KIVI EĞİTİM TEORİSİ
KIVI Romanı, başlangıçta çocuk anlatısı gibi görünse de zamanla kendi eğitim teorisini doğurarak mizah, duygu ve anlatım gücüyle öğrenmeyi dönüştüren bir yaklaşıma evrildi. “Kelimeyle İfade ve Vizyonun İçselleşmesi” an-lamına gelen KIVI, öğrencinin duygusal içeriği, mizahı ve anlatım gücünü kullanarak bilgiyi özümsemesini hedefler. Bu yaklaşımda bilgi, kelime sabunuyla duygusal olarak filtrelenir; rıza çizgisiyle öğrencinin katılım izni ve içsel kabulü gözetilir.
Absürt sahneler öğrenmeyi kalıcı kılar, sabır protokolü ise hız yerine derinliği hedefler. Mizah burada sadece eğlence değil, aynı zamanda duygu boşalımıdır; gülmek saklanan acının perdesidir. Öğretmen sahnede hem bilgi aktarıcı hem oyuncudur, öğrenci ise pasif değil replik veren bir karaktere dönüşür. Mizah ve metafor, öğrencinin içsel şemalarını aktive eder; öğrenme anlatıya dönüşür, bilgi sahnelenir. Booth-Butterfield’ın çalışmaları mizahın duy-gusal bağ kurmayı, içeriğin hatırlanmasını ve sosyal anlayışı artırdığını gösterir. KIVI’nın temel ilkesi “Mutluluk önce kendini, sonra başkasını merak etmektir.” Merakla öğrenme daha kalıcıdır; kendini tanıyan öğrenci daha sabırlı ve dayanıklıdır. Kıvımsal öğrenme modelinde bilgi iplik gibi dokunur, her öğrenci kendi ritmine göre öğrenir; ilmik öğrenme bilgiyi motif halinde örer, sabırlı dokuma ezber yerine kıvrımlı düşünmeyi teşvik eder. Bu yaklaşım Howard Gardner’ın Çoklu Zekâ Kuramı ile uyumludur.
KIVI artık bir eğitim materyalidir: sınıf içi ritim egzersiz-leri, duyusal anlatım teknikleri, absürt senaryo canlandır-maları, metafor çözümleme çalışmaları ve kıvımsal defter tasarımları bu yaklaşımın araçlarıdır. Öğretmen bu sahnede emir vermez, replik sunar; Hasan Öğretmen ezberin duvarına çatlak atar, “Don sabit” esprisiyle gülüşe bilgi yazar; Leyla Öğretmen sahneye çıkmaz, sahneyi kurar, öğrencinin iç sesini duyar, deftere değil kalbe yazar. Öğ-renciler karakter olur, bilgi metaforla sunulur, öğrenme anlatıya dönüşür; “. KIVI artık bir roman değil, bir eğitim teorisidir; bilimsel kuramlarla uyumlu, uygulanabilir, öğ-rencinin ritmini gözeten ve mizahı araç değil içerik yapan bir yaklaşımdır. Yazar İbrahim Şahin’in sabırla kurduğu bu anlatı, artık sınıflarda, defterlerde ve eğitim yaklaşımla-rında yankılanabilir. Her sözcük bir ilmik, her cümle bir dua, her gülüş bir kıvımsal rehberliktir.
Hatice Şahin – Eğitimci
UMUT’UN DUYULARLA SİSTEMİ DELMESİ
Umut sırasına oturduğunda gökyüzü sessizdi ama sınıfın tahtası bağırıyordu: “İsim tamlamaları” O an burnuna bir toprak kokusu değdi; sanki alfabenin rengi kahverengiye döndü.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta