yüreğindeki yağmur yüklü zincir şıkırtılarıymış oysa... bilemedik...
İçimi ezer delice bir cesaret
görünmez bir el kilitler kapılarımı,
miskinliğimden değil bu minnet
çaresizim seni sevdiğimi söyleyemem.
Dilsizim.
Devamını Oku
görünmez bir el kilitler kapılarımı,
miskinliğimden değil bu minnet
çaresizim seni sevdiğimi söyleyemem.
Dilsizim.