Ünal Akbulut Şiirleri - Şair Ünal Akbulut

Ünal Akbulut

Hayal ufkuma ümid oluyor sesin.
İlham bağımda ılık ılık nefesin.
Sensiz ömrü garip nasıl istesin.
Sen,
Gönlümün sultanı değilde ne'sin?
.......

Devamını Oku
Ünal Akbulut

sigaranın külünden sakındığım defter dağılmış,
nutku mu tutulmuş kalemin.
kalem kurşun,gece siyah can evimde.

dilimde tüm renkleri gözlerin.
yeşil,ela ve gece mavisi

Devamını Oku
Ünal Akbulut

Erkete dururken hırs,günahın gölgesinde.
Nefsin sabıka kaydı ihtiras perdesinde.

Hayatı kuşatırken helalin kadim izi.
Her şafağın siftahı keşfeder derdimizi.

Devamını Oku
Ünal Akbulut

Zulmün vahşi dipçiği dağlıyorken bağrını
Vücuduna yükleyip bir devrin tüm kahrını
Dergah eyleyip o dem de Eyyüp sabrını
Yusufiye'lerde dert ettin Gül diyarını.

Mukaddes bildiğimize zulmettiler, İlahi!

Devamını Oku
Ünal Akbulut

Hercai gölgelerine ürkek adımlar gizlediğim şehrin
sabah telaşesine karışırken haşhaşlı çörek, cantık kokuları
vesveselerle üleştiğim yarım uykuların mahmurluğunu ekleyip açlığıma
sunturlu bir öfke üfledim harçlığıma..
Badem yağlı, bol cilalı hayallerime inat
kunduram su çekiyorken üstelik

Devamını Oku
Ünal Akbulut

Hep acaba her nefeste.
Bülbül mahzunken kafeste.
Birden duyulan o beste,
Neyzence üfleyiş niye?

Gül misali deste,deste.

Devamını Oku
Ünal Akbulut

Köprü başında süslü,o faytonlar durağı.
Doru atların şevki,Korelinin kısrağı.
..
Müşteri alsa, koşsak, hem peşine takılsak,
Yetişmezsek, 'arkaya kamçı! ' - diye bağırsak.
..

Devamını Oku
Ünal Akbulut

Kol kuvvetini tartmazken insaf tartınız
bel boyu çamur,
gün boyu güneş altında çeltik tarlasında
karın tokluğuna
bulgur aşına kaşık sallar
etli pilavda da taş çıkar mı der gülerdik

Devamını Oku
Ünal Akbulut

Yok diye seslendi zifire
kimin kime hükmettiğinden habersiz
karanlığa lutfettiğini zannederek.
külü ha düştü ha düşecek sigarasında
son bir nefes daha lezzet arayarak öksürdü.
zamanın içine batak gibi çöküşünün

Devamını Oku
Ünal Akbulut

Zifiri karanlığın, siyahın en derini
Hangi kızıl yırtacak ağartıp tan yerini

Dağların ardı sıra doğar o ateş önce
Saba makamı ile gün sarıya dönünce

Devamını Oku