Evin bütün odaları efkar kokuyor,
Nereye gitsem ince sızım da geliyor
Geceleri ben hep yalnız,tenin hep esmer..
İçime çektiğim hava,tatlı bir hüzün odamda gezinen..
Şiirler susmuyor,müzik hep çalıyor
Yılmaz Erdoğan içime işleye işleye nakış gibi okuyor..
Fon da delip geçen bir ezgi ve o hüzünlü ses..
''sana yaralarımdan çiçekler,
ilk yardım geceler biraz da...''
diye başlıyor;
''ben sana gülüm demem
gülün ömrü az olur...''
diyerek bitiriyor yaşadığım hazzı..
Odamdaki sessizlik şimdi nasıl dokunuyor..
Umutlu bir özlem duygusu hissettiğim..
Ellerinin sıcağı gözlerindeki gibi mi?
Çişelerken yağmur,sarmalarmısın beni?
Birşeyler var söyleyemediğim sanki..
Uzun uzun yazmam lazım sana..
Uzun uzun okuyup cevap yazmak düşüyor sana da..
Şöyle karşılıklı oturuyor olsaydık keşke..
Uzun uzun yazmasaydım,gözlerine anlatabilseydim..
Sen de uzun cevaplarını,elimi tutup söyleseydin..
Düşününce daha da yoruyor böyle şeyler beni..
Hesap sormak istiyorum haksızca herşeye,
Hırslanıyorum,sigaraya veriyorum kendimi..
Bir paket bitiyor günde,farkında değilim
Ne olacak bu halimiz sen söyle!
Sevgilim; akışına bırakmak,
Zamanı gelince kavuşturacak mı bizi?
Ne bir vuslat var görünürde
Ne karanlığın sonunda aydınlık..
Birşey söyle,su serp içime,
Çaresizim,hiç olmadığım kadar çok çaresiz..
Umutlarım,yarınlardan umutsuz..
Kayıt Tarihi : 6.6.2009 23:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!