Ulu var Şiiri - Hamdi Oruç

Hamdi Oruç
2192

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

Ulu var

Ulu var...

Şirk mümkün değil ulu var...şirk izin verilmezdi...O ulu bilinsin diye zamanla mekanlasınırlılara yönelmemize izin var...para her kaıyı açr dedik ama cennetin kapısın da açar ama her kapıyı değil Rakip olamaz ki Allah...denk ve ortağı olmayan şirke izin verdi çünkü ululuğuna engel yok...anlayacaksın ama dünya ama ahirette onunululuğunu anlamamana imkan yok şirk koştukların bir hiç olacaklar çünkü bir gün zaman ve mekan bu amaçla fanilik eksi bu amaçla var edildi...

Tarihlerden evvel ne âlemler vardı,Ruhlar alemindeydik...sebeb-sonuç ilkeli alemlerin başı sonu var...ahiret alemi ahir mi.Tekamül...sonsuz tekamül olacak ahiret alemi de değişecek tekamül amaçlı her var edilen...öğretmen eğitici her alem...Ulu var bilmediğin kadar ulu cennette biraz daha ululuğunu fazla anlayacağız...

Evet...Bütün oluş halleri, bütün evrenler ilahi iradenin zorunlu kıldığı birer görünümdür...Allahı tanıtıcılıktır görevleri...OKU bitmez o kitabın sahifeleri ahiret aleminde de "OKU" denilecek...emirler yasaklar hep aynı olacak tekamül içindir emirler yasaklar bütün alemlerde ruhlar alemindeydik..."Bela"dedik

Tekamül sonsuzdur,basamaklar sonsuzdur.dünya da tekamüle sebeb ahiret de..."Oku"denilince ben okuma bilmem demiş...OKU..

Allahın ilmi sonsuzdur zamana-mekana sığan yaratılanların ilmi...emanet ilimler esmalarsınırlı aynalarda ki ilimler aynaya sığıyor güneş aynaya sığmaz...

Zıtlar bir elmanın iki yarısıdır.Şirk sebebtir tevbeye.Müşrik olmasa şehitlik olamazdı...Ucak hızıyla yol alırsın tevbeyle.Kanıyız tevbemiz yoksa...hz Peygamberi Tevbesi peygamberlerin serveri yaptı...hz İbrahimin tevbesi az...diğer peygamberlerin tekamülü az tekamül tevbe kadardır...

Tekamül sınırsızdır...dünya yeni dünya olur tekamülle...ahiret de ahir mi...yaradılan değişir...değişmeyen yaradılmayanlardır tek... Nereden nereye..."kandökücü bir varlık mı"demşti melekler..savaşlar sınırlanmazsa savaşılacak insan kalmaz...der ortak akıl...Savaşları sınırlayamazsa batı sonuç belli...petrol için savaşmazlar artık...din için de Yahudilik için de...savaşlar sınırlanacak artık...ortak akıl bunu haykırıyor...Batı nüklerlerin kullanılacağını biliyor ve savaş istemiyor...Terörsüz türkiye mümkün artık terörsüz bölge de...Bölgemiz bir insan

Her canlının dişisi-erkeği var...bu varlık doğurmayı görev vermiş...Türkiyede Çocuk sayısı arttıkça çocuk başına verilen destek katlanarak artmalı.Maaşlarda,doğuran kadınlar-aileler ödüllendirilmeli cihadın bir cüz'üdür doğurganlık da...nükler üretmek cihad da doğurmak değil mi...Allahın da ödülü var...

Her cansızın olumlusu var-olumsuzu var...Sanat yapmak görevdir bu varlıkta...terbiye tekamül görev...eğitim görev...İç rakıyı diyen neslin seni kınayacak bu varlık tekamül içindir...Utanacak senden neslin...her haramın helali var...içkinin de var ama sen haramı haram olduğu için içiyorsun...

Varlıktaki hukuk belli...El-galib asilerini cezalandırıyor esmaya asilikler cezalanıyor.Bu hukuk okunmuş ve cebraille gönderilmiş...cahilsin zamanlı ve mekanlı bölgesel ve tarihseldir bilgilerin sus...Felsefe değil ilahi öğretiyi bu varlıktaki esmanın etkinliklerini oku ve o esmalar hep var olacaklar...

Haramın zevki cezasına değmez.Gecenin karanlığını gündüzün nuru yok eder.eksiyi artı yok eder matemetikde.Doğru oku varlığı

33: Ey insanlar! Rabbinize gönülden saygı duyup O’na karşı gelmekten sakının! Öyle bir günden korkun ki, ne babanın evlâdına o gün en küçük bir faydası dokunabilir, ne de evlâdın babasına. Allah’ın va‘di elbette gerçektir. O halde sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve çok hilekâr şeytan sizi Allah’ın rahmeti ve affı ile kandırmasın!
TEFSİR:

