Ömrümün daracık sokağında
Gönlümün surlarına
Efsunlu bir kıvılcım bıraktın
Her şeyin tadı senden geldi
Güneşi oldun aşk gecelerinin
Unutma kesilmişliğimizi, kaçamaklarımızı,
Afyon çekmiş gibi dalıyordu ya gözlerin
Her kirpiğine bir mayın asmıştım
Dudaklarımın önünde
Erimeye hazırdı endamın
Ruhuna sığındığımız anların
Uyuyan yüzünü uyandırırken
Sınırları kalkıyordu titreyen ellerin
Unutma… Sensizliğin ölümü çağırdığını
Ayaklarımızın altında yakamozlar inerken denize
Yosun kokulu sahillerde binlerce kez
Aşkımı söylemiştim kulağına
Aşkım ki…
Uçururken tufanı, şehvetin rahminden
Mahremin kandilleri yanıyordu göğsünde
Unutma…
Sokak, sokak adımlarımızı
Rezil ettiğimiz kaldırımları
Utandırdığımız apartman girişlerini
Isıttığımız soğuk bankları… Unutma
Hey benim deli dolu gözü kara
Gül kokulu yârim
Ne vakit aklıma düşsen
Senin olmadığın mekânları yıkıp yakasım geliyor
Öyle unutmalar harcımız değil biliyorum
İçimiz ihanet olamaz bizim
Yüreğime sancılar çakılıyor
Seni böyle uzaklara götüren ayakların olsun diliyorum
Kayıt Tarihi : 10.6.2013 00:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!