Hızla akıp yiten zamanın biçare avuntusuna sığınıp gizlice
Gelecekten rüzgâr dilemek vakti şimdi, terli bedenlerimize
O sisli dağların yalçın bakışına sarılır özlem, susar kuşlar
Çekirge misali ihtirasla toprağı sobeler çaresizce insanlar
Yalnızlık metal bir rulet olur ansızın, düşer omuzlarımız
Serkeş kuşların elim sancısını dindirir mi yalnızlıklarımız!
Yorgun bir buluta el uzatır ansızın, çocuk fukaralıklarımız
Mülteci bir yakarı olur dilimizde o eski alışkanlıklarımız
Unutulmuş günler düşüyor takvimlerden, fonda aşk acısı
Sarmal bir düş kavalıdır özlem, fakir dudaklarda kış şarkısı
Kavruk bir ıslığa sarılıştır yalnızlık, kıl çadırlarda çoban ıslığı
Küf olur saklanır aşk sandıkta, saz olur gönlümüzün yoldaşı
Sevdanın teri akıtılır gecelerde, mahrem sarılışlar öper ışığı
Dudak kanar özlemin hışmından, sona erer özlemin dansı
Lal bir ırmak olur ansızın ten, terli yatakta vuslatın sancısı
O kayıp dikişli önlüklerimiz eskidi, betonlaştı tozlu yollar
Çürüdü kayın ağaçları, büyüdü bak örgülü saçlı kızlar
Hayat kokmuyor gülüşlerimiz, kurudu bereketli kuyular
Korkularımız ayyuka çıktı, gündüzlere karıştı karanlıklar
Delirdik kendi derinliklerimizde, unutuldu o merhabalar
Güneşler gölgeye çekildi, hicaz devrilişe dönüştü anlar
Eskidi bir gün daha neylersin, yine hüzünlü şu şarkılar
Kayıt Tarihi : 31.12.2015 14:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!