Kur’an bu âyetiyle, önceki âyetlerde ulûhiyet ve rubûbiyetini ispat eden delilleri serdettikten sonra, mü’miniyle kâfiriyle, sabredeni ve şükredeniyle, gaddâr ve nankörüyle tüm insanlığı Allah’tan korkmaya, O’nu birlemeye, O’nun emir ve yasaklarına saygılı ve itaatkâr olmaya davet etmektedir. Çünkü insanlığı öyle bir kıyâmet günü beklemektedir ki, gerçekten o, pek dehşetli ve korkunç bir gündür. O gün mutlaka vuku bulacak ve o günde hiç kimsenin bir diğerine faydası olmayacaktır. Burada birbirine faydası en çok umulan “baba ve evlat” misal verilip, bunların bile birbirine zerre kadar fayda sağlamayacağı haber verilmek suretiyle, bunun dışındaki insanların birbirine yardım etmelerinin imkânsızlığı bildirilir. Hatta fayda vermek bir tarafa zarar verme veya zarar görme ihtimali daha yüksektir. Nitekim âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulur:

“Öyle bir günden sakının ki, o gün kimse kimsenin yerine bir şey ödeyemez, kimseden bir şefaat kabul edilmez, kimseden bir kurtuluş bedeli alınmaz ve hiç kimseye yardım da edilmez.” (Bakara 2/48)

“Öyle ki, o günün dehşetinden dost dostun hâlini sormaz. Oysa onlar birbirlerine de gösterilirler. Fakat inkârcı suçlu ister ki, mümkün olsa da o günün azabından kurtulmak için fidye olarak verse oğullarını! Eşini, kardeşini! Kendisine kol kanat geren bütün sülâlesini! Yeryüzünde kim varsa hepsini! Bunları verse de, sonra kurtarsa kendisini!” (Meâric 70/10-14)

“O gün insan kaçar kardeşinden, annesinden, babasından, karısından ve oğullarından! O gün onlardan her birinin başından aşkın bir işi, kendine yetecek bir derdi ve belâsı vardır.” (Abese 80/34-37)

Bütün bu sıkıntı ve zorlukları aşabilmek için gösterilen kurtuluş yolu iman, takvâ ve sâlih amellerdir. Bunlara yönelebilmek ve maddî manevî tüm imkânları bu yola sarf edebilmek için “iki aldatıcı”ya karşı dikkatli olmak gerekir:

Birincisi; dünya hayatı; dünyanın insanı Allah’tan uzaklaştıran oyun, zevk ve eğlenceleri.

İkincisi; insanı, Allah’ın af ve merhametine güvendirerek aldatan şeytan, nefis, kötü arkadaş gibi diğer aldatıcı varlıklar.

“Bir kimseyi Allah ile aldatmak” ifadesinden şu mânalar anlaşılabilir:

Hilekâr şeytan veya bir başka aldatıcı;

› Bir insanı Allah’ın olmadığı fikriyle aldatabilir.

› Bir başkasını, Allah’ın kâinatı yarattıktan sonra elini onun kontrolü ve insanların sevku idâresinden çektiği ve bir daha onlarla alakadâr olmadığı fikriyle aldatır.

› Bir diğerini “Allah’ın bazı seçkin kulları vardır, eğer onların yakınlığını kazanırsanız, ne yaparsanız yapın affınız garanti” diyerek aldatır.

› Bir başkasını: “Allah çok bağışlayıcı, çok merhametlidir, çekinmeden günah işlemeye devam edebilirsiniz, nasıl olsa her günahınız daima affa mazhar olacaktır” diyerek aldatır.

› Kimine ise: “Yaptığın her şey önceden belirlenmiştir. Kötülük işlediğinde onu sana işleten Allah’tır. İyilikten kaçındığında da seni ondan uzaklaştıran Allah’tır” diyerek kaderci bir fikir ilhâmıyla aldatır. (bk. Mevdûdî, Tefhîmu’l-Kur’ân, IV, 307)

Şâir Bâkî ne güzel söyler:

“Âkil odur gelmeye dünya metâından gurûr,

Müddet-i devr-i felek bir demdir, âdem bir nefes.”

“Akıllı insan o kimsedir ki, dünya malına ve mülküne aldanmaz. Çünkü bütün kâinatın varlığı bir andan, insanın ömrü de bir nefesten ibarettir.”
Dolayısıyla kul, Allah rızâsı istikâmetinde ilerlerken engellere takılıp kalmamak için bütün bu vesvese ve aldatmalara karşı hazırlıklı ve dirençli olmalı, onlarla mücâdele edecek ilmî, fikrî ve irfânî bir hazırlığa sahip bulunmalıdır. Bu gereklidir, çünkü insanın ölüm anı sır olduğu gibi, kıyâmet vakti de sırdır. Bunları sadece Allah Teâlâ bilmektedir:Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Ey Rahman günahlarımı affet...senden başka Rahmanlığı sınırsız olan yok...Allahtan istiyorum sen karışma...demiş sarhoş cami hocasına...çünkü içkinin de helal olduğu yerler var...Alim olan Allah kalbini bilir her sarhoşun...her günahkarın...tevbesini de...affedilmeyen günahtan daha büyük günah yoktur insan için...

Hamdi Oruç
Kayıt Tarihi : 6.7.2025 02:15:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!