Gözlerin bulut bulut ağlamaklı. Neden?
Sevdamı anlatırken, kalbini mi kırdım bilmeden?
Al ümitlerim senin olsun, göreyim gitmeden,
Seni üzgün görmek, benim için beter ölümden.
Gül yüzünde, güller açsın gülerken.
Gözler vardır, sözleri inkar eder.
Sözler vardır, gözlere eşlik eder.
Sözler vardır, yürekleri fetheder.
Sözler vardır, sahibine Efendilik eder.
Sen gidince kendimi, boşlukta buldum.
Sanki kırılmıştı, paramparçaydı kanadım-kolum.
Gözyaşlarımı damla damla yüreğime doldurdum,
Dertlerimle birlikte, okyanuslarda boğuldum.
Ne farkı var ki İbn-i Sina’nın okyanustan,
Ahmet, Muhammed ve İsa, yan yana musalla taşında,
Bu üç küçük ceset konuşur, bütün Dünya sussa da.
O bembeyaz kefeni, al kanlara boyansa da,
Haykıracaklar: “ölmedik biz, bedenimiz toprak olsa da”
Ey İsrail: Güvenme fosforlu bombalarına,
Yıllardır hep yedik, ama hiç doymadık,
Etrafımızdaki açları, ne yazık ki görmedik.
Soğuktan tir tir titrediler, fark edemedik,
Şuracıkta da siz yaşayın ne çıkar diyemedik.
Yemekten nefsimiz körleşti, açları göremedik.
Bütün sınavları verdim hayat yolunda,
Kaderin sınavını, veremedim Ya Rabbi!
Sevda denilen o ateşin korunda,
Aşkın ile doyunca, yanamadım Ya Rabbi!
Gözlerimden süzülen her damla,
Bir düş kurdum yıllar önce, geleceğe dair,
Hayallerimin tohumunu attım satırlara.
Yıllarca uykuya yattı hayaller, düşler ve sair,
Sonra bambu ağacı gibi fışkırıverdi, sığmadı sayfalara.
Söz vermiştim kendi kendime, yılmayacaktım,
Hey gidi babam hey!
Hatırladın mı bu sözü babacığım.
Bu sözler senindi.
Ne zaman seninle geçmişe yolculuk yapsak;
“Hey gidi günler hey” der,
Sonrada gürce solurdun.
Bir gün uyandığımda, etraf bembeyazdı,
Kar beyazı.
Yüreğimde buz gibi ferah bir rüzgâr esti.
Penceremden seyrettim.
Doğa, bembeyaz bir gelinlik giymişti.
Gülümsedim.
Baharı yazda yaşadım, yazı sonbaharda,
Güneşin doğuşunu izledim, karanlık akşamlarda,
Gece güneşe perde açmış, uzanmış sonsuzluklara,
Kızıllıklar dans ediyorlar bak ufuklarda.
Artık siyah mantolarınızı çıkarın yıldızlar,
Umut; yaşama sıkı sıkı sarılabilmektir.
Umut; ölümü güzelleştirebilmektir.
Hak’tan geleni Hakk’a; iade edebilmektir.
Umut; Hakk’ın inayetine sığınabilmektir.
İnancın gölgesinde yürüyebilmektir.
Umut; ümit etmek; güzelliği beklemektir
Cennet-i Alayı Haktan dileyeb ...
Umut; yaşama sıkı sıkı sarılabilmektir.
Umut; ölümü güzelleştirebilmektir.
Hak’tan geleni Hakk’a; iade edebilmektir.
Umut; Hakk’ın inayetine sığınabilmektir.
İnancın gölgesinde yürüyebilmektir.
Umut; ümit etmek; güzelliği beklemektir
Cennet-i Alayı Haktan dileyeb ...
Umut; yaşama sıkı sıkı sarılabilmektir.
Umut; ölümü güzelleştirebilmektir.
Hak’tan geleni Hakk’a; iade edebilmektir.
Umut; Hakk’ın inayetine sığınabilmektir.
İnancın gölgesinde yürüyebilmektir.
Umut; ümit etmek; güzelliği beklemektir
Cennet-i Alayı Haktan dileyeb ...