Seksen üç yılında Ocak’ın beşi.
Yaktı bağrımızı kardeş ateşi.
Sanki durdurdular ayı, güneşi.
Gidişine güller bile ağladı.
Gül yüzlüm, cananım, canımın içi.
-Eski bir dosta-
Bir daha yüzünü gösterme bana,
Tertemiz ruhunun sevgisi yeter,
Ne kadar da saygı duymuştum sana,
Dostluğumuz artık burada biter.
Koşmaktan usandım senin peşinden,
Artık hiç yanına gelmeyeceğim.
Sen de memnun musun bu gidişinden?
Semtine hiç selam vermeyeceğim!
Seni sevdiğimi hiç bilmiyorsun,
İçimden ağlamak geliyor bugün,
Beni hasretinle yalnız bıraktın.
Eyledin hicranın bağına sürgün,
Başka gönüllere ne diye aktın?
Karanlık gecemi nur eden fecrim,
Zulmün niye şu zavallı gönlüme?
Ateşine yine yaktın kulları,
Ben ne ettim al yanağı benlime?
Sevgiden bihaber yine halleri.
Ne acılar çekti gönül uğruna,
Çamlığa yaslanmış, hüzünlü yüzü.
Hiç gülmemiş, ağlar olmuş hep gözü.
Bağrında taşıdı bunca yıl bizi.
Bozok Yaylasının güzel YOZGAT’ı.
Hep hayalimdesin, hep düşümdesin.
Cennette güller açar, bir yetim güldüğünde,
Yetimlerin malına el uzatmayın sakın,
Arşü'r-Rahman titriyor, yetim dövüldüğünde,
Yetimlerin hakkına el uzatmayın sakın.
Yetimler emanettir, yüce Allah’tan bize,
Bunca yıl gönlümü tutsak ettin de,
Şimdi bakışların niye yabancı?
Bırakıp gönlümü ele gittin de,
Sinemi ateşe yaktın yalancı.
Sevdayı serime elimle ördüm,
Uçtu gönüller kuşu, hayal geri dönmesi,
Hatırası gülleri, yakar şimdi burada,
Kolay mı alevlerin, bir çırpıda sönmesi?
Senin gibi bir güzel, yok artık Ankara da!
Hangi dağa kuş oldun? Hangi dallara kiraz?
Okuduğum gözünden,
Sevdanın ayak sesi.
Neler vermem özümden,
Sensin tek sermayesi.
Gel de; ol gönlüme gül,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!